Geçmiş

question something

"question something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 92 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	call something into question f.	bir şeyden şüphe duymak
Phrasals
2	Öbek Fiiller	question (one) about (something) f.	(birine bir konuda) soru sormak/soru yöneltmek
3	Öbek Fiiller	question (one) about (something) f.	(birini bir konuda) sorguya çekmek/sorgulamak/ifadesini almak
4	Öbek Fiiller	question (one) about (something) f.	tetkik etmek
5	Öbek Fiiller	question someone about someone or something f.	birine bir konuda soru sormak
6	Öbek Fiiller	question someone about someone or something f.	birine bir konuda soru yöneltmek
7	Öbek Fiiller	question someone about someone or something f.	birini bir konuda sorguya çekmek
8	Öbek Fiiller	question someone about someone or something f.	birini bir konuda sorgulamak
9	Öbek Fiiller	question someone about someone or something f.	birini bir konuda ifadesini almak
10	Öbek Fiiller	question someone about someone or something f.	tetkik etmek
11	Öbek Fiiller	bring something into question f.	bir şey hakkında kuşku uyandırmak
12	Öbek Fiiller	bring something into question f.	bir şeyi tartışmaya açmak
13	Öbek Fiiller	bring something into question f.	bir şey hakkında kuşkuya düşürmek
14	Öbek Fiiller	bring something into question f.	bir şeyi sorgulatmak
15	Öbek Fiiller	bring something into question f.	bir şeyin sorgulanmasına neden olmak
16	Öbek Fiiller	bring something into question f.	bir şey hakkında şüphe yaratmak
17	Öbek Fiiller	bring something into question f.	bir şeyle ilgili tereddüte düşürmek
Colloquial
18	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şey) şüphesiz
19	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şeyden) şüphe yok
20	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şey) kesin
21	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şey) şüphesiz ki olacak
22	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şey) kesin olacak
23	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şeyin) olacağından şüphe yok
24	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şey) mümkün değil
25	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şey) olasılığı yok
26	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şey) olma olasılığı yok
27	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şey) söz konusu değil
28	Konuşma Dili	there's no question of (something) i.	(bir şeyin) olması söz konusu değil
29	Konuşma Dili	there's some question of (something) expr.	(bir şey) belirsiz
30	Konuşma Dili	there's some question of (something) expr.	(bir şey) kuşkulu
31	Konuşma Dili	there's some question of (something) expr.	(bir şey) kesin değil
32	Konuşma Dili	there's some question of (something) expr.	(bir şey) muamma
33	Konuşma Dili	there's some question of (something) expr.	(bir şeyle) ilgili belirsizlikler var
34	Konuşma Dili	there's some question of (something) expr.	(bir şeyle) ilgili kuşkular var
35	Konuşma Dili	there's some question of (something) expr.	(bir şeyin) ne olacağı kesin değil
36	Konuşma Dili	there's some question of (something) expr.	(bir şeyin) ne olacağı muamma
37	Konuşma Dili	to (do something) or not to (do something)(,that is the question) expr.	(bir şey yapmak) ya da (bir şey yapmamak), (işte bütün mesele bu)
38	Konuşma Dili	to (do something) or not to (do something)(,that is the question) expr.	(bir şey) yapmak ya da (yapmamak), (bütün mesele bu)
39	Konuşma Dili	it's a question of (something) expr.	(bir şey) meselesi
40	Konuşma Dili	it's a question of (something) expr.	aslında/nihayetinde (bir şeyle) ilgili
Idioms
41	Deyim	there’s a question mark (hanging) over somebody/something i.	bir kişi/şey hakkında soru işaretinin olması
42	Deyim	there’s a question mark (hanging) over somebody/something i.	akılda şüpheler olması
43	Deyim	a question mark hangs over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe
44	Deyim	a question mark hangs over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında soru işareti
45	Deyim	a question mark hangs over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku
46	Deyim	a question mark hanging over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe
47	Deyim	a question mark hanging over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında soru işareti
48	Deyim	a question mark hanging over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku
49	Deyim	a question mark over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe
50	Deyim	a question mark over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında soru işareti
51	Deyim	a question mark over somebody/something i.	biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku
52	Deyim	throw (something) into question f.	kuşkuya düşürmek
53	Deyim	throw (something) into question f.	şüphe/soru işareti yaratmak
54	Deyim	throw (something) into question f.	şüphe/kuşku uyandırmak
55	Deyim	throw (something) into question f.	tartışma yaratmak
56	Deyim	throw (something) into question f.	tartışmalı bir hale getirmek
57	Deyim	throw (something) into question f.	sorgulanmasına neden olmak
58	Deyim	throw (something) into question f.	tartışmalara sebep olmak
59	Deyim	throw (something) into question f.	kuşkulanmasına/şüphelenmesine yol açmak
60	Deyim	throw (something) into question f.	kuşkulandırmak
61	Deyim	throw (something) into question f.	şüphelendirmek
62	Deyim	throw (something) into question f.	tartışmaya açmak
63	Deyim	throw (something) into question f.	gündeme getirmek
64	Deyim	throw (something) into question f.	yeterli/uygun olup olmadığını sorgulatmak
65	Deyim	be no question that (something will happen/is the case) f.	kesinlikle (bir şey olmak)
66	Deyim	be no question that (something will happen/is the case) f.	(bir şey olacağına) emin olmak
67	Deyim	be no question that (something will happen/is the case) f.	(durumun belli bir şekilde olduğundan) şüphe duymamak
68	Deyim	be no question of (doing) (something) f.	(bir şeyin) olma olasılığı olmamak
69	Deyim	be no question of (doing) (something) f.	(bir şeyi yapmanın) mümkünatı olmamak
70	Deyim	be no question of (doing) (something) f.	(bir şey) ihtimal dahilinde olmamak
71	Deyim	be no question of (doing) (something) f.	(bir şeyin) imkanı olmamak
72	Deyim	be no question that (something will happen/is the case) f.	gününde olmamak
73	Deyim	be no question that (something will happen/is the case) f.	iyi gününde olmamak
74	Deyim	be no question that (something will happen/is the case) f.	şanslı gününde olmamak
75	Deyim	be no question that (something will happen/is the case) f.	kötü gününde olmak
76	Deyim	be no question that (something will happen/is the case) f.	şanssız gününde olmak
77	Deyim	bring/call/throw something into question f.	bir şeyi şüpheli duruma düşürmek
78	Deyim	bring/call/throw something into question f.	bir şeyden kuşku/şüphe duyulmasına neden olmak
79	Deyim	bring/call/throw something into question f.	bir şeyi tartışma konusu yapmak
80	Deyim	bring/call/throw something into question f.	bir şeyi tartışmalı hale getirmek
81	Deyim	bring/call/throw something into question f.	bir şeyin sorgulanmasına neden olmak
82	Deyim	call (someone or something) into question f.	(birinden/bir şeyden) şüphe ettirmek
83	Deyim	call (someone or something) into question f.	(biri/bir şey) hakkında kuşku yaratmak/uyandırmak
84	Deyim	call (someone or something) into question f.	(birinden/bir şeyden) şüphe/kuşku duyulmasına neden olmak
85	Deyim	call (someone or something) into question f.	(birinin/bir şeyin) sorgulanmasına neden olmak
86	Deyim	call in question (something) f.	(bir şeye) gölge düşürmek
87	Deyim	call in question (something) f.	(bir şeyin) doğruluğundan şüphe ettirmek
88	Deyim	call in question (something) f.	(bir şeyi) tartışma konusu yapmak
89	Deyim	call in question (something) f.	(bir şeyi) sorgulatmak
90	Deyim	call in question (something) f.	(bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak
91	Deyim	there's some question of something/of doing something expr.	bir şey yapma olasılığı var
92	Deyim	there's no question of something/of doing something expr.	bir şey yapma olasılığı yok