a little - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
a little biraz adv.
  • I now wish to say a little about enlargement.
  • Şimdi genişleme hakkında biraz konuşmak istiyorum.
  • I just have the distinct feeling that she would have preferred to take it a little further at this stage.
  • Sanki bu aşamada biraz daha ileri gitmeyi tercih edermiş gibi bir his var içimde.
  • Unity and democracy are all very well, but being given power is a little more important.
  • Birlik ve demokrasi çok iyi ama güç sahibi olmak biraz daha önemli.
Show More (1976)
a little az adv.
  • We only had a little water.
  • Çok az suyumuz vardı.
  • I have a cough and a little fever.
  • Öksürüğüm ve az da ateşim var.
  • I can speak only a little French.
  • Çok az Fransızca konuşabiliyorum.
Show More (8)
a little azıcık adv.
  • It's hard to like a man who doesn't even drink a little.
  • Azıcık dahi içmeyen bir adamı sevmek zordur.
  • Maybe a little truth serum will get you talking.
  • Belki azıcık bir doğruluk serumu sizi konuşturur.
  • So the ending was a little fast.
  • Bu yüzden sonu azıcık aceleye getirilmişti.
Show More (3)
a little bir parça adv.
  • All right, so I want to sing you a little song.
  • Pekala, size kısa bir parça söylemek istiyorum.
  • Could I get a little piece of that cake?
  • O pastadan bir parça alabilir miyim?
  • He has given us not a little trouble.
  • O bize bir parça bile sorun çıkarmadı.
Show More (1)