It is not sensitive to levels of income and penalises lower-income households.
Gelir düzeylerine duyarlı değildir ve düşük gelirli haneleri cezalandırmaktadır.
In particular, health-care workers or household members of a SARS patient have been known to be affected.
Özellikle sağlık çalışanlarının ya da SARS hastalarının aile fertlerinin hastalığa yakalandığı bilinmektedir.
Octa is mainly used in plastic office equipment and in components of household appliances.
Octa esas olarak plastik ofis ekipmanlarında ve ev aletlerinin bileşenlerinde kullanılır.
More up-to- date figures based on regional household consumption in 1994 suggest a similar gap.
Bölgesel hane halkı tüketimine dayalı daha güncel rakamlar 1994 yılında benzer bir uçuruma işaret etmektedir.
Tom's mother relies heavily on him to do her shopping and household chores.
Tom'un annesi onun alışverişini ve ev işlerini yapması için ona çok güveniyor.
These liberalisations should be genuinely set in motion so that they are perceptible to households.
Bu liberalizasyonlar, hane halkları tarafından algılanabilmeleri için gerçekten harekete geçirilmelidir.