| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | make sure f. | emin olmak | ||
|
We will make sure your vote is recorded. Oyunuzun kaydedildiğinden emin olacağız. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | make sure f. | unutmamak | ||
|
While you're nearby, make sure to check out Blue Lagoon, another of Jamaica's most beautiful spots. Hazır buralardayken Jamaika'nın en güzel yerlerinden biri olan Blue Lagoon'a da uğramayı unutmayın. More Sentences |
||||
| Genel | make sure of f. | sağlama almak | ||
|
I'll make sure of it. Sağlama alacağım. More Sentences |
||||
| Genel | make sure f. | bakmak | ||
|
Make sure that the sick are properly cared for. Hastalara uygun şekilde bakıldığından emin ol. More Sentences |
||||
| Genel | make sure f. | sağlamak | ||
|
I will make sure that the services avoid the use of argot. Servislerin argo kullanımından kaçınmasını sağlayacağım. More Sentences |
||||
| Phrases | ||||
| İfadeler | make sure that expr. | emin olun | ||
|
We are making sure that we take action here. Burada harekete geçtiğimizden emin oluyoruz. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | make sure of f. | emin olmak | ||
|
I will make sure of it. Bundan emin olacağım. More Sentences |
||||
| Konuşma Dili | make sure f. | emin olmak | ||
|
We must make sure the gaps in this area are reduced. Bu alandaki boşlukların azaltıldığından emin olmalıyız. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | make sure f. | emin olmak | ||
|
Once again, I will make sure the technical adjustment is carried out. Bir kez daha teknik düzenlemenin yapıldığından emin olacağım. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | make sure something is ok f. | kontrol etmek | ||
| Genel | make sure f. | garantilemek | ||
| Genel | make sure f. | emin olmak için gerekeni yapmak | ||
| Genel | make sure f. | garanti etmek | ||
| Genel | make sure f. | sağlam kazığa bağlamak | ||
| Genel | make sure that f. | sağlama almak | ||
| Genel | make sure f. | sağlama bağlamak | ||
| Genel | make sure f. | sağlama almak | ||
| Genel | make sure f. | garantiye almak | ||
| Genel | make sure of f. | doğru olup olmadığından emin olmak | ||
| Genel | make sure ensure f. | yapılmasını sağlamak | ||
| Genel | make sure of f. | -den emin olmak | ||
| Genel | make sure [obsolete] f. | (ilişki) adını koymak | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | make sure someone is all right f. | birinin iyi olduğundan emin olmak | ||
| Konuşma Dili | make sure f. | kuşku duymayacak şekilde bilmek | ||
| Konuşma Dili | make sure of f. | kesinlikle bilmek | ||
| Konuşma Dili | make sure there's nobody around expr. | etrafta kimsenin olmadığından emin ol | ||
| Konuşma Dili | make sure the x is facing up like this expr. | x ile işaretli kısmın şu şekilde üstte olmasına dikkat et | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | make sure f. | güvence vermek | ||
| Deyim | make sure f. | inandırmak | ||
| Deyim | make sure f. | temin etmek | ||
| Speaking | ||||
| Konuşma | make sure he's well taken care of expr. | gözünüz gibi bakın ona | ||
| Konuşma | make sure she's well taken care of expr. | gözünüz gibi bakın ona | ||
| Konuşma | make sure you don't leave the door open expr. | kapıyı açık bırakmadığından emin ol | ||
| Konuşma | I just wanted to make sure you were all right expr. | sadece iyi olduğundan emin olmak istedim | ||
| Konuşma | just want to make sure it's you expr. | sen olduğundan emin olmak istedim | ||
| Konuşma | we have to make sure they're clean expr. | temiz olduklarından emin olmalıyız | ||
| Technical | ||||
| Teknik | make sure f. | temin etmek | ||
| Teknik | make sure f. | tahkik etmek | ||
