1 |
illusory |
yanıltıcı |
adj. |
|
- It is illusory to believe that processes of transformation in society can be managed by free market forces alone.
- Toplumdaki dönüşüm süreçlerinin yalnızca serbest piyasa güçleri tarafından yönetilebileceğine inanmak yanıltıcıdır.
- It is illusory to think that no patents have been granted for software in Europe up to now.
- Şimdiye kadar Avrupa'da yazılım için hiç patent alınmadığını düşünmek yanıltıcıdır.
- On Tuesday, our sense of security was shown to be illusory.
- Salı günü güvenlik hissimizin yanıltıcı olduğu ortaya çıktı.
- It is illusory to think that no patents have been granted for software in Europe up to now.
- Avrupa'da bugüne kadar yazılım için hiç patent verilmediğini düşünmek yanıltıcıdır.
- On Tuesday, our sense of security was shown to be illusory.
- Salı günü güvenlik duygumuzun yanıltıcı olduğu ortaya çıktı.
Show More (2)
|
2 |
illusory |
hayali |
adj. |
|
- This kind of coordination could lead to additional illusory powers at European level.
- Bu tür bir koordinasyon, Avrupa düzeyinde ilave hayali yetkilere yol açabilir.
Show More (-2)
|
3 |
illusory |
aldatıcı |
adj. |
|
- I found that illusory from the very start.
- Ben bunu en başından beri aldatıcı buluyorum.
Show More (-2)
|