resist - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
resist direnmek v.
  • We must continue to resist it.
  • Buna direnmeye devam etmeliyiz.
  • After World War II, freedom fighters in Lithuania resisted the occupying forces for 12 long years.
  • İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Litvanya'daki özgürlük savaşçıları işgalci güçlere karşı 12 yıl boyunca direnmişlerdir.
  • As a matter of urgency, I appeal to the Commission to stop resisting this compromise approach.
  • Acil olarak, Komisyon'u bu uzlaşmacı yaklaşıma direnmekten vazgeçmeye çağırıyorum.
Show More (52)
resist karşı koymak v.
  • She couldn’t resist rosé wine.
  • Roze şaraba karşı koyamazdı.
  • We will vigorously resist any moves in this direction.
  • Bu yöndeki her türlü harekete şiddetle karşı koyacağız.
  • How will the terrorists be able to resist the mermaids?
  • Teröristler denizkızlarına nasıl karşı koyabilecekler?
Show More (26)
resist dayanmak v.
  • The building has well resisted the test of time.
  • Bina geçen yılların etkisine iyi dayandı.
  • I can't resist any longer.
  • Ben artık dayanamıyorum.
  • I can't resist any longer.
  • Daha fazla dayanamıyorum.
Show More (7)
resist karşı çıkmak v.
  • The central bank strongly resisted lowering interest rates.
  • Merkez bankası faiz oranlarının düşürülmesine şiddetle karşı çıktı.
  • As a general rule, we reject or resist the practice of holding asylum seekers in detention centres.
  • Genel bir kural olarak sığınmacıların gözaltı merkezlerinde tutulması uygulamasını reddediyor veya buna karşı çıkıyoruz.
  • The non-remuneration principle was resisted with the argument that it was hard to obtain rare blood products.
  • Nadir bulunan kan ürünlerinin elde edilmesinin zor olduğu savıyla karşılıksızlık ilkesine karşı çıkılmıştır.
Show More (2)
resist mukavemet göstermek v.
  • He is charged with resisting arrest and loitering.
  • Tutuklanmaya mukavemet göstermek ve aylaklık etmekle suçlanıyor.
Show More (-2)