save something - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

save something



"save something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 57 sonuç

İngilizce Türkçe
General
save something for the right occasion f. bir şeyi uygun bir zamana saklamak
save money for something f. bir şey için para biriktirmek
Phrasals
save up for something f. bir şey için para biriktirmek
save money toward something f. (bir şey almak/belli bir amaç/hedef için) para biriktirmek
save (an amount of) (money) on (something) f. (bir şeyden belli bir miktar) tasarruf etmek
save (an amount of) (money) on (something) f. (bir şey) için (belli bir miktar daha az para) harcamak
save (money) on something f. bir şeyden (belli bir miktar) tasarruf etmek
save (money) on something f. bir şey için (belli bir miktar daha az para) harcamak
save (something) as (something else) f. (bir bilgisayar dosyasını bir isimle) kaydetmek
save (something) as (something else) f. (bir bilgisayar dosyasını bir şey) olarak kaydetmek
save (something) as (something else) f. (bir bilgisayar dosyasını bir formatta) kaydetmek
save for (someone or something) f. (biri/bir şey) için ayırmak
save for (someone or something) f. (biri/bir şey) için tutmak
save for (someone or something) f. (biri/bir şey) haricinde
save for (someone or something) f. (biri/bir şey) dışında
save for (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) başka
save for (something) f. (bir şey) için para biriktirmek
save for (something) f. (bir şey) için kenara para koymak
save for (something) f. (bir şey) almak için para biriktirmek
save from (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) kurtarmak/korumak
save from (someone or something) f. (tehlikeli birinden/bir durumdan) kurtarmak
save from (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) elinden almak/kurtarmak
save from (something) f. (başarısızlıktan) kurtarmak
save from (something) f. (iflastan) kurtarmak/döndürmek
save toward (something) f. (bir şey) için para biriktirmek
save toward (something) f. (bir şey) için kenara para koymak
save toward (something) f. (bir şey) almak için para biriktirmek
Proverb
save up something for a rainy day ak akçe kara gün içindir
Colloquial
can't do something to save your life f. hayatta/ölse yapamamak
save (something) for another time f. (bir şeyi) bir başka zamana saklamak
Idioms
save a bundle on something f. bir yığın para ödemekten kurtulmak
save a bundle on something f. epeyce bir miktar tasarruf etmek
save something for a rainy day f. (zor günler için) bir kenara koymak
save something for a rainy day f. zor günler için saklamak
save money up (for something) f. (bir şey) için para biriktirmek
save money up (for something) f. (bir şey) için kenara para koymak
save money up (for something) f. (bir şey) almak için para biriktirmek
save room (for something) f. (bir yiyecek) için yer ayırmak/bırakmak
save room (for something) f. (bir yiyeceğe de) yer bırakmak
save room (for something) f. çok yemeyip (bir şeye) yer ayırmak/bırakmak
save room (for something) f. (bir şeye) yer ayırmak/bırakmak için çok yememek
save room (for something) f. (bir şey) için karnını tam/tıka basa doyurmamak
save versus (something) f. (masaüstü oyunlarında) (bir şeye) karşı koruma sağlamak
save versus (something) f. (bir şeye) karşı direnmek
save versus (something) f. (bir şeyden) kaçmak/kaçınmak
save versus (something) f. (bir şeye) karşı gardını almak
Slang
couldn't (do something) to save (one's) life f. pek bir şey yapmamak
couldn't (do something) to save (one's) life f. neredeyse hiçbir şey yapmak
couldn't (do something) to save (one's) life f. hiçbir şey yapmamak
couldn't (do something) to save (one's) life f. kılını bile kıpırdatmamak
couldn't (do something) to save (one's) life f. … bile yapamamak
couldn't (do something) to save (one's) life f. (bir şeyi) neredeyse hiç yapmamak
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) hayatta yapamaz
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) ölse yapamaz
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) dünyada yapamaz
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) hiçbir şekilde yapamaz
can't (do something) to save (one's) life expr. (biri bir şeyi) ne kadar uğraşırsa uğraşsın yapamaz