double ! - Türkçe İngilizce Sözlük

double !

"double !" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
double f. ikiye katlamak
The company's revenues have roughly doubled every year since.
Şirket o zamandan beri her yıl gelirini neredeyse ikiye katlıyor.

More Sentences
double s. iki kişilik
The only room available is a double.
Mevcut tek oda iki kişiliktir.

More Sentences
General
double entry i. çift giriş
In future, bookkeeping will be done by the double entry system.
Gelecekte, defter tutma çift giriş sistemi ile yapılacaktır.

More Sentences
double standards i. çifte standart
Firstly it is being demonstrated here that there are no double standards.
İlk olarak burada çifte standart olmadığı gösterilmektedir.

More Sentences
double taxation i. çifte vergilendirme
The problems of double taxation are relatively rare, as our study showed.
Çalışmamızın da gösterdiği gibi çifte vergilendirme sorunları nispeten nadirdir.

More Sentences
double meaning i. çifte anlam
This word has a double meaning.
Bu kelimenin çift anlamı vardır.

More Sentences
double-dealing i. ikiyüzlülük
It is too early to say whether President Bush will choose double-dealing or inconsistency.
Başkan Bush'un ikiyüzlülüğü mü yoksa tutarsızlığı mı seçeceğini söylemek için henüz çok erken.

More Sentences
double-decker i. çift katlı otobüs
The double-decker bus arrived at the bus stop.
Çift katlı otobüs, otobüs durağına geldi.

More Sentences
double chin i. gıdı
Tom has a double chin.
Tom'un gıdısı var.

More Sentences
double time i. çifte mesai
Tom is paid double time on Sundays and public holidays.
Tom'a Pazar günleri ve resmi tatillerde çift mesai ödenir.

More Sentences
double f. ikiye katlamak
After receiving the first two cards, the player may double his bet.
İlk iki kartı aldıktan sonra oyuncu bahsini ikiye katlayabilir.

More Sentences
see double f. çift görmek
For some reason, I'm happy when I see doubles.
Nedense, çiftleri görünce mutlu oluyorum.

More Sentences
double f. iki katına çıkmak
Life expectancy has almost doubled in the last fifty years, which has created a completely different world.
Ortalama yaşam süresi son elli yılda neredeyse iki katına çıktı ve bu da tamamen farklı bir dünya yarattı.

More Sentences
double f. iki katına çıkarmak
The appeal is so great that the European Union is currently preparing to double its number of members.
Bu cazibe o kadar büyük ki Avrupa Birliği şu anda üye sayısını iki katına çıkarmaya hazırlanıyor.

More Sentences
double-cross f. aldatmak
I double-crossed Tom.
Ben Tom'u aldattım.

More Sentences
double-cross f. ihanet etmek
Tom double-crossed me.
Tom bana ihanet etti.

More Sentences
double-cross f. kazık atmak
I double-crossed Tom.
Tom'a kazık attım.

More Sentences
double s. iki
State development aid is not sufficient, even if we manage to double or triple it.
İki ya da üç katına çıkarmayı başarsak bile devletin kalkınma yardımı yeterli değildir.

More Sentences
double s. iki kişilik
We'd like a double room with bath.
Banyolu iki kişilik bir oda istiyoruz.

More Sentences
double-jointed s. iki eklemli
Tom is double-jointed.
Tom iki eklemli.

More Sentences
double-faced s. ikiyüzlü
You are double-faced and this is the problem.
İkiyüzlüsünüz ve sorun da bu.

More Sentences
double-barreled s. çift namlulu
He bought a double-barreled shotgun.
Çift namlulu bir av tüfeği aldı.

More Sentences
on the double zf. koşar adım
Get out of here on the double.
Buradan koşar adım çıkın.

More Sentences
double zf. iki kere
I double dare you.
Sana iki kere meydan okuyorum.

More Sentences
double zf. iki katı
There are countries whose slaughter premium is currently double that of others.
Kesim primi şu anda diğerlerinin iki katı olan ülkeler var.

More Sentences
Common Usage
double i. duble
double i. iki kat
double i. çift
double i. dublör
double f. iki misli yapmak
double s. duble
double s. çifte
double s. çift
double zf. ikişerli
double zf. iki kat
double zf. iki misli
General
double six i. düşeş (zar)
double dealing i. iki yüzlülük
double standard i. çifte standart
double i. aldatma
double i. (briç) kontr
double harness i. evlenme
double date i. iki çiftin buluşması
double deuce i. dubara
double entendre i. iki anlamlı söz
double room i. otelde çift yataklı oda
double tongue i. hilekar
double i. ikili bahis
double density i. ikircil söz
double jeopardy i. çifte yargılama
double slit i. çiftyarık
double holes i. çift delik
double i. hilekar
double entry i. amerikan usulü defter tutma
double plate i. çift plaka
double header i. iki lokomotifli tren
double i. kopya
double boiler i. iki katlı tencere
double harness i. evlilik bağı
double column i. çift sütun
a small double drum i. kudüm
double floor i. çift taban
double star i. çiftyıldız
twin double i. ikiz double
double decker i. çift katlı otobüs
double entendre i. iki tarafa çekilebilecek söz
double action i. çift etki
double i.
double chin i. insanda gerdan
double i. dolandırıcı
double ignition i. çift ateşleme
double time i. iki kat hızlı
double track i. çift yol
double window i. çift pencere
double line i. çift hat
double feature i. iki film birden
double boiler i. benmari
double density i. lastikli söz
double i. oyun
double cross i. aldatma
double boiler i. çift kazan
double take i. bir durumun anlamını sonradan kavrama
double blind method i. çift kör yöntemi
double earner i. birkaç işten para kazanan kişi
double barelled gun i. çifte
double door i. çift kapı
double dealing i. ikiyüzlülük
double loop learning i. çift etaplı öğrenme
double taxation i. çifte vergi
double bend i. çift dirsek
double saucepan i. birbirinin içine giren iki tencere
double cone i. çift koni
double gamble i. çifte kumar
double agent i. iki taraflı çalışan casus
double handful i. koşam
double i. dublör
double chair i. iki koltuklu teleferik
double bed i. iki kişilik yatak
double i. hile
double one i. hepyek
double posting i. çifte kayıt
double pole i. çift kutup
folded double i. iki kat
double duvet cover set i. çift kişilik nevresim takımı
double duvet cover i. çift kişilik nevresim
double portion i. çift porsiyon
double function i. çift fonksiyon
double break i. çift kesme
double brake block holder i. sabo tutucusu
double boiler i. ikili tencere
double branch i. çift çatal
double dealer i. ikiyüzlü
double house i. ikiz ev
double signature i. çift imza
double-take i. geç anlama
double-entendre i. çifte manalandırma
double-dealer i. sahtekar
double-edged compliment i. iğneli kompliman
double-declutch i. çift debriyaj
double-decker i. ranza
double-magnum i. büyük şarap şişesi
double-dealer i. ikiyüzlü
double-entendre i. cinasa benzer bir konuşma şekli
double-entendre i. tevriye
double-glazed window i. çift camlı pencere
double-entendre i. çift anlamlılık
double-loop learning i. çift etaplı öğrenme
double-edged sword i. iki tarafı keskin kılıç
double-chin i. gerdan
double-glazing i. çift cam
double-decker i. iki katlı taşıt
double-decker i. su çizgisi üzerinde iki güvertesi olan gemi
double-dealing i. dolandırıcılık
double-loop learning i. çift döngülü öğrenme
double-crosser i. oyunbozan
double-decker i. iki katlı otobüs
double-quick i. hızlı yürüyüş
double-dealer i. dolandırıcı
double-entendre i. biri uygunsuz iki farklı anlam taşıyan söz
double-dealer i. iki yüzlü
double-glass i. çift cam
double dealer i. iki yüzlü
double envelopment i. çift taraflı kuşatma
double-crosser i. ikiyüzlü
double decker bus i. iki katlı otobüs
double decker bus i. çift katlı otobüs
f double flat i. f çift bemol
double door i. çift kanatlı kapı
double-leaf door i. çift kanatlı kapı
double-lock i. çifte kilit
double feature i. iki film bir arada
double glove i. çift eldiven
double dutch i. aynı anda iki farklı yöne sallanan ikili oyun ipi
double bind i. çifte açmaz
double tap i. çift vuruş
double-barrel surname i. iki addan oluşan soyadı
double-barrelled name i. iki addan oluşan isim
double act i. iki kişilik gösteri
double-wide mobile home i. çift üniteli mobil/taşınabilir ev
double tier cake i. iki katlı pasta
b-double i. uzun tır
double pluggers i. parmak arası terlik
double wedding i. çifte düğün
double bed i. çift kişilik yatak
double i. koşar adım
double time i. koşar adım
double date i. iki çiftli randevu
double sofa i. ikili koltuk
double trouble i. bir dans hareketi
double trouble i. çifte dert
double trouble i. çifte sorun
double jeopardy i. çifte risk
double-sided tape i. çift taraflı bant
double bed sheet i. çift kişilik çarşaf
double bind i. çözümsüz çelişki
double chance i. çift şans
double chance i. çifte şans
double handling i. köpek podyumda iken, köpeğin dikkatini çekip hareketlerine yön verilmesi
double minaret madrasah i. çifte minareli medrese
double headed arrow i. çift yönlü ok
double booking i. çifte rezervasyon
double digit number i. iki basamaklı sayı
double pneumonia i. iki taraflı zatürre
double wall i. dubleks torba
double cuffs i. plastik kayışlı kelepçe
double i. (oyuncu, şarkıcı) bir kimsenin yerini dolduran diğer kimse
double i. yedek kimse
double i. yardımcı oyuncu
double i. keskin dönüş
double i. keskin viraj
double i. keskin dönemeç
double i. (her yüzeyi eşit noktalı) domino taşı
double bluff i. blöf yaparcasına hareket etme
double bluff i. blöf gibi anlaşılan davranış
double check i. dikkatli inceleme
double check i. detaylı inceleme
double check i. detaylı araştırma
double cross i. kazanma
double cross i. galibiyet alma
double cross i. kazanmak için uğraşma
double cross i. didinip durma
double cross i. kazanmaya çalışma
double cross i. yenilgiyi kabul etmeme
double day i. çift mesai
double day i. çalışan anneye ait iş ve ev sorumlulukları
double digit i. çift haneli tam sayı
double digit i. iki basamaklı sayı
double digits [us] i. çift haneli sayı
double digits [us] i. çift haneli yüzde
double dipping i. aynı kaynaktan elde edilen iki gelir
double dutch i. anlaşılmaz şey
double dutch i. anlaşılmaz konuşma
double elephant paper i. büyük bir kağıt boyutu
double jump i. aynı pulla art arda iki hamle yaparak rakibin iki pulunu yeme
double letter i. iki sayfaya yazılıp çift posta ücreti gerektiren mektup
double negative i. çift olumsuzlama
double negative i. olumsuzu inkar yoluyla olumluyu doğrulama
double quick i. hızlı ritim
double quick i. hızlı tempo
double quick i. iki kat hızlı tempo
double take i. ikinci kez bakma
double-talk i. abuk sabuk söz
double-talk i. anlamsız söz
double-talk i. teknik dilde anlaşılmaz söz kalabalığı
double-bitted ax i. başının iki tarafı da kesici olan balta
double-bitted axe i. başının iki tarafı da kesici olan balta
double-breasted jacket i. kruvaze ceket
double-breasted suit i. kruvaze ceketli takım
double-dip i. (hız trenlerinde) yolun yarısında bir süreliğine düzleşen tepe
double-take i. ikinci kez bakma
cross double fitché i. kollarının uçları iki sivri uca ayrılan haç
aa (double-a) game i. orta bütçeli video oyunu
double park f. arabayı yolun ortasında bırakmak
double up f. iki büklüm etmek
double for f. dublörlüğünü yapmak
double up on f. paylaşmak
double up f. ikiye katlamak
play a double game f. iki tarafı da idare etmek
bend double f. belini bükmek
double up with f. ile aynı odayı paylaşmak
live a double life f. ikiyüzlü bir hayat yaşamak
double f. eğilmek
double f. katlanmak
double f. aldatmak
double f. dublörlüğünü yapmak
double f. ikiyle çarpmak
double back f. aynı yoldan geri dönmek
double f. iki misli olmak
double f. iki kat etmek
double up f. paylaşmak
double f. çiftlemek
see double f. biri iki görmek
see double f. sarhoş olmak
double f. bükülmek
make double line f. çift sıra olmak
double up f. bükülmek
double f. iki enstrüman çalmak
see double f. çatal görmek
double f. katlamak
double f. bükmek
double f. iki ile çarpmak
double up f. iki büklüm olmak
double cross f. aldatmak
double up f. eğilmek
double up on f. bölüşmek
double f. yumruğunu sıkmak
see double f. şeşi beş görmek
double f. iki rolü birden oynamak
play a double game f. ikili oynamak
double f. koşar adım gitmek
double f. ikili oynamak
double f. iki misli yapmak
double space f. çift aralıkla yazmak
double f. ikilemek
be bent double f. iki kat olmak
double f. kıvırmak
double-cross f. kancıklık etmek
double-quick f. hızlı yürümek
double-park f. iki sıra parketmek
double-space f. çift aralıkla yazmak (daktiloda/bilgisayarda)
double-clutch f. vites değiştirirken iki kere debriyaja basmak
double-check f. çifte kontrol yapmak
double-bank f. bisiklet veya motosiklette ikinci bir kişiyi taşımak
double-cross f. ikiyüzlülük etmek
double-space f. çift aralıkla yazmak
double-clutch f. çift debriyaj yapmak
double-cross f. sırtından vurmak
double-check f. tekrar kontrol etmek
double-cross f. dolandırmak
double-check f. çifte kontrol etmek
double-cross f. kazıklamak
apply double standard f. çifte standart uygulamak
practice double standard f. çifte standart uygulamak
double up as a bed f. açılınca yatak olmak
double f. ikinci bir işte çalışmak
live a double life f. çifte hayat yaşamak
double-bank an oar f. iki adam bir küreği çekecek şekilde ayarlama yapmak
double f. atlatmak
double f. kurtulmak
double f. sıyrılmak
double f. koşarken sert ve ani dönüş yapmak
double f. dolambaçlı bir yolda gitmek
double f. (elbise) başka bir malzeme ile düzeltmek
double f. (elbise) astarlamak
double f. (elbise) astar ile kaplamak
double f. eğmek
double f. gidip gelmek
double f. yakayı kurtarmak
double f. (tavlada) bahis miktarını iki katına çıkarmayı teklif etmek
double f. dolaşarak gitmek
double f. dolambaçlı yoldan gitmek
double back f. ters yöne gitmek
double back f. tersine gitmek
double-bluff f. blöf yapar gibi kandırmak
double-check f. çifte kontrole tabi tutulmak
double-check f. çifte denetime tabi olmak
double-check f. detaylı inceleme yapmak
double-check f. detaylı araştırma yapmak
double-date f. çift randevuya çıkmak
double-date f. çiftler halinde randevuya çıkmak
double-date f. çiftler halinde buluşmak
double dye f. iki kez boyamak
double-quick f. hızlı hareket etmek
double-quick f. hızlı hareket ettirmek
double-quick f. hızlı çalıştırmak
double scull f. ağırlığı patenlerin iç kenarına verip ayakları birbirine yaklaştırıp birbirinden uzaklaştırarak geriye doğru gitmek
double-talk f. laf salatası yapmak
double-talk f. kaçamaklı konuşmak
double-talk f. yuvarlak konuşmak
double-time f. hızlı hareket etmek
double-time f. hızlı hareket ettirmek
double-time f. hızlı çalıştırmak
double-book f. yalnızca birinin kullanılacağı iki rezervasyon yaptırmak
double-book f. aynı anda birden fazla müşterinin kullanımı için rezerve etmek
double-charge f. fazla fiyat yükseltmek
double-charge f. abartmak
double-dip f. iki kaynaktan aynı anda para elde etmek
double-dip f. bir devlet dairesinde çalışırken diğerinden emekli maaşı almak
double-dye f. tekrar boyamak
double-dye f. üst üste iki kez boyamak
double-lock f. özenle bağlamak
double-lock f. özenle sabitlemek
double-shade f. (bir yerin) doğal karanlığını iki katına çıkarmak
double-team f. taşırken iki takım kullanmak
double-team f. çift kuvvet getirmek
double layered s. ikikatlı
double minded s. kararsız
double s. katmerli
double s. ikiyüzlü
double s. ikili
double spaced s. çift satır
double s. aynı
double s. katlı
double breasted s. çift göğüslü
double keeled s. çift karineli
double s. iki yüzlü
double edged s. çift taraflı
double screen s. çift ekran
double s. çift porsiyon
double s. benzer
double faced s. yüze gülücü
double tongued s. yüze gülücü
double s. bükülmüş
bent double s. iki büklüm
double edged s. iki tarafı keskin
double s. iki anlamlı
double s. ikiz
double s. çift
double s. çifte
bent double s. iki kat
double-barrelled s. iki maksatlı
double-quick s. jet gibi
double-minded s. iki yüzlü
double-dealing s. aldatıcı
double-quick s. çok çabuk
double-dealing s. iki yüzlü
double-minded s. kararsız
double-spaced s. çift aralıklı (yazı)
double-faced s. çift taraflı
double-barrelled s. iki işe yarayan
double-glazed s. çift camlı
double-dyed s. kaşarlanmış
double-quick s. çabucak
double-dealing s. acem kılıcı gibi
double-current s. çift akımlı
double-quick s. hemencecik
double-minded s. samimiyetsiz
double-quick s. hızlı
double-edged s. çift ağızlı
double-faced s. acem kılıcı gibi
double-tongued s. iki yüzlü
double-edged s. iki ağızlı
double-tongued s. sahtekar
double-faced s. çift yüzlü
double-edged s. iki tarafı keskin
double-barreled s. iki namlulu
double-digit s. çift rakamlı
double-armed s. çift kollu
double-breasted s. çift düğmeli
double-digit s. çift haneli
double-deck s. çift katlı
double-breasted s. kruvaze (ceket)
double-barrelled s. iki parçalı
double-bedded s. çift yataklı
double-dealing s. sahte
double-headed s. çift başlı
double-quick s. rüzgar gibi
double-edged s. hem lehte hem aleyhte olan
double-tongued s. hilekar
double-faced s. iki yüzlü
double-acting s. çift etkili
double-breasted s. kruvaze
double-dealing s. ikiyüzlü
double-chinned s. çifte gerdanlı
double-faced s. iki taraflı (kumaş)
double-roof s. çift çatılı
double-fronted s. çift yönlü/cepheli
double-headed s. iki başlı
double-barrelled s. iki amaçlı
double-barreled s. çifte soyadlı
double-barrelled s. çifte soyadlı
double-barreled s. çift anlamlı
double-barreled s. iki işe yarayan
double-barreled s. iki amaçlı
double-barreled s. iki maksatlı
double-barrelled s. çift anlamlı
double-barrelled s. çift namlulu
double-barrelled s. iki soyadlı
double-barreled s. iki parçalı
double-barreled s. iki soyadlı
double-barrelled s. iki namlulu
double s. duble
double s. 2 kişilik
double bladed s. çift bıçaklı
double minaret s. çifte minareli
two-double s. iki kat
two-double s. çift
two-double s. iki büklüm
double s. (madeni para) iki birimlik
double s. (aile ilişkisinde) her iki tarafla da ilgili
double s. hem anne hem baba tarafı ile ilgili
double-dealing s. dolandırıcı
double-dealing s. yalancı
double-dealing s. ahlaksız
double-dealing s. hain
double-dealing s. düzenbaz
double-dealing s. şerefsiz
double-digit s. yüzde on olan
double-digit s. yüzde onu aşan
double-digit s. çift hanelere varan
double figure [uk] s. çift rakamlı
double figure [uk] s. çift haneli
double-ring s. çiftlerin yeminlerini okurken birbirlerine alyans taktıkları (düğün töreni)
double-banked s. iki katlı
double-banked s. iki sıralı
double-dyed s. iki kez boyanmış
double-dyed s. tamamen renklendirilmiş
double-dyed s. yoğun şekilde renklendirilmiş
double-dyed s. esaslı
double-dyed s. kapsamlı
double-eyed s. aldatıcı görünen
double-handed s. iki denizcili
double-handed s. iki denizci gerektiren
double-handed s. iki denizciye uygun olan
double-handed s. iki denizcinin kullandığı (tekne)
double-hearted s. düzenbaz
double-hearted s. aldatıcı
double-hearted s. güvenilmez
double-hearted s. yalancı
double-milled s. iki kez inceltilmiş (kumaş)
double-sided s. iki taraflı
double-sided s. iki yüzlü
double-sided s. iki yönlü
at the double zf. fırtına gibi
double zf. iki kat
on the double zf. bir koşu
double zf. iki misli
at the double zf. yellim yelalim
on the double zf. yellim yelalim
at the double zf. koşar adım
on the double zf. fırtına gibi
at the double zf. koşar adımla
in double time zf. hızla
double-quick zf. hızla
double zf. ikili
double zf. birlikte
double zf. çift olarak
double zf. çiftler halinde
double zf. biri ile beraber
double zf. iki büklüm olarak
double quick zf. daha hızlı
double-handed zf. diğerine yardım eden iki insandan her biriyle
go at the double! ünl. marş marş
cmd (common meter double) kısalt. müzikte bir tür ölçü
Phrasals
double up with someone f. birisiyle paylaşmak
double down f. daha inatçı veya kararlı olmak
double down f. üstelemek
double up f. iki büklüm olmak
double up f. yerlere yatırmak
double up f. eşleştirmek

"double !" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ikiz double twin double i.
Tourism
double oda double room i.
Computer
dubldisk sys="double disk veri sıkıştırma yardımcı programı" dubldisk sys="double disk data compression utility" expr.
dubldisk sys="double disk veri sıkıştırma programı" dubldisk sys="double disk data compression utility" expr.
Baseball
(double) vurucunun ikinci kaleye ulaşmasını sağlayan stand-up s.