Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
certificat de lot harmonisé internationalement
first down
alas
aldığı bir darbeden dolayı sersemlemek
geri kaydetmek
to eat
Geçmiş
Cümleler
"to eat"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 82 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
want to eat
f.
yemek istemek
If we
want to eat
fresh produce, then it is impossible first to treat it thermally.
Taze ürün
yemek istiyorsak,
önce onu termal olarak işlemden geçirmek imkansızdır.
More Sentences
Idioms
2
Deyim
bite (to eat)
f.
bir şeyler atıştırmak
Let's have a
bite
to eat.
Bir şeyler atıştıralım.
More Sentences
General
3
Genel
things to eat
i.
yenilecek şeyler
4
Genel
have to eat the same food
f.
aynı yemeğe talim etmek
5
Genel
go out to eat
f.
yemeğe çıkmak
6
Genel
lose one's desire to eat
f.
iştahı kaçmak
7
Genel
bring someone something to eat
f.
birine yiyecek bir şeyler getirmek
Proverb
8
Atasözü
eat to live but do not live to eat
yaşamak için ye yemek için yaşama
9
Atasözü
eat to live not live to eat
yaşamak için ye yemek için yaşama
10
Atasözü
eat to live, not live to eat
yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı
11
Atasözü
you have to eat a peck of dirt before you die
(üzülme/dert etme) herkes payına düşeni yaşar/herkes sıkıntı yaşar
12
Atasözü
we (all) have to eat a peck of dirt before we die
ufak tefek sağlıksız şeylerden/kaçamaklardan zarar gelmez/ölmeyiz
13
Atasözü
we (all) have to eat a peck of dirt before we die
azıcık kirden/pislikten zarar gelmez/ölmeyiz
Colloquial
14
Konuşma Dili
have something to eat
f.
yemek yemek
15
Konuşma Dili
have something to eat
f.
bir şeyler yemek
16
Konuşma Dili
good enough to eat
s.
hoş görünüşlü
17
Konuşma Dili
good enough to eat
s.
fevkalade güzel
18
Konuşma Dili
good enough to eat
s.
harika görünen
19
Konuşma Dili
(one) is not going to eat (someone)
expr.
(biri birini) yemez
20
Konuşma Dili
(one) is not going to eat (someone)
expr.
(birinden) çekinecek/korkacak bir şey yok
21
Konuşma Dili
(one) is not going to eat (someone)
expr.
(birinden) çekinmeye/korkmaya gerek yok
Idioms
22
Deyim
a bite to eat
i.
atıştırma
23
Deyim
a bite to eat
i.
hızlı bir yemek
24
Deyim
a bite to eat
i.
ayak üstü yemek
25
Deyim
get a bite to eat
f.
birşeyler atıştırmak
26
Deyim
grab a bite to eat
f.
bir şeyler atıştırmak
27
Deyim
have to eat one's words
f.
tükürdüğünü yalamak
28
Deyim
(be) good enough to eat
f.
fevkalade güzel olmak
29
Deyim
(be) good enough to eat
f.
hoş görünüşlü olmak
30
Deyim
(be) good enough to eat
f.
harika görünmek
31
Deyim
bite (to eat)
f.
bir şeyler yemek
32
Deyim
bite (to eat)
f.
hızlıca bir şeyler yemek
33
Deyim
bite (to eat)
f.
ayak üstü bir şeyler yemek
34
Deyim
hate to eat and run
expr.
kalkmak hoşuma gitmiyor ama
35
Deyim
hate to eat and run
expr.
yedikten sonra böyle hemen kalktığım için üzgünüm
36
Deyim
mad enough to eat nails
expr.
sinirden deliye dönmüş
37
Deyim
mad enough to eat nails
expr.
sinirden aklını kaçırmış/oynatmış
38
Deyim
mad enough to eat nails
expr.
sinirden ne yapacağını bilemeyen
39
Deyim
mad enough to eat nails
expr.
çok sinirli
40
Deyim
mad enough to eat nails
expr.
çok sinirlenmiş
41
Deyim
mad enough to eat nails
expr.
küplere binmiş
42
Deyim
mad enough to eat nails
expr.
sinir küpüne dönmüş
Speaking
43
Konuşma
don't know whether to eat it or rub it on
expr.
atsan atılmaz satsan satılmaz
44
Konuşma
to eat here or to take away? [uk]
expr.
burada mı yiyeceksiniz yoksa paket mi olsun?
45
Konuşma
to eat here or to take away? [uk]
expr.
burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun?
46
Konuşma
don't know whether to eat it or rub it on
expr.
bununla ne yapacağımı bilmiyorum
47
Konuşma
I have to eat something
expr.
bir şeyler yemek zorundayım
48
Konuşma
I have to eat something
expr.
bir şeyler yemeliyim
49
Konuşma
I have to eat something
expr.
bir şeyler yemem lazım
50
Konuşma
I have to eat something
expr.
bir şeyler yemem gerekiyor
51
Konuşma
shall we have something to eat?
expr.
bir şeyler yiyelim mi?
52
Konuşma
I really want to eat/drink/have
expr.
canım çekti
53
Konuşma
when is the last time you had something to eat?
expr.
en son ne zaman yemek yedin?
54
Konuşma
would you like to eat hamburger?
expr.
hamburger yemek ister misin?
55
Konuşma
what would you like to eat?
expr.
ne yemek istersiniz?
56
Konuşma
I hate to eat and run
expr.
kalkmak hoşuma gitmiyor ama
57
Konuşma
what do cats like to eat?
expr.
kediler ne yemeyi sever?
58
Konuşma
what would you like to eat?
expr.
ne yemek isterdiniz?
59
Konuşma
what would you like to eat?
expr.
ne yemek alırsınız?
60
Konuşma
what would you like to eat?
expr.
ne yemek alırdınız?
61
Konuşma
if you try to get them away from me i'll eat you alive
expr.
onları benden almaya çalışırsan çiğ çiğ yerim seni
62
Konuşma
what do you want to eat?
expr.
ne yemek istersin?
63
Konuşma
I can make you something to eat
expr.
sana yiyecek bir şeyler hazırlayabilirim
64
Konuşma
I'll fix you something to eat
expr.
size yiyecek bir şeyler hazırlayayım
65
Konuşma
you need to eat healthily
expr.
senin sağlıklı beslenmen gerek
66
Konuşma
you need to eat healthily
expr.
senin sağlıklı beslenmen lazım
67
Konuşma
you need to eat healthy foods
expr.
senin sağlıklı beslenmen gerek
68
Konuşma
you need to eat healthy foods
expr.
senin sağlıklı beslenmen lazım
69
Konuşma
I'll fix you something to eat
expr.
sana yiyecek birşeyler hazırlayayım
70
Konuşma
it's time to eat
expr.
yemek yeme zamanı
71
Konuşma
get yourselves something to eat
expr.
yiyecek bir şeyler alın
72
Konuşma
what would you like to eat?
expr.
yemek olarak ne istersiniz?
73
Konuşma
do you want something to eat?
expr.
yiyecek bir şeyler ister misin?
74
Konuşma
I hate to eat and run
expr.
yedikten sonra böyle hemen kalktığım için üzgünüm
75
Konuşma
what would you like to eat?
expr.
yemek olarak ne alırsınız?
76
Konuşma
you want something to eat?
expr.
yiyecek bir şey ister misin?
Marine
77
Denizcilik
eat to windward
f.
rotada orsa giderken dümeni az hareket ettirmek
Food Engineering
78
Gıda
ready-to-eat products
i.
yemeğe hazır ürünler
79
Gıda
ready-to-eat
s.
tüketime hazır
Gastronomy
80
Mutfak
cooked ready-to-eat meals
i.
pişmiş hazır yemekler
Military
81
Askeri
meal-ready-to-eat (mre)
i.
hazır öğün
Modern Slang
82
Modern Argo
all you care to eat
i.
sipariş verilen yiyeceklerin masada garsonlar tarafından bittikçe tamamlandığı açık büfe sistemi
"to eat"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Slang
1
Argo
asker tayını/paketlenmiş hazır yemek anlamındaki "meal ready to eat" ifadesinin ilk harflerinden oluşturulmuş mre kısaltmasının yemeğin kötülüğünden ötürü şaka yollu "Etiyopyalıların bile reddettiği/yemediği yemek" şeklinde değiştirilmiş hali
meals rejected by ethiopians
expr.
2
Argo
asker tayını/paketlenmiş hazır yemek anlamındaki "meal ready to eat" ifadesinin ilk harflerinden oluşturulmuş mre kısaltmasının yemeğin kötülüğünden ötürü şaka yollu "düşmanın (enemy) bile reddettiği/yemediği yemek" şeklinde değiştirilmiş hali
meals rejected by the enemy
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of to eat
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy