decide - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
decide karar vermek v.
  • It is, though, for these countries themselves to decide if that is what they want.
  • Bununla birlikte istediklerinin bu olup olmadığına bu ülkelerin kendileri karar verecektir.
  • This means that the right to decide what happens to your own body is also different in the Member States.
  • Bu, kendi bedeninize ne olacağına karar verme hakkının da Üye Devletlerde farklı olduğu anlamına gelmektedir.
  • This year we decided not to use flexibility for new posts in the Commission.
  • Bu yıl Komisyon'da yeni görevler için esneklik kullanmamaya karar verdik.
Show More (1961)
decide kararlaştırmak v.
  • But even with those adjustments, we shall not exceed the ceiling decided in Berlin in 1999.
  • Ancak bu ayarlamalarla bile 1999 yılında Berlin'de kararlaştırılan tavanı aşmamalıyız.
  • I would like to question the order decided upon for the votes.
  • Oylamalar için kararlaştırılan sırayı sorgulamak istiyorum.
  • The second measure decided was to provide grain for fodder from intervention stocks in Austria.
  • Kararlaştırılan ikinci önlem ise Avusturya'daki müdahale stoklarından yemlik tahıl sağlanmasıydı.
Show More (20)
decide belirlemek v.
  • The European Union will decide its final position here at the European Council in Seville.
  • Avrupa Birliği nihai tutumunu Sevilla'daki Avrupa Konseyi'nde belirleyecek.
  • Let the market itself then decide the natural balance for transport modes.
  • Bırakalım da ulaşım türleri arasındaki doğal dengeyi piyasa kendisi belirlesin.
  • Which timetable have you decided on for the voting on the proposals you have put forward?
  • Ortaya koyduğunuz tekliflerin oylanması için nasıl bir takvim belirlediniz?
Show More (9)
decide uzlaşmak v.
  • Now, in order to conclude this process, Parliament is due to decide on a motion for a resolution on 5 December.
  • Şimdi, bu sürecin sonuçlandırılması için Parlamento'nun 5 Aralık'ta bir karar önergesi üzerinde uzlaşması gerekiyor.
Show More (-2)