Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | piles of rubbish n. | çöp yığınları | ||
This car is a pile of rubbish. Bu araba bir çöp yığını. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | piles of (something) expr. | yığınla (bir şey) | ||
We spend piles of money on the things we don't really use. Gerçekten kullanmadığımız şeylere bir yığın para harcıyoruz. More Sentences |
||||
Idioms | piles of (something) expr. | çok miktarda (bir şey) | ||
Idioms | piles of (something) expr. | tonla (bir şey) | ||
Technical | ||||
Technical | water jetting of piles n. | basınçlı su ile kazık çakma | ||
Technical | jetting of piles n. | basınçlı su ile kazık çakma | ||
Technical | row of piles n. | kazık sırası | ||
Technical | water jetting of piles n. | suoku ile kazık çakma | ||
Construction | ||||
Construction | curtain of piles n. | kazık perde | ||
Marine | ||||
Marine | quaywall built with two rows of sheet-piles n. | iki sıra saç kazık ile yapılmış rıhtım duvarı |