|
- Tom walked into the house.
- Tom eve girdi.
- As soon as Tom walked into the room, everyone started to look happy.
- Tom odaya girer girmez herkes mutlu görünmeye başladı.
- Tom walked into the room, carrying a bouqet of flowers.
- Tom elinde bir buket çiçekle odaya girdi.
- Tom was talking on the phone when Mary walked into the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom telefonda konuşuyordu.
- I recognized Tom as soon as he walked into the room.
- O, odaya girer girmez Tom'u tanıdım.
- Tom was just about to say something when Mary walked into the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom tam bir şey söylemek üzereydi.
- Sami walked into Layla's bedroom.
- Sami, Layla'nın yatak odasına girdi.
- Tom walked into the library.
- Tom kütüphaneye girdi.
- Tom suddenly got happy when Mary walked into the room.
- Tom, Mary odaya girdiğinde aniden mutlu oldu.
- Tom walked into the room, carrying a bouqet of flowers.
- Tom bir buket çiçek taşıyarak odaya girdi.
- Tom walked into the kitchen holding a small box.
- Tom elinde küçük bir kutuyla mutfağa girdi.
- Tom walked into Mary's bedroom.
- Tom, Mary'nin yatak odasına girdi.
- Tom walked into the store.
- Tom dükkana girdi.
- Tom walked into the kitchen with a fly swatter in his right hand.
- Tom sağ elinde bir sineklikle mutfağa girdi.
- Tom was reading a letter when I walked into the room.
- Odaya girdiğimde Tom bir mektup okuyordu.
- Tom walked into the kitchen, carrying a bag of groceries.
- Tom elinde bir torba yiyecekle mutfağa girdi.
- Mary walked into her room and closed the door.
- Mary odasına girdi ve kapıyı kapattı.
- Tom was kissing Mary when I walked into the classroom.
- Ben sınıfa girdiğimde Tom Mary'yi öpüyordu.
- A tall man with a sallow complexion walked into the room and sat down next to Tom.
- Soluk tenli uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.
- Tom was just about to kiss Mary when his mother walked into the room.
- Annesi odaya girdiğinde Tom tam da Mary'yi öpmek üzereydi.
- Tom and Mary were in the middle of a heated argument when John walked into the room.
- John odaya girdiğinde Tom ve Marry ateşli bir tartışmanın ortasındaydı.
- Tom walked into the room, followed by John and Mary.
- Tom odaya girdi, onu John ve Mary izledi.
- Tom switched his phone to manner mode before he walked into Mary's office.
- Tom Mary'nin ofisine girmeden önce telefonunu sessiz moda aldı.
- Tom walked into Mary's office.
- Tom, Mary'nin ofisine girdi.
- Tom walked into Mary's house.
- Tom, Mary'nin evine girdi.
- The door swung open and Tom walked into the room.
- Kapı açıldı ve Tom odaya girdi.
- Sami walked into the office.
- Sami ofise girdi.
- Tom walked into the kitchen.
- Tom mutfağa girdi.
- Tom walked into the bedroom to get some clothes.
- Tom bazı kıyafetler almak için yatak odasına girdi.
- The moment I walked into the room, I knew something was wrong.
- Odaya girdiğim anda bir şeylerin ters gittiğini anladım.
- I walked into the classroom.
- Sınıfa girdim.
- Tom walked into the living room.
- Tom oturma odasına girdi.
- Tom walked into the bar.
- Tom bara girdi.
- Three beautiful ladies just walked into the lobby.
- Üç güzel hanımefendi az önce lobiye girdi.
- Dan walked into the room where Linda and Matt were talking.
- Dan, Linda ve Matt'in konuştuğu odaya girdi.
- Tom cringed when he saw Mary walk into the room.
- Tom, Mary'nin odaya girdiğini görünce irkildi.
- Dan walked into the room where Linda and Matt were talking.
- Dan, Linda ve Matt'in konuştukları odaya girdi.
- My mom walked into my room.
- Annem odama girdi.
- Tom walked into his apartment and closed the door behind him.
- Tom dairesine girdi ve kapıyı arkasından kapattı.
- Tom walked into his room.
- Tom odasına girdi.
- Tom walked into the room, carrying flowers.
- Tom elinde çiçeklerle odaya girdi.
- Tom walked into the cell.
- Tom hücreye girdi.
- Tom walked into the courthouse.
- Tom adliyeye girdi.
- Tom walked into the drugstore.
- Tom eczaneye girdi.
- Tom walked into his bedroom.
- Tom yatak odasına girdi.
- I knew there would be trouble when Tom walked into the room.
- Tom odaya girdiğinde sorun çıkacağını biliyordum.
- Tom walked into the room and asked where Mary was.
- Tom odaya girdi ve Mary'nin nerede olduğunu sordu.
- Tom pushed open the door and walked into the room.
- Tom kapıyı iterek açtı ve odaya girdi.
- I knew there would be trouble as soon as Tom walked into the room.
- Tom odaya girer girmez sorun çıkacağını biliyordum.
- Layla walked into the bathroom.
- Layla banyoya girdi.
- The moment I walked into the room, I knew something was wrong.
- Odaya girdiğim an, bir şeyin hatalı olduğunu biliyordum.
- I unlocked the door and walked into the room.
- Kapıyı açtım ve odaya girdim.
- Tom was reading a letter when I walked into the room.
- Ben odaya girdiğimde Tom bir mektup okuyordu.
- Tom stopped playing the piano as soon as we walked into the room.
- Tom, biz odaya girer girmez piyano çalmayı bıraktı.
- Tom walked into the room, carrying flowers.
- Tom çiçekler taşıyarak odaya girdi.
- Tom switched his phone to manner mode before he walked into Mary's office.
- Tom, Mary'nin ofisine girmeden önce telefonunu sessiz moduna geçirdi.
- Tom walked into the barn.
- Tom ahıra girdi.
- Tom walked into his apartment and closed the door behind him.
- Tom dairesine girdi ve kapıyı arkasından kapadı.
- I knew there would be trouble when Tom walked into the room.
- Tom odaya girdiğinde sorun olacağını biliyordum.
- Tom walked into his apartment.
- Tom dairesine girdi.
- Tom walked into his room and closed the door.
- Tom odasına girdi ve kapıyı kapattı.
- I unlocked the door and walked into the room.
- Kapının kilidini açtım ve odaya girdim.
- Fadil walked into a minefield.
- Fadıl bir mayın tarlasına girdi.
- Tom walked into the yard.
- Tom avluya girdi.
- Tom has just walked into the room.
- Tom az önce odaya girdi.
- Tom accidentally walked into a room full of people wearing suits.
- Tom yanlışlıkla takım elbise giyen insanlarla dolu bir odaya girdi.
- Tom was kissing Mary when I walked into the classroom.
- Ben sınıfa girdiğimde Tom, Mary'i öpüyordu.
- Tom's eyes lit up when Mary walked into the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom'un gözleri parladı.
- Layla walked into the bathroom.
- Leyla tuvalete girdi.
- Tom suddenly got happy when Mary walked into the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom birden mutlu oldu.
- Tom was sleeping on the sofa when I walked into the room.
- Odaya girdiğimde Tom kanepede uyuyordu.
- Tom stopped talking when Mary walked into the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom konuşmayı bıraktı.
- A tall man with a sallow complexion walked into the room and sat down next to Tom.
- Solgun tenli, uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.
- Tom walked into the store.
- Tom mağazaya girdi.
- Tom and Mary were in the middle of a heated argument when John walked into the room.
- John odaya girdiğinde Tom ve Mary hararetli bir tartışmanın ortasındaydı.
- Tom walked into the living room with two drinks in his hands.
- Tom elinde iki içkiyle oturma odasına girdi.
- I walked into the classroom.
- Dersliğe girdim.
- He did not walk into the gym.
- Spor salonuna girmedi.
- Tom walked into his house.
- Tom evine girdi.
- As soon as Tom walked into the room, I knew there would be trouble.
- Tom odaya girer girmez sorun çıkacağını anladım.
- Tom used to walk into the bar and order three beers right off.
- Tom bara girer ve hemen üç bira sipariş ederdi.
- A few customers have just walked into the store.
- Birkaç müşteri dükkana girdi.
- Tom walked into the yard.
- Tom bahçeye girdi.
- Tom stopped talking when Mary walked into the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom konuşmayı kesti.
- Tom walked into the theater.
- Tom tiyatroya girdi.
- Sami didn't see Layla walk into the bathroom.
- Sami, Layla'nın banyoya girdiğini görmedi.
- Tom walked into the apartment.
- Tom daireye girdi.
- Tom walked into the bathroom.
- Tom banyoya girdi.
- Tom was sound asleep when Mary walked into the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom mışıl mışıl uyuyordu.
- I recognized Tom as soon as he walked into the room.
- Tom'u odaya girer girmez tanıdım.
Show More (87)
|
