alışılagelmiş - Türkisch Englisch Wörterbuch

alışılagelmiş

Bedeutungen von dem Begriff "alışılagelmiş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
alışılagelmiş habitual adj.
Ten per cent of the road network and 20% of the rail network is affected by habitual bottlenecks.
Kara yolu ağının %10'u ve demir yolu ağının %20'si alışılagelmiş darboğazlardan etkilenmektedir.

More Sentences
alışılagelmiş usual adj.
The only responses we could provide were the usual, run-of-the-mill ones.
Verebileceğimiz tek yanıt, alışılagelmiş, sıradan yanıtlardır.

More Sentences
Trade/Economic
alışılagelmiş customary adj.
In my country it has up to now been customary to insure biometric risks.
Ülkemde biyometrik risklerin sigortalanması bugüne kadar alışılagelmiş bir durumdu.

More Sentences
Law
alışılagelmiş customary adj.
In my country it has up to now been customary to insure biometric risks.
Ülkemde bugüne kadar biyometrik risklerin sigortalanması alışılagelmiş bir uygulamaydı.

More Sentences
General
alışılagelmiş consuetudinary adj.
alışılagelmiş ordinary adj.
alışılagelmiş common adj.
alışılagelmiş routine adj.
alışılagelmiş conventional adj.
alışılagelmiş accustomable adj.
alışılagelmiş uneventful adj.
alışılagelmiş unexotic adj.
alışılagelmiş meat-and-potatoes adj.
alışılagelmiş classical adj.
alışılagelmiş routinary adj.
alışılagelmiş custumary adj.
Idioms
alışılagelmiş bred in the bone adj.
Trade/Economic
alışılagelmiş accustomary adj.
alışılagelmiş normal adj.
Law
alışılagelmiş accustomary adj.
alışılagelmiş consuetudinary adj.
Medical
alışılagelmiş hectic adj.
Food Engineering
alışılagelmiş conventional adj.
Archaic
alışılagelmiş still adj.

Bedeutungen, die der Begriff "alışılagelmiş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 22 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
alışılagelmiş kullanım accustomance n.
alışılagelmiş kullanım acustumaunce n.
alışılagelmiş durum habitude n.
alışılagelmiş vücut hareketi motion n.
alışılagelmiş yöntem guise n.
alışılagelmiş tarz gate [dialect] n.
alışılagelmiş kullanım order [obsolete] n.
alışılagelmiş uygulamalar practices n.
alışılagelmiş uygulamalar practises n.
alışılagelmiş mekan beat [obsolete] n.
alışılagelmiş olmayan nonhabitual adj.
alışılagelmiş biçimde routinely adv.
Colloquial
alışılagelmiş bir şaka/espri an old one n.
Idioms
geleneksel/alışılagelmiş bakış açısına sahip olanları şaşırtmak épater les bourgeois v.
Trade/Economic
alışılagelmiş faiz oranı customary interest rate n.
alışılagelmiş şekil customary form n.
(senedi) yasal veya alışılagelmiş orandan daha fazla indirimle almak shave v.
Technical
alışılagelmiş modelden farklı yelken teçhizatı jackass rig n.
Tobacco
tabii atmosferik şartlarda depolanmak üzere alışılagelmiş biçimde hazırlanan fermantasyon geçirmemiş tütün air-dried n.
Card
iskambil kartlarında alışılagelmiş tasarım pip n.
Printery
belirli bir yükseklik için alışılagelmiş genişlikten az olan (matbaa harfi) condensed adj.
Archaic
alışılagelmiş giyim kuşam suit n.