Geçmiş

not be one to

"not be one to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 33 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	not as young as one used to be f.	eskisi gibi genç olmamak
Phrases
2	İfadeler	be as much as (one) could do (not) (to do something) f.	kendini zor tutmak
3	İfadeler	be as much as (one) could do (not) (to do something) f.	elinden geldiğince kendini tutmak/dayanmak
Colloquial
4	Konuşma Dili	be all (one) could do (not) to (do something) f.	elinden bir tek (bir şeyi yapmak ya da yapmamak) gelmek
Idioms
5	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	elifi mertek sanmak
6	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak
7	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda hiç bilgisi olmamak
8	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak
9	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	başını sonunu bilememek
10	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek
11	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	elinden geleni yapmak
12	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	kendini zor tutmak
13	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	kendini tutmaya çalışmak
14	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	kendisiyle mücadele etmek
15	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	tüm/olanca/var gücüyle yapmaya/yapmamaya çalışmak
16	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	tüm/olanca/var gücünü kullanmak
17	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak
18	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	bir konuda zırcahil olmak
19	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
20	Deyim	not be able to tell one end (of something) from the other f.	(bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
21	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	(bir şeyi yapmak ya da yapmamak) için elinden geleni yapmak
22	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	(bir şeyi yapmak ya da yapmamak) için her yolu denemek
23	Deyim	be all (one) could do (not) to (do something) f.	(bir yapmamak) için kendini zor tutmak
24	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir bilgisi olmamak
25	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir şey anlamamak
26	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	hiçbir fikri olmamak
27	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	bir konuda zır cahil olmak
28	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonundan ayırt edememek
29	Deyim	not know/not be able to tell one end of something from the other f.	başını sonunu bilememek
30	Deyim	(not) half the person/man/woman (one) used to be expr.	(birinin) o eski halinden eser kalmamış
31	Deyim	(not) half the person/man/woman (one) used to be expr.	o eski kişiden/adamdan/kadından eser kalmamış
Speaking
32	Konuşma	not as young as one used to be expr.	artık yaşlı
33	Konuşma	not as young as one used to be expr.	eskisi kadar genç değil