davranmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

davranmak

Bedeutungen von dem Begriff "davranmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 41 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
davranmak act v.
He acted disloyally in supporting a unilateral, immoral and illegal attack.
Tek taraflı, ahlaksız ve yasadışı bir saldırıyı destekleyerek sadakatsiz davrandı.

More Sentences
davranmak deal v.
We should deal fairly with each other.
Birbirimize karşı adil olarak davranmamız gerek.

More Sentences
davranmak treat v.
They treat me like one of the family.
Bana aileden biriymişim gibi davranıyorlar.

More Sentences
davranmak behave v.
Companies are increasingly being expected to behave in an ethical and socially responsible manner.
Şirketlerin etik ve sosyal açıdan sorumlu bir şekilde davranmaları giderek daha fazla beklenmektedir.

More Sentences
General
davranmak do by v.
Do to others as you would be done by.
Başkalarına, sana davranılmasını istediğin şekilde davran.

More Sentences
davranmak behave v.
That the Council should behave in this way leaves me baffled.
Konsey'in bu şekilde davranması beni şaşırtıyor.

More Sentences
davranmak conduct v.
I think, in any case, that Parliament conducts itself far too reactively.
Her halükarda Parlamento'nun çok fazla tepkisel davrandığını düşünüyorum.

More Sentences
davranmak use v.
I suggest we organise things in the most practical order and, where the Treaty is silent, that we use common sense.
İşleri en pratik düzene göre organize etmemizi ve Antlaşmanın sessiz kaldığı yerlerde sağduyulu davranmamızı öneriyorum.

More Sentences
davranmak do to v.
What harm is being done to these people, and how unjustly they are being treated!
Bu insanlara ne kadar zarar veriliyor ve onlara ne kadar adaletsiz davranılıyor!

More Sentences
davranmak act v.
In this respect, we must make an effort to act as responsibly as possible.
Bu açıdan, mümkün olduğunca sorumlu davranmak için çaba sarf etmeliyiz.

More Sentences
Trade/Economic
davranmak treat v.
Therefore, how we treat animals and what we feed them on is naturally important.
Bu nedenle hayvanlara nasıl davrandığımız ve onları neyle beslediğimiz doğal olarak önemli.

More Sentences
General
davranmak comport oneself v.
davranmak conduct oneself v.
davranmak cut up v.
davranmak bestir oneself v.
davranmak lunge v.
davranmak proceed v.
davranmak reach for v.
davranmak walk v.
davranmak comport v.
davranmak do v.
davranmak deport oneself v.
davranmak bear oneself v.
davranmak spurt v.
davranmak acquit (oneself) v.
davranmak acquit v.
davranmak acquight [obsolete] v.
davranmak abear v.
davranmak use one's self v.
davranmak make [obsolete] v.
davranmak hold v.
davranmak bestow [obsolete] v.
davranmak make [obsolete] v.
davranmak move v.
davranmak disport v.
davranmak contain [obsolete] v.
davranmak fetch v.
Phrasals
davranmak deal by v.
davranmak go on v.
Archaic
davranmak entreat v.
davranmak intreat v.

Bedeutungen, die der Begriff "davranmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tuhaf davranmak act weird v.
You've been acting weird today.
Sen bugün tuhaf davranıyordun.

More Sentences
kötü davranmak behave badly v.
I behaved badly.
Kötü davrandım.

More Sentences
gibi davranmak pretend v.
On many previous occasions, we have pretended that we have achieved results.
Daha önce birçok kez sonuç elde etmiş gibi davrandık.

More Sentences
kötü davranmak misbehave v.
Tom was misbehaving.
Tom kötü davranıyordu.

More Sentences
aptalca davranmak fool v.
You're not fooling me, you know.
Bana aptalca davranmıyorsun, biliyorsun.

More Sentences
davranmak (belirli bir şekilde) bear v.
The prisoner of war bore himself with great dignity.
Savaş esiri onurlu davrandı.

More Sentences
adil davranmak treat fairly v.
Tom needs to be treated fairly.
Tom'a adil davranılması gerekiyor.

More Sentences
gibi davranmak make believe v.
Let's make believe that we are cowboys.
Kovboy gibi davranalım.

More Sentences
kaba davranmak be rude v.
You're being rude to my guest.
Sen benim misafirime kaba davranıyorsun.

More Sentences
gibi davranmak act as v.
We cannot allow him to act as judge and jury here.
Onun burada yargıç ve jüri gibi davranmasına izin veremeyiz.

More Sentences
uyumlu davranmak play along v.
I played along.
Ben uyumlu davrandım.

More Sentences
kötü davranmak mistreat v.
Have you been mistreated?
Sana kötü davranıldı mı?

More Sentences
iyi davranmak behave well v.
You can come to visit me, as long as you promise to behave well.
İyi davranacağına söz verdiğin sürece beni ziyarete gelebilirsin.

More Sentences
aceleci davranmak jump the gun v.
But this is not jumping the gun, it is being logical.
Ama bu aceleci davranmak değil, mantıklı olmaktır.

More Sentences
iyi davranmak be nice to v.
Tom has been nice to everyone.
Tom herkese iyi davrandı.

More Sentences
aceleci davranmak hurry (up) v.
Some comrades are too much of a hurry to effect the transition to the second phase of communism.
Bazı yoldaşlar komünizmin ikinci aşamasına geçişi gerçekleştirmek için çok aceleci davranıyorlar.

More Sentences
dürüst davranmak behave honestly v.
Please behave honestly.
Lütfen dürüst davran.

More Sentences
garip davranmak behave oddly v.
He's behaving oddly.
O garip davranıyor.

More Sentences
aptalca davranmak goof v.
I goofed.
Aptalca davrandım.

More Sentences
uygunsuz davranmak behave improperly v.
Are you suggesting I behaved improperly?
Uygunsuz davrandığımı mı düşünüyorsun?

More Sentences
garip davranmak act strange v.
Sami started acting strange.
Sami garip davranmaya başladı.

More Sentences
tuhaf davranmak act strange v.
Tom is acting strange, isn't he?
Tom tuhaf davranıyor, değil mi?

More Sentences
gibi davranmak act as if v.
Can we seriously say that in this event the European Union must act as if nothing had happened?
Bu olayda Avrupa Birliği'nin hiçbir şey olmamış gibi davranması gerektiğini ciddi olarak söyleyebilir miyiz?

More Sentences
kötü davranmak treat badly v.
Does Tom think he's been treated badly?
Tom kendisine kötü davranıldığını mı düşünüyor?

More Sentences
(bir şey yapmaya) davranmak make v.
Just make yourself at home.
Evindeymiş gibi davran.

More Sentences
bireyin prensip ve çıkarları dışında davranmak zorunda kalması false position n.
abartılı davranmak dramatize v.
samimi davranmak let down one's hair v.
ağır davranmak dawdle v.
anne gibi davranmak mother v.
aykırı davranmak act incongruously v.
ihtiyatlı davranmak be on the safe side v.
birine soğuk davranmak keep someone at a distance v.
aptalca davranmak tomfool v.
resmi kurallara göre davranmak stand on ceremony v.
eşit davranmak treat equally v.
birine coşkulu bir şekilde davranmak lyricize v.
kötü davranmak serve v.
aceleci davranmak speed up v.
çok serbest veya teklifsiz davranmak freewheel v.
biriyle samimi olmamak için ona çok mesafeli davranmak keep someone at arm's length v.
mantıklı davranmak reason v.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak put something to rest v.
adil bir şekilde davranmak do justice v.
akıllı davranmak act wisely v.
temkinli davranmak walk on eggshells v.
biri gibi davranmak take after v.
aşırı bir şekilde davranmak carry on v.
merhametsizce davranmak brutalize v.
kötü davranmak misdemean v.
önce davranmak forestall v.
esrarengiz davranmak enigmatize v.
ağır davranmak move slowly v.
soğuk davranmak discountenance v.
soğuk davranmak give somebody the cold shoulder v.
sert davranmak rough up v.
düşüncesizce davranmak behave thoughtlessly v.
önce davranmak take precedence of v.
önce davranmak anticipate v.
sert davranmak whale v.
çok ciddi davranmak prim v.
aşık gibi davranmak flirt with v.
sert davranmak take a hard line with v.
kötü davranmak snub v.
kötü davranmak maltreat v.
kötü davranmak ill treat v.
aykırı davranmak behave improperly v.
aykırı davranmak contravene v.
belirli bir şekilde davranmak conduct oneself v.
resmi davranmak stand on ceremony v.
terbiyeli davranmak behave oneself v.
esnek davranmak give v.
kötü davranmak tramp down v.
silahına davranmak reach for one's gun v.
dostça davranmak be friend v.
hor davranmak snub v.
birine amir gibi davranmak lord it over someone v.
birine hakça davranmak do someone justice v.
diğer insanların takdirini kazanacak şekilde davranmak put one's best foot forward v.
taşkınca davranmak (çocuk) run wild v.
birine soğuk davranmak give someone the cold shoulder v.
soğuk davranmak keep one's distance v.
önyargılı davranmak be biased v.
aceleci davranmak be quick v.
önce davranmak precede v.
kötü davranmak abuse v.
neşeli ve gürültülü bir biçimde davranmak rollick v.
aykırı davranmak act improperly v.
birine karşı amirane davranmak boss someone around v.
yapmacık davranmak attitudinize v.
bildiği gibi davranmak be a law unto oneself v.
kardeşçe davranmak fraternize v.
amirane davranmak throw one's weight around v.
ahmakça davranmak play the fool v.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak lay something to rest v.
aptalca davranmak play the fool v.
gibi davranmak affect v.
kötü davranmak outrage v.
kendisinden beklenildiği gibi davranmak run true to form v.
gizemli davranmak enigmatize v.
siyasi çıkarlarına göre davranmak play politics v.
soğuk davranmak frost v.
kaba davranmak be rude to somebody v.
fazla duygulu davranmak emotionalise v.
çekimser davranmak behave timidly v.
mesafeli davranmak keep somebody at a distance v.
aptalca davranmak muck about v.
aceleci davranmak hasten v.
anlaşılmaz biçimde davranmak enigmatize v.
kötü davranmak walk over v.
fazla duygulu davranmak emotionalize v.
fazla samimi davranmak (bir kadına) make free with v.
çılgınca davranmak go hog wild v.
dostça davranmak befriend v.
korkak davranmak chicken v.
aykırı davranmak offend against v.
para konusunda liberal davranmak loosen up v.
çekingen davranmak behave shy v.
eşit mesafede davranmak treat equally v.
kötü davranmak mishandle v.
önyargılı davranmak be opinionated v.
önceden tahmin edip ona göre davranmak anticipate v.
kendisi gibi davranmak be oneself v.
gevşek davranmak be lax v.
kötü davranmak rough v.
bir durumu olduğu gibi kabul edip ona göre davranmak face the issue v.
çekingen davranmak behave timid v.
kötü davranmak ride rough over v.
daha tutumlu davranmak tighten one's belt v.
acemice davranmak louse up v.
çok ihtiyatlı davranmak feel one's way v.
patron gibi davranmak boss about v.
tutumlu davranmak skimp v.
açgözlü davranmak hog v.
yapılan teklife göre davranmak act on a suggestion v.
başkasıymış gibi davranmak impersonating v.
gibi davranmak make out v.
aşırı hassas davranmak sentimentalise v.
tiran gibi davranmak tyrannise v.
insaflı davranmak have a heart v.
hassas davranmak treat sensitively treat in a sensitive manner v.
adaletsiz davranmak victimize v.
saygılı davranmak behave in a respectful manner v.
saygılı davranmak act respectfully v.
kötü davranmak discriminate against somebody v.
soğuk davranmak keep somebody at a distance v.
yumuşak davranmak handle with kid gloves v.
kaba davranmak handle without gloves v.
sert davranmak handle without gloves v.
yakın davranmak behave sympathetically v.
yakın davranmak act in a warm way v.
sabırsızca davranmak flounce v.
haksızca davranmak victimize v.
kavgacı davranmak act aggressively v.
kavgacı davranmak act in a hostile manner v.
kral gibi davranmak play rex v.
dikkatsizce davranmak behave carelessly v.
dikkatsizce davranmak act carelessly v.
kahramanca davranmak heroize v.
kahramanca davranmak heroise v.
hızlı davranmak act quickly v.
dürüst davranmak treat honestly v.
dürüst davranmak act honestly v.
titiz davranmak make tiny distinctions v.
keyfi davranmak act arbitrarily v.
keyfi davranmak behave arbitrarily v.
tuhaf davranmak behave oddly v.
sıcak davranmak act warmly v.
sıcak davranmak behave warmly v.
tarafsız davranmak treat unbiased v.
tarafsız davranmak act neutral v.
tarafsız davranmak be impartial v.
tarafsız davranmak behave neutral v.
tarafsız davranmak act impartial v.
tarafsız davranmak behave impartial v.
tarafsız davranmak behave unbiased v.
tarafsız davranmak act unbiased v.
tarafsız davranmak be unbiased v.
tarafsız davranmak treat impartial v.
tarafsız davranmak treat neutral v.
erken davranmak be quick on the draw v.
erken davranmak react early v.
erken davranmak act early v.
deli gibi davranmak ride for a fall v.
iki yüzlü davranmak dissemble v.
etik davranmak behave ethically v.
yavaş davranmak act slowly v.
aşırı duygusal davranmak hoke v.
mesafeli davranmak keep oneself apart v.
birine soğuk davranmak keep oneself apart v.
birine soğuk davranmak keep one's distance v.
birine soğuk davranmak hold oneself at a distance v.
mesafeli davranmak hold oneself at a distance v.
birisine soğuk davranmak keep one's distance v.
birisine soğuk davranmak keep oneself apart v.
birisine soğuk davranmak hold oneself at a distance v.
pislikmiş gibi davranmak treat someone like dirt v.
korkmuyormuş gibi davranmak whistle in the dark v.
-e göre davranmak act upon v.
-den önce davranmak anticipate v.
-e göre davranmak abide by v.
göre davranmak go-by v.
-mişçesine davranmak make a show of v.
kötü davranmak ill-treat v.
-miş gibi davranmak pretend v.
yanlış davranmak get out of line v.
hatalı davranmak get out of line v.
arkadaşça davranmak befriend v.
göre davranmak go by v.
hatalı davranmak do wrong v.
hatalı davranmak behave wrongly v.
iyi davranmak wear well v.
yasalara uygun davranmak keep on the right side of the law v.
aceleci davranmak go it v.
sabırsız davranmak go it v.
hızlı davranmak go it v.
terbiyesizce davranmak cheek up v.
yapmacıklı davranmak camp it up v.
beğenilecek şekilde davranmak make a good impression v.
diğerleri gibi davranmak be in step v.
rahatsız edici şekilde davranmak make a nuisance of oneself v.
uygun davranmak behave accordingly v.
yaşına göre davranmak act one's age v.
olgun davranmak act mature v.
olgun davranmak behave maturely v.
uygunsuz davranmak act improperly v.
olgun davranmak behave in a mature way v.
olgun davranmak act maturely v.
uygunsuz davranmak misdemean v.
uygunsuz davranmak misbehave v.
fevri davranmak act impulsively v.
ihmalkar davranmak be negligent v.
iyi niyetli davranmak act in good faith v.
saygısız davranmak trample upon v.
kaba davranmak trip on v.
saygısız davranmak trample over v.
saygısız davranmak trample on v.
kaba davranmak trample upon v.
saygısız davranmak trip on v.
kaba davranmak treat with contempt v.
insafsızca davranmak trample on v.
kaba davranmak trample over v.
saygısız davranmak treat with contempt v.
kaba davranmak trample on v.
duyarlı davranmak act sensitively v.
bilgece davranmak bring the wisdom forward v.
yanlı davranmak act biased v.
adaletli davranmak be fair v.
adaletli davranmak act fairly v.
adaletli davranmak be just v.
özenli davranmak be attentive to v.
bir konuda hassas davranmak act responsibly towards v.
hassas davranmak act responsibly v.
duyarlı davranmak act responsibly v.
birisine iyi davranmak be nice to someone v.
cesur davranmak act bravely v.
cesaretli davranmak act bravely v.
cesaretli davranmak act courageously v.
cesur davranmak act courageously v.
herkese eşit davranmak treat everyone equally v.
kıskanç davranmak act jealous v.
davranmak (silaha) draw v.
silahına davranmak draw v.
birisine çocukmuş gibi davranmak treat someone like a child v.
birinden hoşlanıyormuş gibi davranmak pretend to like someone v.
birisine kibar davranmak treat someone kind v.
başka bir işle meşgulmüş gibi davranmak pretend to be busy doing something else v.
(öğrencilere/sınıfa) sert davranmak get tough with the class v.
mantıklı davranmak behave reasonably v.
mantıklı davranmak act reasonably v.
saçma sapan davranmak act stupidly v.
aptalca davranmak act stupidly v.
son zamanlarda biraz garip davranmak act a little strange lately v.
anne gibi davranmak act like a mother v.
son günlerde garip davranmak act weird lately v.
son günlerde bir garip davranmak act weird lately v.
kendine güvenen bir şekilde hareket etmek/davranmak feel confident v.
paranoyakça davranmak act paranoid v.
açgözlü davranmak get greedy v.
tamahkar davranmak be stingy v.
gaddarca davranmak brutalize v.
titiz davranmak stickle v.
ihtiyatlı konuşmak/davranmak tread carefully v.
ihtiyatlı konuşmak/davranmak tread warily v.
içgüdülerine göre davranmak go with your instincts v.
tiran gibi davranmak tyrannize v.
aşırı hassas davranmak sentimentalize v.
merhametsizce davranmak brutalise v.
anlaşılmaz biçimde davranmak enigmatise v.
yapmacık davranmak attitudinise v.
esrarengiz davranmak enigmatise v.
kardeşçe davranmak fraternise v.
abartılı davranmak dramatise v.
adaletsiz davranmak victimise v.
haksızca davranmak victimise v.
gaddarca davranmak brutalise v.
gizemli davranmak enigmatise v.
bir kimsenin tavsiyesine göre davranmak act on someone's advice v.
duygusal davranmak emote v.
sağlamcı davranmak play it safe v.
sırnaşıkça davranmak behave saucily/freshly v.
rahat davranmak being relaxed v.
rahat davranmak behave in an easy fashion v.
rahat davranmak behave loosely v.
rahat davranmak behave in a relaxed manner v.
rahat davranmak feel comfortable around v.
seçici davranmak be picky v.
seçici davranmak be selective v.
ihtiyatlı davranmak exercise caution v.
hayvanlara iyi davranmak be kind to animals v.
yerine göre davranmak behave accordingly v.
duruma uygun davranmak behave accordingly v.
düşmanca davranmak show hostility v.
canavar gibi davranmak behave like a beast v.
karamsar davranmak veya konuşmak pessimize v.
kötümser konuşmak/davranmak pessimize v.
uygun davranmak abear v.
birine nazik davranmak accourt [obsolete] v.
çabuk ve kararlı davranmak take time by the forelock v.
bir şey yapmakta tez canlı davranmak be faster than a speeding bullet with something v.
bir şey yaparken yavaş davranmak tarry v.
abartılı efemine davranmak camp v.
aşırı duygusal ya da abartılı davranmak camp v.
hışımla davranmak rage v.
gönülsüz davranmak tarrow v.
(davranmak) hareket etmek act v.
(öyleymiş gibi) davranmak act v.
istemsiz davranmak act involuntarily v.
istemsiz davranmak act reflexively v.
hoyrat davranmak rantipole v.
dikkatsiz davranmak rantipole v.
pervasız davranmak rantipole v.
centilmence davranmak cavalier v.
(kadınlara) kibar ve nazik davranmak cavalier v.
hanımefendi gibi davranmak ladify v.
hanımefendice davranmak lady v.
amigo gibi davranmak cheerlead v.
dikkatsiz davranmak nap v.
cimrice davranmak niggardize v.
cimrice davranmak niggardise v.
(bir an) dikkatsiz davranmak nod v.
ince ayrıntılara değer vererek davranmak nuance v.
korkakça davranmak nesh [dialect] v.
teatral davranmak theatricize v.
yapay davranmak theatricize v.
teatral davranmak theatricise v.
yapay davranmak theatricise v.
namussuzca davranmak do a thing on the cross v.
alçakgönüllü davranmak make dainty v.
uygunsuz davranmak misconduct one's self v.
ihtiyatlı davranmak spare one's self v.
taraflı davranmak take sides v.
ketum davranmak keep counsel v.
önce davranmak lead the way v.
titiz davranmak make dainty v.
kendini kaybederek itibarını düşürecek şekilde davranmak forget one's self v.
gelişigüzel davranmak toy v.
aşağılayıcı davranmak trample v.
acımasız davranmak trample v.
kendi çıkarına olacak şekilde davranmak trim v.
gaddar davranmak tyrant v.
antipatik davranmak antipathize v.
bir bütün yerine ufak birimler biçiminde görmek veya davranmak atomise v.
bir bütün yerine ufak birimler biçiminde görmek veya davranmak atomize v.
dikkat çekici bir şekilde davranmak egotrip v.
bencilce davranmak ego-trip v.
abartılı davranmak emote v.
dramatik davranmak emote v.
patron gibi davranmak empatron v.
imparator gibi davranmak emperize [obsolete] v.
imparator gibi davranmak emperise [obsolete] v.
misafirperver davranmak enterprise v.
kararsız davranmak zig v.
bir öyle bir böyle davranmak zig v.
zevk düşkünü gibi davranmak epicurize v.
keyfine düşkün davranmak epicurize v.
zevk düşkünü gibi davranmak epicurise v.
keyfine düşkün davranmak epicurise v.
aynı şekilde davranmak equiparate v.
taraflı davranmak err v.
kararsız davranmak zag v.
bir öyle bir böyle davranmak zag v.
başkalarından üstünmüş gibi davranmak belord v.
hödük gibi davranmak belowt v.
iyi davranmak besmile v.
bir kusuru düzeltmeye yönelik davranmak make up v.
kötü davranmak maletreat [obsolete] v.
kötü davranmak betongue v.
cesur ve mert davranmak man-up v.
kötü davranmak wrong v.
duman gibi davranmak wisp (away) v.
şehvetle davranmak lech v.
rastgele davranmak mander v.
mekanik ve basmakalıp şekilde davranmak mark v.
birisinin veya herkesin çıkarına en uygun şekilde davranmak had best v.
fevri davranmak halfcock v.
garip veya öngörülemez bir şekilde davranmak whiffle v.
kontrolsüz davranmak wild v.
kurt gibi davranmak wolve v.
sert davranmak wool v.
yönetmek için belirli bir şekilde davranmak handle v.
kötü davranmak maul v.
sert davranmak mess (up) v.
değerliymiş gibi davranmak worthy v.
hislerine göre davranmak wreak v.
uyumlu davranmak harmonize v.
uyumlu davranmak harmonise v.
ahlaksızca davranmak hell v.
kardeşi gibi davranmak brother v.
aptal gibi davranmak buffoon v.
kahramanmışçasına davranmak heroize v.
hipodromdaymış gibi davranmak hippodrome v.
gösteri salonundaymış gibi davranmak hippodrome v.
domuz gibi davranmak hog v.
açgözlü davranmak hog v.
aceleci davranmak huddle [obsolete] v.
uygunsuz davranmak misbear [obsolete] v.
askeri standartlara uymayan şekilde davranmak misbehave v.
uygunsuz davranmak misconduct v.
kötü davranmak misdight v.
kötü davranmak misentreat [obsolete] v.
yanlış davranmak misgo v.
kötü davranmak misguide [scotland] v.
misyoner gibi davranmak mission v.
gözlemci olarak davranmak monitor v.
garip davranmak monkey v.
haylaz davranmak monkey v.
işgüzar davranmak monkey v.
maymun gibi davranmak monkey v.
dikkatsizce davranmak mope v.
şaşkınca davranmak mope v.
aptalca davranmak mope v.
konuşmacı gibi davranmak rhetoricate v.
kahraman gibi davranmak galavant v.
kahraman gibi davranmak gallavant v.
centilmence davranmak gallant v.
kahraman gibi davranmak gallivant v.
(özellikle ticarette) agresif davranmak hustle v.
saygısızca davranmak lichtly v.
otoriter davranmak lord v.
tehditkar davranmak lower v.
acemi denizci gibi davranmak lubber v.
acemice davranmak lubber v.
aptalca davranmak lubber v.
kötü davranmak muck up [australia] v.
aptalca davranmak mucker v.
itaatkar davranmak genuflect v.
saygılı davranmak genuflect v.
hızlı davranmak gird v.
yabancı birine çıkar amaçlı aşırı samimi davranmak glad-hand v.
kabaca davranmak loblolly v.
hoyratça davranmak loblolly v.
-e göre davranmak obey v.
(birine) insandan ziyade nesne gibi davranmak objectify v.
iffetsizce davranmak rig [dialect] v.
ahlaksızca davranmak rig [dialect] v.
hızlı davranmak rip v.
hızlı davranmak clap v.
kararsızca davranmak dacker [scotland/north england] v.
kararsızca davranmak daiker v.
züppe gibi davranmak dandyize v.
demagog gibi davranmak demagogue v.
demagog gibi davranmak demagog v.
(kendine) belirli bir şekilde davranmak demean v.
yokmuş gibi davranmak deny v.
belirli şekilde davranmak deport v.
deli gibi davranmak deray v.
tuhaf davranmak deray v.
aşırı coşkulu davranmak gush v.
sert davranmak hector v.
kendi çıkarına olacak şekilde davranmak hedge v.
idealistik şekilde davranmak idealise v.
idealistik şekilde davranmak idealize v.
idealistik şekilde davranmak idealise v.
kaba davranmak mumble [dialect] v.
(asosyal) davranmak operate v.
(belirli şekilde) davranmak operate v.
iyimser davranmak optimize v.
iyimser davranmak optimize v.
iyimser davranmak optimise v.
gerekenden fazla cüretkar davranmak overdare v.
aşırı duygusal davranmak overemote v.
fazla abartılı davranmak overemote v.
alakasız davranmak overskip v.
haydut gibi davranmak rogue v.
(şaka amaçlı) kaba davranmak roughhouse v.
(şaka amaçlı) kaba davranmak rough-house v.
agresif davranmak roust v.
kaba davranmak rowdy v.
köylü gibi davranmak rusticate v.
kaba davranmak rusticate v.
nadan davranmak rusticate v.
görgüsüz davranmak rusticate v.
(birine) kötü davranmak ill-use v.
(birine) kaba davranmak ill-use v.
uygunsuz davranmak improper [obsolete] v.
saygısızca davranmak disreverence [obsolete] v.
kaba davranmak disreverence [obsolete] v.
çocuk gibi davranmak infantilize v.
çocuk gibi davranmak infantilise v.