üzülmek

Bedeutungen von dem Begriff "üzülmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 56 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	üzülmek	fret v.
You need not fret over such trifles. Böyle ufak tefek şeylere üzülmene gerek yok. More Sentences
2	Common Usage	üzülmek	be sorry v.
I'd be sorry if I were rude to you. Sana kabalık etsem üzülürdüm. More Sentences
3	Common Usage	üzülmek	worry v.
Please don't worry. Lütfen üzülmeyin. More Sentences
General
4	General	üzülmek	grieve v.
Don't grieve. Üzülmeyin. More Sentences
5	General	üzülmek	sadden v.
I'm truly saddened by this news. Bu habere gerçekten üzülüyorum. More Sentences
6	General	üzülmek	be sorry v.
It's nothing to be sorry about. Bunda üzülecek bir şey yok. More Sentences
7	General	üzülmek	deplore v.
This proposal does not talk about the marine transport of hydrocarbons, and this is something that I deplore. Bu teklif hidrokarbonların deniz yoluyla taşınmasından bahsetmiyor ve bu benim üzüldüğüm bir şey. More Sentences
8	General	üzülmek	be sorry for v.
I just don't want you to do something you'll be sorry for. Sadece üzüleceğin bir şey yapmanı istemiyorum. More Sentences
9	General	üzülmek	feel sorry v.
I feel sorry. Çok üzüldüm. More Sentences
10	General	üzülmek	feel sorry for v.
Secondly, I feel sorry for the European Parliament. İkinci olarak Avrupa Parlamentosu için üzülüyorum. More Sentences
11	General	üzülmek	feel bad about v.
I feel bad about leaving you all by yourself at work too. Ben de seni işyerinde tek başına bıraktığım için üzülüyorum. More Sentences
12	General	üzülmek	regret v.
I regret to say we no longer need your services. Üzülerek söylüyorum ki artık hizmetlerinize ihtiyacımız yok. More Sentences
13	General	üzülmek	worry v.
Don't worry, I'll do it. Üzülme, yapacağım. More Sentences
14	General	üzülmek	get sad v.
I get sad when it rains. Yağmur yağdığı zaman üzülürüm. More Sentences
15	General	üzülmek	be upset v.
Do you think he was upset because Israel's story was a lie? İsraillilerin hikayesi yalan olduğu için mi üzüldü sizce? More Sentences
Common Usage
16	Common Usage	üzülmek	sorrow v.
General
17	General	üzülmek	trouble v.
18	General	üzülmek	be troubled v.
19	General	üzülmek	bother about v.
20	General	üzülmek	bother v.
21	General	üzülmek	be troubled about v.
22	General	üzülmek	languish v.
23	General	üzülmek	rue v.
24	General	üzülmek	feel badly about v.
25	General	üzülmek	feel for somebody v.
26	General	üzülmek	have the hump v.
27	General	üzülmek	feel troubled v.
28	General	üzülmek	repine v.
29	General	üzülmek	bemoan v.
30	General	üzülmek	chagrin v.
31	General	üzülmek	upset v.
32	General	üzülmek	erme [obsolete] v.
33	General	üzülmek	wig v.
34	General	üzülmek	grame [obsolete] v.
35	General	üzülmek	roil v.
36	General	üzülmek	dump [obsolete] v.
37	General	üzülmek	scruple v.
38	General	üzülmek	squinny v.
Colloquial
39	Colloquial	üzülmek	get po'd v.
Idioms
40	Idioms	üzülmek	take to heart v.
41	Idioms	üzülmek	have a bird v.
42	Idioms	üzülmek	turn a hair v.
43	Idioms	üzülmek	come unglued v.
44	Idioms	üzülmek	hang one's head v.
45	Idioms	üzülmek	feel bad about v.
46	Idioms	üzülmek	be in a stew about v.
47	Idioms	üzülmek	get into a stew about v.
48	Idioms	üzülmek	someone's heart goes out to v.
49	Idioms	üzülmek	get bent out of shape v.
50	Idioms	üzülmek	break your heart v.
51	Idioms	üzülmek	get (one's) bowels in an uproar v.
52	Idioms	üzülmek	get gray hair from v.
Archaic
53	Archaic	üzülmek	tene v.
Slang
54	Slang	üzülmek	get bent out of shape v.
55	Slang	üzülmek	get (one's) tits in a wringer v.
56	Slang	üzülmek	get (one's) ass in a sling v.

Bedeutungen, die der Begriff "üzülmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 94 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Colloquial
1	Colloquial	(biri) için üzülmek	be sorry for (someone) v.
That's nothing to be sorry for. Bunun için üzülecek bir şey yok. More Sentences
General
2	General	boşuna üzülmek	cry over spilt milk v.
3	General	bir şeye pek çok üzülmek	take something hard v.
4	General	çok üzülmek	deplore v.
5	General	çok üzülmek	fell so sad v.
6	General	çok üzülmek	be so sad v.
7	General	çok üzülmek	be very much upset by someone v.
8	General	çok üzülmek	be very much distressed by someone v.
9	General	-e üzülmek	regret v.
10	General	duyduğuna üzülmek	be sorry to hear v.
11	General	biraz üzülmek	be a little sad v.
12	General	biraz üzülmek	get a little upset v.
13	General	(bir şeye) çok üzülmek	befret v.
14	General	derinden üzülmek	boil v.
15	General	aşırı üzülmek	oversorrow [obsolete] v.
16	General	(birinin) haline üzülmek	pity v.
17	General	daha çok üzülmek	outwoe v.
18	General	üzülmek pahasına	on penalty of adv.
Phrasals
19	Phrasals	çok üzülmek	cloud up v.
20	Phrasals	çok üzülmek	cut up about (someone or something v.
21	Phrasals	birine üzülmek	ache for (someone or something) v.
22	Phrasals	birinin ardından üzülmek/yasını tutmak	moon over someone v.
23	Phrasals	birinin ardından üzülmek/yasını tutmak	moon about someone v.
24	Phrasals	çok üzülmek	brooded over v.
25	Phrasals	için üzülmek	bleed for v.
26	Phrasals	bir şey için üzülmek	bother about something v.
27	Phrasals	(biri/bir şey) için üzülmek	bother about (someone or something) v.
28	Phrasals	için üzülmek	grieve for v.
29	Phrasals	(biri/bir şey) için üzülmek	grieve for (someone or something) v.
30	Phrasals	(birine/bir şeye) üzülmek	grieve over (someone or something) v.
31	Phrasals	(biri/bir şey) için üzülmek	lament (for) (someone or something) v.
32	Phrasals	(biri/bir şey) için üzülmek	lament over (someone or something) v.
33	Phrasals	(birine/bir şeye) üzülmek	languish over (someone or something) v.
34	Phrasals	arkasından üzülmek/yas tutmak	pine after v.
35	Phrasals	(birinin/bir şeyin) arkasından üzülmek/yas tutmak	pine after (someone or something) v.
36	Phrasals	(birinin/bir şeyin) arkasından üzülmek/yas tutmak	pine for (someone or something) v.
37	Phrasals	(birinin/bir şeyin) arkasından üzülmek/yas tutmak	pine over (someone or something) v.
38	Phrasals	için üzülmek	sorrow over v.
39	Phrasals	(biri/bir şey) için üzülmek	sorrow over (someone or something) v.
40	Phrasals	(birine/bir şeye) üzülmek	weep about (someone or something) v.
41	Phrasals	(birine/bir şeye) üzülmek	weep over (someone or something) v.
Colloquial
42	Colloquial	onun için üzülmek	have pity on someone v.
43	Colloquial	onun için üzülmek	have compassion for someone v.
44	Colloquial	(birinin) haline/durumuna üzülmek	be sorry for (someone) v.
45	Colloquial	çok üzgün olmak/üzülmek	become unglued v.
46	Colloquial	üzülmek pahasına	under pain of expr.
47	Colloquial	üzülmek pahasına	on pain of expr.
Idioms
48	Idioms	(birisine) çok üzülmek	(one's) heart bleeds for (someone) v.
49	Idioms	birinin ardından yas/matem tutmak/üzülmek	grieve over someone v.
50	Idioms	birisinin haline üzülmek	have a sympathy for one’s plight v.
51	Idioms	birisi için üzülmek	sorrow over someone v.
52	Idioms	birisi için üzülmek	bleed for someone v.
53	Idioms	biri için üzülmek	someone's heart goes out to v.
54	Idioms	birisi için üzülmek	grieve for someone v.
55	Idioms	çok üzülmek	be all tore up about something v.
56	Idioms	çok üzülmek	be all torn up about something v.
57	Idioms	çok üzülmek	get all tore up about something v.
58	Idioms	çok üzülmek	make one's heart sink v.
59	Idioms	çok üzülmek	eat one's heart out v.
60	Idioms	çok üzülmek	have kittens v.
61	Idioms	çok üzülmek	become sick at heart v.
62	Idioms	çok üzülmek	get all torn up about something v.
63	Idioms	çok üzülmek	be sick at heart v.
64	Idioms	çok üzülmek	be fit to be tied v.
65	Idioms	en ufak/küçük şeye bile üzülmek	get upset over the least little thing v.
66	Idioms	kendi durumuna üzülmek	cry in one's beer v.
67	Idioms	çok üzülmek	feel sick at heart v.
68	Idioms	incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek	get (one's) panties in a knot v.
69	Idioms	incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek	get (one's) panties in a twist v.
70	Idioms	incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek	get (one's) shorts in a knot v.
71	Idioms	incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek	have (one's) knickers in a twist v.
72	Idioms	söylenenlere hemen üzülmek	have a thin skin v.
73	Idioms	(biri/bir şey) yüzünden çok endişelenmek, strese girmek, üzülmek	get gray hair from (someone or something) v.
74	Idioms	henüz olmamış bir şeye üzülmek	cry before one is hurt v.
75	Idioms	çok üzülmek	be (as) sick as a parrot [uk] v.
76	Idioms	birine üzülmek	be/feel sorry for somebody v.
77	Idioms	biri/bir şey için üzülmek	bother one's (pretty little) head about someone or something v.
78	Idioms	için üzülmek	bother head about v.
79	Idioms	kendi durumuna üzülmek	cry in beer v.
80	Idioms	çok üzülmek	cry into (one's) beer v.
81	Idioms	çok üzülmek	cry into your beer v.
82	Idioms	(biri/bir şey için) çok üzülmek	eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
83	Idioms	çok üzülmek	eat heart out v.
84	Idioms	(birine) üzülmek	feel sorry for (someone) v.
85	Idioms	hemen üzülmek	get (one's) panties in a bunch [us/south africa] v.
86	Idioms	incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek	get (one's) panties in a bunch [us/south africa] v.
87	Idioms	hemen endişeye kapılmak/üzülmek	get your knickers in a twist [uk] v.
88	Idioms	için üzülmek	have pity on v.
89	Idioms	(biri) için üzülmek	have pity on (one) v.
90	Idioms	çok üzülmek	sink through the floor v.
91	Idioms	aniden çok üzülmek	fly off v.
Slang
92	Slang	çok üzülmek	be po'd (pissed off) v.
93	Slang	hemen üzülmek	get (one's) panties in a wad v.
94	Slang	incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek	get (one's) panties in a wad v.