a draw - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

a draw



"a draw" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 232 sonuç

İngilizce Türkçe
General
draw a number f. kura çekmek
draw a check f. çek yazmak
draw to a close f. sona ermek
draw a blank f. hava almak
draw a sigh f. iç çekmek
draw a blank f. avucunu yalamak
draw a cheque f. çek keşide etmek
draw a number f. tombala çekmek
draw a lesson from f. ibret almak
draw a line f. çizgi çekmek
draw a conclusion f. sonuç çıkarmak
draw a picture f. resim çizmek
draw a cheque f. çek yazmak
draw a parallel between f. karşılaştırmak
draw a caricature of f. karikatürünü yapmak
draw a lesson f. ibret almak
draw a bow at a venture f. boş atıp dolu tutmak
draw a breath f. ferahlamak
draw a blank f. boş çıkmak (piyangoda)
draw with a pencil f. kalemle yazmak
draw up a report f. rapor yazmak
draw a check f. çek keşide etmek
draw a breath f. nefes almak
draw a parallel between f. benzetmek
draw to a close f. bitmek
draw a bead on f. nişan almak
draw a vessel for caulking f. kalafata çekmek
draw a ticket f. kura çekmek
draw a frame for f. çerçeve çizmek
draw up a contract f. sözleşme düzenlemek
draw up a contract f. mukavele düzenlemek
draw up a contract f. sözleşme yapmak
draw up a contract f. sözleşme düzmek
draw up a contract f. sözleşme hazırlamak
draw a sword f. kılıç çekmek
draw (out) a knife f. bıçak çekmek
draw a sword f. savaş ilan etmek
draw up a document f. belge düzenlemek
draw up a list f. liste hazırlamak
draw up a list f. liste oluşturmak
draw a project f. proje çizmek
draw up a list f. liste düzenlemek
draw a knife f. bıçak çizmek
draw up a budget f. bütçe hazırlamak
draw up a strategy f. strateji çizmek
draw up a contract f. şartname hazırlamak
draw up a plan f. plan hazırlamak
draw on a cigarette f. sigara çıkarmak
draw up a contract f. sözleşme akdetmek
draw a plan f. plan oluşturmak
draw up a report f. rapor düzenlemek
draw attention to (a point) f. parmak basmak
draw a graph f. grafik çizmek
draw a graph f. grafik yapmak
draw a circle f. daire çizmek
draw a half moon f. yarımay çizmek
draw a rebuff f. terslenmek
draw a rebuff f. tepki çekmek
draw a meaning (out of something) f. mana çıkarmak
draw up a deed f. senet tanzim etmek
draw up a deed f. senet düzenlemek
draw a jury f. jüri üyelerini seçmek
draw a bill f. poliçe keşide etmek
draw a correspondence f. paralellik kurmak
draw a parallelism f. paralellik kurmak
draw a distinction f. iki şey arasındaki farkı belirtmek
draw a sketch f. eskiz çizmek
draw a picture f. resim yapmak
draw a bill f. senet düzenlemek
draw a balloon f. balon çizmek
draw a star f. yıldız çizmek
draw a horse f. bir at çizmek
draw a road map f. yol haritası çizmek
draw a comparison f. benzerlik kurmak
draw a bow f. ok atmak üzere yayı bükmek
draw a cover f. masa oyununun kapağını temizlemek
draw a curtain f. perdeyi çekmek
draw a square f. kare çizmek
Colloquial
call it a draw f. eşitlenmek
do I have to draw (you) a picture? expr. (sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
do I have to draw (you) a picture? expr. (sana) her şeyi açık açık söylemek mi gerekiyor?
do I have to draw (you) a picture? expr. resimli açıklama mı lazım (sana)?
do I have to draw a picture? expr. her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
do I have to draw a picture? expr. her şeyi açık açık söylemek mi gerekiyor?
do I have to draw a picture? expr. resimli açıklama mı lazım?
Idioms
draw a long bow f. yalan söylemek
draw a straight furrow f. doğru yaşamak
draw to a head f. olgunlaştırmak
draw a long bow f. abartmak
draw a straight furrow f. doğru yoldan şaşmamak
draw to a head f. olgunlaşmak
draw a long bow f. büyütmek
draw to a head f. kemale ermek
draw a long bow f. abartılı konuşmak
draw to a head f. zirveye ulaşmak
call it a draw f. eşitliği kabul etmek
call it a draw f. beraberliği kabul etmek
call it a draw f. eşitlik ilan etmek
call it a draw f. beraberlik ilan etmek
call it a draw f. ödeşmek
call it a draw f. berabere kalmak
call it a draw f. başa baş kalmak
draw a veil over something [written] f. konuyu kapamak
draw a veil over something [written] f. konuyu geçmek
draw a veil over something [written] f. üstünü örtmek
draw a veil over something [written] f. gizlemek
draw a veil over something [written] f. bahsetmek istememek
draw a veil over something [written] f. söz etmekten kaçınmak
draw a veil over something [written] f. üstüne perde çekmek
draw a blank f. başarısız olmak
draw a bow at a venture f. boş atıp dolu tutmak
have to draw a/the line somewhere f. bir sınır çizmek
draw a veil over something f. bir şeyin üstüne perde çekmek
draw a bead on someone f. birisine nişan almak
draw a bead on someone f. birisine silah doğrultmak
draw a bath f. banyo küvetini doldurmak
draw a line f. bir dur demek
draw a blank f. bulamamak
draw a red herring across the path f. dikkati başka yöne çevirmek
draw a red herring across the path f. dikkati dağıtmak
draw a bead on f. dikkatle nişan almak
draw a blank f. çuvallamak
draw a breath f. ferahlamak
draw a bead on f. göz koymak
draw a blank f. hava almak
draw a blank f. hatırlayamamak
draw a blank f. hiçbir şey elde edememek
draw a bow at a venture f. işkembeden sallamak
draw a line between f. iki şey arasına çizgi çizmek
draw a line f. izin vermemek
draw a line between f. iki şeyi ayırmak
draw a breath f. nefes almak
draw a bath f. küveti doldurmak
draw a veil over something f. olayın üzerine perde çekmek
draw a line f. set çekmek
draw a line f. sınır çizmek
draw a breath f. soluklanmak
draw a line under something f. sünger çekmek
draw a bead on f. tüm ilgisini birine yöneltmek
draw a long bow f. yüksek perdeden konuşmak
draw a line under something f. üzerine bir çizgi çekmek
draw a long bow f. yüksek perdeden atıp tutmak
draw a line f. yapmamak
draw a blank f. üstüne bir bardak su içmek
draw a line under something f. üstüne bir çizgi çekmek
wear/draw/pull a long face f. surat asmak
wear/draw/pull a long face f. surat sallamak
wear/draw/pull a long face f. üzgün bir surat takınmak
cast/draw/throw a veil over something f. bir şeyin/konunun üstünü kapamak
cast/draw/throw a veil over something f. halının altına süpürmek
cast/draw/throw a veil over something f. rafa kaldırmak
draw a bead on (someone or something) f. (birine/bir şeye) nişan almak
draw a bead on (someone or something) f. (birine/bir şeye) namlu/silah doğrultmak
draw a bead on (someone or something) f. tüm dikkatini (birine/bir şeye) vermek
draw a bead on (someone or something) f. birine/bir şeye odaklanmak
draw a bead on (someone or something) f. birini/bir şeyi hedef almak
draw a bead on (someone or something) f. birini/bir şeyi idrak etmek/anlamak
draw a bead on (someone or something) f. birini/bir şeyi takdir etmek
draw a long face f. surat asmak
draw a long face f. surat sallamak
draw a long face f. üzgün bir surat takınmak
draw a long face f. yüzünden/suratından düşen bin parça olmak
draw a long face f. yüzünü asmak
draw a long face f. surat yapmak
draw a bead on someone/something f. birine/bir şeye nişan almak
draw a bead on someone/something f. birine/bir şeye silah doğrultmak
draw a bead on someone/something f. birini/bir şeyi hedef almak
draw a bead on someone/something f. birine/bir şeye namlu doğrultmak
draw a bead on someone/something f. birine/bir şeye silah çekmek
draw a line between (two things) f. (iki şey) arasına çizgi çizmek
draw a line between (two things) f. (iki şeyi) ayırmak
draw a line between (two things) f. (iki şeyi) birbirinden ayırmak
draw a line between (two things) f. (iki şey) arasına sınır koymak/çizmek
draw a line between something f. bir şeyle bir şey arasına çizgi çizmek
draw a line between something f. bir şeyle bir şeyi ayırmak
draw a line between something f. bir şeyle bir şeyi birbirinden ayırmak
draw a line between something f. bir şeyle bir şey arasına sınır koymak/çizmek
draw a veil over f. konuyu kapamak
draw a veil over f. konuyu geçmek
draw a veil over f. üstünü örtmek
draw a veil over f. gizlemek
draw a veil over f. bahsetmek istememek
draw a veil over f. söz etmekten kaçınmak
draw a veil over f. üstüne perde çekmek
draw a line at (doing) (something) f. (bir şeyi yapmayı) reddetmek
draw a line at (doing) (something) f. (bir şeyi) yapmamak
draw a line at (doing) (something) f. (bir şeyi yapmak konusunda) sınır koymak
draw a line at (doing) (something) f. (bir şeyi yapmak konusunda) sınır çizmek
draw a line at (doing) (something) f. (bir şeyi yapmak konusunda) set çekmek
draw a line between f. bir şeyle bir şey arasına çizgi çizmek
draw a line between f. bir şeyi bir şeyden ayırmak
draw to a close f. bitirmek
draw to a close f. sona erdirmek
draw something to a close f. bir şeyi bitirmek
draw something to a close f. bir şeyi sona erdirmek
draw a bead on f. azimli bir planı olan
draw a bead on f. büyük amacı olan
end in a draw f. berabere bitmek
end in a draw f. beraberlikle sona ermek
end in a draw f. beraberlikle sonuçlanmak
draw a line in the sand f. destek verilmeyeceğini söylemek
draw a line in the sand f. son noktayı koymak
in a draw zf. berabere
in a draw zf. beraberlikle
(one) has to draw a line somewhere expr. (biri) bir sınır çizmeli
(one) has to draw a line somewhere expr. (biri) bir dur demeli
(one) has to draw a line somewhere expr. (biri) bir yerde bir çizgi çekmeli
(one) has to draw a line somewhere expr. her şeyin bir sınırı var
let's call it a draw expr. ödeşelim
let's call it a draw expr. eşitlenelim
let's call it a draw expr. eşitlik olsun
Speaking
draw a horse expr. bir at çiz
the match ended in a draw expr. maç berabere bitti
Trade/Economic
draw up a deed i. belge düzenleme
draw from a source f. bir kaynaktan edinmek
draw up a cheque f. çek tanzim etmek
draw a short date f. kısa vadeli keşide etmek
draw out a protest f. protesto etmek
draw a bill f. poliçe keşide etmek
Law
draw a gun f. silah yöneltmek
draw a gun f. silah çekmek
Politics
draw up a certificate f. belge düzenlenmek
draw up a treaty f. bir antlaşma kaleme almak
Automotive
draw (a vehicle) i. araç çekme
draw a vehicle f. araç çekmek
Pathology
draw to a head f. cerahat yapmaya başlamak
Hunting
draw a bead on someone f. nişan almak
Football
play for a draw f. beraberliğe razı bir oyun oynamak
play for a draw f. beraberliğe oynamak
play for a draw f. beraberliğe razı bir oyun sergilemek
Bookbindery
draw a line f. çizgi çizmek
Archaic
draw up a contract f. sözleşme kurmak