| 1 |
cosmetic |
kozmetik |
adj. |
|
- Incidentally, 80% of breast implant operations are carried out for purely cosmetic reasons.
- Bu arada, meme implantı operasyonlarının %80'i tamamen kozmetik nedenlerle gerçekleştirilmektedir.
- It is now resigned to achieving no more than cosmetic changes to the current system.
- Artık mevcut sistemde kozmetik değişiklikler yapmaktan öteye gidilemeyecektir.
- It is essential for a minimum age to be set for cosmetic breast operations.
- Kozmetik meme operasyonları için asgari bir yaş belirlenmesi elzemdir.
- Incidentally, 80% of breast implant operations are carried out for purely cosmetic reasons.
- Bu arada meme implantı operasyonlarının %80'i tamamen kozmetik nedenlerle gerçekleştirilmektedir.
Show More (1)
|
| 2 |
cosmetic |
yüzeysel |
adj. |
|
- Her cosmetic changes to the website were purely superficial and did not address the underlying issues.
- Web sitesinde yaptığı değişiklikler tamamen yüzeyseldi ve esas sorunları ele almıyordu.
Show More (-2)
|
| 3 |
cosmetic |
kozmetik amaçlı |
adj. |
|
- She always carries a small cosmetic bag with her to touch up her makeup throughout the day.
- Gün boyunca makyajını tazeleyebilmek için yanında her zaman küçük bir kozmetik çantası taşıyor.
Show More (-2)
|
| 4 |
cosmetic |
estetik |
adj. |
|
- Your rich cosmetic dentist is not going to like the sugar in these.
- Senin zengin estetik dişçin bunların içindeki şekerden pek haz etmeyecek.
Show More (-2)
|
| 5 |
cosmetic |
dekoratif |
adj. |
|
- We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details.
- Zamanımızı ufak tefek dekoratif ayrıntılar için endişelenerek harcamak yerine web sitemiz için içerik oluşturmaya harcamalıyız.
Show More (-2)
|
