| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | demand (something) from (one) f. | (birinden bir şey) talep etmek | ||
|
We now demand from the European Commission clear pledges concerning the following points. Şimdi Avrupa Komisyonu'ndan aşağıdaki hususlara ilişkin net taahhütler talep ediyoruz. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | demand (something) of (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden bir şey) talep etmek | ||
|
It is our essential political and moral responsibility to demand of ourselves what we are demanding of others. Başkalarından talep ettiklerimizi kendimizden de talep etmek temel siyasi ve ahlaki sorumluluğumuzdur. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | demand (something) of (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden bir şey) istemek | ||
|
What is demanded of us is to talk less about transparency and democracy, and do more about them. Bizden istenen, şeffaflık ve demokrasi hakkında daha az konuşmamız ve bunlar hakkında daha çok şey yapmamızdır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | demand correction of something f. | düzeltme istemek | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | demand something from someone or something f. | birinden bir şey talep etmek | ||
| Öbek Fiiller | demand something of someone f. | birinden bir şey talep etmek | ||
| Öbek Fiiller | demand (something) from (one) f. | (birinden bir şey) istemek | ||
| Öbek Fiiller | demand (something) from (one) f. | (birinden bir şey) yapmasını/sağlamasını beklemek | ||
| Öbek Fiiller | demand (something) of (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden bir şey) yapmasını/sağlamasını beklemek | ||
