|
- She consented to take the blame.
- Suçu üstlenmeye razı oldu.
- Tom wants us to take the blame for this.
- Tom bunun için suçu üstlenmemizi istiyor.
- Sami took the blame for Layla's disappearance.
- Sami, Layla'nın kaybolması için suçu üstlendi.
- Tom took the blame for their mistake.
- Tom onların hatası için suçu üstlendi.
- I take the blame.
- Ben suçu üstlenirim.
- I can't let you take the blame.
- Suçu üstlenmene izin veremem.
- Managing' simply means taking the blame for everyone's mistakes.
- Yönetmek' basitçe herkesin hatalarının suçunu üstlenmek anlamına geliyor.
- I'll take the blame for that.
- Bunun için suçu üstleneceğim.
- Sami took the blame.
- Sami suçu üstlendi.
- Somebody has to take the blame.
- Birisi suçu üstlenmeli.
- I'll take the blame.
- Ben suçu üstleneceğim.
- He eventually took the blame.
- Sonunda suçu üstlendi.
Show More (9)
|
