appropriate

Bedeutungen von dem Begriff "appropriate" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 39 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	appropriate v.	el koymak
Yet again, the Union is appropriating the competences of the Member States and failing to replace their policies. Yine Birlik, Üye Devletlerin yetkilerine el koymakta ve onların politikalarını değiştirmekte başarısız olmaktadır. More Sentences
2	Common Usage	appropriate adj.	münasip
That question isn't appropriate. Bu soru münasip değil. More Sentences
3	Common Usage	appropriate adj.	uygun
Political will and an appropriate level of funding are needed to tackle this problem. Bu sorunun üstesinden gelmek için siyasi iradeye ve uygun düzeyde finansmana ihtiyaç vardır. More Sentences
General
4	General	appropriate v.	ayırmak
I hear talk of very large sums of money that the European Union is about to appropriate in further aid. Avrupa Birliği'nin daha fazla yardım için çok büyük miktarlarda para ayıracağından bahsedildiğini duyuyorum. More Sentences
5	General	appropriate v.	tahsis etmek
It is therefore important to appropriate more funds. Bu nedenle daha fazla fon tahsis edilmesi önemlidir. More Sentences
6	General	appropriate v.	kendine mal etmek
The insurance companies will not immediately be able to appropriate this large market for themselves. Sigorta şirketleri bu büyük pazarı hemen kendilerine mal edemeyecekler. More Sentences
7	General	appropriate adj.	yerinde
The suggestions are appropriate but France believes that it no longer has the strength to push them forward. Öneriler yerinde ancak Fransa artık bunları ileri götürecek güce sahip olmadığına inanıyor. More Sentences
8	General	appropriate adj.	uygun
Political will and an appropriate level of funding are needed to tackle this problem. Bu sorunun üstesinden gelmek için siyasi iradeye ve uygun düzeyde finansmana ihtiyaç vardır. More Sentences
9	General	appropriate adj.	gerekli
In this, we should not merely make declarations, but take the appropriate action. Bu konuda sadece beyanat vermekle yetinmemeli, gerekli adımları atmalıyız. More Sentences
Technical
10	Technical	appropriate adj.	uygun
Political will and an appropriate level of funding are needed to tackle this problem. Bu sorunun üstesinden gelmek için siyasi iradeye ve uygun düzeyde finansmana ihtiyaç vardır. More Sentences
General
11	General	appropriate v.	özelleştirmek
12	General	appropriate v.	üstüne yatmak
13	General	appropriate v.	tasarruf etmek
14	General	appropriate v.	iç etmek
15	General	appropriate v.	almak
16	General	appropriate v.	sahiplenmek
17	General	appropriate v.	deve yapmak
18	General	appropriate v.	üstüne oturmak
19	General	appropriate v.	temellük etmek
20	General	appropriate v.	kendine ayırmak
21	General	appropriate v.	çalmak
22	General	appropriate v.	kendine maletmek
23	General	appropriate v.	zimmetine almak
24	General	appropriate v.	mahsup etmek
25	General	appropriate v.	mal etmek
26	General	appropriate v.	sahipsiz birşeyi almak
27	General	appropriate v.	ihraz etmek
28	General	appropriate v.	zimmetine geçirmek
29	General	appropriate v.	aşırmak
30	General	appropriate v.	(küçük çapta) hırsızlık yapmak
31	General	appropriate v.	çalmak
32	General	appropriate v.	gasp etmek
33	General	appropriate adj.	has
34	General	appropriate adj.	yakışık alır
35	General	appropriate adj.	mahsus
36	General	appropriate adj.	sıralı
37	General	appropriate adj.	biçilmiş kaftan
38	General	appropriate adj.	özgü
Law
39	Law	appropriate v.	mahsup etmek

Bedeutungen, die der Begriff "appropriate" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 101 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	appropriate capacity n.	uygun kapasite
It must fulfil specific missions using appropriate capacities and arms. Uygun kapasite ve silahları kullanarak belirli görevleri yerine getirmelidir. More Sentences
2	General	appropriate time n.	uygun zaman
That will be the appropriate time to make any changes to the list of projects or the funding conditions. Bu, proje listesinde ya da finansman koşullarında herhangi bir değişiklik yapmak için uygun zaman olacaktır. More Sentences
3	General	appropriate for v.	tahsis etmek
The money was appropriated for building the gymnasium. Para, spor salonunun inşası için tahsis edildi. More Sentences
4	General	be appropriate for v.	uygun olmak
Tom didn't think it would be appropriate for John to give Mary a pearl necklace. Tom, John'un Mary'ye inci bir kolye vermesinin uygun olmayacağını düşündü. More Sentences
5	General	consider appropriate v.	uygun görmek
The Commission will take any step it considers appropriate following a detailed analysis of the situation. Komisyon, durumun detaylı bir şekilde analiz edilmesinin ardından uygun gördüğü her türlü adımı atacaktır. More Sentences
6	General	appropriate for adj.	uygun
We need rules that are appropriate for SMEs. KOBİ'lere uygun kurallara ihtiyacımız var. More Sentences
7	General	appropriate for adj.	için uygun
That said, I think it would be desirable to find a form of supervision that is appropriate for a bank. Bununla birlikte, bir banka için uygun bir denetim şekli bulmanın arzu edilen bir şey olacağını düşünüyorum. More Sentences
Speaking
8	Speaking	where appropriate expr.	uygun olduğunda
We need to ensure that there is adequate funding to enable citizens to do that, where appropriate. Vatandaşların uygun olan yerlerde bunu yapabilmeleri için yeterli finansman sağlanmasını temin etmeliyiz. More Sentences
Politics
9	Politics	deemed appropriate n.	uygun görülen
Here, Members applaud when they hear certain proposals put forward that are deemed appropriate. Burada, Üyeler uygun görülen bazı önerileri duyduklarında alkışlıyorlar. More Sentences
10	Politics	most appropriate adj.	en uygun
Revising the financial perspectives would therefore be the most appropriate course of action. Dolayısıyla mali perspektiflerin gözden geçirilmesi en uygun hareket tarzı olacaktır. More Sentences
11	Politics	where appropriate expr.	uygun olduğu hallerde
The agencies are also subject to scrutiny by the Court of Auditors and, where appropriate, also by OLAF. Ajanslar ayrıca Sayıştay ve uygun olduğu hallerde OLAF tarafından da denetime tabidir. More Sentences
General
12	General	appropriate time n.	punt
13	General	appropriate technology n.	uygun teknoloji
14	General	appropriate time for favourable opportunities n.	eşref-i saat
15	General	appropriate position n.	uygun pozisyon
16	General	appropriate condition n.	uygun koşul
17	General	appropriate condition n.	uygun şart
18	General	appropriate conditions n.	uygun koşullar
19	General	appropriate conditions n.	uygun şartlar
20	General	appropriate behaviour n.	uygun davranış
21	General	appropriate behaviour n.	yerinde davranış
22	General	appropriate policy n.	uygun politika
23	General	appropriate engine n.	uygun motor
24	General	developmentally appropriate practice n.	gelişim gereklerine uygun uygulama
25	General	developmentally appropriate practice n.	gelişimsel bakımdan uygun uygulama
26	General	appropriate sign n.	uygun işaret
27	General	appropriate price n.	uygun fiyat
28	General	appropriate technical document n.	uygun teknik belge
29	General	appropriate product n.	uygun ürün
30	General	appropriate circumstance n.	uygun durum
31	General	appropriate situation n.	uygun durum
32	General	an appropriate intervention n.	yerinde bir müdahale
33	General	appropriate for oneself v.	mal etmek
34	General	appropriate funds for v.	ödenek ayırmak
35	General	appropriate funds v.	ödenek ayırmak
36	General	appropriate for v.	ayırmak
37	General	be found appropriate v.	uygun görülmek
38	General	find appropriate v.	tensip etmek
39	General	be found appropriate v.	uygun bulunmak
40	General	be appropriate for v.	elverişli olmak
41	General	become appropriate v.	uygun hale gelmek
42	General	look appropriate v.	uygun görünmek
43	General	look appropriate v.	uygun gözükmek
44	General	provide the appropriate conditions v.	koşulu sağlamak
45	General	provide the appropriate conditions v.	koşulu yerine getirmek
46	General	the most appropriate adj.	en yerinde
47	General	appropriate for adj.	-e uygun
Phrasals
48	Phrasals	appropriate for v.	el koymak
49	Phrasals	appropriate for v.	kapmak
50	Phrasals	appropriate for v.	gasp etmek
51	Phrasals	appropriate something for something v.	bir şey için bir şey ayırmak
52	Phrasals	appropriate something for something v.	bir şey için bir şey tahsis etmek
53	Phrasals	appropriate something for something v.	bir şey için belirli bir miktar para ayırmak/tahsis etmek
54	Phrasals	appropriate something for something v.	bir şey için bir şey uydurmak/ayarlamak
Phrases
55	Phrases	appropriate to the original expr.	aslına uygundur
56	Phrases	when appropriate expr.	yeri geldiğinde
57	Phrases	if deemed as appropriate expr.	uygun görünürse
58	Phrases	if deemed appropriate expr.	uygun görünürse
59	Phrases	if deemed as appropriate expr.	uygun görüldüğü takdirde
60	Phrases	if deemed appropriate expr.	uygun görüldüğü takdirde
61	Phrases	if appropriate expr.	uygun görüldüğü takdirde
62	Phrases	if appropriate expr.	uygun görüldüğünde
63	Phrases	if appropriate expr.	uygun görünürse
Speaking
64	Speaking	if you deem appropriate expr.	eğer uygun görürsen
65	Speaking	if you deem appropriate expr.	eğer uygun görürseniz
66	Speaking	if it is appropriate for you expr.	sizin için uygunsa
67	Speaking	if it is appropriate for you expr.	senin için uygunsa
68	Speaking	if it is appropriate for you expr.	sizin için de uygunsa
Trade/Economic
69	Trade/Economic	appropriate bargaining unit n.	ayrı bir pazarlık birimi
70	Trade/Economic	appropriate bargaining unit n.	toplu pazarlık görüşmeleri için bir işçi örgütünün temsil ettiği ve anlaşma ile bir araya gelmiş işçiler grubu
71	Trade/Economic	appropriate technology n.	uygun teknoloji
72	Trade/Economic	appropriate action n.	uygun eylem
73	Trade/Economic	appropriate methods n.	uygun yöntemler
Law
74	Law	indication of appropriate court n.	merci tayini
75	Law	set off and to appropriate v.	mahsup ve temellük etmek
Politics
76	Politics	most appropriate n.	geçerli
77	Politics	as appropriate n.	uygun görüldüğü şekilde
78	Politics	appropriate supervision n.	uygun denetim
79	Politics	appropriate oversight n.	uygun gözetim
80	Politics	explore appropriate guarantees v.	yeterli güvenceyi almak
81	Politics	if appropriate expr.	gerekli görüldüğü takdirde
Technical
82	Technical	transfer-appropriate processing n.	transfere uygun işleme
83	Technical	appropriate method n.	uygun metot
84	Technical	appropriate method n.	uygun yöntem
85	Technical	appropriate equipment n.	uygun ekipman
Aeronautic
86	Aeronautic	appropriate air traffic services authority n.	uygun hava trafik hizmetleri otoritesi
Medical
87	Medical	appropriate therapeutic measures n.	uygun tedavi edici önlemler
88	Medical	appropriate filler agent n.	uygun dolgu materyali
89	Medical	appropriate supportive management n.	uygun destek tedavisi
90	Medical	program for appropriate technology in health (path) n.	sağlık alanında uygun teknoloji programı
91	Medical	aga (appropriate for gestational age) abrev.	gebelik yaşına uygun
Psychology
92	Psychology	transfer-appropriate processing n.	transfere elverişli işlem
93	Psychology	appropriate affect n.	uygun duygulanım
94	Psychology	appropriate death n.	uygun ölüm
95	Psychology	appropriate affect n.	uygun duygu
96	Psychology	age-appropriate maturity n.	yaşa uygun olgunluk
97	Psychology	age-appropriate behavior n.	yaşa uygun davranış
Statistics
98	Statistics	appropriate distribution function n.	uygun dağılım fonksiyonu
Education
99	Education	grade-appropriate adj.	diploma seviyesine uygun
Environment
100	Environment	appropriate method of disposal n.	uygun imha etme yöntemi
Military
101	Military	all appropriate action n.	mütekabiliyet esasına dayalı olarak yapılan misilleme