Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
sueño eterno
have a lot
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"have a lot"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 104 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
have a lot on one's plate
f.
çok fazla işi olmak
2
Genel
have a lot on one's plate
f.
bitirilmeyi bekleyen çok sayıda görevi olmak
3
Genel
have a lot of fun
f.
çok eğlenmek
4
Genel
have a discussion on/about something with someone a lot
f.
çok tartışmak
5
Genel
have a lot to do
f.
yapacak çok şeyi olmak
6
Genel
have a lot to do
f.
yapacak çok işi olmak
7
Genel
have a lot to do
f.
yapılacak çok şey/şeyi olmak
8
Genel
have a lot of money
f.
çok parası olmak
9
Genel
have a lot of time
f.
çok fazla vakti olmak
10
Genel
have a lot in common
f.
birçok ortak özelliği olmak
Colloquial
11
Konuşma Dili
have (a lot) of bottle
f.
yürekli olmak
12
Konuşma Dili
have (a lot) of bottle
f.
cüretkar davranmak
13
Konuşma Dili
have (a lot) of bottle
f.
kendine güvenmek
14
Konuşma Dili
have (a lot) of bottle
f.
cesur
15
Konuşma Dili
have (a lot) of bottle
f.
soğukkanlı olmak
16
Konuşma Dili
have a lot on
f.
çok meşgul olmak
17
Konuşma Dili
have a lot on
f.
yapacak/yapması gereken çok işi olmak
18
Konuşma Dili
not have a lot on
f.
müsait olmak
19
Konuşma Dili
not have a lot on
f.
meşgul olmamak
20
Konuşma Dili
not have a lot on
f.
yapacak/yapması gereken pek bir işi olmamak
21
Konuşma Dili
not have a lot on
f.
pek planı olmamak
22
Konuşma Dili
not have a lot on
f.
pek işi olmamak
23
Konuşma Dili
have a lot on
f.
meşgul olmak
24
Konuşma Dili
have a lot on
f.
çok işi olmak
25
Konuşma Dili
have a lot on
f.
çok işi olmak
26
Konuşma Dili
not have a lot on
f.
çok az işi olmak
27
Konuşma Dili
not have a lot on
f.
planlanmış hiç bir işi olmamak
28
Konuşma Dili
not have a lot on
f.
belli bir zaman diliminde pek işi olmamak
29
Konuşma Dili
have a lot on
f.
çok meşgul olmak
30
Konuşma Dili
have a lot on
f.
yapacak/yapması gereken çok işi olmak
31
Konuşma Dili
have a lot on
f.
meşgul olmak
32
Konuşma Dili
have a lot on
f.
çok işi olmak
33
Konuşma Dili
have a lot going for it
f.
yapacak çok şeyi olmak
Idioms
34
Deyim
have a lot in common with somebody
f.
birisiyle birçok ortak özelliğe sahip olmak
35
Deyim
have a lot going on
f.
çok meşgul olmak
36
Deyim
have a lot of nerve
f.
çok küstah/arsız olmak
37
Deyim
have a lot on one's plate
f.
çok meşgul olmak
38
Deyim
have a lot on one's plate
f.
çok yoğun olmak
39
Deyim
have a lot of promise
f.
gelecek vadetmek
40
Deyim
have a lot on one's plate
f.
işten başını kaldıramamak
41
Deyim
have a lot on one's plate
f.
işi başından aşkın olmak
42
Deyim
have a lot on one's mind
f.
kafası çok dolu/meşgul olmak
43
Deyim
have a lot irons in the fire
f.
kırk tarakta bezi olmak
44
Deyim
have a lot on one's mind
f.
kafasında bir sürü sorun olmak
45
Deyim
have a lot to answer for
f.
sorunun kaynağı olmak
46
Deyim
have a lot of time for somebody
f.
(değer verdiği/hoşlandığı) birisine ayıracak çok zamanı olmak
47
Deyim
have a lot/enough on one's plate
f.
zaten yeterince derdi/işi olmak
48
Deyim
have a lot of nerve
f.
yüzsüz olmak
49
Deyim
have a lot going for one
f.
(bir görev için) biçilmiş kaftan olmak
50
Deyim
have a lot going for one
f.
(bir iş için) gerekli meziyetleri olmak
51
Deyim
have a lot on one's plate
f.
yapacak çok işi olmak
52
Deyim
have a lot to answer for
f.
verecek hesabı olmak
53
Deyim
have (a lot) of bottle
f.
özgüveni çok yüksek olmak
54
Deyim
have a lot of bottle [uk]
f.
cesaretli olmak
55
Deyim
have a lot of bottle [uk]
f.
özgüveni yüksek olmak
56
Deyim
have a lot of bottle [uk]
f.
çok girişken olmak
57
Deyim
have a lot of bottle [uk]
f.
büyük cesaret göstermek
58
Deyim
have a lot of bottle [uk]
f.
yüksek özgüven sergilemek
59
Deyim
have a lot on the ball [us]
f.
dikkatli olmak
60
Deyim
have a lot on the ball [us]
f.
bilgili olmak
61
Deyim
have a lot on the ball [us]
f.
hızlı harekete geçmek
62
Deyim
have a lot on the ball [us]
f.
akıllı olmak
63
Deyim
have a lot on the ball [us]
f.
hızlı hareket etmek
64
Deyim
have a lot on the ball [us]
f.
bir çok meziyeti olmak
65
Deyim
have a lot on the ball [us]
f.
bir çok yeteneği olmak
66
Deyim
have a lot on the ball
f.
işe yaramak
67
Deyim
have a lot on the ball
f.
işe yarar biri olmak
68
Deyim
have a lot of irons in the fire
f.
kırk tarakta bezi olmak
69
Deyim
have a lot of irons in the fire
f.
birçok yedek/farklı planı/fırsatı olmak
70
Deyim
have a lot of time for somebody/something [uk]
f.
birini/bir şeyi çok sevmek
71
Deyim
have a lot of time for somebody/something [uk]
f.
birine/bir şeye çok saygı duymak
72
Deyim
have a lot of time for somebody/something [uk]
f.
birine/bir şeye hayran olmak
73
Deyim
have a lot of time for somebody/something [uk]
f.
birine/bir şeye gıpta etmek
74
Deyim
have a lot on mind
f.
kafası çok dolu/meşgul olmak
75
Deyim
have a lot on mind
f.
kafasında bir sürü sorun olmak
76
Deyim
have a lot on your plate
f.
zaten yeterince derdi/işi olmak
77
Deyim
have a lot on your plate
f.
işi/derdi başından aşkın olmak
78
Deyim
have something/a lot on the ball [us]
f.
dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak
79
Deyim
have something/a lot on the ball [us]
f.
kafası basar/çalışır olmak
80
Deyim
have something/a lot on the ball [us]
f.
yeterli/belirli düzeyde akla/zekaya sahip olmak
81
Deyim
have something/a lot on the ball [us]
f.
bir işi iyi yapabilmek
82
Deyim
have something/a lot on the ball [us]
f.
zeki/akıllı olmak
83
Deyim
have a lot of bottle
f.
yürekli olmak
84
Deyim
have a lot of bottle
f.
cüretkar davranmak
85
Deyim
have a lot of bottle
f.
kendine güvenmek
86
Deyim
have a lot of bottle
f.
çok cesur olmak
87
Deyim
have a lot of bottle
f.
soğukkanlı olmak
88
Deyim
have a lot of bottle
f.
özgüveni çok yüksek olmak
89
Deyim
have a lot of bottle
f.
büyük cesaret göstermek
90
Deyim
have a lot/enough on one's plate
expr.
onun derdi ona yeter
Speaking
91
Konuşma
I have a lot on my plate
expr.
benim derdim bana yeter
92
Konuşma
I have a lot on my plate
expr.
benim sorunum bana yeter
93
Konuşma
I know I have a lot to learn as a teacher
expr.
bir öğretmen olarak öğrenmem gereken çok şey olduğunu biliyorum
94
Konuşma
I don't have a lot of time
expr.
çok vaktim yok
95
Konuşma
have you travelled a lot?
expr.
çok seyahat ettin mi?
96
Konuşma
you don't have a lot of time
expr.
çok fazla zamanın yok
97
Konuşma
I don't have a lot of time
expr.
çok zamanım yok
98
Konuşma
we don't have a lot of time
expr.
çok fazla zamanımız yok
99
Konuşma
we don’t have a lot of options
expr.
fazla seçeneğimiz yok
100
Konuşma
I have a lot of friends at school
expr.
okulda bir sürü arkadaşım var
101
Konuşma
we have a lot in common
expr.
senin ile birçok ortak noktamız var
102
Konuşma
you have a lot of free time
expr.
çok boş vaktin var
103
Konuşma
I have a lot of free time
expr.
çok boş vaktim var
104
Konuşma
they have a lot of fun
expr.
çok eğleniyorlar
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of have a lot
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy