çarpıcı - Türkçe İngilizce Sözlük

çarpıcı

"çarpıcı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 38 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çarpıcı striking s.
Yesterday I was in Galicia, where the desolation of the fishermen is truly striking.
Dün Galiçya'daydım, burada balıkçıların çaresizliği gerçekten çarpıcı.

More Sentences
General
çarpıcı dramatic s.
Some stocks have experienced a dramatic decline.
Bazı hisse senetleri çarpıcı bir düşüş yaşadı.

More Sentences
çarpıcı impressive s.
But it's still an impressive effect.
Ama yine de çarpıcı bir etki.

More Sentences
çarpıcı stunning s.
This is a stunning rebuff to the Commission.
Bu Komisyona verilen çarpıcı bir cevaptır.

More Sentences
çarpıcı graphic s.
The graphic description of the victim's murder was too much for his mother, who ran out of the court in tears.
Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.

More Sentences
çarpıcı striking s.
Recently, striking discrepancies between the European Union and the US have come to light.
Son zamanlarda Avrupa Birliği ile ABD arasında çarpıcı görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır.

More Sentences
çarpıcı damning s.
The leaked documents provided damning evidence of corruption.
Sızdırılan belgeler yolsuzluğa dair çarpıcı kanıtlar ortaya koyuyordu.

More Sentences
çarpıcı punchy s.
The newspaper article had a punchy headline.
Gazete makalesinin çarpıcı bir başlığı vardı.

More Sentences
çarpıcı blazing s.
çarpıcı telling s.
çarpıcı bold s.
çarpıcı showy s.
çarpıcı intense s.
çarpıcı flashy s.
çarpıcı devastating s.
çarpıcı conspicuous s.
çarpıcı salient s.
çarpıcı heady s.
çarpıcı spectacular s.
çarpıcı arrestive s.
çarpıcı awful s.
çarpıcı hard-hitting s.
çarpıcı hot s.
çarpıcı operatic s.
çarpıcı distingué s.
çarpıcı saliant s.
çarpıcı gaudish [obsolete] s.
çarpıcı out-of-the-ordinary s.
çarpıcı sightly [obsolete] s.
çarpıcı poignant s.
Colloquial
çarpıcı gaudy s.
Idioms
çarpıcı big and bold s.
Computer
çarpıcı multiplier i.
Math
çarpıcı multiplier i.
Chemistry
çarpıcı salient s.
Archaic
çarpıcı distinct s.
Slang
çarpıcı hard core s.
çarpıcı socko s.

"çarpıcı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 99 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çarpıcı biçimde strikingly zf.
Who is this strikingly handsome young man?
Bu çarpıcı biçimde yakışıklı genç adam kim?

More Sentences
çarpıcı biçimde dramatically zf.
The world has changed dramatically since the Cold War when there existed two super powers.
Dünya, iki süper gücün var olduğu Soğuk Savaş'tan bu yana çarpıcı biçimde değişti.

More Sentences
çarpıcı şey dynamite i.
çarpıcı çekim flash i.
çarpıcı şey thumper i.
çarpıcı benzerlik striking resemblance i.
çarpıcı iddialar striking claims i.
çarpıcı gelişme shock development i.
çarpıcı gelişme shocking development i.
çarpıcı buluşlar remarkable inventions i.
can alıcı/çarpıcı/etkileyici özellik wow factor i.
çarpıcı görüntüler graphic images i.
çarpıcı yenilik/buluş stunning breakthrough i.
çarpıcı manzara track [scottish] i.
çarpıcı cazibe mesmerism i.
çarpıcı emsal concentrate i.
çarpıcı ifade oluşturma phrasemaking i.
çarpıcı şey superspectacle i.
çarpıcı iddialarda bulunmak astonishing claims f.
çarpıcı iddialarda bulunmak make astonishing claims f.
çarpıcı veya hatırda kalıcı pasajları seçerek almak commonplace f.
çarpıcı veya hatırda kalıcı pasajları genel başlıklar altında düzenlemek commonplace f.
daha çarpıcı bir anlatıma sahip olmak outtell f.
çarpıcı şekilde ışıldamak skyre f.
çarpıcı bir şekilde sunmak stage-manage f.
çarpıcı (esans/içki) heady s.
daha çarpıcı showier s.
çarpıcı olmayan nonstriking s.
göze çarpıcı striking s.
çarpıcı olmayan unspectacular s.
çok çarpıcı sobering s.
çarpıcı olmayan unshowy s.
çarpıcı bir çekiciliği olan knockout s.
çarpıcı bir stili olan idiomatic s.
çarpıcı biçimde alışılmadık flakey s.
çarpıcı bir başarısı bulunan gee-whiz s.
çarpıcı olmayan sober s.
az çok önemli veya çarpıcı some s.
çarpıcı olmayan (renk) neutral s.
çarpıcı biçimde flashily zf.
çarpıcı bir biçimde conspicuously zf.
çarpıcı şekilde strikingly zf.
çarpıcı şekilde dramatically zf.
çarpıcı bir biçimde earth-shakingly zf.
çarpıcı bir biçimde earthshatteringly zf.
çarpıcı bir biçimde earth-shatteringly zf.
çarpıcı biçimde sensationally zf.
çarpıcı bir şekilde sightly zf.
çarpıcı biçimde freshly zf.
Phrasals
çarpıcı bir farkla yenmek take away f.
Phrases
çarpıcı/şaşırtıcı to shout about expr.
Colloquial
çarpıcı örnek striking example i.
çarpıcı örnek stunning example i.
çarpıcı sonuçlar doğuran şey zinger i.
(finansal piyasadaki) ani ve çarpıcı artış/yükseliş melt-up i.
kulvarın en çarpıcı ismi (k.e.ç.i) greatest of all time (g.o.a.t) i.
çarpıcı/şaşırtıcı bir şey olmak be something to shout about f.
(finansal piyasa) aniden ve çarpıcı şekilde artmak/yükselmek melt up f.
Idioms
çarpıcı düşünce sobering thought i.
çarpıcı değişiklik end of the world i.
bir şeyin çarpıcı bir şekilde yön değiştirmesi turn of the tide i.
bir şeyin çarpıcı bir şekilde yön değiştirmesi turning of the tide i.
birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak lay a (heavy) trip on someone f.
durumu çarpıcı biçimde değiştirmek flip the script on (someone or something) f.
çarpıcı biçimde yükselmek (ve aynı şekilde düşüş yaşamak) rise like a rocket (and fall like a stick) f.
çarpıcı kıyafetler giymek be dressed to kill f.
çarpıcı kıyafetler giymek dress to kill f.
durumu çarpıcı biçimde değiştirmek flip the script f.
çarpıcı biçimde yükselmek rise like a rocket f.
çarpıcı kıyafetler giyinmiş dressed up fit to kill expr.
çarpıcı kıyafetler giyinmiş dressed fit to kill expr.
çarpıcı kıyafetler giyinmiş dressed to kill expr.
Technical
çapraz alanlı çarpıcı devre cross-field oscillator i.
dört bölgeli çarpıcı four quadrant multiplier i.
elektronik çarpıcı electronic multiplier i.
frekans çarpıcı frequency multiplier i.
iki dördünlü çarpıcı two-quadrant multiplier i.
sıklık çarpıcı frequency multiplier i.
sayısal çarpıcı digital multiplier i.
Computer
dört dördünlü çarpıcı four quadrant multiplier i.
dört dördünlü çarpıcı four-quadrant multiplier i.
elektronik çarpıcı electronic multiplier i.
sayısal çarpıcı digital multiplier i.
Informatics
iki dördünlü çarpıcı two-quadrant multiplier i.
Zoology
hayvanda yırtıcıları uyarma görevi gören çarpıcı renk veya desenler aposematic coloration i.
hayvanda yırtıcıları uyarma görevi gören çarpıcı renk veya desenler warning coloration i.
Literature
bir çarpıcı durumun diğerine eklendiği söz sanatı epiploce i.
Geography
göze çarpıcı striking s.
Sport
çarpıcı renklerin kullanıldığı ve genellikle enine çizgileri bulunan uzun kollu ve beyaz yakalı bir gömlek rugby shirt i.
Art
çarpıcı tematik unsur veya özellik motif i.
(yazı, süsleme, tarz) çok çarpıcı superbold s.
Music
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sesi heldentenor i.
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sese sahip kimse heldentenor i.
Cinema
çarpıcı çekim flash shot i.
çarpıcı kurgu montage of attraction i.
çarpıcı çekim quick shot i.
Archaic
kişisel deftere yazılan çarpıcı metin parçası commonplace i.
Slang
etkileyici/çarpıcı bir şekilde yapmak kickass f.
etkileyici/çarpıcı bir şekilde yapmak kick butt f.