finalise - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
finalise tamamlamak v.
  • First of all, the information and consultation dossier must be finalised.
  • Öncelikle, bilgilendirme ve danışma dosyasının tamamlanması gerekmektedir.
  • The Commission hopes to finalise this review as soon as possible.
  • Komisyon bu gözden geçirmeyi mümkün olan en kısa sürede tamamlamayı ummaktadır.
  • The Commission hopes to finalise this review as soon as possible.
  • Komisyon bu incelemeyi mümkün olan en kısa sürede tamamlamayı ummaktadır.
Show More (8)
finalise sonuçlandırmak v.
  • This means that the Commission will not finalise its proposal until around the middle of next year.
  • Bu da Komisyonun teklifini önümüzdeki yılın ortalarına kadar sonuçlandırmayacağı anlamına geliyor.
  • In the field of re-admission, the Commission is about to finalise an agreement with Sri Lanka.
  • Yeniden kabul alanında, Komisyon Sri Lanka ile bir anlaşmayı sonuçlandırmak üzeredir.
  • I encourage the incoming Greek presidency to finalise these negotiations as soon as possible.
  • Yunanistan'ın gelecek dönem başkanlığını bu müzakereleri mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırmaya teşvik ediyorum.
Show More (3)
finalise kesinleşmek v.
  • Details of the level of representation of the various Member States of the Union have yet to be finalised.
  • Birliğin çeşitli Üye Devletlerinin temsil düzeyine ilişkin ayrıntılar henüz kesinleşmemiştir.
Show More (-2)
finalise son şeklini vermek v.
  • The group of Member State experts meets tomorrow to finalise these details.
  • Üye Devlet uzmanlarından oluşan grup, bu ayrıntılara son şeklini vermek üzere yarın toplanıyor.
Show More (-2)