the facts

"the facts" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	accept the facts f.	gerçekleri kabul etmek
You have to accept the fact that there is no acquis communautaire on nuclear safety. Nükleer güvenlik konusunda bir müktesebat olmadığı gerçeğini kabul etmek zorundasınız. More Sentences
2	Genel	reflect the facts f.	gerçekleri yansıtmak
The final version should reflect the fact that I abstained on that report. Nihai versiyon, bu raporda çekimser kaldığım gerçeğini yansıtmalıdır. More Sentences
3	Genel	face the facts f.	gerçeklerle yüzleşmek
We have to face the facts regarding the USA, the ICC and the European Union. ABD, ICC ve Avrupa Birliği ile ilgili gerçeklerle yüzleşmek zorundayız. More Sentences
4	Genel	the facts of life i.	hayatın gerçekleri
5	Genel	the facts on the ground i.	fiili gerçekler
6	Genel	distort the facts f.	gerçekleri çarpıtmak
7	Genel	acknowledge the facts f.	gerçekleri görmek
8	Genel	realize the facts f.	ayılmak
9	Genel	twist the facts f.	gerçekleri çarpıtmak
10	Genel	establish the facts f.	gerçekleri tespit etmek
11	Genel	in the light of the facts zf.	olayların gelişmesine göre
12	Genel	in the light of the facts zf.	olayların ışığı altında
Phrases
13	İfadeler	according to the facts expr.	gerçekliklere göre
14	İfadeler	according to the facts expr.	olgulara göre
15	İfadeler	according to the facts expr.	olaylara göre
16	İfadeler	according to the facts expr.	yaşananlara göre
17	İfadeler	in the light of all the facts mentioned above expr.	yukarıda bahsedilen tüm bu gerçeklerin ışığında
Colloquial
18	Konuşma Dili	don't let the facts get in the way of a good story expr.	gerçeklerin iyi bir hikayenin önüne geçmesine izin verme
19	Konuşma Dili	don't let the facts get in the way of a good story expr.	gerçeklerle hikayeyi mahvetme
20	Konuşma Dili	don't let the facts get in the way of a good story expr.	güzelim hikayeyi mahvetme
21	Konuşma Dili	just the facts, ma'am expr.	sadece gerçekleri söyleyin
22	Konuşma Dili	just the facts, ma'am expr.	sadece ne olduğunu anlatın
23	Konuşma Dili	just the facts, ma'am expr.	süslemeden/abartmadan gerçekleri anlatın
24	Konuşma Dili	just the facts, ma'am expr.	sadece olanları anlatın
25	Konuşma Dili	just the facts, ma'am expr.	olanları olduğu gibi anlatın
26	Konuşma Dili	just the facts, ma'am expr.	süslemeden/abartmandan/bir şey katmadan ne olduysa onu anlatın
27	Konuşma Dili	just the facts, ma'am expr.	hikayeyi süslemeyin
28	Konuşma Dili	them's the facts expr.	gerçek bu
29	Konuşma Dili	them's the facts expr.	gerçek böyle
30	Konuşma Dili	them's the facts expr.	durum bu
Idioms
31	Deyim	the facts of life i.	cinsellik
32	Deyim	the facts of life i.	cinsel yaşam
33	Deyim	the facts of life i.	yaşamın güçlükleri
34	Deyim	the facts of life i.	yaşamın zorlukları
35	Deyim	the facts of life i.	zor yaşam gerçekleri
36	Deyim	facts on the ground i.	asıl gerçekler
37	Deyim	facts on the ground i.	gerçekler
38	Deyim	facts on the ground i.	ortadaki gerçekler
39	Deyim	facts on the ground i.	fiili gerçekler
40	Deyim	stick to the facts f.	gerçeklere bağlı kalmak
41	Deyim	stick to the facts f.	gerçeklerden ayrılmamak
42	Deyim	get down to the facts f.	sadede gelmek
43	Deyim	have the facts straight f.	(bir konuyla ilgili) doğruları/gerçekleri bilmek
44	Deyim	marshal the facts f.	zamana göre düzenleme yapmak
45	Deyim	get the facts straight f.	(bir konuyla ilgili) doğruları/gerçekleri bilmek
46	Deyim	get the facts straight f.	bir konuyla ilgili doğruları/gerçekleri bilmek
47	Deyim	get the facts straight f.	bir konuyla ilgili doğruları/gerçekleri doğru düzgün öğrenmek/yansıtmak
48	Deyim	have the facts straight f.	(bir konuyla ilgili) doğruları/gerçekleri bilmek
49	Deyim	the facts speak for themselves expr.	gerçekler ortada
50	Deyim	the facts speak for themselves expr.	söze ne hacet
Speaking
51	Konuşma	it's time to face the facts i.	gerçeklerle yüzleşmenin zamanı
52	Konuşma	let's face the facts i.	gerçeklerle yüzleşelim
53	Konuşma	stick to the facts expr.	hayallere kapılma
Law
54	Hukuk	facts of the case i.	olayın unsurları
Politics
55	Siyasal	stating the known facts i.	malumun ilamı
Modern Slang
56	Modern Argo	and them's the facts expr.	sonuç olarak