Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
dedicated access line
länge
llegar a las manos de
bunu iki gün önce istemiştim
place over
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"place over"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 100 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak
The rumor
spread all over
the town.
Söylenti, şehrin
her yerine yayıldı.
More Sentences
Colloquial
2
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
her tarafında
He has red spots
all over
his body.
Vücudunun
her tarafında
kırmızı benekler var.
More Sentences
3
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
her tarafında
Tom had blisters
all over
his feet.
Tom'un ayaklarının
her tarafında
kabarcıklar vardı.
More Sentences
Phrasals
4
Öbek Fiiller
carry (someone or something) over to (some place)
f.
(bir yere kadar) taşımak
5
Öbek Fiiller
carry (someone or something) over to (some place)
f.
(bir şeyin yanına) götürmek
6
Öbek Fiiller
carry (someone or something) over to (some place)
f.
(bir şeyin önüne/üstüne) götürüp koymak
7
Öbek Fiiller
sleep over (with someone) (some place)
f.
başkasında uyumak
8
Öbek Fiiller
call someone over (to some place)
f.
birisini çağırmak
9
Öbek Fiiller
send someone over to some place
f.
birini bir yere göndermek
10
Öbek Fiiller
winter over (some place)
f.
bir yerde kışı geçirmek
11
Öbek Fiiller
lay over in some place
f.
bir yerde duraklamak/durmak
12
Öbek Fiiller
bring someone over from some place
f.
birini (yakın veya uzak bir yerden) getirmek
13
Öbek Fiiller
winter over (some place)
f.
bir yerde kışlamak
14
Öbek Fiiller
winter over (some place)
f.
kışı bir yerde geçirmek
15
Öbek Fiiller
cross over into some place
f.
(sınırdan vb geçerek) bir yere girmek
16
Öbek Fiiller
cross over into some place
f.
(sınırı/köprüyü/nehri vb geçerek) bir yerden bir yere geçmek /gitmek
17
Öbek Fiiller
go over (to some place)
f.
(bir yere) geziye gitmek
18
Öbek Fiiller
go over (to some place)
f.
karşıya geçmek
19
Öbek Fiiller
go over (to some place)
f.
karşı tarafına gitmek
20
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) her yerine yaymak
21
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) her tarafına sürmek
22
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) her yerine sıçramak
23
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgi (bir şeyde/yerde) yayılmak
24
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgi (bir şeyde/yerde) herkese yayılmak
25
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaşmak/yayılmak
26
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgiyi (bir şeyde/yerde) yaymak
27
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgiyi (bir şeyde/yerde) herkese yaymak
28
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgiyi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaştırmak/yaymak
29
Öbek Fiiller
bring someone over (to) (some place)
f.
birini (bir yere) getirmek
30
Öbek Fiiller
bring someone over (to) (some place)
f.
birini (bir yere) ziyarete getirmek
31
Öbek Fiiller
bring (someone or something) over to (some place)
f.
(birini/bir şeyi bir yere) getirmek
32
Öbek Fiiller
bring (someone or something) over to (some place)
f.
(birini/bir şeyi) yanında (bir yere) getirmek
33
Öbek Fiiller
bring (someone or something) over to (some place)
f.
(birini/bir şeyi) beraberinde (bir yere) getirmek
34
Öbek Fiiller
bring over from some place
f.
bir yerden getirmek
35
Öbek Fiiller
bring over some place
f.
bir yere getirmek
36
Öbek Fiiller
range over (something or some place)
f.
(bir şeye/bir yere) yayılmak
37
Öbek Fiiller
scooch over to (something or some place)
f.
hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek
38
Öbek Fiiller
scooch over to (something or some place)
f.
(bir şeye/bir yere) doğru kaymak
39
Öbek Fiiller
scooch over to (something or some place)
f.
hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak
40
Öbek Fiiller
scoot over to (something or some place)
f.
hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek
41
Öbek Fiiller
scoot over to (something or some place)
f.
hemen (bir şeye/bir yere) geçmek/geçiş yapmak
42
Öbek Fiiller
scoot over to (something or some place)
f.
(bir şeye/bir yere) doğru kaymak
43
Öbek Fiiller
send over some place
f.
bir yere göndermek
44
Öbek Fiiller
spill over into (something or some place)
f.
(bir şeye/bir yere) taşmak
45
Öbek Fiiller
spill over into (something or some place)
f.
(bir şeyin/bir yerin) içine taşmak
46
Öbek Fiiller
spill over into (something or some place)
f.
taşıp (bir şeye/bir yere) dökülmek
47
Öbek Fiiller
spill over into (something or some place)
f.
(bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak
48
Öbek Fiiller
travel over (something or some place)
f.
(bir şeyi/bir yeri) baştan sona geçmek
49
Öbek Fiiller
travel over (something or some place)
f.
(bir şeyi/bir yeri) kat etmek
50
Öbek Fiiller
travel over (something or some place)
f.
(bir yerin) dört bir yanını gezmek
51
Öbek Fiiller
travel over (something or some place)
f.
(bir yerin) dört bir yanına seyahat etmek
52
Öbek Fiiller
travel over (something or some place)
f.
(bir yerin) her tarafını gezmek
53
Öbek Fiiller
travel over (something or some place)
f.
(bir yerin) her tarafına gitmek
Colloquial
54
Konuşma Dili
all over the place
expr.
dağınık
55
Konuşma Dili
all over the place
expr.
darmadağın
56
Konuşma Dili
all over the place
expr.
her şey her yerde
57
Konuşma Dili
all over the place
expr.
her yerde
58
Konuşma Dili
all over the place
expr.
her yer
59
Konuşma Dili
all over the place
expr.
karman çorman
60
Konuşma Dili
all over the place
expr.
tam bir dağınıklık
61
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
her yerde
62
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
her tarafta
63
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
her yerinde
64
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
sağında solunda
65
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
sağda solda
66
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
her yerde
67
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
her tarafta
68
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
her yerinde
69
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
sağında solunda
70
Konuşma Dili
all over (some place)
expr.
sağda solda
Idioms
71
Deyim
cast a shadow over (some place)
f.
(bir yeri) kasvetli bir havaya boğmak
72
Deyim
cast a shadow over (some place)
f.
(bir yeri) hüzne boğmak
73
Deyim
cast a shadow over (some place)
f.
(bir yerde) bir gram/keder havası yaratmak
74
Deyim
cast a shadow over (some place)
f.
(bir yeri) bir gam/keder havasına boğmak
75
Deyim
travel all over (some place)
f.
(bir yerin) dört bir yanını gezmek
76
Deyim
travel all over (some place)
f.
(bir yerin) dört bir yanına seyahat etmek
77
Deyim
travel all over (some place)
f.
(bir yerin) her tarafını gezmek
78
Deyim
travel all over (some place)
f.
(bir yerin) her tarafına gitmek
79
Deyim
all over the place
s.
eksik planlanmış
80
Deyim
all over the place
s.
yanlış düşünülmüş
81
Deyim
all over the place
s.
çok düzensiz
82
Deyim
all over the place
s.
eksik planlanmış
83
Deyim
all over the place
s.
yanlış düşünülmüş
84
Deyim
all over the place
s.
çok düzensiz
85
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
kontrolden çıkmış şekilde hareket eden
86
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
kontrolsüzce hareket eden
87
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
kafasına göre hareket eden
88
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
zapt edilemez şekilde hareket eden
89
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
düzensiz biçimde
90
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
dağınık halde
91
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
hallaç pamuğu gibi etrafa dağılmış halde
92
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
etrafa dağılmış halde
93
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
karman çorman
94
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
deli kızın çeyizi gibi
95
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
çarşamba pazarı gibi
96
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
karman çorman
97
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
deli kızın çeyizi gibi
98
Deyim
all over the place like a mad woman's custard [uk]
expr.
çarşamba pazarı gibi
Speaking
99
Konuşma
there was blood all over the place
expr.
her yer kan içindeydi
100
Konuşma
there was blood all over the place
expr.
her yerde kan vardı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of place over
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy