borrowing - Türkisch Englisch Wörterbuch

borrowing

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "borrowing" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
borrowing n. borç alma
For the residents of Edo, the first bonito of the year was something that had to be bought, even if it meant borrowing money.
Edo sakinleri için yılın ilk palamutu, borç almak anlamına gelse bile satın alınması gereken bir şeydi.

More Sentences
borrowing n. borçlanma
There is no need for a risk-sensitive framework to make SME borrowing more expensive.
KOBİ'lerin borçlanmasını daha pahalı hale getirmek için riske duyarlı bir çerçeveye ihtiyaç yoktur.

More Sentences
Common Usage
borrowing n. ödünç alma
General
borrowing n. alıntı
borrowing n. yabancı sözcük
borrowing n. yabancı bir dilden alınan sözcük
borrowing n. istiare
borrowing n. ödünç alma
borrowing adj. borç alan
Trade/Economic
borrowing n. borçlanma
borrowing n. borç alma
borrowing n. istikraz
borrowing n. kaynak temini
borrowing n. kredi temini
borrowing n. ödünç alma
Law
borrowing n. borçlanma
borrowing n. iare
Linguistics
borrowing n. aktarım
borrowing n. aktarma

Bedeutungen, die der Begriff "borrowing" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 82 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Trade/Economic
borrowing rate n. borçlanma faizi
Most importantly, the borrowing rates are going up.
En önemlisi de borçlanma faizleri yükseliyor.

More Sentences
General
borrowing concern n. kredi verme kurumu
domestic borrowing n. iç borçlanma
Idioms
borrowing to the hilt n. boğaza kadar borca girme
Trade/Economic
bank borrowing n. banka kredisi
interbank borrowing n. bankalar arası borçlanma
source of borrowing n. borç kaynağı
borrowing fund n. borçlanma fonu
borrowing demand n. borçlanma talebi
securitization of borrowing n. borçlanmanın menkulleşmesi
borrowing costs n. borçlanma maliyetleri
cost of borrowing n. borçlanma maliyeti
borrowing cost n. borçlanma maliyeti
borrowing limit n. borçlanma sınırı
borrowing rate of interest n. borçlanma faiz oranı
borrowing constraint n. borçlanma sınırı
borrowing power n. borçlanma gücü
borrowing nation n. borç alan ülke
short term borrowing n. bir yıldan az vadeyle borç alma
cost of borrowing n. borçlanma maliyeti
borrowing and lending relationship n. borç alacak ilişkisi
anticipatory borrowing n. cari masraflar için gelecekte toplanacak vergileri karşılık göstererek borç alma
external borrowing n. dış borçlanma
foreign borrowing n. dış borçlanma
external borrowing n. dış borçlanma
foreign-currency borrowing n. döviz kredisi
financial borrowing n. finansal borçlanma
overnight borrowing rate n. gecelik borç alma faizi
overnight borrowing n. gecelik borçlanma
overnight borrowing rate n. gecelik borçlanma oranı
overnight borrowing rate n. gecelik borçlanma faiz oranı
financial borrowing n. finans kredisi
overnight borrowing and lending rates n. gecelik vadede borçlanma ve borç verme faiz oranları
borrowing by auction n. ihale yoluyla borçlanma
anticipatory borrowing n. ilerde toplanacak vergileri karşılık göstererek borçlanma
domestic borrowing demand n. iç borçlanma talebi
internal borrowing n. iç borçlanma
domestic borrowing n. iç borçlanma
public sector borrowing requirement n. kamu kesimi borçlanma gereği
public sector borrowing requirement (psbr) n. kamu kesimi borçlanma gereksinimi
public borrowing n. kamu borçlanması
short term borrowing expenses n. kısa vadeli borçlanma giderleri
short-term borrowing expenses n. kısa vadeli borçlanma giderleri
lease’s incremental borrowing rate of interest n. kiracının alternatif borçlanma faiz oranı
short term borrowing n. kısa vadeli borçlanma
short term borrowing n. kısa vadeyle borç alma
lessee’s incremental borrowing rate of interest n. kiracının alternatif borçlanma faiz oranı
s/t borrowing cost n. kısa vadeli borçlanma gideri
borrowing agreement n. kredi alma sözleşmesi
source of borrowing n. kredi kaynağı
london interbank borrowing offer rate n. londra bankalararası para piyasası faiz oranı
borrowing money n. ödünç para alma
borrowing rate n. ödünç alma haddi
borrowing facilities provided for primary dealers via repo transactions n. piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı
reimburse borrowing n. rambursman kredisi
fully hedged borrowing n. tam hedge edilen
collaterised borrowing n. transfer edilen finansal araç karşılığında teminata bağlanmış borç
tl-denominated borrowing requirement n. türk lirası cinsi borçlanma gereği
collateralised borrowing n. teminata dayalı borçlar
long term borrowing expenses n. uzun vadeli borçlanma giderleri
long-term borrowing expenses n. uzun vadeli borçlanma giderleri
long term borrowing cost n. uzun vadeli borçlanma gideri
lessee’s incremental borrowing rate of interest n. uzun vadeli kiralama faiz oranı
wrong borrowing n. yanlış borçlanma
foreign private sector borrowing notes n. yabancı özel sektör borçlanma senedi
foreign private sector borrowing notes n. yabancı özel sektör borçlanma senetleri
foreign borrowing n. yurtdışı borçlanma
high borrowing n. yüksek borçlanma
local borrowing n. yerel borçlanma
Law
borrowing requirement n. borçlanma gereği
domestic borrowing n. iç borç
public sector borrowing requirement n. kamu kesimi borçlanma gereği
public borrowing contracts n. kamu istikraz sözleşmeleri
Politics
borrowing arrangements n. borçlanma düzenlemeleri
borrowing agreement n. borçlanma anlaşması
government borrowing requirement n. hükümet borçlanma gereksinimi
government borrowing requirement n. hükümetin borçlanma gereksinimi
corporate borrowing n. kurumsal borçlanma
Linguistics
dialect borrowing n. lehçe ödünçlemesi
lexical borrowing n. sözcüksel ödünçleme
linguistic borrowing n. aktarma sözcük
Abbreviation
cgbr (central government borrowing requirement) n. hükümetin ihtiyaçlarını karşılamak üzere belirli bir süreliğine borçlandığı para