|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
düzenli olarak |
regularly adv.
|
|
Mass-scale political strikes regularly bring life in Bangladesh to a standstill.
Büyük çaplı siyasi grevler Bangladeş'te hayatı düzenli olarak durma noktasına getiriyor.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
düzenli bakım |
regular maintenance n.
|
|
You should perform regular maintenance on your car.
Arabanıza düzenli bakım yaptırmalısınız.
More Sentences
|
3 |
General |
(düzenli yayın) sayı |
volume n.
|
|
Our book store sells bound volumes of that magazine.
Kitapçımız bu derginin ciltlenmiş sayılarını satıyor.
More Sentences
|
4 |
General |
düzenli olmak |
be tidy v.
|
|
I think Tom is tidy.
Tom'un düzenli olduğunu düşünüyorum.
More Sentences
|
5 |
General |
düzenli tutmak |
keep (somewhere) tidy v.
|
|
Our classroom was kept tidy.
Sınıfımız düzenli tutuldu.
More Sentences
|
6 |
General |
düzenli olmak |
be in order v.
|
|
Everything should be in order.
Her şey düzenli olmalı.
More Sentences
|
7 |
General |
düzenli egzersiz yapmak |
exercise regularly v.
|
|
Ninety percent of the people in this country don't exercise regularly.
Bu ülkedeki insanların yüzde doksanı düzenli egzersiz yapmıyor.
More Sentences
|
8 |
General |
kadar düzenli |
as regular as adj.
|
|
If only English were as regular as Esperanto.
Keşke İngilizce de Esperanto kadar düzenli olsaydı.
More Sentences
|
9 |
General |
temiz ve düzenli |
neat and tidy adj.
|
|
She always keeps her room neat and tidy.
Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.
More Sentences
|
10 |
General |
düzenli olarak |
methodically adv.
|
|
Tom works methodically.
Tom düzenli olarak çalışır.
More Sentences
|
11 |
General |
düzenli olarak |
regularly adv.
|
|
They also have difficulties in reading some of the official documents which we regularly present.
Ayrıca düzenli olarak sunduğumuz bazı resmi belgeleri okumakta da güçlük çekmektedirler.
More Sentences
|
12 |
General |
düzenli olarak |
(on a) regular basis adv.
|
|
And where they do, they do not necessarily inspect it on a regular basis, so the vibrations increase.
Ve bunu yaptıkları yerlerde de düzenli olarak kontrol etmiyorlar, bu nedenle titreşimler artıyor.
More Sentences
|
13 |
General |
düzenli aralıklarla |
regularly adv.
|
|
Throughout the bathroom, regularly pour water on the baby's body so it is not cold.
Banyo yaptırırken bebeğinizin vücuduna düzenli aralıklarla su dökün, böylece üşüme hissetmez.
More Sentences
|
14 |
General |
düzenli aralıklarla |
at regular intervals adv.
|
|
Elections are free and democratic and take place at regular intervals by secret ballot.
Seçimler, serbest ve demokratik olup, düzenli aralıklarla ve gizli oyla yapılır.
More Sentences
|
15 |
General |
düzenli olarak |
regular adv.
|
|
You are all familiar with the regular technical examination of private cars.
Hepiniz özel araçların düzenli olarak teknik incelemeye tabi tutulduğunu biliyorsunuz.
More Sentences
|
16 |
General |
düzenli ilişki içinde |
steady adv.
|
|
She has been going steady with Tim for years.
Tim ile yıllardan beri düzenli ilişki içerisinde.
More Sentences
|
Colloquial |
|
17 |
Colloquial |
temiz ve düzenli |
clean and tidy adj.
|
|
That small house was clean and tidy.
O küçük ev temiz ve düzenliydi.
More Sentences
|
18 |
Colloquial |
düzenli değil |
not regular expr.
|
|
The cycle of blood is not regular.
Kan dolaşımı düzenli değil.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
19 |
Trade/Economic |
düzenli müşteri |
regular customer n.
|
|
Tom isn't a regular customer.
Tom düzenli müşteri değil.
More Sentences
|
20 |
Trade/Economic |
düzenli toplantı |
regular meeting n.
|
|
We have an ongoing discussion about the preparation of our regular meetings with the development NGOs.
Kalkınma STK'ları ile düzenli toplantılarımızın hazırlanması konusunda devam eden bir görüşmemiz var.
More Sentences
|
Politics |
|
21 |
Politics |
düzenli rapor |
regular report n.
|
|
As regards social dialogue at all levels no major progress has been made since the last Regular report.
Bütün düzeylerde sosyal diyalog konusunda, geçen düzenli rapordan bu yana büyük bir ilerleme sağlanmış değildir.
More Sentences
|
Technical |
|
22 |
Technical |
düzenli olarak |
regularly adv.
|
|
That is why your proposals regularly end up in the Council's waste paper basket.
İşte bu yüzden teklifleriniz düzenli olarak Konsey'in atık kağıt sepetine gidiyor.
More Sentences
|
23 |
Technical |
düzenli aralıklarla |
at regular intervals adv.
|
|
Results will be made available at regular intervals.
Sonuçlar düzenli aralıklarla sunulacaktır.
More Sentences
|
24 |
Technical |
düzenli aralıklarla |
periodically adv.
|
|
Your software needs to be updated periodically.
Yazılımınızın düzenli aralıklarla güncellenmesi gerek.
More Sentences
|
General |
|
25 |
General |
düzenli hat koşulları |
lines terms n.
|
|
26 |
General |
düzenli ödeme |
regular payment n.
|
|
27 |
General |
düzenli olma |
regularity n.
|
|
28 |
General |
belirli bir tarifeye uymak yerine düzenli aralıklarla çalışan sefer |
shuttle service n.
|
|
29 |
General |
düzenli içicilik |
regular smoking n.
|
|
30 |
General |
düzenli şehirleşme |
planned urbanization n.
|
|
31 |
General |
düzenli kentleşme |
planned urbanization n.
|
|
32 |
General |
düzenli kentleşme |
orderly urbanisation n.
|
|
33 |
General |
düzenli kentleşme |
orderly urbanization n.
|
|
34 |
General |
düzenli şehirleşme |
orderly urbanization n.
|
|
35 |
General |
düzenli şehirleşme |
orderly urbanisation n.
|
|
36 |
General |
düzenli kentleşme |
planned urbanisation n.
|
|
37 |
General |
düzenli şehirleşme |
planned urbanisation n.
|
|
38 |
General |
düzenli nokta |
regular point n.
|
|
39 |
General |
düzenli olma |
apple-pie order n.
|
|
40 |
General |
düzenli maaş |
regular salary n.
|
|
41 |
General |
düzenli seks |
regular sex n.
|
|
42 |
General |
düzenli bir seks hayatı |
a regular sex life n.
|
|
43 |
General |
düzenli sefer |
regular service n.
|
|
44 |
General |
düzenli yaşam |
regular life n.
|
|
45 |
General |
düzenli hayat |
orderly life n.
|
|
46 |
General |
düzenli yaşam |
orderly life n.
|
|
47 |
General |
düzenli hayat |
regular life n.
|
|
48 |
General |
düzenli aile hayatı |
steady family life n.
|
|
49 |
General |
düzenli aile yaşamı |
regular family life n.
|
|
50 |
General |
düzenli aile hayatı |
regular family life n.
|
|
51 |
General |
düzenli aile yaşamı |
steady family life n.
|
|
52 |
General |
düzenli beslenme |
proper nutrition n.
|
|
53 |
General |
düzenli beslenme |
eating properly n.
|
|
54 |
General |
düzenli beslenme |
balanced diet n.
|
|
55 |
General |
düzenli beslenme |
proper diet n.
|
|
56 |
General |
düzenli beslenme |
regular diet n.
|
|
57 |
General |
düzenli beslenme |
well-balanced diet n.
|
|
58 |
General |
düzenli tekrar |
regular repetition n.
|
|
59 |
General |
düzenli tekrar |
regular repeat n.
|
|
60 |
General |
takıntılı derecede düzenli kimse |
neatnik n.
|
|
61 |
General |
düzenli aralık |
regular interval n.
|
|
62 |
General |
her yıl düzenli yapılan kutlama |
annual celebration n.
|
|
63 |
General |
düzenli ziyaret |
recourse [obsolete] n.
|
|
64 |
General |
yakinen ve düzenli olarak sorgulama |
catechization n.
|
|
65 |
General |
düzenli tekrar |
regular recurrence n.
|
|
66 |
General |
düzenli tekrarlama |
regular recurrence n.
|
|
67 |
General |
düzenli olan şey |
regularity n.
|
|
68 |
General |
düzenli olma |
regularness n.
|
|
69 |
General |
kanada'da büyük göller üzerinde düzenli sefer yapan tekne |
lake boat n.
|
|
70 |
General |
düzenli iş |
tread [scottish] n.
|
|
71 |
General |
tek düzenli şey |
uniformity n.
|
|
72 |
General |
düzenli uyku |
regular sleep n.
|
|
73 |
General |
düzenli aralıklandırma |
even spacing n.
|
|
74 |
General |
düzenli adımlarla yürüme |
marching n.
|
|
75 |
General |
zarif, düzenli veya taze görünüm |
mense [dialect] [uk] n.
|
|
76 |
General |
düzenli sınıflandırma |
method n.
|
|
77 |
General |
düzenli geliştirme |
method n.
|
|
78 |
General |
selüloz, ipek, rayon lifi gibi doğal veya sentetik bir fiberin düzenli kısmı |
micelle n.
|
|
79 |
General |
düzenli olma |
harmoniousness n.
|
|
80 |
General |
düzenli bir prosedürün sekteye uğraması |
helter-skelter n.
|
|
81 |
General |
vakit geçirmek için düzenli gelinen yer |
rendezvous n.
|
|
82 |
General |
düzenli yapı |
bulk n.
|
|
83 |
General |
düzenli katılımcı |
goer n.
|
|
84 |
General |
parçaların düzenli ve işlevsel düzenlenmesi |
oeconomy n.
|
|
85 |
General |
düzenli bir sistem |
oeconomy n.
|
|
86 |
General |
düzenli ziyaret |
round n.
|
|
87 |
General |
düzenli sosyal faaliyet |
round n.
|
|
88 |
General |
(kadril dansı) düzenli bir dans |
old-time dance [uk] n.
|
|
89 |
General |
düzenli olarak gübrelenen ve aynı mahsul için kullanılan tarla |
infield n.
|
|
90 |
General |
düzenli olarak partileyen çapkın genç kadın |
good-time girl n.
|
|
91 |
General |
düzenli toplantı |
club [obsolete] n.
|
|
92 |
General |
düzenli asker |
creaght [ireland] n.
|
|
93 |
General |
düzenli aralıklarla meydana gelme |
cyclicity n.
|
|
94 |
General |
düzenli olarak sunulan şey |
diet n.
|
|
95 |
General |
düzenli yararlanılan şey |
diet n.
|
|
96 |
General |
düzenli grup |
dovecot n.
|
|
97 |
General |
düzenli kuruluş |
dovecot n.
|
|
98 |
General |
düzenli grup |
dovecote n.
|
|
99 |
General |
düzenli kuruluş |
dovecote n.
|
|
100 |
General |
orantılı miktarda ve düzenli eklenti |
increment n.
|
|
101 |
General |
yavaş, düzenli, uzun adımlar ile yürüme |
pacing n.
|
|
102 |
General |
düzenli bir bütün oluşturan insanlar |
people n.
|
|
103 |
General |
düzenli davranış |
discipline n.
|
|
104 |
General |
düzenli gerçekleştirilen aktivite |
fixture n.
|
|
105 |
General |
ilk ve orta çağ ingilteresi'nde düzenli ödeme (kira, haraç) |
gavel n.
|
|
106 |
General |
düzenli davranış |
orderliness n.
|
|
107 |
General |
düzenli tedarik |
ordinary [obsolete] n.
|
|
108 |
General |
düzenli ödenek |
ordinary [obsolete] n.
|
|
109 |
General |
belirli bir konudaki kanunların düzenli şekilde derlenmesi |
ordonnance n.
|
|
110 |
General |
düzenli olma |
organization n.
|
|
111 |
General |
düzenli olma |
organisation n.
|
|
112 |
General |
düzenli olma |
organisation n.
|
|
113 |
General |
istasyon veya rıhtıma düzenli sefer yapan bagaj taşıyıcısı |
outporter n.
|
|
114 |
General |
düzenli alıştırma |
practice n.
|
|
115 |
General |
düzenli alıştırma |
practise n.
|
|
116 |
General |
düzenli uygulama yapan kimse |
practicer n.
|
|
117 |
General |
düzenli uygulama yapan kimse |
practiser n.
|
|
118 |
General |
düzenli gaz veya buhar salınımı ile titreşimler üreten bir cihaz |
pulsator n.
|
|
119 |
General |
vatandan uzakta görev yapan askerin bakmakla yükümlü olduğu kişilere düzenli olarak ödenen para |
separation allowance n.
|
|
120 |
General |
düzenli olma |
shipshape n.
|
|
121 |
General |
(gösteride düzenli olarak yapılan) numara |
shtick n.
|
|
122 |
General |
düzenli oyun |
shtick n.
|
|
123 |
General |
düzenli gösteri |
shtick n.
|
|
124 |
General |
düzenli gösteri |
schtick n.
|
|
125 |
General |
gösteride düzenli olarak yapılan numara |
shtik n.
|
|
126 |
General |
düzenli oyun |
shtik n.
|
|
127 |
General |
düzenli gösteri |
shtik n.
|
|
128 |
General |
düzenli işlemin durdurulması |
freeze n.
|
|
129 |
General |
düzenli uğrama |
frequentage n.
|
|
130 |
General |
düzenli uğrama |
frequentation n.
|
|
131 |
General |
düzenli okuma |
frequentation n.
|
|
132 |
General |
düzenli bir araya gelen kilo verme grubu |
slimming club n.
|
|
133 |
General |
tehdit ile düzenli olarak alınan para |
protection money n.
|
|
134 |
General |
kare düzenli meydan dansı için toplanma |
square dance n.
|
|
135 |
General |
(basımevinden alınan) düzenli gelir |
stab [uk] n.
|
|
136 |
General |
düzenli iş |
stab [uk] n.
|
|
137 |
General |
(çözücü kristallerde) çözünen atomun düzenli dizilimi |
superstructure n.
|
|
138 |
General |
düzenli katılım göstermek |
attend regularly v.
|
|
139 |
General |
iki veya daha çok nokta arasında düzenli seferler yapmak |
ply v.
|
|
140 |
General |
düzenli hale getirmek |
make regular v.
|
|
141 |
General |
düzenli yığmak |
stack up v.
|
|
142 |
General |
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak |
stow in v.
|
|
143 |
General |
(arasında) düzenli seferler yapmak |
ply between v.
|
|
144 |
General |
bir şeyi düzenli bir şekilde (bir yere) koymak |
stow away v.
|
|
145 |
General |
düzenli olarak yapmak |
regularize v.
|
|
146 |
General |
düzenli yerleştirmek |
place orderly v.
|
|
147 |
General |
düzenli çalışmak |
study methodically v.
|
|
148 |
General |
düzenli çalışmak |
study systematically v.
|
|
149 |
General |
düzenli olmak |
be orderly v.
|
|
150 |
General |
düzenli çalışmak |
work methodically v.
|
|
151 |
General |
düzenli tutmak |
keep (something) in order v.
|
|
152 |
General |
düzenli olmak |
be systematic v.
|
|
153 |
General |
düzenli yerleştirmek |
set (down) orderly v.
|
|
154 |
General |
düzenli çalışmak |
work systematically v.
|
|
155 |
General |
düzenli tutmak |
keep (something) orderly v.
|
|
156 |
General |
düzenli bırakmak (bir odayı vb) |
leave neat v.
|
|
157 |
General |
düzenli yerleştirmek |
place well-ordered v.
|
|
158 |
General |
düzenli sefer yapmak |
ply v.
|
|
159 |
General |
düzenli bir işe girmek |
get a regular job v.
|
|
160 |
General |
düzenli haber almak |
be well informed v.
|
|
161 |
General |
düzenli aralıklarla ekokardiyografik incelemeye tabi tutulmak |
be assessed by echocardiography at regular intervals v.
|
|
162 |
General |
düzenli seks yapmak |
have regular sex v.
|
|
163 |
General |
düzenli seks yapmak |
have sex regularly v.
|
|
164 |
General |
düzenli olarak seks yapmak |
have sex regularly v.
|
|
165 |
General |
düzenli bir işi olmak |
have a regular job v.
|
|
166 |
General |
düzenli bir işi olmak |
have regular job v.
|
|
167 |
General |
düzenli olarak yapmak |
regularise v.
|
|
168 |
General |
düzenli spor yapmak |
exercise regularly v.
|
|
169 |
General |
düzenli kullanmak |
trade [obsolete] v.
|
|
170 |
General |
düzenli olarak yapmak |
vape v.
|
|
171 |
General |
maşa ile düzenli ve iri dalgalar yaparak saça şekil vermek |
marcel v.
|
|
172 |
General |
düzenli olarak tüketmek |
have v.
|
|
173 |
General |
(deniz feneri ışığı) düzenli aralıklarla kesilmek |
occult v.
|
|
174 |
General |
düzenli bir rotada seyahat etmek |
run v.
|
|
175 |
General |
(bedenin, zihnin) düzenli veya normal fonksiyonlarını bozmak |
disorder v.
|
|
176 |
General |
düzenli veya normal işleyişini bozmak |
disorder v.
|
|
177 |
General |
(düzenli veya sık sık) ilaç almak |
pop v.
|
|
178 |
General |
düzenli yayılmak |
outray [obsolete] v.
|
|
179 |
General |
düzenli tüketimini yapmak |
plough through v.
|
|
180 |
General |
düzenli görüşmek |
see v.
|
|
181 |
General |
düzenli okumak |
frequent v.
|
|
182 |
General |
düzenli bir yol tutmak |
stair-step v.
|
|
183 |
General |
düzenli bir örüntüde ilerlemek |
stair-step v.
|
|
184 |
General |
düzenli müşterisi olmak |
support v.
|
|
185 |
General |
çok düzenli |
like clockwork adj.
|
|
186 |
General |
düzenli yayınlanan |
periodic adj.
|
|
187 |
General |
düzenli biçimde |
straight adj.
|
|
188 |
General |
düzenli hareket olamayan |
erratic adj.
|
|
189 |
General |
düzenli aralarla meydana gelen |
periodic adj.
|
|
190 |
General |
sıkı düzenli |
regimented adj.
|
|
191 |
General |
ayaklarını hızlı ve düzenli biçimde hareket ettirebilen |
nimble-footed adj.
|
|
192 |
General |
düzenli olmayan |
nonregulated adj.
|
|
193 |
General |
düzenli ilişkisi olan |
attached adj.
|
|
194 |
General |
düzenli olmayan |
unarranged adj.
|
|
195 |
General |
düzenli olmayan |
unbusinesslike adj.
|
|
196 |
General |
düzenli olmayan |
unordinate [rare] adj.
|
|
197 |
General |
düzenli hareket etmeyen |
unorganized adj.
|
|
198 |
General |
düzenli hareket etmeyen |
unorganised adj.
|
|
199 |
General |
düzenli tempoda olmayan |
unpaced adj.
|
|
200 |
General |
zarif bir şekilde düzenli |
bandbox adj.
|
|
201 |
General |
düzenli olmayan |
unthorough adj.
|
|
202 |
General |
düzenli bir formu olmayan |
massive adj.
|
|
203 |
General |
metronom gibi düzenli |
metronomic adj.
|
|
204 |
General |
düzenli olarak iyileşen |
boomy adj.
|
|
205 |
General |
düzenli olarak büyüyen |
boomy adj.
|
|
206 |
General |
sıkı düzenli |
monastic adj.
|
|
207 |
General |
düzenli katılan |
going adj.
|
|
208 |
General |
doğası gereği düzenli |
clean adj.
|
|
209 |
General |
düzenli olmayan |
odd-job adj.
|
|
210 |
General |
düzenli çalışan |
onstream adj.
|
|
211 |
General |
aşırı düzenli |
overneat adj.
|
|
212 |
General |
fazla düzenli |
overnice adj.
|
|
213 |
General |
aşırı düzenli |
overstructured adj.
|
|
214 |
General |
düzenli şekilde işlemeyen |
disordered adj.
|
|
215 |
General |
düzenli meyve veremeyen |
barren adj.
|
|
216 |
General |
düzenli müşteri olma |
client adj.
|
|
217 |
General |
fazla düzenli |
feat [obsolete] adj.
|
|
218 |
General |
düzenli hareket etmeyen |
inorganized adj.
|
|
219 |
General |
düzenli hareket etmeyen |
inorganised adj.
|
|
220 |
General |
düzenli katkı veren |
contributing adj.
|
|
221 |
General |
düzenli üyelerden oluşan |
first-string adj.
|
|
222 |
General |
düzenli katılımcılardan meydana gelen |
first-string adj.
|
|
223 |
General |
düzenli çalışanlara ait |
ordinary adj.
|
|
224 |
General |
düzenli yapı oluşturan |
organific adj.
|
|
225 |
General |
düzenli işe ait olmayan |
outside adj.
|
|
226 |
General |
düzenli görevlerden olmayan |
outside adj.
|
|
227 |
General |
düzenli ve şiddetli yağış alan |
pluviose adj.
|
|
228 |
General |
düzenli ibadet eden |
praying adj.
|
|
229 |
General |
düzenli filizlenen |
shooty adj.
|
|
230 |
General |
tertipli düzenli |
snod adj.
|
|
231 |
General |
(at yürüyüşü) düzenli |
square adj.
|
|
232 |
General |
(at yürüyüş stili) düzenli |
square adj.
|
|
233 |
General |
düzenli olarak kasılarak genişleyen |
systaltic adj.
|
|
234 |
General |
düzenli olarak |
measuredly adv.
|
|
235 |
General |
düzenli sıra ile yolunda |
in order adv.
|
|
236 |
General |
çok düzenli |
in apple pie order adv.
|
|
237 |
General |
düzenli olarak |
crisply adv.
|
|
238 |
General |
bozuk düzenli olarak |
uncoordinatedly adv.
|
|
239 |
General |
çok düzenli bir halde |
just so adv.
|
|
240 |
General |
düzenli olarak |
on a regular basis adv.
|
|
241 |
General |
düzenli olarak |
routinely adv.
|
|
242 |
General |
düzenli aralıklarda |
at regular intervals adv.
|
|
243 |
General |
çok düzenli |
smoothly adv.
|
|
244 |
General |
çok düzenli |
precisely adv.
|
|
245 |
General |
çok düzenli bir şekilde |
in apple-pie order adv.
|
|
246 |
General |
düzenli aralarla |
regularly adv.
|
|
247 |
General |
düzenli biçimde |
on a regular basis adv.
|
|
248 |
General |
düzenli bir biçimde |
in an orderly manner adv.
|
|
249 |
General |
düzenli (bir şekilde) |
neatly adv.
|
|
250 |
General |
düzenli aralıklarla |
in regular intervals adv.
|
|
251 |
General |
düzenli olarak |
religiously adv.
|
|
252 |
General |
düzenli aralarla |
at regular intervals adv.
|
|
253 |
General |
düzenli bir biçimde |
in an orderly fashion adv.
|
|
254 |
General |
düzenli olarak |
unseldom adv.
|
|
255 |
General |
metronom gibi düzenli bir şekilde |
metronomically adv.
|
|
256 |
General |
düzenli olarak |
gradatim [obsolete] adv.
|
|
257 |
General |
düzenli aralıklarla |
on a regular basis adv.
|
|
258 |
General |
devletten düzenli işsizlik yardımı alarak |
on the dole adv.
|
|
259 |
General |
fazla düzenli bir şekilde |
overnicely adv.
|
|
260 |
General |
düzenli olarak |
in course adv.
|
|
261 |
General |
düzenli olarak |
in due course adv.
|
|
262 |
General |
düzenli bir şekilde |
cleanlily adv.
|
|
263 |
General |
düzenli bir şekilde |
fetisely adv.
|
|
264 |
General |
düzenli olarak |
orderly adv.
|
|
265 |
General |
düzenli bir şekilde |
ordinately adv.
|
|
266 |
General |
düzenli bir şekilde |
statedly adv.
|
|
267 |
General |
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek |
deut- pref.
|
|
268 |
General |
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek |
deuto- pref.
|
|
269 |
General |
düzenli olarak belirli bir faaliyeti yapan anlamındaki son ek |
-ard suf.
|
|
270 |
General |
düzenli olarak belirli bir faaliyeti yapan anlamındaki son ek |
-art suf.
|
|
271 |
General |
düzenli aralıklarla anlamı veren son ek |
-ly suf.
|
|
272 |
General |
çok düzenli kas yapısına sahip canlı anlamı veren son ek |
-mya suf.
|
|
273 |
General |
düzenli katılım anlamı veren son ek |
-going suf.
|
|
274 |
General |
düzenli yapan anlamı veren son ek |
-ive suf.
|
|
275 |
General |
net ve düzenli bir şekilde |
in print [dialect] expr.
|
|
Phrasals |
|
276 |
Phrasals |
tanı veya tedaviyi takiben hastayı düzenli olarak kontrol etmek |
follow up v.
|
|
277 |
Phrasals |
bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak |
fall behind on (something) v.
|
|
278 |
Phrasals |
bir düzenli ödemeyi/görevi geç yapabilmek |
fall behind on (something) v.
|
|
279 |
Phrasals |
bir düzenli ödemede/görevde geç kalmış olmak |
fall behind on (something) v.
|
|
280 |
Phrasals |
bir düzenli ödemenin/görevin vaktini/zamanını geçirmek |
fall behind on (something) v.
|
|
281 |
Phrasals |
bir düzenli ödemeyi/görevi vaktinde/zamanında yapamamak |
get behind on (something) v.
|
|
282 |
Phrasals |
bir düzenli ödemeyi/görevi geç yapabilmek |
get behind on (something) v.
|
|
283 |
Phrasals |
bir düzenli ödemede/görevde geç kalmış olmak |
get behind on (something) v.
|
|
284 |
Phrasals |
bir düzenli ödemenin/görevin vaktini/zamanını geçirmek |
get behind on (something) v.
|
|
285 |
Phrasals |
(resmi anlamda) birisiyle düzenli olarak görüşmek/iletişim kurmak |
check in with somebody v.
|
|
286 |
Phrasals |
(taksit/düzenli ödeme vb.) ödeyememek |
fall behind with something v.
|
|
287 |
Phrasals |
bir ilacı düzenli olarak almayı sürdürmek |
remain on v.
|
|
288 |
Phrasals |
(bir şeyin) düzenli ödemesini yapmak |
pay on (something) v.
|
|
289 |
Phrasals |
çevresinde/çevrede sık sık/düzenli olarak görmek |
see around v.
|
|
290 |
Phrasals |
(hidrolik güç) düzenli akışını sağlamak |
firm up v.
|
|
Phrases |
|
291 |
Phrases |
düzenli olarak (bir şey) yapmak |
be given to (something) v.
|
|
292 |
Phrases |
düzenli olarak bir şey yapmak |
be given to something/to doing something v.
|
|
293 |
Phrases |
düzenli aralıklarla |
in regular intervals expr.
|
|
294 |
Phrases |
düzenli aralıklarla |
in regular basis expr.
|
|
295 |
Phrases |
(bir şeye/yere) düzenli olarak gitme |
in and out (of something) expr.
|
|
Colloquial |
|
296 |
Colloquial |
san jose (silikon vadisi) ve seattle gibi yüksek teknoloji şirketlerinin yoğun olduğu abd şehirleri arasında düzenli doğrudan uçuş yapan yolcu uçağı |
nerd bird n.
|
|
297 |
Colloquial |
son derece düzenli olma |
apple-pie order n.
|
|
298 |
Colloquial |
spor performansını artırmak için düzenli olarak steroid gibi maddeler kullanan kimse |
juicehead n.
|
|
299 |
Colloquial |
düzenli öğünlerle beslenme yerine atıştırma |
grazing n.
|
|
300 |
Colloquial |
gazete ve dergilerde ödül olarak tüketici ürünleri verilen yarışmalara düzenli katılan kimse |
comper n.
|
|
301 |
Colloquial |
aşırı derecede düzenli/cimri/takıntılı olmak |
be anal about it v.
|
|
302 |
Colloquial |
düzenli olmayan |
unrid [dialect] adj.
|
|
303 |
Colloquial |
düzenli olarak |
in good order expr.
|
|
304 |
Colloquial |
düzenli bir şekilde |
on the reg (on the regular) expr.
|
|
305 |
Colloquial |
düzenli olarak |
on the reg (on the regular) expr.
|
|
306 |
Colloquial |
düzenli bir şekilde |
on the regular expr.
|
|
307 |
Colloquial |
düzenli olarak |
on the regular expr.
|
|
308 |
Colloquial |
düzenli işini bırakma |
don't quit the day job expr.
|
|
309 |
Colloquial |
eşyalarımızı düzenli tutmak bizim elimizde |
it is in our hands to keep our items organized expr.
|
|
310 |
Colloquial |
düzenli olarak belli bir yerde görüşen kişiler arasında kullanılan vedalaşma kalıbı |
cuic (see you in church) abrev.
|
|
Idioms |
|
311 |
Idioms |
kolay okunup anlaşılabilen düzenli, işler kod |
clean code n.
|
|
312 |
Idioms |
düzenli ve verimli işleyen grup/yer/kuruluş |
a tight ship n.
|
|
313 |
Idioms |
düzenli iş |
day job n.
|
|
314 |
Idioms |
(birinin) düzenli işi |
(one's) day job n.
|
|
315 |
Idioms |
dış görünümü düzenli ruhu serseri adam |
dirty beau [obsolete] n.
|
|
316 |
Idioms |
erken yatma konusunda düzenli olmak |
keep good hours v.
|
|
317 |
Idioms |
düzenli olarak belli bir yolu yürüyerek dolaşmak |
pound a beat v.
|
|
318 |
Idioms |
bir şeyi düzenli olarak yapmak |
go in for something v.
|
|
319 |
Idioms |
düzenli ve disiplinli yönetmek |
run a tight ship v.
|
|
320 |
Idioms |
düzenli tutmak |
put something in order v.
|
|
321 |
Idioms |
düzenli tutmak |
get something in order v.
|
|
322 |
Idioms |
düzenli ve disiplinli yönetmek |
run a taut ship v.
|
|
323 |
Idioms |
düzenli tutmak |
have something in order v.
|
|
324 |
Idioms |
düzenli tutmak |
keep something tidy v.
|
|
325 |
Idioms |
düzenli egzersiz yapmak |
keep in training v.
|
|
326 |
Idioms |
düzenli spor yapmak |
keep in training v.
|
|
327 |
Idioms |
düzenli yaşamaya başlamak |
make good v.
|
|
328 |
Idioms |
saat gibi düzenli olmak |
be as regular as clockwork v.
|
|
329 |
Idioms |
(düzenli) seks yapmak |
be getting one's oats v.
|
|
330 |
Idioms |
birini/bir şeyi düzenli tutmak |
keep someone or something in order v.
|
|
331 |
Idioms |
birbirinden farklı fakat birbirini tamamlayan parçaları (kıyafet, eşya) seçip bir araya getirerek uyumlu/düzenli bir takım oluşturmak |
mix and match v.
|
|
332 |
Idioms |
uyku saatleri (düzenli, bozuk, erken, geç) olmak |
keep (some kind of) hours v.
|
|
333 |
Idioms |
çalışma saatleri (düzenli, bozuk, erken, geç) olmak |
keep (some kind of) hours v.
|
|
334 |
Idioms |
düzenli tutmak |
keep in order v.
|
|
335 |
Idioms |
düzenli bir işte çalışmak |
punch the (time) clock v.
|
|
336 |
Idioms |
(birini) düzenli tutmak |
stay on top of (someone or something) v.
|
|
337 |
Idioms |
düzenli (iş) |
bread and butter adj.
|
|
338 |
Idioms |
düzenli gelir getiren |
bread and butter adj.
|
|
339 |
Idioms |
son derece düzenli |
right as ninepence adj.
|
|
340 |
Idioms |
tertipli düzenli |
spick and span adj.
|
|
341 |
Idioms |
psikoterapiste düzenli giden |
in counseling adj.
|
|
342 |
Idioms |
çok düzenli |
in apple-pie order expr.
|
|
343 |
Idioms |
düzenli işini bırakma |
don't give up your day job expr.
|
|
344 |
Idioms |
düzenli değil |
not making a habit out of it expr.
|
|
345 |
Idioms |
düzenli olarak (ilaç vb almak) |
at full strength expr.
|
|
346 |
Idioms |
düzenli işini bırakma |
don't quit your day job expr.
|
|
347 |
Idioms |
her şeyiyle düzenli |
in apple-pie order expr.
|
|
348 |
Idioms |
son derece düzenli |
as right as ninepence expr.
|
|
349 |
Idioms |
son derece düzenli |
as neat as ninepence expr.
|
|
350 |
Idioms |
son derece düzenli |
neat as ninepence expr.
|
|
351 |
Idioms |
saat gibi düzenli |
as regular as clockwork expr.
|
|
352 |
Idioms |
düzenli olarak |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
Speaking |
|
353 |
Speaking |
araçlarınızı düzenli olarak servise götürün |
service your vehicles regularly n.
|
|
354 |
Speaking |
odanı düzenli bırak |
keep your room tidy expr.
|
|
355 |
Speaking |
odanı düzenli tut |
keep your room tidy expr.
|
|
356 |
Speaking |
sınıfı düzenli tutun |
keep the classroom tidy expr.
|
|
357 |
Speaking |
sınıfınızı düzenli tutun |
keep your classroom tidy expr.
|
|
Trade/Economic |
|
358 |
Trade/Economic |
bir işletme hakkındaki mali bilgileri düzenli bir biçimde kaydetme tekniği |
accounting n.
|
|
359 |
Trade/Economic |
büyük bir bakım gerektirmeden makine veya tesisin düzenli çalışabilme süresi |
life n.
|
|
360 |
Trade/Economic |
bir hat üzerinde düzenli sefer yapan uçak veya yolcu gemisi |
liner n.
|
|
361 |
Trade/Economic |
düzenli işi olan kimse |
jobholder n.
|
|
362 |
Trade/Economic |
düzenli transit servis |
regular transit service n.
|
|
363 |
Trade/Economic |
düzenli hat konşimentosu |
liner bill of lading n.
|
|
364 |
Trade/Economic |
düzenli piyasalar hipotezi |
coherent market hypothesis n.
|
|
365 |
Trade/Economic |
düzenli katkı payı |
regular contributions n.
|
|
366 |
Trade/Economic |
düzenli dağıtım yolu |
regular way delivery n.
|
|
367 |
Trade/Economic |
düzenli sefer konşimentosu |
berth bill of lading n.
|
|
368 |
Trade/Economic |
düzenli talep |
regular demand n.
|
|
369 |
Trade/Economic |
düzenli gelir |
regular income n.
|
|
370 |
Trade/Economic |
düzenli ödeme |
regular payment n.
|
|
371 |
Trade/Economic |
düzenli ödeme emri |
direct debit mandate n.
|
|
372 |
Trade/Economic |
düzenli nakit akışı |
regular cash flow n.
|
|
373 |
Trade/Economic |
düzenli tedarikçi |
regular supplier n.
|
|
374 |
Trade/Economic |
düzenli temettü |
regular dividend n.
|
|
375 |
Trade/Economic |
faiz oranı ve vadesinin belirli bir fondan ödenmesi gereken yıllık düzenli taksit miktarlarını belirleyici fonksiyonu |
annuity factor n.
|
|
376 |
Trade/Economic |
işletmenin sürekli ve düzenli biçimde işlerini yürüttüğü ana merkezindeki çalışma yeri |
home office n.
|
|
377 |
Trade/Economic |
makine veya tesisin tamir edilmez hale gelene kadar görevini düzenli olarak yaptığı süre |
life n.
|
|
378 |
Trade/Economic |
patentin düzenli aralıklarla ufak tefek değişiklikler yapılarak yenilenmesi |
patent evergreening n.
|
|
379 |
Trade/Economic |
sigorta poliçesinin sağlayacağı düzenli yıllık gelir tutarı |
annuitisation n.
|
|
380 |
Trade/Economic |
yıllık düzenli gelir |
annuity n.
|
|
381 |
Trade/Economic |
hisse senedinin fiyatına bakmadan düzenli olarak belirli miktarda yatırım yapma |
dollar averaging n.
|
|
382 |
Trade/Economic |
menkul kıymetlerin fiyatına bakmadan düzenli olarak belirli miktarda yatırım yapma |
dollar–cost averaging n.
|
|
383 |
Trade/Economic |
belirli bir dönem yeni şirketlere sermaye sağlayan ve düzenli aktarımlarla onların gelişimini destekleyen bir fon |
evergreen fund n.
|
|
384 |
Trade/Economic |
hisselerini düzenli olarak satıp geri alan ve varlık havuzuna sahip denetime tabi yatırım şirketi |
mutual fund company n.
|
|
385 |
Trade/Economic |
ticari bir oluşumun düzenli ödemeyi doğrudan kişinin banka hesabına yansıtmasını sağlayan tekli sipariş |
direct debit n.
|
|
386 |
Trade/Economic |
hisselerini düzenli olarak satıp sonra geri alan yatırım şirketi |
open-end fund n.
|
|
387 |
Trade/Economic |
düzenli tedarik ürünleri |
routine supplies n.
|
|
388 |
Trade/Economic |
yıllık aşar ödemesinin yerine toprağa göre düzenli yapılan ödemenin getirilmesi |
commutation of tithes n.
|
|
389 |
Trade/Economic |
her alım için aynı miktarda nakit ile düzenli aralıklarla menkul kıymet satın alınan bir sistem |
dollar day n.
|
|
390 |
Trade/Economic |
düzenli veya belirli aralıklarla mevcut olan miktar |
draw n.
|
|
391 |
Trade/Economic |
belirli bir varlığa düzenli aralıklarla belirli miktar yatırım yaparak gerçekleştirilen sermaye birikimi |
pound cost averaging n.
|
|
392 |
Trade/Economic |
düzenli olarak ödenen sabit gider |
fixed cost n.
|
|
393 |
Trade/Economic |
düzenli seferler düzenleyen şirket |
sealine n.
|
|
394 |
Trade/Economic |
üyelerin büyüme mevsimi boyunca düzenli hasat payı almak için işletmeciye üyelik harcı ödediği çiftlik sistemi |
csa (csar-capable assets) n.
|
|
395 |
Trade/Economic |
(hisse) düzenli olarak alıp satmak |
trade v.
|
|
396 |
Trade/Economic |
(hisse senedi veya emtia piyasası) düzenli bir trendi olmayan |
irregular adj.
|
|
397 |
Trade/Economic |
düzenli ödeyen |
financial adj.
|
|
Law |
|
398 |
Law |
(britanya'da) suçlu gençlerin hapis cezası yerine düzenli olarak gelmeleri gereken yer |
attendance centre n.
|
|
399 |
Law |
mahkemenin çocuğun velayetinden yoksun bırakılan akrabaya tanıdığı çocuğu düzenli ziyaret etme hakkı |
visitation right n.
|
|
400 |
Law |
(iskoç hukuku'nda) kira kontratı yapıldığında düzenli kiraya ek olarak bir defada yapılan ödeme |
grassum [scotland] n.
|
|
Politics |
|
401 |
Politics |
kurulu ve düzenli siyasi partilerin hiçbirini desteklememe politikası |
nonpartisanism n.
|
|
402 |
Politics |
atık düzenli depolama sahaları |
landfill of wastes n.
|
|
403 |
Politics |
düzenli izleme |
regular follow-up n.
|
|
404 |
Politics |
düzenli çaba |
concerted effort n.
|
|
405 |
Politics |
düzenli aralıklarla yapılan seçim |
regular election n.
|
|
406 |
Politics |
gizli, gayrı resmi yahut düzenli işlemeyen iletişim yolu/kanalı |
back-channel n.
|
|
407 |
Politics |
ortak düzenli kuruluşlar |
coordinated organisation n.
|
|
408 |
Politics |
görece olarak düzenli aralıklarla başa gelebilecek güce sahip siyasi parti |
major party n.
|
|
409 |
Politics |
1835 yılında düzenli parti örgütlenmesine karşı kurulan radikal bir new york demokratları grubunun üyesi |
loco (locofoco) abrev.
|
|
Industry |
|
410 |
Industry |
çalışanın maaşına ilişkin kararların alındığı düzenli değerlendirme |
salary review n.
|
|
411 |
Industry |
düzenli bir işi olmak |
bundy v.
|
|
412 |
Industry |
makinedeki işin düzenli aralıklarla tekrarı için (makine üstündeki parçayı) hareket ettirmek |
index v.
|
|
413 |
Industry |
bir iş için düzenli ücret alan |
waged adj.
|
|
Insurance |
|
414 |
Insurance |
düzenli katkı payı |
regular contributions n.
|
|
Tourism |
|
415 |
Tourism |
düzenli sefer |
regular service n.
|
|
Media |
|
416 |
Media |
gazete ve benzeri yayınların reklam haricindeki düzenli içeriği |
reading matter n.
|
|
417 |
Media |
(gazetede vb.) düzenli bir yayının bulunduğu sayfa |
page n.
|
|
418 |
Media |
çeşitli yayınlarda çalışıp düzenli olarak benzer konuları birlikte ele alan gazeteciler |
press corps n.
|
|
Technical |
|
419 |
Technical |
çevirme düzenli fırın |
tilting furnace n.
|
|
420 |
Technical |
düzenli eşpolimer |
regular copolymer n.
|
|
421 |
Technical |
düzenli örgü |
superlattice n.
|
|
422 |
Technical |
düzenli yapı |
ordered structure n.
|
|
423 |
Technical |
düzenli kopolimer |
regular copolymer n.
|
|
424 |
Technical |
düzenli bakım |
systematic maintenance n.
|
|
425 |
Technical |
düzenli katı çözelti |
ordered solid solution n.
|
|
426 |
Technical |
düzenli işlev |
regular function n.
|
|
427 |
Technical |
düzenli eğri |
regular curve n.
|
|
428 |
Technical |
düzenli nokta |
regular point n.
|
|
429 |
Technical |
düzenli kestirici |
regular estimator n.
|
|
430 |
Technical |
düzenli birim göze |
ordered unit cell n.
|
|
431 |
Technical |
düzenli kristal |
ordered crystal n.
|
|
432 |
Technical |
düzenli evre |
ordered phase n.
|
|
433 |
Technical |
düzenli örüt |
ordered crystal n.
|
|
434 |
Technical |
düzenli çözelti |
regular solution n.
|
|
435 |
Technical |
sıfır düzenli tepkime |
zero order reaction n.
|
|
436 |
Technical |
uzam-düzenli kauçuklar |
stereo-regular rubbers n.
|
|
437 |
Technical |
yavaş ve düzenli aşınma |
slow and regular wear n.
|
|
438 |
Technical |
bir nesne veya olayı ifade eden kısa ve düzenli ses dizini |
earcon n.
|
|
439 |
Technical |
periyodik değişkene ait düzenli nükseden değerler grubu |
cycle n.
|
|
440 |
Technical |
düzenli ve sistemli referans standardı |
scale of measurement n.
|
|
441 |
Technical |
(metal levha gibi malzemeyi) düz, paralel, düzenli ve eşit derecede kavisli sırtlar ve oyuklar halinde şekillendirmek |
corrugate v.
|
|
442 |
Technical |
(demiryolu, karayolu dolgusu) enine konturlar çizmek için düzenli olarak tesviye etmek |
cross-section v.
|
|
443 |
Technical |
(grafiği) düzenli hale getirmek |
smooth v.
|
|
444 |
Technical |
düzenli çapraz aralıklarla çentikli (arma) |
raguled adj.
|
|
445 |
Technical |
düzenli aralıklarla tekrar etmeyen |
nonperiodic adj.
|
|
446 |
Technical |
düzenli bir şekilde birbirine bağlı |
articulate adj.
|
|
447 |
Technical |
sıra düzenli |
hierarchical adj.
|
|
448 |
Technical |
sürekli veya düzenli aralıklarla ışık yayan |
emitting a continuous or regular intermittent light adj.
|
|
449 |
Technical |
çalışır durumda kalmak için düzenli bakım gerektiren |
high-maintenance adj.
|
|
Computer |
|
450 |
Computer |
düzenli durdurma |
orderly closedown n.
|
|
451 |
Computer |
düzenli dil |
regular language n.
|
|
452 |
Computer |
düzenli ifade |
regular expression n.
|
|
453 |
Computer |
düzenli ziyaretçi |
frequent visitor n.
|
|
454 |
Computer |
youtube'da düzenli olarak video yayınlayan kimse |
youtuber n.
|
|
455 |
Computer |
çevrimiçi ortamları düzenli takip ettiği halde etkileşim vermeyen kimse |
lurker n.
|
|
456 |
Computer |
düzenli olarak bilgisayar kullanan kimse |
onliner n.
|
|
457 |
Computer |
düzenli gerilim dalga formuna ait tekli salınım |
cycle n.
|
|
458 |
Computer |
bir koşulun sağlanma durumunu düzenli kontrol eden talimat |
poller n.
|
|
459 |
Computer |
içeriği düzenli bir hal sırasından geçen sicil |
counter n.
|
|
460 |
Computer |
standart düzenli |
qwerty adj.
|
|
461 |
Computer |
solda düzenli |
ragged right expr.
|
|
462 |
Computer |
sağda düzenli |
ragged left expr.
|
|
Informatics |
|
463 |
Informatics |
küçük bilgi birimlerini büyük ve düzenli birimler haline getirme |
unitisation n.
|
|
464 |
Informatics |
küçük bilgi birimlerini büyük ve düzenli birimler haline getirme |
unitization n.
|
|
Telecom |
|
465 |
Telecom |
düzenli gelen çağrılar |
smooth call arrival n.
|
|
466 |
Telecom |
düzenli işaretleşme hattı |
regular signalling link n.
|
|
Electric |
|
467 |
Electric |
düzenli aralıklarla yön değiştirmek |
alternate v.
|
|
Television |
|
468 |
Television |
düzenli yayınlanarak |
on the air adv.
|
|
Radio |
|
469 |
Radio |
(yayında) düzenli olarak belirli bir konuya atfedilen köşe |
department n.
|
|
Textile |
|
470 |
Textile |
(dokumayı) düzenli aralıklar ile genişletmek |
pace v.
|
|
471 |
Textile |
(dokumayı) düzenli aralıklar ile daraltmak |
pace v.
|
|
Architecture |
|
472 |
Architecture |
norman mimarisinde düzenli aralıklarla yerleştirilmiş kütük şeklindeki süsleme |
billet n.
|
|
473 |
Architecture |
düzenli küçük bindirmeliklerin kullanıldığı bir bindirme kemer türü |
mayan arch n.
|
|
474 |
Architecture |
korint düzenli abaküs kenarlarının ortasında yer alan küçük çiçek |
fleuron n.
|
|
Construction |
|
475 |
Construction |
düzenli katı çözelti |
ordered solid solution n.
|
|
476 |
Construction |
üst düzenli kafes |
superlattice n.
|
|
Lighting |
|
477 |
Lighting |
optik düzenli lamba |
pressed glass lamp n.
|
|
Automotive |
|
478 |
Automotive |
ingiliz hükümeti'nin motorlu taşıtların güvenlik standartlarına uygunluğunu denetlemek için zorunlu tuttuğu düzenli muayene |
mot n.
|
|
479 |
Automotive |
düzenli olmayan |
non-uniform adj.
|
|
Transportation |
|
480 |
Transportation |
çoğunlukla iki nokta arasında düzenli seyahat edenleri taşıyan tren |
commuter n.
|
|
481 |
Transportation |
düzenli yolcu |
straphanger n.
|
|
482 |
Transportation |
toplu taşımayı düzenli kullanan kimse |
straphanger n.
|
|
Traffic |
|
483 |
Traffic |
düzenli yolcu servisi |
regular passenger service n.
|
|
Aeronautic |
|
484 |
Aeronautic |
düzenli bazda toplu hava taşımacılığı yapan taşıyıcı |
airline business n.
|
|
485 |
Aeronautic |
düzenli bazda toplu hava taşımacılığı yapan taşıyıcı |
airline n.
|
|
486 |
Aeronautic |
düzenli uçuş planına sahip hava yolu firması |
sked n.
|
|
487 |
Aeronautic |
(hava aracı veya uçuş) düzenli seferin parçası olan |
scheduled adj.
|
|
Marine |
|
488 |
Marine |
düzenli dalgalar |
monochromatic waves n.
|
|
489 |
Marine |
düzenli uğranılan liman |
port of regular calling n.
|
|
490 |
Marine |
düzenli yerleşme |
regular placing n.
|
|
491 |
Marine |
düzenli olarak bir hatta çalışan yolcu vapuru |
liner n.
|
|
492 |
Marine |
düzenli hat gemi şirketlerinin aralarında yaptıkları anlaşmanın koşulları |
conference terms n.
|
|
493 |
Marine |
düzenli dalgalar |
regular waves n.
|
|
494 |
Marine |
ırmak, göl, kanal vs üzerinden düzenli olarak yolcu taşıyan tekne |
water bus n.
|
|
495 |
Marine |
sahili düzenli hale getirme yöntemi |
beach stabilizing method n.
|
|
496 |
Marine |
belirli bir süreliğine düzenli olarak seyahat edilmesi beklenen yön |
mean line of advance n.
|
|
497 |
Marine |
düzenli seferler yapmak |
ply v.
|
|
498 |
Marine |
düzenli sefer yapmak |
ply to v.
|
|
499 |
Marine |
düzenli olmayan |
lubberly adj.
|
|
Mining |
|
500 |
Mining |
düzenli dodekahedron |
pentagonal dodecahedron n.
|
|