flaw - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
flaw kusur n.
  • The main flaw in European integration today is the lack of emphasis on this second pillar.
  • Bugün Avrupa entegrasyonunun temel kusuru bu ikinci ayağa gereken önemin verilmemesidir.
  • We know that the European strategy for combating animal diseases still has its flaws.
  • Hayvan hastalıklarıyla mücadeleye yönelik Avrupa stratejisinin hala kusurları olduğunu biliyoruz.
  • Please excuse the flaws in the language that I am using in this House.
  • Lütfen bu Meclis'te kullandığım dildeki kusurları mazur görün.
Show More (39)
flaw hata n.
  • On the contrary, existing legislation must also be checked for flaws.
  • Aksine mevcut mevzuatın da hatalara karşı kontrol edilmesi gerekmektedir.
  • Like every president, he was criticized and had his flaws.
  • Her başkan gibi o da eleştirildi ve hataları oldu.
  • Like every president, he was criticized and had his flaws.
  • Her başkan gibi o da eleştiriliyordu ve hataları vardı.
Show More (0)
flaw eksiklik n.
  • On the contrary, existing legislation must also be checked for flaws.
  • Aksine, mevcut mevzuatın da eksikliklere karşı kontrol edilmesi gerekmektedir.
  • Moreover, there are still flaws in the system.
  • Bununla birlikte sistemde hala eksiklikler bulunmaktadır.
Show More (-1)