|
- We were there on Sunday, the day of universal prayer.
- Pazar günü oradaydık, evrensel dua günü.
- On Sunday, 14 January, Austria had its first suspected case of BSE.
- 14 Ocak Pazar günü Avusturya'da ilk şüpheli deli dana vakası görüldü.
- I was one of 400 000 countryside marchers in London on Sunday who would not agree.
- Pazar günü Londra'da aynı fikirde olmayan 400.000 kırsal kesim yürüyüşçüsünden biriydim.
- On Sunday, a trick was played in the course of a telephone conversation.
- Pazar günü bir telefon görüşmesi sırasında bir oyun oynandı.
- We had elections in my country on Sunday, and election campaigns tend to polarise in order to emphasise differences.
- Pazar günü ülkemde seçimler vardı ve seçim kampanyaları farklılıkları vurgulamak için kutuplaştırma eğilimindedir.
- On Sunday, I expressed my solidarity with the Galician people by attending the demonstration in Santiago de Compostela.
- Pazar günü Santiago de Compostela'daki gösteriye katılarak Galiçya halkıyla dayanışma içinde olduğumu ifade ettim.
- They go to church on Sunday.
- Pazar günü kiliseye gidiyorlar.
- I will have to work on Sunday.
- Pazar günü çalışmak zorundayım.
- We play on Sunday.
- Pazar günü oynuyoruz.
- I usually stay indoors on Sunday.
- Pazar günü genellikle evde kalırım.
- We never work on Sunday.
- Biz pazar günü asla çalışmayız.
- On Sunday, I play tennis with Emi.
- Pazar günü, Emi ile tenis oynarım.
- I'm free on Sunday.
- Pazar günü boşum.
- He cleaned his room on Sunday.
- O, pazar günü odasını temizledi.
- He had to work even on Sunday.
- Pazar günü bile çalışmak zorundaydı.
- On Sunday we were on the beach flying a kite.
- Pazar günü sahilde uçurtma uçuruyorduk.
- I work on Sunday.
- Pazar günü çalışırım.
- I rest on Sunday.
- Pazar günü dinlenirim.
- My father and I played tennis on Sunday.
- Babam ve ben pazar günü tenis oynadık.
- Do you have anything particular to do on Sunday?
- Pazar günü yapacak özel bir şeyiniz var mı?
- Tom doesn't want to play tennis on Sunday.
- Tom pazar günü tenis oynamak istemiyor.
- Would you like to play tennis on Sunday?
- Pazar günü tenis oynamak ister misin?
- She's going to New York on Sunday.
- O pazar günü New York'a gidiyor.
- She's going to New York on Sunday.
- O, pazar günü New York'a gidiyor.
- I wonder if Tom ever works on Sunday.
- Tom'un pazar günü hiç çalışıp çalışmadığını merak ediyorum.
- I was hoping I wouldn't have to work on Sunday.
- Pazar günü çalışmak zorunda kalmayacağımı umuyordum.
- They are scheduled to leave for New York on Sunday.
- Onların pazar günü New York'a yola çıkmaları planlanıyor.
- My father is not always free on Sunday.
- Babam pazar günü her zaman boş değil.
- See you in church on Sunday.
- Pazar günü kilisede görüşürüz.
- She rarely stays home on Sunday.
- O, pazar günü nadiren evde kalır.
- We often play cards on Sunday.
- Pazar günü sık sık kart oynarız.
- Fadil went missing on Sunday, February 23, 1996.
- Fadıl 23 Şubat 1996 Pazar günü kayboldu.
- She's going to New York on Sunday.
- Pazar günü New York'a gidiyor.
- I worked on Sunday, so I had Monday off.
- Pazar günü çalıştım, bu yüzden pazartesi izin aldım.
- I'll go on Sunday.
- Pazar günü gideceğim.
- I can't believe I have to sit an exam on Sunday!
- Pazar günü sınava gireceğime inanamıyorum!
- Is it open on Sunday?
- Pazar günü açık mı?
- We met on Sunday.
- Pazar günü tanıştık.
- Tom doesn't go to work on Sunday.
- Tom pazar günü işe gitmez.
- Tom never cooks on Sunday.
- Tom asla pazar günü yemek yapmaz.
- Next year my birthday will fall on Sunday.
- Gelecek yıl doğum günüm pazar günü.
- Are they open on Sunday?
- Onlar pazar günü açık mı?
- We'll meet on Sunday.
- Biz pazar günü buluşacağız.
- Are the stores closed on Sunday in England?
- İngiltere'de pazar günü mağazalar kapalı mı?
- Dan moved in on Sunday.
- Dan pazar günü taşındı.
- They go to church on Sunday.
- Onlar pazar günü kiliseye giderler.
- I used to go to church on Sunday.
- Pazar günü kiliseye giderdim.
- Tom was surprised to see Mary at school on Sunday.
- Tom pazar günü Mary'yi okulda gördüğüne şaşırdı.
- I had to work on Sunday.
- Pazar günü çalışmak zorundaydım.
- Is there postal service on Sunday?
- Pazar günü posta servisi var mı?
- I was forced to work on Sunday.
- Pazar günü çalışmaya zorlandım.
- I work even on Sunday.
- Pazar günü bile çalışırım.
- Father mostly plays golf on Sunday.
- Baba pazar günü çoğunlukla golf oynar.
- He cleaned his room on Sunday.
- Pazar günü odasını temizledi.
- She visited me, not on Sunday, but on Monday.
- O beni pazar günü değil pazartesi günü ziyaret etti.
- On Sunday, the museum is closed.
- Pazar günü müze kapalıdır.
- Secretaries don't work on Sundays.
- Sekreterler pazar günü çalışmaz.
- Valentine's Day is on Sunday this year.
- Sevgililer Günü bu yıl Pazar günü.
- Have you ever gone to work on Sunday?
- Hiç pazar günü işe gittin mi?
- The show is on Sunday.
- Gösteri pazar günü.
- We are flying to Germany on Sunday.
- Biz pazar günü Almanya'ya uçuyoruz.
- The party's on Sunday.
- Parti pazar günü.
- I will have to work on Sunday.
- Pazar günü çalışmak zorunda kalacağım.
- You don't go to school on Sunday, do you?
- Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?
- On Sunday, the museum is closed.
- Pazar günü müze kapalı.
- There is no harm in you sleeping late on Sunday.
- Pazar günü geç yatmanızda bir sakınca yoktur.
- I often play tennis on Sunday.
- Pazar günü sık sık tenis oynarım.
- We'll have a picnic on Sunday, weather permitting.
- Pazar günü piknik yapacağız, hava izin verirse.
- We are flying to Germany on Sunday.
- Pazar günü Almanya'ya uçuyoruz.
- I hope the weather will clear up on Sunday.
- Umarım Pazar günü hava açık olur.
- He would often go fishing on Sunday.
- Pazar günü sık sık balığa giderdi.
- She used to play tennis on Sunday.
- Pazar günü tenis oynardı.
- He was ill on Sunday.
- Pazar günü hastaydı.
- Tom never cooks on Sunday.
- Pazar günü Tom asla yemek yapmaz.
- After working all week, we took it easy on Sunday.
- Bütün hafta çalıştıktan sonra, Pazar günü rahatladık.
- He intends to visit the farm on Sunday.
- Pazar günü çiftliği ziyaret etmeye niyet ediyor.
- We'll see each other on Sunday.
- Pazar günü görüşeceğiz.
- The Fukuoka Marathon was held on Sunday.
- Fukuoka Maratonu Pazar günü yapıldı.
- We play on Sunday.
- Biz pazar günü oynarız.
- I don't go anywhere on Sunday.
- Pazar günü hiçbir yere gitmem.
- The shop is closed on Sunday.
- Dükkân pazar günü kapalı.
- Rarely does he go out on Sunday.
- O, pazar günü nadiren dışarı çıkar.
- On Sunday, we would get up early go fishing.
- Pazar günü, balık tutmaya gitmek için erken kalkardık.
- You don't have to go to school on Sunday.
- Pazar günü okula gitmek zorunda değilsin.
- I hope the weather will clear up on Sunday.
- Havanın pazar günü açacağını umuyorum.
- My father and I played tennis on Sunday.
- Pazar günü babam ve ben tenis oynadık.
- Fadil went missing on Sunday, February 23, 1996.
- Fadıl, 23 Şubat 1996 Pazar günü kayboldu.
- He was ill on Sunday.
- O, pazar günü hastaydı.
- Is there postal service on Sunday?
- Pazar günü posta hizmeti var mı?
- I'm not in on Sunday.
- Pazar günü yokum.
- Why don't we play tennis on Sunday?
- Neden pazar günü tenis oynamıyoruz?
- We met on Sunday.
- Pazar günü buluştuk.
- Tom was surprised to see Mary at school on Sunday.
- Tom Pazar günü Mary'yi okulda görünce şaşırdı.
- See you on Sunday!
- Pazar günü görüşürüz!
- The event is on Sunday.
- Etkinlik Pazar günü.
- He used to come to see me on Sunday.
- Pazar günü beni görmeye gelirdi.
- Let's meet on Sunday.
- Pazar günü buluşalım.
- I'm willing to work on Sunday if you need me to.
- Pazar günü çalışmamı istersen çalışmaya hazırım.
- He built a doghouse with his son on Sunday.
- Pazar günü oğluyla birlikte bir köpek kulübesi yaptı.
- We'll see each other on Sunday.
- Pazar günü birbirimizi göreceğiz.
- Is the post office open on Sunday?
- Postane pazar günü açık mı?
- I'm leaving on Sunday.
- Pazar günü gidiyorum.
- I was hoping I wouldn't have to work on Sunday.
- Pazar günü çalışmak zorunda olmayacağımı umuyordum.
- We'll have a picnic on Sunday, weather permitting.
- Hava iyi olursa pazar günü piknik yapacağız.
- I never work on Sunday.
- Pazar günü asla çalışmam.
- She visited me, not on Sunday, but on Monday.
- Beni ziyaret etti, pazar günü değil, pazartesi günü.
- On Sunday we will travel to Germany.
- Pazar günü Almanya'ya gideceğiz.
- They are scheduled to leave for New York on Sunday.
- Pazar günü New York'a gitmeleri planlanıyor.
- The party's on Sunday.
- Parti, pazar günü.
- I'll call on you on Sunday.
- Pazar günü seni arayacağım.
- Paula and I cooked dinner on Sunday.
- Paula ve ben pazar günü akşam yemeği pişirdik.
- We're having a barbeque on Sunday.
- Biz pazar günü barbekü yapıyoruz.
- Tom went to the park on Sunday afternoon.
- Tom pazar günü öğleden sonra parka gitti.
- Let's get together on Sunday.
- Pazar günü buluşalım.
- The Fukuoka Marathon was held on Sunday.
- Fakuoka Maratonu pazar günü düzenlendi.
- I'm willing to work on Sunday if you need me to.
- Çalışmama ihtiyacın varsa pazar günü çalışmaya hazırım.
- The stores are closed on Sunday.
- Mağazalar pazar günü kapalıdır.
- The bank is closed on Sunday.
- Banka pazar günü kapalı.
- Must you work on Sunday?
- Pazar günü çalışman mı gerekiyor?
- We'll meet on Sunday.
- Pazar günü buluşacağız.
- She rarely stays home on Sundays.
- O, pazar günü nadiren evde kalır.
- I don't work on Sunday.
- Ben pazar günü çalışmam.
- I work even on Sunday.
- Ben pazar günü bile çalışırım.
- He intends to visit the farm on Sunday.
- Pazar günü çiftliği ziyaret etmeyi planlıyor.
- Tom never works on Sunday.
- Tom pazar günü asla çalışmaz.
- I'm free on Sunday.
- Benim pazar günü işim yok.
- On Sunday we will travel to Germany.
- Pazar günü Almanya'ya seyahat edeceğiz.
- On Sunday we voted.
- Pazar günü oy kullandık.
- Do you need to work on Sunday?
- Pazar günü çalışman gerekiyor mu?
- On Sunday we were on the beach flying a kite.
- Pazar günü plajda uçurtma uçuruyorduk.
- The shop is closed on Sunday.
- Dükkan Pazar günü kapalıdır.
- Have you ever gone to work on Sunday?
- Hiç pazar günü işe gittiniz mi?
- We'll go on Sunday.
- Pazar günü gideceğiz.
- I worked on Sunday, so I had Monday off.
- Pazar günü çalıştığım için pazartesi izinliydim.
- I can't believe I have to sit an exam on Sunday!
- Pazar günü bir sınava girmek zorunda olduğuma inanamıyorum!
- We're having a barbeque on Sunday.
- Pazar günü barbekü yapacağız.
- He rarely stays home on Sunday.
- O, pazar günü nadiren evde kalır.
- Do you have anything particular to do on Sunday?
- Pazar günü yapacak özel bir şeyin var mı?
- He used to go to the museum on Sunday.
- Pazar günü müzeye giderdi.
Show More (136)
|