abundance - Türkisch Englisch Wörterbuch

abundance

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "abundance" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
abundance n. bereket
How to distribute abundance is a great problem.
Bereketin nasıl dağıtılacağı büyük bir meseledir.

More Sentences
abundance n. bolluk
Only very preliminary information about the biology and the abundance of these species is yet available.
Bu türlerin biyolojisi ve bolluğu hakkında henüz sadece çok ön bilgiler mevcuttur.

More Sentences
General
abundance n. bolluk
In times of abundance, remember the times of famine.
Bolluk zamanlarında, kıtlık zamanlarını hatırlayın.

More Sentences
Politics
abundance n. bolluk
There is an abundance.
Bir bolluk var.

More Sentences
Medical
abundance n. bolluk
She lives in abundance.
Bolluk içinde yaşıyor.

More Sentences
Common Usage
abundance n. çokluk
General
abundance n. coşkunluk
abundance n. külliyet
abundance n. varlık ve rahatlık
abundance n. feyiz
abundance n. bet bereket
abundance n. kesret
abundance n. gürlük
abundance n. zenginlik
abundance n. taşkınlık
abundance n. ganilik
abundance n. çok olma
abundance n. servet
abundance n. refah
abundance n. miktar
abundance n. bir tür iskambil oyunu
abundance n. bol
Technical
abundance n. bolluk izotop oranı
Medical
abundance n. çokluk
Physics
abundance n. bir izotop karışımında belirli bir izotoptaki atom sayısının toplam atom sayısına oranı

Bedeutungen, die der Begriff "abundance" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
in abundance adv. bolca
In food legislation, there are environmental aspects and social aspects in abundance.
Gıda mevzuatında çevresel boyutlar ve sosyal boyutlar bol miktarda bulunmaktadır.

More Sentences
abundance theory n. bolluk teorisi
abundance ratio n. bolluk oranı
abundance theory n. bereket teorisi
natural abundance n. doğal bolluk
flow in abundance v. oluk gibi akmak
in abundance adv. bol bol
Colloquial
out of an abundance of caution expr. ne olur ne olmaz diye
out of an abundance of caution expr. her ihtimale karşı
out of an abundance of caution expr. ihtiyatlı/hazırlıklı olmak adına
Trade/Economic
economy of abundance n. bolluk ekonomisi
material abundance n. maddi bolluk
abundance of cash n. para bolluğu
cash abundance n. para bolluğu
Technical
abundance pattern n. bolluk modeli
isotopic abundance n. yerdeş bolluğu
Statistics
stochastic abundance models n. stokastik akış modelleri
species of abundance problem n. türlerin çokluğu kuramı
Physics
isotopic abundance n. izotopik bolluk
Chemistry
natural abundance n. tabii bolluk
Biology
gene abundance n. genlerin bulunma çokluğu
abundance zone n. topluluk zonu
Marine Biology
index of abundance n. bolluk göstergesi
abundance index n. bolluk göstergesi
relative abundance n. göreceli bolluk
absolute abundance n. mutlak bolluk
Geology
cosmic abundance of elements n. elementlerin kozmik bolluğu
crustal abundance of elements n. elementlerin kabuksal bolluğu