1 |
unending |
bitmeyen |
adj. |
|
- They would defend truth and justice against the unending evil approaches.
- Bitmeyen şeytani yaklaşımlara karşı hakkı ve adaleti savunacaklardı.
- They would defend truth and justice against the unending evil approaches.
- Bitmek bilmeyen kötülük yaklaşımlarına karşı hakikati ve adaleti savunacaklardır.
Show More (-1)
|
2 |
unending |
bitmek bilmeyen |
adj. |
|
- The unending rain made the streets flood.
- Bitmek bilmeyen yağmur sokakları sele çevirdi.
Show More (-2)
|
3 |
unending |
sonu gelmez |
adj. |
|
- They would defend truth and justice against the unending evil approaches.
- Sonu gelmeyen kötü yaklaşımlara karşı hakikat ve adaleti savunurlardı.
Show More (-2)
|