endişe etmek

Bedeutungen von dem Begriff "endişe etmek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	endişe etmek	worry v.
Many are worried that we will have, not more competition, but less. Pek çok kişi daha fazla değil ama daha az rekabet olacağından endişe ediyor. More Sentences
General
2	General	endişe etmek	be anxious v.
Being anxious to please her, I bought her a nice present. Onu memnun etmekten endişe ettiğim için, ona güzel bir hediye aldım. More Sentences
3	General	endişe etmek	worry v.
The people in the south worry about the disturbance of the pace of life, but that is not a constant. Güneydeki insanlar yaşam temposunun bozulmasından endişe ediyor ancak bu sürekli bir durum değil. More Sentences
4	General	endişe etmek	be anxious about v.
His mother prevented him from going out because she was anxious about his health. Annesi onun sağlığından endişe ettiği için dışarı çıkmasını engelliyordu. More Sentences
5	General	endişe etmek	fear v.
The Lord Mayor, against whom the case has been brought, fears for his political future. Hakkında dava açılan Belediye Başkanı siyasi geleceğinden endişe etmektedir. More Sentences
6	General	endişe etmek	apprehend v.
7	General	endişe etmek	be anxious v.
8	General	endişe etmek	feel anxiety v.

Bedeutungen, die der Begriff "endişe etmek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 11 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	hakkında endişe etmek	worry about v.
If Tom had a lot of money, he wouldn't have to worry about this. Tom'un çok parası olsa bunun hakkında endişe etmek zorunda kalmaz. More Sentences
2	General	için endişe etmek	fear for v.
3	General	ölü sayısının artmasından endişe etmek	fear rise in death toll v.
4	General	hayatından endişe etmek	worry about someone's life v.
Phrasals
5	Phrasals	(biri/bir şey) için endişe etmek	fear for (someone or something) v.
Idioms
6	Idioms	bir şeyin olacağından endişe etmek	cross a bridge before one comes to it v.
7	Idioms	bir şeyin olacağından endişe etmek	cross that bridge before one comes to it v.
8	Idioms	sürekli (kendi) hayatından endişe etmek	go in fear of (one's) life v.
9	Idioms	hayatından endişe etmek/duymak	be in fear of your life v.
10	Idioms	hayatından endişe etmek/duymak	go in fear of your life v.
11	Idioms	bir şeyin olacağından endişe etmek	cross a/that bridge before (one) comes to it v.