carry something - Türkçe İngilizce Sözlük

carry something

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"carry something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 152 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrasals
carry on with (something) f. (bir şeyi) sürdürmek
Rather than carry on with this policy, we should get serious about one that is integrated.
Bu politikayı sürdürmek yerine, entegre bir politika üzerinde ciddiyetle durmalıyız.

More Sentences
General
carry something through f. gerçekten yapmak
carry something through f. bir şeyi yerine getirmek
carry something out f. yürütmek
carry something in sack f. çuvallarda taşımak
put/bring/carry something into effect f. (bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak
Phrasals
carry (someone or something) about f. beraberinde taşımak
carry someone or something about f. beraberinde taşımak
carry something around (with one) f. beraberinde taşımak
carry (someone or something) about f. yanında taşımak
carry someone or something about f. yanında taşımak
carry something around (with one) f. yanında taşımak
carry (someone or something) about f. kucağında taşımak
carry someone or something about f. kucağında taşımak
carry something around (with one) f. yanında bulundurmak
carry (someone or something) about f. her yere yanında taşımak
carry (someone or something) about f. her yere kucağında taşımak
carry (someone or something) about f. her zaman yanında bulundurmak
carry (someone or something) about f. her yere yanında gezdirmek
carry someone or something about f. her yere yanında taşımak
carry someone or something about f. her yere kucağında taşımak
carry someone or something about f. her zaman yanında bulundurmak
carry someone or something about f. her yere yanında gezdirmek
carry someone or something around f. her yere yanında taşımak
carry someone or something around f. her yere kucağında taşımak
carry someone or something around f. her zaman yanında bulundurmak
carry someone or something around f. her yere yanında gezdirmek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. büyülemek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. etkisi altına almak
carry (someone or something) along with (someone or something) f. kendinden geçirmek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. oyunun içine çekmek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. beraberinde alıp götürmek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. beraberinde sürüklemek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. her zaman yanında bulundurmak
carry (someone or something) along with (someone or something) f. her yere yanında taşımak
carry (someone or something) along with (someone or something) f. alıp götürmek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. sürüklemek
carry someone or something away f. çalmak
carry someone or something away f. alıp götürmek
carry someone or something away f. kaçırmak
carry someone or something into some place f. (bir yere) taşımak
carry someone or something into some place f. (kapalı bir yere) götürmek
carry someone or something into some place f. (bir şeyin içine) koymak
carry someone or something in f. (bir yere) taşımak
carry someone or something in f. (kapalı bir yere) götürmek
carry someone or something in f. (bir şeyin içine) koymak
carry (someone or something) over to (some place) f. (bir yere kadar) taşımak
carry (someone or something) over to (some place) f. (bir şeyin yanına) götürmek
carry (someone or something) over to (some place) f. (bir şeyin önüne/üstüne) götürüp koymak
carry (someone or something) about f. oradan oraya taşımak
carry someone or something about f. oradan oraya taşımak
carry someone or something around f. oradan oraya taşımak
carry something on f. araca koymak/yerleştirmek
carry something onto something f. araca koymak/yerleştirmek
carry something with f. beraberinde taşımak
carry something with one f. beraberinde taşımak
carry something back f. geri götürmek
cannot carry on without someone or something f. (birisi veya bir şey) olmadan yapamamak
carry something down f. (raftan/çatı katıdan vb) aşağıya indirmek
carry something with f. yanında taşımak
carry something over from something f. (eşyaları vb) (uzak bir yerden) getirmek
carry something along with someone f. (bir şeyi) yanında getirmek
carry something around with one f. (bir şeyi) beraberinde/yanında taşımak
carry something with one f. yanında taşımak
carry (something) to extremes f. tadını kaçırmak
carry (something) to extremes f. abartmak
carry (something) to extremes f. suyunu çıkarmak
carry (someone or something) along with (someone or something) f. birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. bir şeyi yanında taşımak
carry someone along (with something) f. (bir şeyin peşi sıra) gitmek
carry something along (with someone) f. bir şeyi yanında taşımak
carry (someone or something) along with (someone or something) f. alıp götürmek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. bir şeyi sürekli üstünde taşımak
carry someone along (with something) f. (bir şey ile) sürüklenmek
carry something along (with someone) f. bir şeyi sürekli üstünde taşımak
carry (someone or something) along with (someone or something) f. büyülemek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. yanından ayırmamak
carry someone along (with something) f. (bir şeyi) beraberinde taşımak
carry something along (with someone) f. yanından ayırmamak
carry (someone or something) along with (someone or something) f. cezbetmek
carry (someone or something) along with (someone or something) f. ayartmak
carry someone along (with something) f. birini (bir şeyle) sürüklemek
carry someone along (with something) f. birini (bir şeyle) alıp götürmek
carry someone along (with something) f. birini beraberinde sürüklemek/alıp götürmek
carry someone or something over from something f. birini/bir şeyi uzak bir yerden getirmek
carry someone or something over from something f. birini/bir şeyi bir yerden nakletmek
carry someone or something over from something f. birini/bir şeyi uzak bir yerden taşımak
carry someone or something over to something f. birini/bir şeyi alıp bir yere götürmek
carry someone or something over to something f. birini/bir şeyi kaldırıp bir yere götürmek
carry (something) with (one) f. (bir şeyi) aklının bir köşesinde tutmak
carry (something) with (one) f. (bir şeyi) hiç unutmamak
carry (something) with (one) f. bir his, düşünce her zaman biriyle olmak
carry (something) with (one) f. (bir şeyi) içinde/ruhunda taşımak
carry something forward f. bir şeyi bir sütundan/kategoriden diğerine taşımak
carry someone or something off f. (birini/bir şeyi) alıp götürmek
carry someone or something off f. (birini/bir şeyi) kaçırmak
carry something off f. bir şeyi alıp götürmek
carry something off f. bir şeyi çalmak
carry something off f. bir şeyi yürütmek
carry something off f. bir şeyi başarıyla yürütmek
carry something off f. bir şeyin başarıyla üstesinden gelmek
carry on with (something) f. (bir şeye) devam etmek
carry on with (something) f. (bir şeyi) devam ettirmek
carry on without (someone or something) f. (biri/bir şey) olmadan devam etmek
carry on without (someone or something) f. (biri olmadan/bir şeysiz) devam etmek
carry someone or something out f. birini/bir şeyi dışarı taşımak
carry someone or something out f. birini/bir şeyi alıp dışarı çıkarmak
carry something over (until some time) f. bir şeyi (bir zamana kadar) ertelemek
carry something over (until some time) f. bir şeyi (bir zamana) ertelemek
carry something over (to some time) f. bir şeyi (bir zamana kadar) ertelemek
carry something over (to some time) f. bir şeyi (bir zamana) ertelemek
carry something over f. bir şeyi (bir zamana kadar) uzatmak/yaymak
carry someone or something through something f. birini/bir şeyi bir şeyin içinden/arasından taşımak
carry someone or something through something f. birini/bir şeyi alıp bir şeyden taşımak
carry someone through (something) f. birinin (bir şeyi) geçirmesini/atlatmasını sağlamak
carry someone through (something) f. birini (bir şey) boyunca ayakta tutmak
carry someone through (something) f. birini (bir şey) boyunca geçindirmek
carry someone through (something) f. birinin (bir şey) boyunca dayanmasını sağlamak
carry through on (something) f. (bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi devam ettirmek
carry through on (something) f. (bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi sürdürmek
carry through on (something) f. (bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi yapmak
carry through on (something) f. (bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi yerine getirmek
Idioms
carry (something) to extremes f. aşırıya kaçmak
carry (something) to extremes f. aşırı uçlara taşımak
carry something on someone's shoulders f. sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek
carry something on someone's shoulders f. sorumluluğu/suçu başkasına yüklemek
carry something to extremes f. aşırıya kaçmak
carry something to extremes f. ipin ucunu kaçırmak
carry something to extremes f. abartmak
carry something to extremes f. normal dışı davranmak
carry something to extremes f. anormal davranmak
carry (a lot of) weight (with someone or something) f. (birine/bir şeye) bir/pek anlam ifade etmek
carry (a lot of) weight (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) nezdinde değeri/önemi olmak
carry (a lot of) weight (with someone or something) f. (birinin/bir şeyin) nezdinde anlam ifade etmek
carry (something) into effect f. (bir şeyi) uygulamaya koymak
carry (something) into effect f. (bir şeyi) yürürlüğe sokmak
carry (something) into effect f. (bir şeyi) hayata geçirmek
carry (something) too far f. (bir şeyi) çok ileri götürmek
carry (something) too far f. (bir şeyin) suyunu çıkartmak
carry (something) too far f. (bir şeyi) fazla kaçırmak
carry (something) too far f. (bir şeyi) aşırıya kaçırmak
carry nothing about (someone or something) f. (biri/bir şey) hakkında hiçbir şey içermemek
carry nothing about (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) hiç bahsetmemek
carry weight with (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) nezdinde önemi/değeri olmak
carry weight with (someone or something) f. (biri/bir şey) için önem/değer taşımak
carry weight with (someone or something) f. (biri/bir şey) için bir ağırlığı olmak
carry weight with (someone or something) f. (birine/bir şeye) bir anlam ifade etmek
carry weight with (someone or something) f. (biri/bir şey) için etkili olmak
carry something too far f. bir şeyi fazla ileri götürmek
carry something too far f. bir şeyi abartmak
carry something too far f. bir şeyin suyunu çıkartmak
carry something too far f. bir şeyi aşırıya kaçırmak