| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | ago adv. | evvel | ||
|
A few weeks ago, Vince came to me with a problem. Birkaç hafta evvel, Vince bir sorunuyla bana geldi. More Sentences |
||||
| Common Usage | ago adv. | önce | ||
|
If this involved other products, we would have banned them a long time ago. Eğer bu başka ürünleri de kapsasaydı, onları uzun zaman önce yasaklamış olurduk. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | ago adv. | önce | ||
|
If this involved other products, we would have banned them a long time ago. Eğer bu başka ürünleri de kapsasaydı, onları uzun zaman önce yasaklamış olurduk. More Sentences |
||||
| General | ago adv. | eskiden | ||
| General | ago adv. | geçmişte | ||
| General | ago adv. | mazide | ||
| General | ago adv. | evvelden | ||
| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | weeks ago adv. | haftalar önce | ||
|
This House agreed what was really quite a good strategy a few weeks ago. Bu Meclis birkaç hafta önce oldukça iyi bir stratejiyi kabul etti. More Sentences |
||||
| General | a while ago adv. | bir süre önce | ||
|
The Commission spoke about this a while ago and this is certainly a subject to examine in greater depth. Komisyon bir süre önce bu konu hakkında konuştu ve bu kesinlikle daha derinlemesine incelenmesi gereken bir konu. More Sentences |
||||
| General | some time ago adv. | bir süre önce | ||
|
Some time ago, I was given the opportunity to look into this matter more deeply. Bir süre önce bana bu konuyu daha derinlemesine inceleme fırsatı verildi. More Sentences |
||||
| General | years ago adv. | yıllar önce | ||
|
We need to keep to the policy decided years ago by Arafat and Prime Minister Rabin, God rest his soul. Yıllar önce Arafat ve Tanrı ruhunu şad etsin Başbakan Rabin tarafından kararlaştırılan politikaya sadık kalmalıyız. More Sentences |
||||
| General | years ago adv. | seneler önce | ||
|
That was years ago. O seneler önceydi. More Sentences |
||||
| General | long ago adv. | uzun süre önce | ||
|
The bridges were destroyed by Israel long ago. Köprüler İsrail tarafından uzun süre önce yıkıldı. More Sentences |
||||
| General | two weeks ago adv. | iki hafta önce | ||
|
The majority in this Parliament called two weeks ago for a suspension of the EU-Israel Association Agreement. Bu Meclis'teki çoğunluk iki hafta önce AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın askıya alınması çağrısında bulunmuştur. More Sentences |
||||
| General | two months ago adv. | iki ay önce | ||
|
When one or two months ago the Commission presented its proposal for the first time, there was some doubt. Bir ya da iki ay önce Komisyon teklifini ilk kez sunduğunda bazı şüpheler vardı. More Sentences |
||||
| General | two years ago adv. | iki yıl önce | ||
|
When it came forward two years ago there was no cost impact assessment attached. İki yıl önce ortaya çıktığında hiçbir maliyet etki değerlendirmesi yoktu. More Sentences |
||||
| General | three hours ago adv. | üç saat önce | ||
|
Tom left the hospital three hours ago. Tom hastaneden üç saat önce ayrıldı. More Sentences |
||||
| General | days ago adv. | gün önce | ||
|
With regard to the Intergovernmental Conference, I would point out that it was opened 18 days ago. Hükümetlerarası Konferans ile ilgili olarak Konferansın 18 gün önce açıldığını belirtmek isterim. More Sentences |
||||
| General | one week ago adv. | bir hafta önce | ||
|
That man died of lung cancer one week ago. O adam bir hafta önce akciğer kanserinden öldü. More Sentences |
||||
| General | a week ago adv. | bir hafta önce | ||
|
This place existed a week ago in Brussels, but it makes no difference whether it is in Copenhagen or Brussels. Burası bir hafta önce Brüksel'de vardı ama Kopenhag'da ya da Brüksel'de olması fark etmiyor. More Sentences |
||||
| General | ten years ago adv. | on yıl önce | ||
|
These proposals are the final product of a long discussion process initiated by the Commission ten years ago. Bu teklifler, Komisyon tarafından on yıl önce başlatılan uzun bir tartışma sürecinin nihai ürünüdür. More Sentences |
||||
| General | an hour ago adv. | bir saat önce | ||
|
I understand that it was handed over here just an hour ago. Anladığım kadarıyla bir saat önce buraya teslim edilmiş. More Sentences |
||||
| General | two hours ago adv. | iki saat önce | ||
|
There were two red hats on this table two hours ago. İki saat önce bu masada iki tane kırmızı şapka vardı. More Sentences |
||||
| General | many years ago adv. | yıllar önce | ||
|
It should have taken the initiative in providing clarity many years ago. Yıllar önce netlik sağlama konusunda inisiyatif alması gerekirdi. More Sentences |
||||
| General | six years ago adv. | altı yıl önce | ||
|
The number killed since the conflict broke out six years ago has risen to 3 500. Altı yıl önce çatışmaların başlamasından bu yana ölenlerin sayısı 3 500'e yükseldi. More Sentences |
||||
| General | eighty years ago adv. | seksen yıl önce | ||
|
Eighty years ago there was a link between major wars, disasters and a pandemic. Seksen yıl önce büyük savaşlar, felaketler ve pandemi arasında bir bağlantı vardı. More Sentences |
||||
| General | hundred years ago adv. | yüz yıl önce | ||
|
Two hundred years ago our ancestors charged around the world, colonising and abusing distant countries. İki yüz yıl önce atalarımız dünyanın dört bir yanına hücum ederek uzak ülkeleri sömürgeleştirdi ve istismar etti. More Sentences |
||||
| General | forty years ago adv. | kırk yıl önce | ||
|
A divide which, forty years ago, was only half that size. Kırk yıl önce bunun sadece yarısı kadar olan bir bölünme. More Sentences |
||||
| General | a year ago adv. | bir yıl önce | ||
|
We had a similarly dramatic situation a year ago in East Timor. Bir yıl önce Doğu Timor'da da benzer şekilde dramatik bir durumla karşılaşmıştık. More Sentences |
||||
| General | a year ago adv. | bir sene önce | ||
|
Sami converted to Islam a year ago. Sami bir sene önce İslam'a geçti. More Sentences |
||||
| General | one year ago adv. | bir yıl önce | ||
|
It approved this report exactly one year ago, almost unanimously. Bu raporu tam bir yıl önce neredeyse oybirliğiyle onayladı. More Sentences |
||||
| General | 4 years ago adv. | 4 yıl önce | ||
|
I started doing this work 4 years ago. Bu işi yapmaya 4 yıl önce başladım. More Sentences |
||||
| General | years ago adv. | yıl önce | ||
|
Twenty-five years ago, the Body Shop launched cosmetics that were not tested on animals. Yirmi beş yıl önce Body Shop hayvanlar üzerinde test edilmeyen kozmetik ürünlerini piyasaya sürdü. More Sentences |
||||
| General | years ago adv. | sene önce | ||
|
The truth is, she was dead to me years ago. Gerçek şu ki o benim için seneler önce ölmüştü. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | six hours ago expr. | altı saat önce | ||
|
I gave that order six hours ago. O siparişi altı saat önce verdim. More Sentences |
||||
| Colloquial | five hours ago expr. | beş saat önce | ||
|
Why was the last sentence added five hours ago? Neden son cümle beş saat önce eklendi? More Sentences |
||||
| Colloquial | four days ago expr. | dört gün önce | ||
|
Three or four days ago, the Italian police handed over an Iraqi family to the liberal democrat government of Syria. Üç ya da dört gün önce İtalyan polisi Iraklı bir aileyi Suriye'nin liberal demokrat hükümetine teslim etti. More Sentences |
||||
| Colloquial | two weeks ago expr. | iki hafta önce | ||
|
The majority in this Parliament called two weeks ago for a suspension of the EU-Israel Association Agreement. Bu Meclis'teki çoğunluk iki hafta önce AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın askıya alınması çağrısında bulunmuştur. More Sentences |
||||
| Colloquial | two days ago expr. | iki gün önce | ||
|
Finally, I should like to remind you of an anniversary which took place two days ago. Son olarak size iki gün önce gerçekleşen bir yıldönümünü hatırlatmak isterim. More Sentences |
||||
| Colloquial | ten years ago expr. | on yıl önce | ||
|
These proposals are the final product of a long discussion process initiated by the Commission ten years ago. Bu teklifler, Komisyon tarafından on yıl önce başlatılan uzun bir tartışma sürecinin nihai ürünüdür. More Sentences |
||||
| Colloquial | three years ago expr. | üç yıl önce | ||
|
As I stated earlier, a number of Member States introduced these standards some three years ago. Daha önce de belirttiğim gibi bazı Üye Devletler bu standartları yaklaşık üç yıl önce uygulamaya koymuştur. More Sentences |
||||
| Speaking | ||||
| Speaking | how long ago expr. | ne kadar önce | ||
|
How long ago was that? Ne kadar önceydi? More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | mya (million years ago) n. | milyon yıl önce | ||
| General | mya (million years ago) n. | myö | ||
| General | long ago n. | uzak geçmiş | ||
| General | long ago n. | çok eski | ||
| General | long ago n. | çok önce | ||
| General | die a long time ago v. | çok önceden ölmek | ||
| General | of a moment ago adj. | deminki | ||
| General | long-ago adj. | eski zamana ait | ||
| General | long-ago adj. | uzak geçmişe ait | ||
| General | long-ago adj. | eski | ||
| General | long-ago adj. | mazide kalan | ||
| General | long-ago adj. | geçmişte yaşanan | ||
| General | long-ago adj. | geçmiş ile ilgili | ||
| General | long-ago adj. | maziye ait | ||
| General | just a moment ago adv. | demincek | ||
| General | a little while ago adv. | henüz | ||
| General | a little while ago adv. | biraz önce | ||
| General | a long time ago adv. | uzun bir süre önce | ||
| General | a long time ago adv. | çok zaman önce | ||
| General | not long ago adv. | çok geçmeden | ||
| General | long ago adv. | çok eskiden | ||
| General | not long ago adv. | biraz evvel | ||
| General | so long as ago (2000) adv. | daha (2000)'de | ||
| General | just a moment ago adv. | demin | ||
| General | no longer ago than last week adv. | daha geçen hafta | ||
| General | weeks ago adv. | haftalarca önce | ||
| General | a short time ago adv. | az önce | ||
| General | long time ago adv. | çoktan | ||
| General | quite a while ago adv. | epeyce önce | ||
| General | quite a while ago adv. | bir süre önce | ||
| General | quite a while ago adv. | bir hayli zaman önce | ||
| General | quite a while ago adv. | epey önce | ||
| General | weeks ago adv. | hafta önce | ||
| General | a minute ago adv. | daha demin | ||
| General | thousands years ago adv. | günümüzden binlerce yıl önce | ||
| General | thousands of years ago adv. | günümüzden binlerce yıl önce | ||
| General | a long time ago adv. | çoktan | ||
| General | a few years ago adv. | birkaç yıl önce | ||
| General | short while ago adv. | kısa bir süre önce | ||
| General | until a short while ago adv. | kısa bir süre önceye kadar | ||
| General | not long ago adv. | yakın zaman önce | ||
| General | a short time ago adv. | yakın zaman önce | ||
| General | long ago adv. | çok önce | ||
| General | long ago adv. | uzun bir zaman önce | ||
| General | not a long time ago adv. | az zaman önce | ||
| General | not long ago adv. | az zaman önce | ||
| General | not long ago adv. | kısa bir süre önce | ||
| General | not a long time ago adv. | kısa bir süre önce | ||
| General | a short time ago adv. | kısa zaman önce | ||
| General | a number of years ago adv. | birkaç yıl önce | ||
| General | many years ago adv. | çok seneler önce | ||
| General | until a century ago adv. | yüzyıl öncesine kadar | ||
| General | a few minutes ago adv. | birkaç dakika önce | ||
| General | a few hours ago adv. | birkaç saat önce | ||
| General | a few months ago adv. | birkaç ay önce | ||
| General | a few weeks ago adv. | birkaç hafta önce | ||
| General | a few days ago adv. | birkaç gün önce | ||
| General | many years ago adv. | seneler evvel | ||
| General | many years ago adv. | seneler önce | ||
| General | many years ago adv. | yıllar evvel | ||
| General | 3 days ago adv. | 3 gün önce | ||
| General | 3 days ago adv. | 3 gün evvel | ||
| General | six years ago adv. | altı sene önce | ||
| General | one hundred years ago adv. | yüz yıl önce | ||
| General | a hundred years ago adv. | yüz yıl önce | ||
| General | two seconds ago adv. | iki saniye önce | ||
| General | eighty years ago adv. | seksen sene önce | ||
| General | just a while ago adv. | demin | ||
| General | about a week ago adv. | bir hafta kadar önce | ||
| General | almost 3 years ago adv. | neredeyse 3 yıl önce | ||
| General | only two months ago adv. | sadece iki ay önce | ||
| General | hundred years ago adv. | yüz yıl evvel | ||
| General | hundred years ago adv. | yüz sene evvel | ||
| General | hundred years ago adv. | yüz sene önce | ||
| General | forty years ago adv. | kırk sene önce | ||
| General | one year ago adv. | bir sene önce | ||
| General | long-ago adv. | uzak geçmişte | ||
| General | long-ago adv. | çok eskide | ||
| General | long-ago adv. | mazide | ||
| General | since a long time ago adv. | uzun zaman önce | ||
| General | since a long time ago adv. | çok eskiden beri | ||
| Phrases | ||||
| Phrases | until a few years ago expr. | birkaç yıl öncesine kadar | ||
| Phrases | 2 days ago expr. | 2 gün önce | ||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | about an hour ago expr. | bir saat kadar önce | ||
| Colloquial | a few nights ago expr. | birkaç gece önce | ||
| Colloquial | a couple of years ago expr. | birkaç sene önce | ||
| Colloquial | a few years ago expr. | birkaç sene önce | ||
| Colloquial | a few years ago expr. | birkaç yıl önce | ||
| Colloquial | four or five years ago expr. | dört veya beş sene önce | ||
| Colloquial | four or five years ago expr. | dört beş yıl önce | ||
| Colloquial | four or five years ago expr. | dört beş sene önce | ||
| Colloquial | a long time ago expr. | çok uzun zaman önce | ||
| Colloquial | four or five years ago expr. | dört veya beş yıl önce | ||
| Colloquial | not long ago expr. | çok uzak olmayan bir geçmişte | ||
| Colloquial | not too long ago expr. | kısa süre önce | ||
| Colloquial | forty minutes ago expr. | kırk dakika önce | ||
| Colloquial | fifteen minutes ago expr. | on beş dakika önce | ||
| Colloquial | short time ago expr. | kısa bir süre önce | ||
| Colloquial | ten years ago expr. | on sene önce | ||
| Colloquial | eight hours ago expr. | sekiz saat önce | ||
| Colloquial | six months ago expr. | 6 ay önce | ||
| Colloquial | twenty-five years ago expr. | 25 sene önce | ||
| Colloquial | three months ago expr. | 3 ay önce | ||
| Colloquial | fifteen minutes ago expr. | 15 dakika önce | ||
| Colloquial | half an hour ago expr. | yarım saat önce | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | four score and seven years ago adv. | 87 yıl önce (abraham lincoln'un yaptığı konuşmaya ithafen) | ||
| Idioms | many moons ago expr. | çok uzun zaman önce | ||
| Speaking | ||||
| Speaking | this is me thirty years ago n. | benim otuz sene önceki halim | ||
| Speaking | ages ago expr. | asırlar önce | ||
| Speaking | you'll never guess who i ran across a few days ago expr. | birkaç gün önce kime rastladım tahmin bile edemezsin | ||
| Speaking | we got married twenty years ago expr. | biz 20 yıl önce evlendik | ||
| Speaking | that was a long time ago expr. | bu çok uzun zaman önceydi | ||
| Speaking | we married twenty years ago expr. | biz yirmi sene önce evlendik | ||
| Speaking | I asked you for this two days ago expr. | bunu iki gün önce istemiştim | ||
| Speaking | we got married twenty years ago expr. | biz 20 sene önce evlendik | ||
| Speaking | you'll never guess who I ran across a few days ago expr. | bil bakalım birkaç gün önce kime rastladım | ||
| Speaking | we got married twenty years ago expr. | biz yirmi sene önce evlendik | ||
| Speaking | he mentioned it a few years ago expr. | birkaç yıl önce bahsetmişti | ||
| Speaking | we married twenty years ago expr. | biz 20 yıl önce evlendik | ||
| Speaking | we got married twenty years ago expr. | biz yirmi yıl önce evlendik | ||
| Speaking | we broke up a few months ago expr. | birkaç ay önce ayrıldık | ||
| Speaking | we married twenty years ago expr. | biz yirmi yıl önce evlendik | ||
| Speaking | it ran out a couple days ago expr. | birkaç gün önce bitti | ||
| Speaking | I had an accident a few years ago expr. | birkaç sene önce bir kaza geçirdim | ||
| Speaking | he should've done this a long time ago expr. | bunu uzun zaman önce yapmalıydı | ||
| Speaking | that was almost a month ago expr. | bu neredeyse bir ay önceydi | ||
| Speaking | it was a long time ago expr. | bu uzun zaman önceydi | ||
| Speaking | she/he died a couple of weeks ago expr. | birkaç hafta önce öldü | ||
| Speaking | we married twenty years ago expr. | biz 20 sene önce evlendik | ||
| Speaking | that was a very long time ago expr. | çok uzun zaman önceydi | ||
| Speaking | it all started six weeks ago expr. | her şey altı hafta önce başladı | ||
| Speaking | where were you two years ago? expr. | iki yıl önce neredeydin? | ||
| Speaking | where were you two years ago? expr. | iki sene önce neredeydin? | ||
| Speaking | where were you two years ago? expr. | iki yıl önce neredeydiniz? | ||
| Speaking | where were you two years ago? expr. | iki sene önce neredeydiniz? | ||
| Speaking | I went swimming two days ago expr. | iki gün önce yüzmeye gittim | ||
| Speaking | I saw him five minutes ago expr. | onu beş dakika önce gördüm | ||
| Speaking | how many years ago expr. | kaç sene önce | ||
| Speaking | I saw her five minutes ago expr. | onu beş dakika önce gördüm | ||
| Speaking | how many years ago expr. | kaç yıl önce | ||
| Speaking | how many years ago expr. | kaç yıl önceydi | ||
| Speaking | how many days ago? expr. | kaç gün önce? | ||
| Speaking | he died a long time ago expr. | uzun zaman önce öldü | ||
| Speaking | they were spotted on a security camera three days ago stealing a vehicle expr. | üç gün önce bir araç çalarken güvenlik kamerasına yakalanmışlar | ||
| Speaking | how old were you three years ago? expr. | üç yıl önce kaç yaşındaydın? | ||
| Speaking | I went swimming two days ago expr. | 2 gün önce yüzmeye gittim | ||
| Speaking | it was a long time ago expr. | uzun zaman önceydi | ||
| Speaking | like three years ago or sometnig expr. | 3 yıl önce falan | ||
| Speaking | she met with him 19 years ago expr. | 19 yıl önce onunla tanıştı | ||
| Speaking | I quit years ago expr. | yıllar önce bıraktım | ||
| Computer | ||||
| Computer | long time ago expr. | uzun zaman önce | ||
