Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
vakum bozucu
masque respiratoire
be in time
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"be in time"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
be trapped in a time warp
f.
taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak
2
Deyim
be trapped in a time warp
f.
zaman durmuş olmak
3
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
zamanının ilerisinde olmak
4
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
döneminin ilerisinde olmak
5
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
çağının ilerisinde olmak
6
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
çağını aşmak
7
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
bulunduğu çağdan daha ileride olmak
8
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
bulunduğu zamandan daha ileride olmak
9
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
bulunduğu dönemden daha ileride olmak
10
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
zamanının ilerisinde olmak
11
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
çağının ilerisinde olmak
12
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
döneminin ilerisinde olmak
13
Deyim
be in advance of your time
f.
zamanının ilerisinde olmak
14
Deyim
be in advance of your time
f.
çağının ilerisinde olmak
15
Deyim
be in advance of your time
f.
döneminin ilerisinde olmak
16
Deyim
be in the right place at the right time
f.
doğru zamanda doğru yerde olmak
17
Deyim
be in the right spot at the right time
f.
doğru anda doğru yerde olmak
18
Deyim
be in the right spot at the right time
f.
doğru zamanda doğru yerde olmak
19
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
çağının ilerisinde olmak
20
Deyim
be in advance of (someone or something's) time
f.
zamanının ilerisinde olmak
21
Deyim
be caught in a time warp
f.
taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak
22
Deyim
be caught in a time warp
f.
zamanın gerisinde kalmak
23
Deyim
be caught in a time warp
f.
zaman durmuş olmak
24
Deyim
be caught in a time warp
f.
demode kalmak
25
Deyim
be caught in a time warp
f.
geçmiş bir zamanda takılıp kalmak
26
Deyim
be locked in a time warp
f.
taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak
27
Deyim
be locked in a time warp
f.
zamanın gerisinde kalmak
28
Deyim
be locked in a time warp
f.
zaman durmuş olmak
29
Deyim
be locked in a time warp
f.
demode kalmak
30
Deyim
be locked in a time warp
f.
geçmiş bir zamanda takılıp kalmak
31
Deyim
be stuck in a time warp
f.
taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak
32
Deyim
be stuck in a time warp
f.
zamanın gerisinde kalmak
33
Deyim
be stuck in a time warp
f.
zaman durmuş olmak
34
Deyim
be stuck in a time warp
f.
demode kalmak
35
Deyim
be stuck in a time warp
f.
geçmiş bir zamanda takılıp kalmak
36
Deyim
be trapped in a time warp
f.
demode kalmak
37
Deyim
be trapped in a time warp
f.
geçmiş bir zamanda takılıp kalmak
38
Deyim
be trapped in a time warp
f.
zamanın gerisinde kalmak
39
Deyim
be in advance of your time
f.
çağının/zamanının ötesinde olmak
40
Deyim
be in advance of your time
f.
çağının/zamanının ilerisinde olmak
41
Deyim
be in a time warp
f.
geçmişte takılıp kalmak
42
Deyim
be in a time warp
f.
zaman durmuş olmak
43
Deyim
be in a time warp
f.
zamanın gerisinde kalmak
44
Deyim
be in a time warp
f.
demode kalmak
45
Deyim
be in a time warp
f.
geçmiş bir zamanda takılıp kalmak
46
Deyim
be in advance of (someone's or something's) time
f.
zamanının ilerisinde olmak
47
Deyim
be in advance of (someone's or something's) time
f.
döneminin ilerisinde olmak
48
Deyim
be in advance of (someone's or something's) time
f.
çağının ilerisinde olmak
49
Deyim
be in advance of (someone's or something's) time
f.
çağını aşmak
50
Deyim
be in advance of (someone's or something's) time
f.
bulunduğu çağdan daha ileride olmak
51
Deyim
be in time (with someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) ritmine uymak
52
Deyim
be in time (with someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
53
Deyim
be in time (with someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) zamanlaması tutmak
54
Deyim
be in time (with someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak
55
Deyim
be in time (with someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak
56
Deyim
be in the wrong place at the wrong time
f.
yanlış zamanda yanlış yerde bulunmak/olmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of be in time
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy