Tureng - graze - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	graze	otlamak	v.
	Hope is the meadow on which fools graze. Umut, aptalların üzerinde otladığı bir çayırdır. The cows graze peacefully. İnekler huzur içinde otluyor. Tom watched his cows graze. Tom ineklerinin otlamasını izledi. Tom watched his cows graze. Tom ineklerinin otlayışını seyretti. We saw cows grazing in the meadow. İneklerin çayırda otladığını gördük. The sheep graze the grass in the field. Koyunlar tarlada otluyor. A herd of friesian cattle graze in a field in British countryside. İngiliz kırsalındaki bir tarlada bir frizyen sığır sürüsü otluyor. Show More (4)
2	graze	otlanmak	v.
	The cows grazed in the pasture. İnekler merada otlandı. Show More (-2)
3	graze	otlatmak	v.
	Hope is the meadow on which fools graze. Umut aptalların otlattığı çayırdır. Show More (-2)