Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
üzerinde ne kadar para var
akciğerlerde ekstravasküler sıvı toplanması
(birinin/bir şeyin) yardımıyla geçinmek
line added
geçip
Historique
Phrases
Sens de
"geçip"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
geçip
by
adv.
The mood in Belgrade is becoming less predictable
by
the day.
Belgrad'daki ruh hali gün
geçtikçe
daha az tahmin edilebilir hale geliyor.
More Sentences
Sens de
"geçip"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 148 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
geçip gitmek
go by
v.
The years
went by
quickly.
Yıllar hızla
geçip gitti.
More Sentences
2
General
geçip gitmek
pass by
v.
The Socialists have let two out of ten years simply
pass by.
Sosyalistler on yılın ikisinin öylece
geçip gitmesine
izin verdiler.
More Sentences
3
General
geçip gitmek
pass
v.
So the beginnings of an opportunity have certainly just
passed
us by.
Yani bir fırsatın başlangıcı kesinlikle yanımızdan
geçip gitti.
More Sentences
4
General
geçip gitmek
tick
v.
The hours
ticked
by.
Saatler
geçip gitti.
More Sentences
5
General
geçip gitme
by
adv.
The bus I was waiting for just went
by.
Beklediğim otobüs
geçip gitti.
More Sentences
6
General
den (geçip gitmek)
by
prep.
I pass
by
a coffee shop each day.
Her gün bir kafenin önü
nden
geçiyorum.
More Sentences
Phrasals
7
Phrasals
geçip gitmek
go by
v.
Many years
went by.
Yıllar
geçti gitti.
More Sentences
8
Phrasals
geçip gitmek
pass by
v.
Hordes of illegal immigrants can hardly
pass by
unnoticed.
Yasa dışı göçmen orduları fark edilmeden
geçip gidemezler.
More Sentences
9
Phrasals
geçip gitmek
pass on
v.
And time keeps
passing on
by.
Ve zaman
geçip gidiyor.
More Sentences
General
10
General
at koşum takımında baş üstünden geçip yanlara bağlanan şerit
headpiece
n.
11
General
geçip gitme
miss
n.
12
General
yaşadığı bölgenin başka devletin egemenliğine geçmesiyle o devletin vatandaşlığına geçip geçmemeye karar verecek kimse
optant
n.
13
General
(alet) birbirine geçip yuvasına oturma sesi
sneck
n.
14
General
geçip gitmek
run
v.
15
General
geçip gitmek (zaman)
roll on
v.
16
General
geçip gitmek
flit
v.
17
General
hızla geçip gitmek
chase
v.
18
General
içine geçip yayılmak
saturate
v.
19
General
zaman geçip gitmek
roll on
v.
20
General
geçip gitmek
roll by
v.
21
General
geçip gitmek
slip by
v.
22
General
geçip gitmek (zaman)
roll by
v.
23
General
geçip gitmek
stride
v.
24
General
hızla geçip gitmek
rip
v.
25
General
geçip gitmek
go-by
v.
26
General
geçip gitmek
overshoot
v.
27
General
yirmibir oyununda (eldeki kartlar toplamı) 21'i geçip yanmak/kaybetmek
bust
v.
28
General
havada dalışa geçip bomba bırakmak
dive-bomb
v.
29
General
pikeye geçip bomba bırakmak
dive-bomb
v.
30
General
geçip gitmek
transpass [obsolete]
v.
31
General
hızlıca geçip gitmek
ensweep
v.
32
General
(bir şeyi) yeniden geçip gitmek
repass
v.
33
General
(bir şeyin) yeniden geçip gitmesine yol açmak
repass
v.
34
General
geçip gitmek
glide by
v.
35
General
geçip gitmek
overfly
v.
36
General
geçip gitmek
overgo [dialect] [uk]
v.
37
General
yanından geçip gitmek
overgo [dialect] [uk]
v.
38
General
geçip gitmek
overstride
v.
39
General
geçip gitmek
cote [obsolete]
v.
40
General
yanından öylece geçip gitmek
fly-by
v.
41
General
önünden geçip gitmek
outstride
v.
42
General
yürüyerek geçip gitmek
outstride
v.
43
General
geçip gitmiş
by-past
adj.
44
General
hedefin üzerinden geçip giden (ok)
gone
adj.
Phrasals
45
Phrasals
yanından geçip gitmek
pass by
v.
46
Phrasals
oyalanmadan/hızla (bir yeri) geçip gitmek
breeze through (something)
v.
47
Phrasals
fark edilmeden geçip gitmek
pass someone by
v.
48
Phrasals
geçip gitmek
pass over
v.
49
Phrasals
geçip gitmek
come and go
v.
50
Phrasals
kürek çekerek geçip gitmek
row over
v.
51
Phrasals
kürek yarışında rakibini geçip yarışı kazanmak
row over
v.
52
Phrasals
önüne geçip gitmek
pull ahead of someone
v.
53
Phrasals
(yavaşça) geçip gitmek
drift off
v.
54
Phrasals
(ses vb) -den geçip doldurmak
reverberate throughout
v.
55
Phrasals
(bir şeyin) içinden geçip gitmek
crack through (something)
v.
56
Phrasals
bulunduğun alanla bağlantılı başka bir alana geçip başarılı olmak
cross over
v.
57
Phrasals
geçip gitmek
cruise by
v.
58
Phrasals
çabucak geçip gitmek
cruise by
v.
59
Phrasals
(bir şeyden) geçip gitmek
pass from (something)
v.
60
Phrasals
(birinin) vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go through (one)
v.
61
Phrasals
bir yerden hızla/aceleyle geçip gitmek
tear through (something)
v.
62
Phrasals
bir yerden hızla/aceleyle geçip gitmek
tear through
v.
63
Phrasals
golfte çok yavaş oynadıkları için izin alarak öndeki grubu geçip oynamaya devam etmek
play through
v.
64
Phrasals
hızla geçip gitmek
zoom through (something)
v.
65
Phrasals
umursamadan geçip gitmek
bumble along
v.
66
Phrasals
hızlıca geçip gitmek
breeze along
v.
67
Phrasals
çabucak geçip gitmek
zip along
v.
68
Phrasals
delip geçip (birine/bir şeye) ulaşmak
break through (to someone or something)
v.
69
Phrasals
oyalanmadan/hızla geçip gitmek
breeze through
v.
70
Phrasals
geçip gitmek
breeze through
v.
71
Phrasals
'-den geçip girmek
filter through
v.
72
Phrasals
(bir şeyden) geçip girmek
filter through (something)
v.
73
Phrasals
biriyle irtibata geçip (bir şeyin) gidişatı/durumu hakkında bilgi almak
follow up on (something)
v.
74
Phrasals
(biriyle) irtibata geçip bir şeyin gidişatı/durumu hakkında bilgi almak
follow up with (one)
v.
75
Phrasals
(bir şeyi) geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across (something) to (someone or something)
v.
76
Phrasals
(bir şeyi) boydan boya geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across (something) to (someone or something)
v.
77
Phrasals
(bir şeyden) karşıya geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across (something) to (someone or something)
v.
78
Phrasals
(bir şeyin) karşısına geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across (something) to (someone or something)
v.
79
Phrasals
(bir şeyi) baştan başa geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across (something) to (someone or something)
v.
80
Phrasals
geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across to
v.
81
Phrasals
boydan boya geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across to
v.
82
Phrasals
(karşıya geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across to
v.
83
Phrasals
karşısına geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across to
v.
84
Phrasals
baştan başa geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across to
v.
85
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanından/önünden geçip gitmek
go by (someone or something)
v.
86
Phrasals
(birini/bir şeyi) geçip gitmek
go by (someone or something)
v.
87
Phrasals
-den geçip gitmek
pass from
v.
88
Phrasals
arasından geçip yolunu bulmak
thread way through
v.
89
Phrasals
(birinin/bir grubun) üzerinde pek kayda değer bir etki bırakmadan geçip gitmek
wash over (someone or something)
v.
Colloquial
90
Colloquial
(birisi) aldırış etmeden yanından geçip gitmek
get the go-by
v.
91
Colloquial
koşarak geçip geride/arkada bırakmak
run past
v.
92
Colloquial
hızla geçip gitmek
blow
v.
93
Colloquial
bir alandan başka bir alana geçip ikisinde de başarılı olan
crossover
adj.
Idioms
94
Idioms
geçip giden günler
bygone days
n.
95
Idioms
geçip giden günler
days gone by
n.
96
Idioms
son anda öne geçip zafer kazanama
garrison finish
n.
97
Idioms
geçip giden günler
past history
n.
98
Idioms
önüne geçip yolunu engellemek
cut in
v.
99
Idioms
okyanusu geçip derede boğulmak
not to stumble over mountains but over molehills
v.
100
Idioms
(kalabalığın) arasından geçip yolunu bulmak
thread one's way through something
v.
101
Idioms
(yardıma muhtaç biri ile ilgili) yanından geçip gitmek/oralı bile olmamak
pass by on the other side
v.
102
Idioms
birinin vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go through one
v.
103
Idioms
birinin vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go right through one (like a dose of salts)
v.
104
Idioms
geçip/kayıp gitmesine izin vermek
let slide by
v.
105
Idioms
(zamanın) akıp/geçip gitmesine izin vermek
let slide by
v.
106
Idioms
geçip/kayıp gitmesine izin vermek
let slip by
v.
107
Idioms
(zamanın) akıp/geçip gitmesine izin vermek
let slip by
v.
108
Idioms
bir şeyin hızla yanından geçip gitmesine izin vermek
let something slip by
v.
109
Idioms
bir şeyin hızla yanından geçip gitmesine izin vermek
let something slide by
v.
110
Idioms
geçip gitmek
march past
v.
111
Idioms
(birinin) yanından geçip gitmek
blow past (someone)
v.
112
Idioms
(birinin) yanından hızla geçip gitmek
blow past (someone)
v.
113
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanından geçip gitmek
breeze past (someone or something)
v.
114
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanından hızla geçip gitmek
breeze past (someone or something)
v.
115
Idioms
(birinin/bir şeyin) yanından umursamadan geçip gitmek
breeze past (someone or something)
v.
116
Idioms
sıra halinde geçip gitmek
file past
v.
117
Idioms
birinin/bir şeyin yanından geçip gitmek
go past someone or something
v.
118
Idioms
birinin vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go right through one
v.
119
Idioms
(bir şeyin) arasından geçip yolunu bulmak
thread your way through (something)
v.
120
Idioms
vız diye geçip giden
clickety-clack
expr.
Law
121
Law
(amerikan mahkemelerinde) jüri üyeleri karar vermek üzere müzakerelere çekilmeden önce, yargıcın dava özeti geçip, davayla ilgili hukuk kaidelerini jüriye anlattığı konuşma
charge
n.
Politics
122
Politics
başka bir devletin yaşanılan bölgeye egemen olmasıyla o devletin vatandaşlığına geçip geçmemeye karar vermek
opt
v.
Media
123
Media
tv programlarında karakterlerin tek başlarına kamera karşısına geçip duygu ve düşüncelerini aktardıkları kısım
confessional
n.
Technical
124
Technical
küçük uçağın dikey olarak tırmanışa geçip daha sonra durarak aşağı doğru yaptığı manevra
whipstall
n.
125
Technical
geçip gitmek
overshoot
v.
126
Technical
suyun geçip geçmediğini denetlemek
stanch
v.
Medical
127
Medical
içinden geçip tesbit etmek
transfix
v.
Psychology
128
Psychology
geçip giden yabancı etkisi
passing stranger effect
n.
Astronomy
129
Astronomy
gökküresinin zirveden geçip ufka dik olması ile oluşan büyük daire
vertical circle
n.
130
Astronomy
1937 yılında dünya'nın 670.000 km yakınından geçip kaybolan küçük bir asteroit
hermes
n.
Literature
131
Literature
geçip gidene bakmak
aftereye
v.
Religious
132
Religious
transa geçip ölülerle iletişime geçmek
trance
v.
Geography
133
Geography
abd'nin new york kentinden geçip long island boğazı'nı güneydeki yukarı new york körfezi'ne bağlayan bir haliç
east river
n.
134
Geography
güneydoğu orta avrupa'da, karpat dağları'nda doğup orta romanya'dan geçip güney macaristan'daki tisa nehri'ne dökülen bir nehir
maros
n.
Military
135
Military
herhangi bir büyük savaşta düşmanın savunma hatlarını geçip hava üslerine saldırılar düzenleyerek hava harekatını engellemekle görevli birlikler
breakthrough forces
n.
Sport
136
Sport
kürek çekerek geçip gitme
row-over
n.
137
Sport
kürekte rakibi geçip yarışı kazanma
row-over
n.
138
Sport
profesyonel güreş takımı müsabakasında takım arkadaşının eline dokunup yerine geçip rakiple güreşmeye devam etmek
tag in
v.
139
Sport
profesyonel güreş takımı müsabakasında yerine takım arkadaşını geçip rakiple güreşmeye devam etmesini sağlamak
tag out
v.
140
Sport
ragbide rakibin gol çizgisini geçip sayı yapmak
get over
v.
Basketball
141
Basketball
güzel bir çalımla savunmacıyı çembere doğru geçip sayı atmak
burn
v.
Card
142
Card
yirmibir oyununda (eldeki kartlar toplamı) 21'i geçip kaybetmemiş
unbusted
adj.
Archaic
143
Archaic
alkışların veya gürültülü destekçi kitlesinin arasından geçip gitmek
hoop
v.
144
Archaic
yanından geçip giderek
through one's sides
adv.
Engineering
145
Engineering
döşeme başlarından geçip her bir başın yüksekliğini gösteren bir gemi planındaki kavisli baş-kıç hattı
dead rising
n.
146
Engineering
döşeme başlarından geçip her bir başın yüksekliğini gösteren bir gemi planındaki kavisli baş-kıç hattı
dead rise line
n.
Slang
147
Slang
kendinden geçip uykuya dalmak
nod out
v.
Modern Slang
148
Modern Slang
küçük üniversitelerde seviyesi düşük öğrencilerin dersleri geçip mezun olabilmesi için standardın düşürülmesi
academic welfare
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of geçip
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy