photograph - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
photograph fotoğraf n.
  • Tom knew he was being photographed.
  • Tom fotoğrafının çekildiğini biliyordu.
  • Tom put the photograph on the table.
  • Tom fotoğrafı masanın üzerine koydu.
  • As you requested, I have attached a recent passport-sized photograph.
  • İstemiş olduğunuz gibi, yeni çekilmiş bir vesikalık fotoğrafımı ekledim.
Show More (77)
photograph fotoğrafını çekmek v.
  • I photographed one.
  • Birinin fotoğrafını çektim.
  • Tom photographed these buildings for the exhibit.
  • Tom sergi için bu binaların fotoğraflarını çekti.
  • They want to photograph every city.
  • Her şehrin fotoğrafını çekmek istiyorlar.
Show More (9)
photograph fotoğraflamak v.
  • He demonstrated his public-spiritedness by photographing the illegal dumping of atomic waste.
  • Atomik atıkların yasadışı olarak boşaltılmasını fotoğraflayarak kamu yararına çalıştığını göstermiştir.
  • She photographed the house.
  • O, evi fotoğrafladı.
  • My mission is to photograph the documents.
  • Görevim belgeleri fotoğraflamak.
Show More (5)