|
- They are entitled to fill up their tanks there.
- Depolarını orada doldurma hakkına sahipler.
- As befits a true Dutchman, I always fill up there, paying Luxembourg prices.
- Gerçek bir Hollandalıya yakışır şekilde, Lüksemburg fiyatlarını ödeyerek her zaman orada doldururum.
- Tom filled up the hole.
- Tom deliği doldurdu.
- Please fill up the bottle with water.
- Lütfen şişeye su doldurun.
- Let me fill up your glass, Tom.
- Bardağınızı doldurayım, Tom.
- Tom filled up the bottle with cold water.
- Tom şişeyi soğuk su ile doldurdu.
- Tom should've filled up his tank.
- Tom deposunu doldurmalıydı.
- Fill up the tank.
- Depoyu doldur.
- Please fill up the bottle with water.
- Lütfen şişeyi su ile doldurunuz.
- Tom filled up the bottle with cold water.
- Tom şişeyi soğuk suyla doldurdu.
- Fill up the ditch.
- Hendeği doldur.
- I had my car filled up at the service station at the corner.
- Köşedeki servis istasyonunda arabama yakıt doldurttum.
- We need to fill up at the next gas station.
- Bir sonraki benzin istasyonunda depoyu doldurmamız gerekiyor.
- I filled up the form.
- Formu doldurdum.
- I filled up the vase with water.
- Vazoyu suyla doldurdum.
- I had my car filled up at the service station at the corner.
- Arabamı köşedeki benzin istasyonunda doldurdum.
- He filled up the hole in the wall.
- Duvardaki deliği doldurdu.
- Could you fill up the ice cube trays and put them in the freezer?
- Buz kalıplarını doldurup dondurucuya koyabilir misin?
- I filled up the jacuzzi with hot water.
- Jakuziyi sıcak suyla doldurdum.
- Tom filled up the hole.
- Tom çukuru doldurdu.
- Let me fill up your glass, Tom.
- Bardağını doldurayım, Tom.
- Make sure you don't forget to fill up the tank.
- Tankı doldurmayı unutmayacağından emin ol.
- Make sure you don't forget to fill up the tank.
- Depoyu doldurmayı unutmadığınızdan emin olun.
- Could you fill up the ice cube trays and put them in the freezer?
- Buz küpü tepsilerini doldurur musun ve derin dondurucuya koyar mısın?
- He tumbles down all the poor people's chimneys, and fills up the stockings to overflowing.
- Bütün fakir insanların bacalarından aşağı yuvarlanıyor ve çorapları taşırana kadar dolduruyor.
- Tom filled up the holes.
- Tom delikleri doldurdu.
- Fill up the tank.
- Depoyu doldurun.
Show More (24)
|
