1 |
eventually |
sonunda |
adv. |
|
- I dreamt that Parliament eventually got to decide on a change to its Rules of Procedure.
- Rüyamda Parlamento'nun sonunda İçtüzüğünde bir değişiklik yapmaya karar verdiğini gördüm.
- Eventually, standards were drawn up for only a dozen or so substances.
- Sonunda, sadece bir düzine kadar madde için standartlar hazırlandı.
- The Council eventually agreed to reveal in committee the nature of the contents of the classified documents.
- Konsey sonunda gizli belgelerin içeriğinin komitede açıklanmasını kabul etti.
- First of all I am glad that technology eventually brought us the honourable Member's supplementary question.
- Her şeyden önce teknolojinin sonunda bize Sayın Üyenin ek sorusunu getirmesine sevindim.
- We are very much looking forward to the document that will eventually be on the table.
- Sonunda masaya gelecek olan belgeyi dört gözle bekliyoruz.
- I hope that will eventually emerge, so that what was actually decided will be known after the event.
- Umarım sonunda bu ortaya çıkar ve böylece etkinlikten sonra gerçekte neye karar verildiği bilinir.
- We have witnessed time and again that this is eventually fought by the majority of the people.
- Bunun sonunda halkın çoğunluğu tarafından mücadele edildiğine defalarca şahit olduk.
- Whether a fusion power station is eventually built or not, is for those who come after us to decide.
- Sonunda bir füzyon enerji santralinin inşa edilip edilmeyeceğine bizden sonra gelenler karar verecektir.
- We eventually succeeded in finding the compromise we sought.
- Sonunda aradığımız uzlaşmayı bulmayı başardık.
- I expect that eventually you or some of your colleagues might invite the Commission to take a number of measures.
- Sonunda sizin ya da bazı meslektaşlarınızın Komisyonu bir dizi tedbir almaya davet edeceğinizi umuyorum.
- Eventually, we might stop thinking in terms of a divide.
- Sonunda, bir bölünme terimleriyle düşünmeyi bırakabiliriz.
- Eventually, the policeman was prepared to lose face.
- Sonunda, polis memuru itibar kaybetmeye hazırdı.
- Those side effects accumulate and eventually cause pathology.
- Bu yan etkiler birikir ve sonunda patolojiye neden olur.
- Turns out the new kid eventually became a doctor.
- Yeni çocuğun sonunda doktor olduğu ortaya çıktı.
- The two women became fast friends and eventually decided to write the book together.
- İki kadın sıkı dost oldular ve sonunda kitabı birlikte yazmaya karar verdiler.
- Eventually, the two start to spend more time together.
- Sonunda ikili beraber daha fazla zaman geçirmeye başlıyor.
- Those side effects accumulate and eventually cause pathology.
- Bu yan etkiler birikir ve sonunda patolojiye sebep olur.
- Eventually, the two start to spend more time together.
- Sonunda ikili birlikte daha fazla zaman geçirmeye başlıyor.
- Choose your enemy wisely, for you eventually become him.
- Düşmanını seçerken dikkatli ol, çünkü sonunda ona dönüşürsünüz.
- Those side effects accumulate and eventually cause pathology.
- Bu yan etkiler birikir ve sonunda hastalığa sebebiyet verir.
- Eventually, the garbage collector must perform a collection in order to free some memory.
- Sonunda, çöp toplayıcı bir miktar belleği boşaltmak için bir toplama işlemi gerçekleştirmelidir.
- Eventually, they give in and seek professional help.
- Sonunda onlar da pes eder ve profesyonel yardım alırlar.
- The two women became fast friends and eventually decided to write the book together.
- İki kadın yakın arkadaş oldular ve sonunda kitabı birlikte yazmaya karar verdiler.
- All the patients eventually died.
- Bütün hastalar sonunda öldü.
- Tom will eventually give up.
- Tom sonunda pes edecek.
- Tom says he didn't know Mary would eventually do that.
- Tom, Mary'nin sonunda bunu yapacağını bilmediğini söylüyor.
- I eventually located Tom's house.
- Ben sonunda Tom'un evinin yerini saptadım.
- Tom has been doing a pretty good job of eluding the police, but eventually he'll get caught.
- Tom polisin elinden kaçma konusunda oldukça iyi bir iş çıkarıyor, ama sonunda yakalanacak.
- Tom will win eventually.
- Tom sonunda kazanacak.
- Tom did eventually tell me something I needed to know.
- Tom sonunda bana bilmem gereken bir şey söyledi.
- He eventually married her.
- Sonunda onunla evlendi.
- I imagine that Tom will eventually be caught and put in prison.
- Tom'un sonunda yakalanacağını ve hapse atılacağını hayal ediyorum.
- Tom eventually moved to Boston.
- Tom sonunda Boston'a taşındı.
- I imagine that Tom will eventually run out of money and have to go back home.
- Tom'un sonunda parasının biteceğini ve eve dönmek zorunda kalacağını düşünüyorum.
- Tom eventually calmed down.
- Tom sonunda sakinleşti.
- Tom is going to be able to do that eventually.
- Tom sonunda bunu yapabilecek.
- My plan was eventually adopted.
- Planım sonunda kabul edildi.
- Tom eventually turned himself in.
- Tom sonunda teslim oldu.
- I know you'll find happiness eventually.
- Sonunda mutluluğu bulacağını biliyorum.
- Tom will eventually need to do that.
- Tom'un sonunda bunu yapması gerekecek.
- Tom will eventually find out the truth.
- Tom sonunda gerçeği öğrenecek.
- Sami and Layla eventually became friends.
- Sami ve Leyla sonunda arkadaş oldular.
- Don't you think you'll move back to Boston, eventually?
- Sonunda Boston'a geri döneceğini düşünmüyor musun?
- Eventually, Tom will realize he needs help.
- Sonunda, Tom yardıma ihtiyacı olduğunu fark edecek.
- Eventually the experiment succeeded.
- Sonunda deney başarılı oldu.
- Tom's dream eventually came true.
- Tom'un hayali sonunda gerçek oldu.
- Tom and Mary eventually got divorced.
- Tom ve Mary sonunda boşandılar.
- We'll get there eventually.
- Sonunda oraya varacağız.
- The experiment eventually failed due to a lack of support.
- Deney, sonunda destek eksikliği nedeniyle başarısız oldu.
- Eventually, Tom and Mary got married.
- Sonunda Tom ve Mary evlendi.
- Tom eventually agreed.
- Tom sonunda kabul etti.
- Eventually, he changed his mind.
- Sonunda fikrini değiştirdi.
- Tom eventually joined the navy.
- Tom sonunda donanmaya katıldı.
- Tom is going to eventually learn how to do that.
- Tom sonunda bunu nasıl yapacağını öğrenecek.
- Tom will do that eventually.
- Tom sonunda bunu yapacak.
- Tom eventually pleaded guilty.
- Tom sonunda suçunu kabul etti.
- All of Tom's gang members were eventually arrested.
- Tom'un tüm çete üyeleri sonunda tutuklandı.
- Tom eventually broke down and confessed.
- Tom sonunda yıkıldı ve itiraf etti.
- Eventually, we reached a compromise.
- Sonunda bir uzlaşmaya vardık.
- We eventually got married.
- Biz sonunda evlendik.
- Tom is going to eventually give up.
- Tom sonunda pes edecek.
- Tom and Mary eventually broke up.
- Tom ve Mary sonunda ayrıldılar.
- You'll understand all of this eventually.
- Sonunda tüm bunları anlayacaksınız.
- Tom will eventually learn how to do that.
- Tom sonunda bunu nasıl yapacağını öğrenecek.
- Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer.
- Tom sonunda bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını nasıl yükleyeceğini öğrendi.
- Tom is going to eventually agree to do that.
- Tom sonunda bunu yapmayı kabul edecek.
- I imagine that Tom will eventually run out of money and have to go back home.
- Sanırım sonunda Tom parasız kalacak ve eve geri gitmek zorunda kalacak.
- This vehicle eventually became a successful family car.
- Bu araç sonunda başarılı bir aile arabası oldu.
- Dan and Linda eventually moved to London.
- Dan ve Linda sonunda Londra'ya taşındı.
- I was eventually released.
- Sonunda serbest bırakıldım.
- Eventually, Tom will do that.
- Sonunda, Tom onu yapacak.
- Tom eventually gave up and went home.
- Tom sonunda pes etti ve eve gitti.
- Tom will be back eventually.
- Tom sonunda geri dönecek.
- Tom says he didn't know Mary would eventually leave him.
- Tom, Mary'nin sonunda onu terk edeceğini bilmediğini söylüyor.
- Tom is going to forgive you eventually.
- Tom sonunda seni affedecek.
- Eventually, she succeeded.
- Sonunda başardı.
- Eventually, Tom and Mary got married.
- Sonunda, Tom ve Mary evlendi.
- At first, I thought it was a stupid idea, but I eventually realized what a good idea it was.
- Başta bunun aptalca bir fikir olduğunu düşündüm fakat sonunda bunun ne kadar iyi bir fikir olduğunu fark ettim.
- The experiment eventually failed due to a lack of support.
- Deney sonunda destek eksikliği nedeniyle başarısız oldu.
- Tom will eventually turn up.
- Tom sonunda çıkıp gelecek.
- The police eventually found Tom's car in Boston.
- Polis sonunda Tom'un arabasını Boston'da buldu.
- Tom eventually asked the question he came here to ask.
- Tom sonunda buraya sormak için geldiği soruyu sordu.
- At first, I thought it was a stupid idea, but I eventually realized what a good idea it was.
- Başta aptalca bir fikir olduğunu düşünmüştüm ama sonunda ne kadar iyi bir fikir olduğunu anladım.
- Tom should eventually have enough money to buy Mary a diamond ring.
- Tom'un sonunda Mary'ye elmas bir yüzük alacak kadar parası olmalıydı.
- Tom is learning French because he eventually wants to live in a French-speaking country.
- Tom Fransızca öğreniyor çünkü sonunda Fransızca konuşulan bir ülkede yaşamak istiyor.
- All the patients eventually died.
- Sonunda tüm hastalar öldü.
- Eventually the salesman persuaded me to buy the expensive machine.
- Sonunda, satıcı pahalı makineyi almam için beni ikna etti.
- We'll have to tell Tom eventually.
- Sonunda Tom'a söylemek zorunda kalacağız.
- Tom says he knows Mary will eventually leave him.
- Tom, Mary'nin sonunda onu terk edeceğini bildiğini söylüyor.
- Dan and Linda eventually moved to London.
- Dan ve Linda sonunda Londra'ya taşındılar.
- Tom eventually wound up in Boston.
- Tom sonunda Boston'a geldi.
- Things eventually changed.
- Sonunda işler değişti.
- Eventually the salesman persuaded me to buy the expensive machine.
- Sonunda satıcı beni pahalı makineyi almaya ikna etti.
- Tom is going to eventually do that.
- Tom sonunda bunu yapacak.
- Eventually, Tom will tell me where he buried the treasure.
- Sonunda, Tom bana hazineyi nereye gömdüğünü söyleyecek.
- I knew I'd get blamed eventually.
- Sonunda suçlanacağımı biliyorum.
- Tom will find out eventually.
- Tom sonunda öğrenecek.
- You'll have to come back to Boston eventually.
- Sonunda Boston'a geri gelmek zorunda kalacaksın.
- Eventually, Tom will tell me everything.
- Sonunda Tom bana her şeyi söyleyecek.
- I'm sure you'll eventually be able to do that.
- Sonunda onu yapabileceğinden eminim.
- Tom is going to learn how to do that, eventually.
- Tom sonunda onun nasıl yapılacağını öğrenecek.
- Everybody dies eventually.
- Herkes sonunda ölür.
- Eventually, he hit the target.
- Sonunda hedefi vurdu.
- Tom was able to win eventually.
- Tom sonunda kazanmayı başardı.
- Tom and Mary eventually broke up.
- Tom ve Mary sonunda ayrıldı.
- Even though Tom and Mary didn't like each other at first, they eventually became good friends.
- Tom ve Mary başlangıçta birbirlerini sevmemelerine rağmen sonunda iyi arkadaş oldular.
- Eventually the doctor's receptionist called Tom's name.
- Sonunda doktorun resepsiyonisti Tom'un ismini çağırdı.
- I imagine that Tom and Mary will eventually get married.
- Sanırım sonunda Tom ve Mary evlenecek.
- The police are going to eventually catch you.
- Polis sonunda sizi yakalayacak.
- Eventually, he was sentenced to five years in prison for the violent crime.
- Sonunda işlediği şiddet suçundan dolayı beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- You know that eventually everybody's going to know about this.
- Sonunda bunu herkesin bileceğini biliyorsun.
- I always thought that Tom and Mary would eventually get married.
- Her zaman Tom ve Mary'nin sonunda evleneceklerini düşündüm.
- Tom eventually found out what the problem was.
- Tom sonunda problemin ne olduğunu öğrendi.
- Tom eventually pleaded guilty.
- Tom sonunda suçu kabul etti.
- Eventually Tom purchased a house in Boston.
- Sonunda Tom Boston'da bir ev satın aldı.
- Eventually Tom noticed what was happening.
- Sonunda Tom neler olduğunu fark etti.
- We'll all be dead eventually.
- Sonunda hepimiz öleceğiz.
- Tom will find out who did that, eventually.
- Tom sonunda bunu kimin yaptığını öğrenecek.
- I thought you'd eventually realize Tom didn't like you.
- Sonunda Tom'un senden hoşlanmadığını anlayacağını düşünmüştüm.
- I imagine that Tom will eventually be caught and put in prison.
- Sanırım sonunda Tom yakalanacak ve hapishaneye konulacak.
- The storm eventually blew through.
- Fırtına sonunda dindi.
- Tom and Mary eventually got married.
- Tom ve Mary sonunda evlendiler.
- Eventually, bleachers will be added.
- Sonunda açık tribün eklenecek.
- Did you eventually respond?
- Sonunda cevap verdin mi?
- I know that eventually I'm going to have to do that.
- Sonunda onu yapmak zorunda kalacağımı biliyorum.
- The decision was eventually reversed.
- Karar sonunda iptal edildi.
- I'm pretty sure I'll get used to this eventually.
- Sonunda buna alışacağımdan oldukça eminim.
- I'm sure Tom will do that eventually.
- Eminim Tom onu sonunda yapacaktır.
- Tom eventually told me what had happened.
- Tom sonunda bana neler olduğunu anlattı.
- Tom eventually learned what Mary was up to.
- Tom sonunda Mary'nin neyin peşinde olduğunu öğrendi.
- The improvements we've made on the assembly line could eventually lower prices.
- Montaj hattında yaptığımız iyileştirmeler sonunda fiyatları düşürebilir.
- Fadil eventually told the whole story.
- Fadıl sonunda tüm hikayeyi anlattı.
- He eventually took the blame.
- Sonunda suçu üstlendi.
- Tom is going to win eventually.
- Tom sonunda kazanacak.
- The police eventually found Tom in Boston.
- Polis sonunda Tom'u Boston'da buldu.
- Eventually, Tom will realize that he needs help.
- Sonunda, Tom yardıma ihtiyacı olduğunu farkedecek.
- I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.
- Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak.
- Eventually, that'll happen.
- Sonunda, bu olacak.
- Eventually, the police are going to catch you.
- Sonunda polis sizi yakalayacak.
- Tom eventually confessed.
- Tom sonunda itiraf etti.
- Tom eventually found out who did it.
- Tom sonunda kimin yaptığını buldu.
- I imagine that Tom will eventually convince Mary to let him buy a new motorcycle.
- Sanırım sonunda Tom Mary'yi ona yeni bir motorsiklet aldırmak için ikna edecek.
- Tom will eventually give in, I think.
- Tom sonunda pes edecek, sanırım.
- The decision was eventually reversed.
- Karar sonunda tersine çevrildi.
- Everything eventually gets easier with practice.
- Pratik yaptıkça sonunda her şey kolaylaşır.
- All living things eventually die.
- Bütün canlılar sonunda ölür.
- I tried to keep up with them, but eventually I fell behind.
- Onlara yetişmeye çalıştım ama sonunda geride kaldım.
- I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.
- Tom'un sonunda Mary'nin ondan gerçekten hoşlanmadığını anlayacağını hayal ediyorum.
- Tom eventually did that.
- Tom sonunda bunu yaptı.
- I imagine that Tom will eventually give up and let someone else do it.
- Tom'un sonunda pes edeceğini ve işi başkasına bırakacağını hayal ediyorum.
- I imagine that Tom will eventually fire Mary.
- Sanırım sonunda Tom Mary'yi kovacak.
- Tom eventually became an instructor.
- Tom sonunda bir eğitmen oldu.
- Tom is going to eventually need an operation.
- Tom'un sonunda bir operasyona ihtiyacı olacak.
- Tom eventually called Mary back.
- Tom sonunda Mary'yi geri aradı.
- Tom eventually asked the question he came here to ask.
- Tom sonunda sormak için buraya geldiği soruyu sordu.
- Tom eventually quit trying.
- Tom sonunda denemeyi bıraktı.
- He was eventually sentenced to five years in prison for that violent crime.
- Sonunda o şiddet suçu için beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Eventually Tom noticed what was happening.
- Sonunda Tom ne olduğunu fark etti.
- It'll take some time, but eventually we'll be able to rebuild.
- Biraz zaman alacak, ama sonunda yeniden inşa edebileceğiz.
- I think Tom will eventually give up and let someone else do that.
- Bence Tom sonunda vazgeçecek ve başkasının bunu yapmasına izin verecek.
- I eventually located Tom's house.
- Sonunda Tom'un evini buldum.
- I tried to keep up with them, but eventually I fell behind.
- Onlara ayak uydurmaya çalıştım ama sonunda geride kaldım.
- Tom knew that he'd be able to do that eventually.
- Tom sonunda bunu yapabileceğini biliyordu.
- The problem will eventually solve itself.
- Sorun sonunda kendini çözecektir.
- You're going to eventually be able to do that, aren't you?
- Bunu sonunda yapabileceksiniz, değil mi?
- Tom eventually gave up.
- Tom sonunda vazgeçti.
- Tom will succeed eventually.
- Tom sonunda başarılı olacak.
- I thought Tom would eventually realize Mary didn't like him.
- Tom'un sonunda Mary'nin ondan hoşlanmadığını fark edeceğini düşünüyordum.
- Tom was eventually convicted.
- Tom sonunda mahkum edildi.
- Such secrets are always eventually revealed.
- Bu tür sırlar her zaman sonunda ortaya çıkar.
- After eight months, he eventually started dating girls again.
- Sekiz ay sonra sonunda tekrar kızlarla çıkmaya başladı.
- After eight months passed and his broken heart healed, George eventually started dating girls again.
- Sekiz ay geçtikten ve kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla çıkmaya başladı.
- Tom eventually left Boston.
- Tom sonunda Boston'dan ayrıldı.
- I eventually agreed.
- Sonunda kabul ettim.
- Tom says he didn't know Mary would eventually leave him.
- Tom, sonunda Mary'nin onu terk edeceğini bilmediğini söylüyor.
- After the release of his controversial film; he was harassed, shamed and eventually killed.
- Tartışmalı filminin yayınlanmasından sonra; taciz edildi, utandırıldı ve sonunda öldürüldü.
- Eventually it was possible to find a really satisfactory solution.
- Sonunda gerçekten tatmin edici bir çözüm bulmak mümkün oldu.
- Douglas eventually agreed to speak with Lincoln.
- Douglas sonunda Lincoln ile konuşmayı kabul etti.
- I eventually agreed.
- Ben sonunda kabul ettim.
- They spent some time together and eventually fell in love with each other.
- Birlikte biraz zaman geçirdiler ve sonunda birbirlerine aşık oldular.
- Those answers will eventually come.
- O cevaplar sonunda gelecektir.
- Did you eventually respond?
- Sonunda yanıtladın mı?
- Fadil eventually converted to Islam.
- Fadıl sonunda İslam'ı seçti.
- Tom's luck eventually changed.
- Tom'un şansı sonunda değişti.
- I'm sure the police will eventually catch the robber.
- Polisin sonunda soyguncuyu yakalayacağından eminim.
- Everyone dies eventually.
- Herkes sonunda ölür.
- Tom eventually told me what I ought to do.
- Tom sonunda bana ne yapmam gerektiğini söyledi.
- I assume Tom will eventually be arrested for what he did.
- Sanırım Tom sonunda yaptığı için tutuklanacak.
- Tom's petition was eventually accepted.
- Tom'un dilekçesi sonunda kabul edildi.
- I imagine that Tom will eventually find out that Mary has been talking behind his back.
- Sanırım Tom sonunda Mary'nin onun arkasından konuştuğunu anlayacak.
- Eventually, Tom did what he was supposed to.
- Sonunda Tom yapması gerekeni yaptı.
- Eventually, my patience is going to run out.
- Sonunda sabrım tükenecek.
- I know Tom will eventually get out of prison.
- Tom'un sonunda cezaevinden çıkacağını biliyorum.
- Tom is going to eventually need an operation.
- Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak.
- I imagine that Tom and Mary will eventually get married.
- Tom ve Mary'nin sonunda evleneceğini hayal ediyorum.
- Tom eventually became Mary's husband.
- Tom sonunda Mary'nin kocası oldu.
- Tom eventually wound up in Boston.
- Tom sonunda Boston'a yerleşti.
- Tom eventually gave up and went home.
- Tom sonunda vazgeçti ve eve gitti.
- Eventually the doctor's receptionist called Tom's name.
- Sonunda doktorun resepsiyonisti Tom'un adını söyledi.
- Tom eventually found out what the problem was.
- Tom sonunda sorunun ne olduğunu öğrendi.
- Tom is eventually going to find out who killed Mary.
- Tom sonunda Mary'yi kimin öldürdüğünü bulacak.
- Eventually, an ambulance arrived.
- Sonunda bir ambulans geldi.
- I left my gold fish alone and without food for too long and it eventually died!
- Altın balığımı çok uzun süre yalnız ve yemsiz bıraktım ve sonunda öldü!
- Even though Tom and Mary didn't like each other at first, they eventually became good friends.
- Tom ve Mary ilk başta birbirlerinden hoşlanmasalar da sonunda iyi arkadaş oldular.
- I imagine that Tom will eventually give up and let someone else do it.
- Sanırım Tom sonunda vazgeçecek ve onu başka birine yaptıracak.
- Tom eventually did everything we asked him to do.
- Tom sonunda ondan yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
- Tom will eventually get tired.
- Tom sonunda yorulacak.
- Tom eventually signed the document.
- Tom sonunda belgeyi imzaladı.
- Tom is going to do that, eventually.
- Tom sonunda bunu yapacak.
- Tom eventually told me what I had to do.
- Tom sonunda bana ne yapmam gerektiğini söyledi.
- Tom eventually became a doctor.
- Tom sonunda doktor oldu.
- All of Tom's gang members were eventually arrested.
- Tom'un çete üyelerinin tümü sonunda tutuklandı.
- Tom will tell me everything eventually.
- Tom sonunda bana her şeyi söyleyecek.
- The abolition of slavery in Europe eventually reached the American continent.
- Avrupa'da köleliğin kaldırılması sonunda Amerika kıtasına da ulaştı.
- She looked at him in doubt and eventually sighed.
- Ona şüpheyle baktı ve sonunda iç çekti.
- We'll eventually have to tell Tom.
- Sonunda Tom'a söylememiz gerekecek.
- Tom eventually left.
- Tom sonunda gitti.
- If you eat a lot, you'll eventually get fat.
- Çok yersen, sonunda şişmanlarsın.
- I imagine that Tom will eventually fire Mary.
- Tom'un sonunda Mary'yi işten çıkaracağını hayal ediyorum.
- Eventually you'll have to tell Tom.
- Sonunda Tom'a söylemek zorunda kalacaksın.
- Tom's luck eventually changed.
- Tom'un şansı sonunda döndü.
- Everything eventually gets easier with practice.
- Uygulama ile her şey sonunda daha kolay olur.
- You'll think of something else eventually.
- Sonunda başka bir şey düşüneceksin.
- I thought Tom would eventually realize Mary didn't like him.
- Tom'un sonunda Mary'nin ondan hoşlanmadığını anlayacağını düşündüm.
- I imagine that Tom will eventually find out that Mary has been talking behind his back.
- Tom'un sonunda Mary'nin onun arkasından konuştuğunu öğreneceğini hayal ediyorum.
- Tom is going to tell me everything eventually.
- Tom sonunda bana her şeyi söyleyecek.
- I imagine that Tom will eventually convince Mary to let him buy a new motorcycle.
- Tom'un sonunda Mary'yi ona yeni bir motosiklet alması için ikna edeceğini hayal ediyorum.
- My plan was eventually adopted.
- Benim planım sonunda kabul edildi.
- Tom is going to eventually find out the truth.
- Tom sonunda gerçeği öğrenecek.
- I think you might eventually change your mind.
- Bence sonunda fikrini değiştirebilirsin.
- Tom will understand this eventually.
- Tom sonunda bunu anlayacak.
- The police eventually arrested Tom.
- Polis sonunda Tom'u tutukladı.
- Tom eventually found a job that he liked.
- Tom sonunda sevdiği bir iş buldu.
- Tom eventually found out who did it.
- Tom sonunda onu kimin yaptığını öğrendi.
- Tom will eventually need an operation.
- Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak.
- Tom eventually became an instructor.
- Tom sonunda bir öğretmen oldu.
- I'll have to talk about it eventually.
- Sonunda o konuda konuşmam gerekecek.
- The improvements we've made on the assembly line could eventually lower prices.
- Montaj bandında yaptığımız iyileştirmeler sonunda fiyatları düşürebilir.
- Tom eventually told me what I should do.
- Tom sonunda bana ne yapmam gerektiğini söyledi.
- Their argument eventually ended in a draw.
- Onların tartışması sonunda berabere bitti.
- Tom eventually changed his mind.
- Tom sonunda fikrini değiştirdi.
- Tom eventually told me what I needed to do.
- Tom sonunda bana ne yapmam gerektiğini söyledi.
- You'll eventually forget me.
- Sonunda beni unutacaksın.
- I eventually did that.
- Sonunda yaptım.
- Their argument eventually ended in a draw.
- Tartışmaları sonunda berabere bitti.
- Tom will eventually give in, I think.
- Sanırım Tom sonunda pes edecek.
- Eventually it was possible to find a really satisfactory solution.
- Sonunda gerçekten tatmin edici bir sonuç bulmak mümkündü.
- It'll take Tom some time, but eventually he'll get over Mary.
- Tom'un biraz zamanını alacak, ama sonunda Mary'yi unutacak.
- Eventually, Tom just gave up.
- Sonunda Tom pes etti.
- I eventually want to be fluent in French.
- Sonunda Fransızcada akıcı olmak istiyorum.
- Security eventually intervened.
- Güvenlik sonunda müdahale etti.
- I think Tom will eventually give up and let someone else do that.
- Bence Tom sonunda pes edecek ve bunu başkasının yapmasına izin verecek.
- The stolen money was eventually returned.
- Çalınan para sonunda iade edildi.
- We'll eventually find a solution to this problem, I think.
- Sanırım sonunda bu sorun için bir çözüm bulacağız.
- I'll do that eventually.
- Bunu sonunda yapacağım.
- Eventually, Tom found out what had happened.
- Sonunda Tom ne olduğunu öğrendi.
- Tom is going to find out eventually.
- Tom sonunda öğrenecek.
- Tom will be able to win eventually.
- Tom sonunda kazanabilecek.
- Tom eventually became a doctor.
- Tom sonunda bir doktor oldu.
- She will fail eventually.
- O, sonunda başarısız olacak.
- Eventually, Tom will tell me everything I want to know.
- Sonunda, Tom bilmek istediğim her şeyi bana anlatacak.
- Tom eventually resigned.
- Tom sonunda istifa etti.
- Tom eventually gave up.
- Tom sonunda pes etti.
- You're going to find out eventually.
- Sonunda bulacaksın.
- He was eventually sentenced to five years in prison for that violent crime.
- Sonunda bu şiddet suçundan beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Tom was eventually convicted.
- Tom sonunda mahkum oldu.
- Eventually, bleachers will be added.
- Sonunda, tribünler eklenecek.
- Tom eventually retired.
- Tom sonunda emekli oldu.
- It'll take some time, but eventually Tom will be able to walk again.
- Biraz zaman alacak, ama sonunda Tom tekrar yürüyebilecek.
- Tom is going to eventually give up.
- Tom sonunda vazgeçecek.
- After eight months passed and his broken heart healed, George eventually started dating girls again.
- Sekiz ay geçtikten ve onun kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla flört etmeye başladı.
Show More (268)
|
2 |
eventually |
eninde sonunda |
adv. |
|
- Our attempts will eventually result in failure once that country has survived the present difficult time.
- Bu ülke mevcut zor dönemi atlattıktan sonra girişimlerimiz eninde sonunda başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
- The steel issue will be resolved eventually.
- Çelik sorunu eninde sonunda çözülecektir.
- We may have to do this eventually but not yet.
- Bunu eninde sonunda yapmak zorunda kalabiliriz ama henüz değil.
- However, eventually the dose will have to be reduced.
- Bununla birlikte eninde sonunda dozun azaltılması gerekecektir.
- It is of crucial importance to know in whose hands the weapons eventually end up.
- Silahların eninde sonunda kimin eline geçtiğini bilmek büyük önem taşımaktadır.
- Somebody would have to pay to clean them up eventually.
- Eninde sonunda birilerinin bunları temizlemek için ödeme yapması gerekecektir.
- This may, as far as I am concerned, eventually lead to the cutting off of funding.
- Bu, bana kalırsa, eninde sonunda fonların kesilmesine yol açabilir.
- We have witnessed time and again that this is eventually fought by the majority of the people.
- Buna eninde sonunda halkın çoğunluğu tarafından karşı çıkıldığına defalarca şahit olduk.
- Those responsible must, eventually, be brought to justice.
- Sorumlular eninde sonunda adalete teslim edilmelidir.
- It is of crucial importance to know in whose hands the weapons eventually end up.
- Silahların eninde sonunda kimin eline geçeceğini bilmek hayati önem taşıyor.
- We may have to do this eventually but not yet.
- Bunu eninde sonunda yapmamız gerekebilir ama henüz değil.
- Perhaps the powers-that-be will eventually wake up and do more here.
- Belki de iktidar sahipleri eninde sonunda uyanır ve burada daha fazlasını yapar.
- It is this sort of horizontal approach that will eventually provide the answer.
- Eninde sonunda cevabı verecek olan bu tür bir yatay yaklaşımdır.
- I hope that will eventually emerge, so that what was actually decided will be known after the event.
- Umarım bu eninde sonunda ortaya çıkar ve böylece gerçekte neye karar verildiği olaydan sonra bilinir.
- I hope that it will eventually be possible for us to build this bridge.
- Umarım eninde sonunda bu köprüyü kurmamız mümkün olur.
- Perhaps the powers-that-be will eventually wake up and do more here.
- Belki de iktidar sahipleri eninde sonunda uyanacak ve burada daha fazlasını yapacaklardır.
- Germany will eventually make it easier to get the deposit money refunded in different places.
- Almanya eninde sonunda depozito parasının farklı yerlerde iade edilmesini kolaylaştıracaktır.
- Tom will eventually figure this out.
- Tom eninde sonunda bunu anlayacaktır.
- Eventually, Tom will realize he needs help.
- Eninde sonunda Tom yardıma ihtiyacı olduğunu anlayacak.
- Like most problems, this will eventually be solved, I think.
- Çoğu sorun gibi, sanırım bu da eninde sonunda çözülecek.
- I'm sure I can figure it out eventually.
- Eninde sonunda bir yolunu bulacağıma eminim.
- Tom will eventually turn up.
- Tom eninde sonunda ortaya çıkacak.
- Such secrets are always eventually revealed.
- Bu tür sırlar her zaman eninde sonunda ortaya çıkar.
- You'll eventually forget me.
- Eninde sonunda beni unutacaksın.
- You'll think of something else eventually.
- Eninde sonunda başka bir şey düşünürsün.
- Eventually, Tom will tell me everything I want to know.
- Eninde sonunda, Tom bana bilmek istediğim her şeyi anlatacak.
- Tom will eventually do that, but probably not anytime soon.
- Tom eninde sonunda bunu yapacaktır ama muhtemelen yakın zamanda değil.
- Tom will eventually learn how to do that.
- Tom eninde sonunda bunu nasıl yapacağını öğrenecek.
- Eventually, that'll happen.
- Eninde sonunda, bu olacak.
- Tom will find out who did that, eventually.
- Tom eninde sonunda bunu kimin yaptığını bulacak.
- Tom will be able to win eventually.
- Tom eninde sonunda kazanacak.
- Eventually, Tom will likely agree to help us.
- Eninde sonunda, Tom bize yardım etmeyi kabul edecek.
- The police are going to eventually catch you.
- Polis eninde sonunda seni yakalayacak.
- I'll do that eventually.
- Bunu eninde sonunda yapacağım.
- You'll eventually get used to the heat.
- Eninde sonunda sıcağa alışacaksın.
- Maybe eventually you'll decide you don't want to live here anymore.
- Belki eninde sonunda artık burada yaşamak istemediğine karar verirsin.
- Tom will eventually get tired.
- Tom eninde sonunda yorulacaktır.
- Tom is going to tell me everything eventually.
- Tom eninde sonunda bana her şeyi anlatacak.
- The pain will eventually go away.
- Ağrı eninde sonunda geçecek.
- Tom will probably do that eventually.
- Tom muhtemelen eninde sonunda yapacak.
- Tom will succeed eventually.
- Tom eninde sonunda başaracak.
- You've always known that eventually everyone would find out.
- Eninde sonunda herkesin öğreneceğini hep biliyordun.
- We eventually will have to do that.
- Eninde sonunda bunu yapmak zorunda kalacağız.
- Everyone dies eventually.
- Herkes eninde sonunda ölür.
- We'll eventually have to tell Tom.
- Eninde sonunda Tom'a söylemek zorunda kalacağız.
- Eventually, Tom will realize that he needs help.
- Eninde sonunda Tom yardıma ihtiyacı olduğunu anlayacaktır.
- I assume Tom will eventually be arrested for what he did.
- Tom'un eninde sonunda yaptıklarından dolayı tutuklanacağını varsayıyorum.
- I'd have figured it out eventually.
- Eninde sonunda çözerdim.
- I'll find out eventually.
- Eninde sonunda öğreneceğim.
- Tom is going to learn how to do that, eventually.
- Tom eninde sonunda bunu nasıl yapacağını öğrenecek.
- Eventually, the police are going to catch you.
- Eninde sonunda polis seni yakalayacak.
- Tom will eventually figure out it was Mary who did that.
- Tom eninde sonunda bunu yapanın Mary olduğunu anlayacak.
- I imagine that Tom will eventually learn to deal with the way people treat him.
- Tom'un eninde sonunda insanların ona davranış biçimiyle başa çıkmayı öğreneceğini hayal ediyorum.
- You would've seen it eventually.
- Eninde sonunda görürdün.
- I'll have to talk about it eventually.
- Eninde sonunda konuşmak zorunda kalacağım.
- Everything eventually gets easier with practice.
- Her şey eninde sonunda pratikle kolaylaşır.
- We'll eventually find a solution to this problem, I think.
- Sanırım eninde sonunda bu soruna bir çözüm bulacağız.
- Tom will eventually need to do that.
- Tom'un eninde sonunda bunu yapması gerekecek.
- Tom will eventually be arrested.
- Tom eninde sonunda tutuklanacak.
- I eventually want to be fluent in French.
- Eninde sonunda Fransızcamın akıcı olmasını istiyorum.
- We'll have to tell Tom eventually.
- Eninde sonunda Tom'a söylemek zorunda kalacağız.
- Tom will tell me everything eventually.
- Tom eninde sonunda bana her şeyi anlatacak.
- Eventually, Tom will do that.
- Eninde sonunda, Tom bunu yapacak.
- Eventually, someone is going to have to tell Tom that he needs to behave himself.
- Eninde sonunda, birileri Tom'a uslu durması gerektiğini söylemek zorunda kalacak.
- Tom will eventually find out the truth.
- Tom eninde sonunda gerçeği öğrenecek.
- I'll get there eventually.
- Eninde sonunda oraya varacağım.
- Eventually, Tom will be back.
- Eninde sonunda Tom geri dönecek.
- I knew you'd show up eventually.
- Eninde sonunda ortaya çıkacağını biliyordum.
- Tom says he knows Mary will eventually leave him.
- Tom, Mary'nin eninde sonunda onu terk edeceğini bildiğini söylüyor.
- Tom has been doing a pretty good job of eluding the police, but eventually he'll get caught.
- Tom polisten kaçmak için oldukça iyi bir iş çıkarıyor, ama eninde sonunda yakalanacak.
- Tom is going to do that, eventually.
- Tom bunu eninde sonunda yapacak.
- I knew someone would come rescue us eventually.
- Eninde sonunda birinin gelip bizi kurtaracağını biliyordum.
- Tom is going to find out who did that, eventually.
- Tom bunu kimin yaptığını bulacak, eninde sonunda.
- She will fail eventually.
- Eninde sonunda başarısız olacak.
- I've always known this would happen eventually.
- Bunun eninde sonunda olacağını hep biliyordum.
- Don't you think you'll move back to Boston, eventually?
- Eninde sonunda Boston'a geri taşınacağını düşünmüyor musun?
- The problem will eventually solve itself.
- Sorun eninde sonunda kendiliğinden çözülecek.
- Eventually, my patience is going to run out.
- Eninde sonunda sabrım tükenecek.
- You know that eventually everybody's going to know about this.
- Biliyorsun ki eninde sonunda herkes bunu öğrenecek.
- I'm going to do that eventually.
- Onu eninde sonunda yapacağım.
- Tom will understand this eventually.
- Tom bunu eninde sonunda anlayacaktır.
- The problem will resolve itself eventually.
- Sorun eninde sonunda kendiliğinden çözülecektir.
- Tom is going to find out eventually.
- Tom eninde sonunda öğrenecek.
- Tom is going to eventually find out the truth.
- Tom eninde sonunda gerçeği öğrenecek.
- I guess you get used to it eventually.
- Sanırım eninde sonunda alışıyorsun.
- I suspect Tom will eventually do that.
- Tom'un eninde sonunda bunu yapacağından şüpheleniyorum.
- I knew I'd get blamed eventually.
- Eninde sonunda suçlanacağımı biliyordum.
- I'm going to figure this out eventually.
- Eninde sonunda bunu çözeceğim.
- All living things eventually die.
- Tüm canlılar eninde sonunda ölür.
- I'm going to do that eventually.
- Bunu eninde sonunda yapacağım.
- I always thought that Tom and Mary would eventually get married.
- Her zaman Tom ve Mary'nin eninde sonunda evleneceklerini düşünmüşümdür.
- Tom is likely to do that eventually.
- Tom eninde sonunda bunu yapacak.
- Tom is bound to despise Mary eventually.
- Tom eninde sonunda Mary'den nefret edecek.
- Eventually, I'll probably get tired of doing this.
- Eninde sonunda, muhtemelen bunu yapmaktan yorulacağım.
- Eventually, Tom will tell me everything.
- Eninde sonunda Tom bana her şeyi anlatacak.
- You'll have to come back to Boston eventually.
- Eninde sonunda Boston'a dönmek zorunda kalacaksın.
- Tom will find out eventually.
- Tom eninde sonunda öğrenecek.
- I suppose I'll get used to this eventually.
- Sanırım eninde sonunda buna alışacağım.
- Eventually, that'll happen to you, too.
- Eninde sonunda senin de başına gelecek.
- We'll get there eventually.
- Eninde sonunda oraya varacağız.
- You'll understand all of this eventually.
- Eninde sonunda hepsini anlayacaksın.
- I eventually want to be fluent in German.
- Eninde sonunda akıcı Almanca konuşmak istiyorum.
- Tom knew that he'd be able to do that eventually.
- Tom bunu eninde sonunda yapabileceğini biliyordu.
- Tom has always known that he would eventually run his father's business.
- Tom her zaman eninde sonunda babasının işini yürüteceğini biliyordu.
- Tom will be back eventually.
- Tom eninde sonunda dönecek.
- I'll get there eventually.
- Eninde sonunda oraya gideceğim.
- You've always known this would eventually happen.
- Bunun eninde sonunda olacağını hep biliyordun.
- I'm sure you'll eventually be able to do that.
- Eminim eninde sonunda bunu yapabileceksin.
- Eventually, you'll be convinced.
- Eninde sonunda ikna olacaksın.
- I knew Tom would show up eventually.
- Tom'un eninde sonunda ortaya çıkacağını biliyordum.
- Tom is going to be able to do that eventually.
- Tom eninde sonunda bunu yapabilecek.
- Tom will learn how to do that, eventually.
- Tom eninde sonunda bunu nasıl yapacağını öğrenecek.
- Tom will do that, eventually.
- Tom eninde sonunda bunu yapacak.
- Tom will do that eventually.
- Tom bunu eninde sonunda yapacak.
- That'll happen eventually.
- Eninde sonunda olacak.
- You're going to eventually be able to do that, aren't you?
- Eninde sonunda bunu yapabileceksin, değil mi?
- I'm pretty sure I'll get used to this eventually.
- Eninde sonunda buna alışacağıma eminim.
- That'll happen eventually.
- Eninde sonunda olacak bu.
- We'll all be dead eventually.
- Eninde sonunda hepimiz öleceğiz.
- Every win fails eventually.
- Her galibiyet eninde sonunda başarısız olur.
- Tom is going to eventually learn how to do that.
- Tom eninde sonunda bunu nasıl yapacağını öğrenecek.
- Tom won't do that right away, but he'll do it eventually.
- Tom bunu hemen yapmayacak, ama eninde sonunda yapacak.
- I know Tom will eventually get out of prison.
- Tom'un eninde sonunda hapisten çıkacağını biliyorum.
- I'm sure Tom will turn up eventually.
- Eminim Tom eninde sonunda gelecektir.
- I know that eventually I'm going to have to do that.
- Eninde sonunda bunu yapmak zorunda kalacağımı biliyorum.
- You'll eventually get used to it.
- Eninde sonunda alışacaksın.
- I'm sure Tom will do that eventually.
- Eminim Tom eninde sonunda bunu yapacaktır.
- Those answers will eventually come.
- Bu cevaplar eninde sonunda gelecek.
- Tom will eventually be arrested.
- Tom eninde sonunda yakalanacak.
- Tom is eventually going to find out who killed Mary.
- Tom eninde sonunda Mary'yi kimin öldürdüğünü bulacaktır.
- Tom will eventually do that.
- Tom bunu eninde sonunda yapacaktır.
- Tom will eventually need to tell the truth.
- Tom eninde sonunda gerçeği söylemek zorunda kalacak.
- I'm going to find out eventually.
- Eninde sonunda öğreneceğim.
- Tom will win eventually.
- Tom eninde sonunda kazanacak.
- You'll tell me everything eventually.
- Eninde sonunda bana her şeyi anlatacaksın.
- Something eventually will get built.
- Eninde sonunda bir şey inşa edilecek.
- I could do that again eventually.
- Eninde sonunda bunu tekrar yapabilirim.
- I'm sure the police will eventually catch the robber.
- Eminim polis eninde sonunda soyguncuyu yakalayacaktır.
- I'm sure Tom will return my calls eventually.
- Eminim Tom eninde sonunda telefonlarıma cevap verecektir.
- Eventually, Tom will tell me where he buried the treasure.
- Eninde sonunda Tom bana hazineyi nereye gömdüğünü söyleyecek.
- You're going to find out eventually.
- Eninde sonunda öğreneceksin.
- Tom is going to win eventually.
- Tom eninde sonunda kazanacak.
- I'm sure you'll figure it out eventually.
- Eminim eninde sonunda anlayacaksın.
Show More (140)
|
3 |
eventually |
nihayetinde |
adv. |
|
- That ignorance of each other breeds fear and distrust and eventually will breed conflict.
- Birbirimizi tanımamak korku ve güvensizliği besler ve nihayetinde çatışmayı doğurur.
- On this basis, producers and eventually their customers, are being asked to sign a blank cheque.
- Bu temelde üreticilerden ve nihayetinde müşterilerinden açık bir çek imzalamaları istenmektedir.
- The inevitable consequence of that will be the growth of economic and, eventually, political tensions.
- Bunun kaçınılmaz sonucu ekonomik ve nihayetinde siyasi gerilimlerin artması olacaktır.
- Nonetheless, the von Boetticher report eventually rejects this initiative.
- Bununla birlikte von Boetticher raporu nihayetinde bu girişimi reddetmektedir.
- But there are problem points within this rail network that eventually effect 20% of the European rail network.
- Ancak bu demir yolu ağında nihayetinde Avrupa demir yolu ağının %20'sini etkileyen sorunlu noktalar bulunmaktadır.
- How will the policy eventually look?
- Nihayetinde politika nasıl görünecek?
- How will the policy eventually look?
- Politika nihayetinde nasıl görünecek?
- Despite this, I can tell you that the majority of my group will eventually be endorsing the texts before us.
- Buna rağmen, grubumun çoğunluğunun nihayetinde önümüzde bulunan metinleri onaylayacağını söyleyebilirim.
- That, eventually, was the good news.
- Nihayetinde iyi haber buydu.
- Nonetheless, the von Boetticher report eventually rejects this initiative.
- Bununla birlikte, von Boetticher raporu nihayetinde bu girişimi reddetmektedir.
- I would argue, however, that it should eventually be about harmonisation.
- Ancak ben bunun nihayetinde uyumlaştırma ile ilgili olması gerektiğini savunuyorum.
- The whole discussion here today will eventually culminate in the 1998 discharge.
- Bugün burada yapılan tüm tartışmalar nihayetinde 1998 tahliyesiyle sonuçlanacaktır.
- We eventually got married.
- Nihayetinde evlendik.
- Tom eventually told me what I should do.
- Tom nihayetinde ne yapmam gerektiğini söyledi.
- Eventually, Tom found out what had happened.
- Nihayetinde Tom, olanları öğrendi.
Show More (12)
|
4 |
eventually |
nihayet |
adv. |
|
- The audit reports eventually became available to him in March and intensive negotiations then started.
- Denetim raporları nihayet Mart ayında kendisine ulaştı ve ardından yoğun müzakereler başladı.
- Tom eventually told me what had happened.
- Tom nihayet ne olduğunu bana anlattı.
- Eventually, Tom did what he was supposed to.
- Nihayet Tom yapması gereken şeyi yaptı.
- I was eventually released.
- Nihayet serbest bırakıldım.
- He eventually married her.
- Nihayet evlendi onunla.
- Something eventually will get built.
- Nihayet bir şey inşa edilecek.
- Tom and Mary eventually got divorced.
- Tom ve Mary nihayet boşandılar.
- After eight months, he eventually started dating girls again.
- Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı.
- Tom eventually left Boston.
- Tom nihayet Boston'dan ayrıldı.
- Eventually the doctor's receptionist called Tom's name.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.
- When will you eventually get out of the bathroom?
- Tuvaletten nihayet ne zaman çıkacaksın?
- Tom was able to win eventually.
- Tom nihayet kazanabildi.
- Tom eventually resigned.
- Tom nihayet istifa etti.
Show More (10)
|
5 |
eventually |
en sonunda |
adv. |
|
- She eventually found out that it was her dog that broke the vase.
- En sonunda öğrendi ki meğer vazoyu köpeği kırmış.
- Turns out the new kid eventually became a doctor.
- Yeni çocuğun en sonunda doktor olduğu ortaya çıktı.
- Turns out the new kid eventually became a doctor.
- Meğer şu yeni delikanlı en sonunda doktor olmuş.
- Tom eventually wound up in Boston.
- Tom en sonunda kendini Boston'da bulmuştu.
- After the release of his controversial film; he was harassed, shamed and eventually killed.
- Tartışmalı filminin gösterime girmesinin ardından saldırı ve aşağılamalara maruz kalıp en sonunda öldürüldü.
- Sami and Layla eventually became friends.
- Sami ve Layla en sonunda arkadaş oldular.
- Tom was able to win eventually.
- Tom en sonunda kazanabildi.
- Fadil eventually converted to Islam.
- Fadıl en sonunda İslam'a geçti.
- Tom eventually turned himself in.
- Tom en sonunda teslim oldu.
- The police eventually arrested Tom.
- Polis en sonunda Tom'u yakaladı.
Show More (7)
|
6 |
eventually |
er geç |
adv. |
|
- Tom will eventually need to tell the truth.
- Tom'un er geç doğruyu söylemesi gerekecek.
- Everybody dies eventually.
- Herkes er geç ölür.
- Tom will eventually figure out it was Mary who did that.
- Tom bunu yapanın Mary olduğunu er geç anlayacaktır.
Show More (0)
|
7 |
eventually |
zamanla |
adv. |
|
- The problem will resolve itself eventually.
- Sorun, zamanla kendiliğinden çözülecektir.
Show More (-2)
|
8 |
eventually |
önünde sonunda |
adv. |
|
- Eventually you'll have to tell Tom.
- Önünde sonunda Tom'a söylemek zorunda kalacaksın.
Show More (-2)
|
9 |
eventually |
sonuç olarak |
adv. |
|
- Tom eventually did everything we asked him to do.
- Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
Show More (-2)
|