be hard - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

be hard

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"be hard" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 113 sonuç

İngilizce Türkçe
General
be hard at hand f. kapıya dayanmış olmak
be hard done by f. haksızlığa uğramak
be hard at hand f. kapıda olmak
be hard of hearing f. ağır işitmek
be hard by f. çok yakın olmak
be hard up f. sıkıntıya düşmek
be hard of hearing f. kulağı ağır işitmek
be hard up for money f. para sıkıntısı çekmek
be hard put to do something f. akla karayı seçmek
be frozen hard f. donup kaskatı olmak
be a hard worker f. çok çalışkan olmak
be hard by f. çok yakınında olmak
be hard hit by f. bir şeyin çok zararını görmek
be hard to believe f. inanması zor olmak
be hard to believe f. inanması güç olmak
be between a rock and a hard place f. iki arada kalmak
be between a rock and a hard place f. iki arada bir derede kalmak
be hard up f. eli darda olmak
be hard on somebody's trail f. ensesinde olmak
be hard on someone's heels f. birinin peşini bırakmamak
be hard on the heels of f. -in hemen ardından gelmek
be (very) hard to do f. yapması (çok) zor olmak
be hard on yourself f. kendine haksızlık etmek
Colloquial
be hard pushed f. çok uğraşmak
be hard pushed f. elinden geleni yapmak
be hard pushed f. kendini zorlamak
be hard pushed f. çabalamak
be hard pushed f. mücadele etmek
be hard pushed f. çaba sarf etmek
be hard pushed f. cebelleşmek
Idioms
be hard up f. akla karayı seçmek
be hard put to it f. akla karayı seçmek
be hard at it f. arı gibi çalışmak
be hard on someone f. birine kötü davranmak
be hard on f. birine çok kötü davranmak
be hard on f. birine karşı çok kötü olmak
be hard on someone f. birini üzmek
be hard up f. çok sıkışmak
be hard at it f. çok çalışmak
be hard at it f. çok meşgul olmak
be hard up f. dara düşmek
be hard up f. darda kalmak
be hard at it f. çok işi olmak
be hard up f. çok sıkıntı çekmek
be hard pushed (brit) f. eli darda olmak
be a hard act to follow f. elde edilmesi/tekrarlanması zor bir başarı elde etmek
be hard on someone's track f. ensesine yapışmak
be hard done by f. haksızlığa uğramak
be hard on someone's trail f. ensesine yapışmak
be hard upon f. göz açtırmamak
be between a rock and a hard place f. iki arada bir derede kalmak
be between a rock and a hard place f. ikilemde kalmak
be between a rock and a hard place f. iki arada kalmak
be hard at it f. işi başından aşkın olmak
be hard up for cash f. paraya sıkışık olmak
be hard pushed (brit) f. paraya sıkışık olmak
be hard put to do something f. zorlanmak
be (as) hard as nails f. turp gibi olmak
be (as) hard as nails f. sağlam olmak
be (as) hard as nails f. çetin ceviz olmak
be (as) hard as nails f. güçlü kuvvetli olmak
be (as) hard as nails f. dayanıklı olmak
be (as) hard as nails f. güçlü olmak
be (as) hard as nails f. çivi gibi sağlam olmak
be (as) hard as nails f. metanetli olmak
be hard done-by f. mağdur olmak
be hard done-by f. suistimale uğramış olmak
be hard done-by f. aldatılmış olmak
be hard done-by f. kazıklanmış olmak
be hard done-by f. kandırılmış olmak
be hard hit (by something) f. (bir şeyden) çok zarar görmek
be hard hit (by something) f. (bir şeyden) büyük/ağır bir darbe yemek
be hard hit (by something) f. (bir şeyden) ağır hasar almak
be hard on (one) f. (birine) sert/kötü davranmak
be hard on (one) f. (birine) merhametsizce/acımasızca davranmak
be hard on (one) f. (birine) çok katı davranmak
be hard on (one) f. (birini) üzmek
be hard on (one) f. (biri) için zor olmak
be hard on (one) f. (birine) ağır gelmek
be hard on (one) f. (birine) haksızlık olmak
be hard on somebody f. birine sert/kötü davranmak
be hard on somebody f. birine merhametsizce/acımasızca davranmak
be hard on somebody f. birine çok katı davranmak
be hard on somebody f. birini üzmek
be hard on somebody f. biri için zor olmak
be hard on somebody f. birine ağır gelmek
be hard on somebody f. birine haksızlık olmak
be hard put f. akla karayı seçmek
be hard put f. zorlanmak
be hard put to f. akla karayı seçmek
be hard put to f. zorlanmak
be hard up for something f. bir şeyin yokluğunu çekmek
be hard up for something f. bir şeyin sıkıntısına düşmek
be hard up for something f. bir şeye çok sıkışmak
be hard done by f. haksızlığa uğramak
be hard-pressed f. baskı altında olmak
be hard-pressed f. eli darda olmak
be hard-pressed f. paraya sıkışık olmak
be hard-pressed f. zor durumda olmak
be hard-pressed f. darda olmak
be hard-pressed f. (bir şeyi yapmakta) zorlanmak
Speaking
it shouldn't be that hard expr. bu kadar zor olmamalı
it must be hard being a woman expr. kadın olmak zor olmalı
don't be so hard on yourself expr. kendine bu kadar yüklenme
don't be too hard on yourself expr. kendine karşı bu kadar katı olma
Slang
be hard up f. yalnızlık çekmek
be hard up f. yalnızlığa düşmek
be hard up f. güvenilmez kişilerle vakit geçirecek kadar yalnız olmak
be hard up f. yokluk çekmek (uyuşturucu/alkol)
be hard up f. yokluğa düşmek (uyuşturucu/alkol)
be hard up f. sarhoş olmak
be hard up f. kafası iyi olmak
be hard up f. kafası güzel olmak