Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | condition (someone or something) to (something) v. | (birini ya da bir şeyi bir şey yapmaya) şartlandırmak | ||
This dog is conditioned to bark at strangers. Bu köpek yabancılara havlamaya şartlandırılmış. More Sentences |
||||
Phrasals | condition (someone or something) to (something) v. | (birini ya da bir şeyi bir şey yapmaya) koşullamak | ||
Phrasals | condition (someone or something) to (something) v. | alışkanlık yaratmak | ||
Phrasals | condition (someone or something) to (something) v. | (birini ya da bir hayvanı bir şeye) alıştırmak | ||
Phrasals | condition (someone or something) to (something) v. | intibak ettirmek | ||
Phrasals | condition (someone or something) to (something) v. | bir hayvanın emir vb.ne uymasını sağlamak |