fight - Türkisch Englisch Wörterbuch

fight

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "fight" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 46 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
fight n. mücadele
I would like to remind you of the current situation as regards the fight against marine pollution.
Deniz kirliliğiyle mücadele konusunda mevcut durumu hatırlatmak isterim.

More Sentences
fight n. kavga
Once two sides want to fight, nothing can stop them.
İki taraf bir kez kavga istediler mi, onları hiçbir şey durduramaz.

More Sentences
fight n. dövüş
You boys look me up at the fight tonight.
Bu geceki dövüşte bana bir uğruyorsunuz gençler.

More Sentences
fight v. dövüşmek
They were fighting.
Onlar dövüşüyordu.

More Sentences
fight v. kavga etmek
Parents fight, the kid thinks that it is because of him.
Anne baba kavga ettiğinde, çocuk bunun kendi yüzünden olduğunu zannediyor.

More Sentences
fight v. savaşmak
They do not fight each other, but they rob the civilian population of the little it has left.
Birbirleriyle savaşmıyorlar ama sivil halkın elinde kalan azıcık şeyi de çalıyorlar.

More Sentences
General
fight n. kavga
When there is a fight, they clash with one another.
Kavga olduğunda birbirleriyle çatışırlar.

More Sentences
fight n. savaş
If we fight the wrong war, we will lose.
Yanlış savaşa girersek kaybederiz.

More Sentences
fight n. çekişme
The liberalisation of freight transport must not fall victim to fighting between Parliament and Council on this matter.
Yük taşımacılığının liberalleşmesi, Parlamento ile Konsey arasında bu konuda yaşanan çekişmenin kurbanı olmamalıdır.

More Sentences
fight n. dövüş
You boys look me up at the fight tonight.
Siz de bu geceki dövüşte beni bulun.

More Sentences
fight v. mücadele etmek
I will certainly fight to make sure it is the last.
Bunun son olmasını sağlamak için kesinlikle mücadele edeceğim.

More Sentences
fight v. kavga etmek
All of these differences can influence the way children fight with one another.
Tüm bu farklılıklar çocukların birbirleriyle kavga etme biçimlerini etkileyebilir.

More Sentences
fight v. savaşmak
The Americans are there when you need them, ready to fight and die for a world of freedom and democracy.
Amerikalılar ihtiyaç duyduğunuzda yanınızdadır, özgürlük ve demokrasi dolu bir dünya için savaşmaya ve ölmeye hazırdır.

More Sentences
fight v. çarpışmak
They're here with us, fighting for the same cause.
Burada bizimle birlikteler ve aynı dava için çarpışıyorlar.

More Sentences
fight v. dövüşmek
How often do you and Tom fight?
Sen ve Tom ne sıklıkla dövüşüyorsunuz?

More Sentences
fight n. anlaşmazlık
fight n. uğraş
fight n. savaşım
fight n. dalaşma
fight n. çarpışma
fight n. cidal
fight n. dalaş
fight n. muharebe
fight n. uğraşma
fight n. karşılaşma
fight n. sözlü anlaşmazlık
fight v. boğuşmak
fight v. kapışmak
fight v. savaş vermek
fight v. cenk etmek
fight v. savunmak
fight v. dövüştürmek
fight v. uğraşmak
fight v. cenkleşmek
fight v. cenkleşmek
fight v. sertçe halletmek
fight v. katı muamele etmek
fight v. sertçe yönetmek
fight v. anormal derecede zorlaşmak
fight v. (kontrolden çıkan yangını) söndürmeye çalışmak
Irregular Verb
fight v. fought - fought
Religious
fight v. (selamet ordusu üyesi) kötülüğe karşı ve tanrı için saldırganca savaşmak
Sport
fight n. boks maçı
fight v. müsabaka dövüşü yapmak
fight v. maça çıkmak
fight v. dövüşte yer almak

Bedeutungen, die der Begriff "fight" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
pillow fight n. yastık savaşı
Tom and I had a pillow fight.
Tom ve ben bir yastık savaşı yaptık.

More Sentences
fight against corruption n. yolsuzlukla mücadele
Most candidate countries are still lacking in areas such as implementation capacity and the fight against corruption.
Aday ülkelerin çoğu, uygulama kapasitesi ve yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda hala eksiklikler yaşamaktadır.

More Sentences
fight disease n. hastalıkla mücadele
One example here is the Global Health Fund to fight diseases such as AIDS.
AIDS gibi hastalıklarla mücadele eden Küresel Sağlık Fonu buna bir örnektir.

More Sentences
bar fight n. bar kavgası
Tom started a bar fight.
Tom bir bar kavgası başlattı.

More Sentences
snowball fight n. kartopu savaşı
Shall we have a snowball fight?
Kartopu savaşı yapalım mı?

More Sentences
a big fight n. büyük bir kavga
You two had a big fight last night, didn't you?
İkiniz dün gece büyük bir kavga ettiniz, değil mi?

More Sentences
fight for v. uğruna savaşmak
That is a right one should of course be prepared to fight for.
Bu, elbette uğruna savaşmaya hazır olunması gereken bir haktır.

More Sentences
fight something v. savaşmak
We fight something from another world.
Başka bir dünyadan olan bir şeyle savaşıyoruz.

More Sentences
fight against v. savaşmak
It was not us who created the forces we are now fighting against.
Şu anda savaştığımız güçleri yaratan biz değiliz.

More Sentences
fight back v. direnmek
Fighting back is difficult.
Direnmek zordur.

More Sentences
have a fight v. dövüşmek
Is it true that you had a fight with Tom?
Tom'la dövüştüğün doğru mu?

More Sentences
fight back v. karşı koymak
You've got to fight back.
Karşı koymak zorundasın.

More Sentences
fight for v. uğruna mücadele etmek
This type of Europe is not the European Europe for which I have fought for 40 years.
Bu tür bir Avrupa, benim 40 yıldır uğruna mücadele ettiğim Avrupa değildir.

More Sentences
fight off v. püskürtmek
Lee's army fought off each attack.
Lee'nin ordusu her saldırıyı püskürttü.

More Sentences
pick a fight v. kavga çıkarmak
It is intolerable that you should pick a fight like this here in the European Parliament.
Avrupa Parlamentosunda bu şekilde bir kavga çıkarmanız kabul edilemez.

More Sentences
fight a duel v. düello yapmak
I'm not going to fight a duel.
Bir düello yapmayacağım.

More Sentences
fight over v. için kavga etmek
The two dogs fought over the bone.
İki köpek kemik için kavga etti.

More Sentences
fight cancer v. kanserle savaşmak
Tom is fighting cancer.
Tom kanserle savaşıyor.

More Sentences
Phrasals
fight among themselves v. aralarında kavga etmek
They're always fighting among themselves.
Hep kendi aralarında kavga ediyorlar.

More Sentences
fight back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı direnmek
Fight back against the oppression of the ruling elite.
Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.

More Sentences
fight against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı savaşmak
Comrades, this is the wrong time to be fighting against one another.
Yoldaşlar, birbirimize karşı savaşmak için yanlış bir zamandayız.

More Sentences
fight for (someone or something) v. (biri/bir şey) için savaşmak
On the one hand, there were the Chechens, a people fighting for their freedom and their right to self-determination.
Bir yanda özgürlükleri ve kendi kaderlerini tayin etme hakları için savaşan bir halk olan Çeçenler vardı.

More Sentences
Common Usage
fight off v. defetmek
General
cat and dog fight n. kedi köpek kavgası
fight for bread n. ekmek kavgası
fight against human trafficking n. insan kaçakçılığıyla mücadele
free fight n. meydan kavgası
sham fight n. danışıklı dövüş
right-of-way fight n. yol verme kavgası
road rage fight n. yol verdin yol vermedin kavgası
a knock-down drag-out fight n. şiddetli ağız kavgası
a knock-down drag-out fight n. meydan kavgası
labor struggle-fight n. iş mücadelesi
fight or flight n. savaş ya da kaç
knife fight n. bıçak düellosu
knife fight n. bıçaklı kavga
fight broke out n. çıkan kavga
accidental killing of a person in a fight n. (bir kavga sırasında) kazara adam öldürme
fight with stones and sticks n. taşlı sopalı kavga
fight with stones and rods n. taşlı sopalı kavga
challenge to fight n. düelloya davet etme
fight to death n. ölümüne savaş
fight to death n. ölümüne dövüş
fight or flight n. savaş ya da sıvış
fight or flight n. savaş veya kaç
knife fight n. bıçaklı dövüş
space fight n. uzay savaşı
fight against the crime n. suçla mücadele
meat cleaver fight n. satırlı kavga
fight for life n. yaşam kavgası
bar room fight n. bar kavgası
serious fight n. ciddi kavga
egg fight n. yumurta tokuşturma
egg fight n. yumurta tokuşturma oyunu
big fight n. büyük kavga
cock fight n. horoz dövüşü
fight against addiction n. bağımlılıkla mücadele
gladiator fight n. gladyatör dövüşü
fair fight n. adil dövüş
the fight for independence n. bağımsızlık mücadelesi
fight for freedom n. özgürlük mücadelesi
fight for freedom n. özgürlük kavgası
water fight n. su savaşı
chicken-fight n. (bir kimsenin omuzlarında yapılan) horoz dövüşü
husband and wife fight n. karı koca tartışması
husband and wife fight n. karı koca kavgası
gang fight n. çete kavgası
running fight n. düşmanın sürekli takip edildiği kavga
running fight n. sonuca bağlanmayan kavga
pillow fight n. danışıklı dövüş
pillow fight n. önemsiz tartışma
sword fight n. kılıç dövüşü
sword fight n. kılıç savaşı
sword fight n. kılıç dövüşü
fight back n. direnme
fight back n. karşı koyma
fight back n. karşı saldırı
fight-off n. beraberliği bozmak veya şampiyonu belirlemek için yapılan müsabaka dövüşü
pick a fight v. çıngar çıkarmak
fight for one's life v. can derdine düşmek
fight against difficulties v. zorluklara göğüs germek
cause to fight with one another v. dövüştürmek
put up a fight v. mücadele etmek
take place for an armed fight v. çatışma çıkmak
break up the fight v. kavga ayırmak
fight verbally v. ağız kavgası yapmak
fight against difficulties v. zorluklarla mücadele etmek
break up the fight v. kavga edenleri ayırmak
wage a fight v. savaşmak
break up the fight v. kavga (edenleri) ayırmak
fight each other v. vuruşmak
fight a battle v. savaşmak
give up the fight v. abandone olmak
fight with v. uğraşmak
fight a battle v. mücadele etmek
fight one's way v. çırpınıp durmak
a fight for life v. yaşam savaşı vermek
fight against racism v. ırkçılıkla mücadele etmek
fight against terrorism v. terörizmle mücadele etmek
fight against terrorism v. terörle mücadele etmek
fight for one's custody v. velayetini istemek
begin to fight v. savaş açmak
fight a war v. savaş yapmak
fight off the infection v. enfeksiyon gidermek
fight to survive v. yaşam savaşı vermek
fight for one's life v. yaşam savaşı vermek
fight off v. mücadele etmek
fight one's way through the crowd v. kalabalığı yararak ilerlemek
fight one's way through the crowd v. itiş kakış ilerlemek
fight one's way through the crowd v. kalabalıkta zorlukla hareket etmek
turn into a fight v. kavgaya dönüşmek
turn into a fight with stones and sticks v. taşlı sopalı kavgaya dönüşmek
get involved in a fight v. bir kavgaya karışmak
get mixed up in a fight v. bir kavgaya karışmak
fight to death v. ölümüne dövüşmek
fight to death v. ölümüne savaşmak
put up a good fight v. iyi bir mücadele sergilemek
fight fire with fire v. ateşe ateşle karşılık vermek
fight over a girl v. kız için kavga etmek
fight for something v. kavga vermek
fight for something v. bir şey için kavga etmek
fight against the global crisis v. küresel krizle mücadele etmek
fight the global crisis v. küresel krizle mücadele etmek
fight for survival v. var olma mücadelesi vermek
fight the crime v. suçla mücadele etmek
fight back at someone v. birine karşı kendini savunmak
erupt into a terrible fight v. korkunç bir kavgaya dönüşmek
get in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
fight in the trenches v. siperlerde savaşmak
get into a fight v. bir kavgaya karışmak
fight the communists v. komünistlerle savaşmak
put up a fight v. (kurtulmak için) boğuşmak
fight for their lives v. hayatları için savaşmak
fight injustice v. haksızlıkla savaşmak
fight the injustice v. adaletsizlikle savaşmak
fight the injustice v. haksızlıkla savaşmak
fight injustice v. adaletsizlikle savaşmak
get involved in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
be involved in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
turn into a physical fight v. kavgaya dönüşmek
get in a fight v. kavgaya karışmak
be involved in a fight v. kavgaya karışmak
break up a dog fight v. kavga eden köpekleri ayırmak
put up a fight v. mücadele vermek
break up the fight v. kavgayı ayırmak
fight crime v. suçla savaşmak
have a snowball fight v. kar topu oynamak
fight against ignorance v. cehaletle savaşmak
fight at barriers v. kum torbasını dövmek
fight shy v. kaçak dövüşmek
fight at barriers v. güvenlik engelini döverek idman yapmak
fight shy v. yüz yüze hesaplaşmaktan kaçınmak
fight crime v. suçla mücadele etmek
fight illnesses v. hastalıklarla dövüşmek
fight illnesses v. hastalıklarla mücadele etmek
spoiling for a fight adj. kavgacı
Phrasals
fight it out v. kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight it out v. kesin bir sonuç alana kadar tartışmak
fight about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) kavga etmek
fight about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) tartışmak
fight about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek
fight about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) sürtüşmek/bozuşmak
fight about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) anlaşamamak
fight (with) someone or something about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) kavga etmek
fight (with) someone or something about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) tartışmak
fight (with) someone or something about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek
fight (with) someone or something about (someone or something) v. (biri veya bir konu hakkında) sürtüşmek/bozuşmak
fight on v. kavga etmeye devam etmek
fight over someone v. uğruna kavga etmek
fight about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında anlaşmazlığa düşmek
fight about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında anlaşmazlık yaşamak
fight (with) someone or something about (someone or something) v. (biriyle bir şey/biri) hakkında anlaşmazlığa düşmek
fight (with) someone or something about (someone or something) v. (biriyle bir şey/biri) hakkında anlaşmazlık yaşamak
fight about someone or something v. biri/bir şey hakkında anlaşmazlığa düşmek
fight about someone or something v. biri/bir şey hakkında anlaşmazlık yaşamak
fight about someone or something v. biri/bir şey hakkında kavga etmek
fight about someone or something v. biri/bir şey hakkında tartışmak
fight about someone or something v. biri/bir şey hakkında münakaşa etmek
fight about someone or something v. biri/bir şey hakkında sürtüşmek
fight about someone or something v. biri bir şey hakkında bozuşmak, biri/bir şey hakkında anlaşamamak
fight (something) through v. (bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için uğraşmak
fight (something) through v. (bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için savaş vermek
fight (something) through v. (bir şeyi, kanunu, mevzuatı) hızla geçirmeye çalışmak
fight (something) through v. (bir şeyi, kanunu, mevzuatı) paldır küldür geçirmeye uğraşmak
fight (something) through v. (bir şeyi, kanunu, mevzuatı) alelacele geçirmeye çalışmak
fight (something) through v. (bir şeyi, kanunu, mevzuatı) apar topar geçirmeye çalışmak
fight (something) through v. (bir şeyi, kanunu, mevzuatı) yangından mal kaçırır gibi geçirmeye çalışmak
fight among themselves v. aralarında tartışmak
fight among themselves v. aralarında atışmak
fight among themselves v. aralarında münakaşa etmek
fight amongst v. karşılıklı tartışmak
fight amongst v. aralarında dalaşmak
fight amongst v. aralarında tartışmak
fight amongst v. karşılıklı ağız dalaşı yapmak
fight amongst v. aralarında didişmek
fight among v. karşılıklı tartışmak
fight among v. aralarında dalaşmak
fight among v. aralarında tartışmak
fight among v. karşılıklı ağız dalaşı yapmak
fight among v. aralarında didişmek
fight with (someone or an animal) over (someone or something) v. (biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) mücadele etmek
fight with (someone or an animal) over (someone or something) v. (biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) kavga etmek
fight with (someone or an animal) over (someone or something) v. (biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) dövüşmek
fight with (someone or an animal) over (someone or something) v. (biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) kapışmak
fight (one's way) through v. itiş kakış ilerlemek
fight (one's way) through v. zorlukla hareket etmek
fight (one's way) through v. (kalabalığı) yararak ilerlemek
fight (one's way) through v. (engelleri) aşmak
fight (one's way) through v. üstesinden gelmek
fight (one's way) through v. atlatmak
fight (one's way) through v. mücadele etmek
fight something through (something) v. (bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için savaş vermek
fight something through (something) v. bir şeyin (bir şeyden) geçmesi için uğraşmak
fight (one's) way back to (something or some place) v. (bir şeye/yere) itiş kakış geri dönmeye çalışmak
fight (one's) way back to (something or some place) v. (bir şeye/yere kalabalığı) yararak geri dönmeye çalışmak
fight (one's) way back to (something or some place) v. (bir duruma/konuma) geri dönmeye çalışmak
fight back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
fight back (at someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı koymak
fight about v. hakkında kavga etmek
fight about v. hakkında tartışmak
fight about v. hakkında münakaşa etmek
fight about v. hakkında sürtüşmek/bozuşmak
fight about v. hakkında anlaşamamak
fight about v. hakkında kavga etmek
fight against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı mücadele etmek
fight back at (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı koymak
fight back at (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
fight back at (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı direnmek
fight down v. alt etmek
fight down v. bertaraf etmek
fight down v. mağlup etmek
fight down v. karşı koymak
fight down v. bastırmak
fight down v. hakim olmak
fight someone or something down v. birini/bir şeyi alt etmek
fight someone or something down v. birini/bir şeyi bertaraf etmek
fight someone or something down v. birini/bir şeyi mağlup etmek
fight for (someone or something) v. (biri/bir şey) uğruna savaşmak
fight for (someone or something) v. (biri/bir şey) için mücadele etmek
fight out v. kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight out v. kesin bir sonuç alana kadar tartışmak
fight out v. tartışıp çözmek/çözüme ulaştırmak
fight something out v. bir şeyi tartışıp çözmek/çözüme ulaştırmak
fight something out v. kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight something out v. kesin bir sonuç alana kadar tartışmak
fight over (someone or something) v. (biri/bir şey) için tartışmak/kavga etmek
fight through v. hızla geçirmeye çalışmak
fight through v. paldır küldür geçirmeye uğraşmak
fight through v. apar topar geçirmeye çalışmak
fight through v. geçmesi için savaş vermek
fight through v. yangından mal kaçırır gibi geçirmeye çalışmak
fight through v. alelacele geçirmeye çalışmak
fight through v. geçmesi için uğraşmak
fight someone or something with something v. birine/bir şeye karşı bir şeyle savaşmak/dövüşmek
fight someone or something with something v. birine/bir şeye bir şeyle karşı koymak
fight with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) savaşmak/kavga etmek
fight with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) dalaşmak/dövüşmek
fight with (something) v. (bir şeyle, silahla) dövüşmek/kavga etmek
fight back v. karşı saldırıda bulunmak
fight back v. karşı hücuma geçmek
fight down v. savaşmak
fight down v. mücadele etmek
fight off v. zorluğun üstesinden gelmek
fight off v. saldırıyı başarıyla püskürtmek
fight out v. tartışma ile karara bağlamak
Phrases
when elephants fight ants die expr. filler tepişir karıncalar ezilir
Proverb
never fight a land war in asia expr. boyundan büyük bir çekişmeye girme
never fight a land war in asia expr. altından kalkamayacağın bir mücadeleye girme
he who fights and runs away may live to fight another day korkak damgası yememek adına kaybedilen bir savaşta boşuna ölmektense ilerde kazanabileceği bir savaş vermek için canını korumak
councils of war never fight savaşa karar verenler asla savaşmazlar
councils of war never fight savaş konseyi savaşmaz
he who fights and runs away, lives to fight another day yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır
Colloquial
night of the fight n. dövüş gecesi
girl fight n. kadın kavgası
title fight n. unvan maçı
bun fight n. (önemsiz bir konu üzerine edilen) kavga
fish-fight n. kadın kavgası
fish-fight n. kız kavgası
fight to the death v. ölümüne dövüşmek
fight among themselves v. aralarında kavga etmek
fight among themselves v. aralarında tartışmak
fight among themselves v. aralarında atışmak
fight among themselves v. aralarında münakaşa etmek
fight among themselves v. aralarında didişmek
(one) won't give up without a fight expr. (biri) savaşmadan pes etmeyecek
(one) won't give up without a fight expr. (biri) hemen teslim olmayacak
(one) won't give up without a fight expr. (biri) mücadele etmeden vazgeçmeyecek
(one) won't give up without a fight expr. (biri) savaşmadan boyun eğmeyecek
(one) won't give up without a fight expr. (biri) kolay/hemen pes etmeyecek
Idioms
a straight fight n. teke tek kavga/yarış
fight for bread n. boğaz kavgası
an uphill battle fight n. çok zor uğraşı
an uphill fight n. çetin görev
drag-out fight n. ciddi kapışma
drag-out fight n. ciddi kavga
free fight n. meydan kavgası
an uphill fight n. zor görev
an uphill fight n. zorlu iş
an uphill fight n. zorlu mücadele
an uphill battle fight n. zor görev
an uphill battle fight n. zor mücadele
an uphill fight n. zorlu görev
a straight fight n. iki kişi arasındaki kavga/çekişme
a straight fight n. teke tek mücadele
a straight fight n. teke tek çarpışma
a straight fight n. muhalifler arası rekabet
a straight fight n. karşıt taraflar arası çekişme
a straight fight n. muhalifler arası seçim mücadelesi
a fight to the finish n. sonuna kadar savaş/mücadele
a fight to the finish n. kıran kırana mücadele
a fight to the finish n. son ana kadar devam eden mücadele
fight to the death n. ölümüne dövüş
fight to the death n. ölümüne savaş
fight to the death n. kıyasıya savaş/mücadele
knockdown drag-out fight n. uzun uzadıya kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. çekişmeli (kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. gergin kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. aşırı şiddetli kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. hararetli kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. feci sert kavga/mücadele
fight in armour [obsolete] v. prezervatif kullanarak sevişmek
fight in armour [obsolete] v. korunarak sevişmek
fight in armour [obsolete] v. seks sırasında korunmak
get into a knock-down-drag-out fight (us) v. ağız dalaşına girmek
fight shy of v. aldırmamak
fight something down v. alt etmek
fight fire with fire v. anlayacağı dilden konuşmak
fight fire with fire v. ateşe ateşle karşılık vermek
fight like kilkenny cats v. birbirine girmek
fight tooth and claw v. birbirine girmek (kavga)
fight tooth and nail v. bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak
fight out something v. bir şeyi kavga ederek/tartışarak çözmek
fight with someone v. biriyle kavga etmek
have a fight with someone v. biriyle kavga etmek
fight tooth and claw v. bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak
fight something down v. bertaraf etmek
fight it out v. bir şeyi kavga ederek/tartışarak çözmek
give up the fight v. boyun eğmek
fight tooth and nail v. birbirine girmek (kavga)
put up a good fight v. dağları devirmek
fight tooth and nail v. dişiyle tırnağıyla çabalamak
fight tooth and claw v. dişiyle tırnağıyla çabalamak
fight like kilkenny cats v. çok kötü dalaşmak
fight the good fight v. din kurallarına uygun yaşamak için mücadele etmek
fight tooth and nail v. dişini tırnağına takmak
fight an uphill battle v. dezavantajlı bir ortamda mücadele etmek
fight the good fight v. dinin gereklerini yerine getirmek için savaşmak
fight tooth and nail v. canını dişine takarak mücadele etmek
could fight a circle saw (and it a runnin') v. her şeyi göze almak
fight like kilkenny cats v. feci kavga etmek
fight one's corner v. fikirlerini savunmak
a fight for life v. hastalıktan kurtulmaya çalışmak
fight something down v. galebe çalmak
fight hand to hand v. göğüs göğse çarpışmak
fight the good fight v. ilkeler uğruna, iyi niyetle, doğru bir amaç için mücadele etmek
pick a fight with somebody v. kavga çıkarmak
fight one's corner v. kendini savunmak
fight a losing battle v. kazanma ihtimali olmayan bir mücadeleye girmek
be spoiling for a fight v. kavgaya susamak
fight one's corner v. kendini müdafaa etmek
fight shy of v. kaçınmak
fight like cats and dogs v. kedi köpek gibi dalaşmak
fight shy of v. karışmamak
fight like cat and dog v. kedi köpek gibi dalaşmak
fight a losing battle v. kaybedilmiş bir savaş için dövüşmek
fight for survival v. ölüm kalım savaşı vermek
fight to the last drop of blood v. kanının son damlasına kadar savaşmak
fight to a finish v. kesin bir sonuç alana kadar savaşmak
fight like cat and dog v. kedi köpek gibi didişmek
fight one's corner v. kendini kollamak
fight like kilkenny cats v. kapışmak
could fight a circle saw (and it a runnin') v. kavga etmeye can atmak
fight/battle for one's life v. ölüm kalım savaşı vermek
fight one's way out v. kalabalığı vs yararak ilerlemek
fight one's way out of something v. kalabalığı vs yararak ilerlemek
couldn't fight one's way out of a paper bag v. kendine hayrı olmamak
fight like cats and dogs v. kedi köpek gibi didişmek
be spoiling for a fight v. kavga aramak
give up the fight v. mücadeleyi bırakmak
fight to survive v. ölüm kalım savaşı vermek
couldn't fight one's way out of a paper bag v. kendine hayrı dokunmamak
put up a good fight v. ölesiye mücadele etmek
fight tooth and nail v. kıran kırana mücadele etmek
fight one's corner v. kendini diğerlerine karşı korumak
fight something down v. mağlup etmek
fight tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
fight someone tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
fight someone or something tooth and nail v. son derece çetin bir mücadele vermek
fight someone or something tooth and nail v. saç saça başa birbirine girmek
fight someone tooth and nail v. saç saça başa kavga etmek
fight to a finish v. sonuna kadar savaşmak
fight someone hammer and tongs v. şiddetle kavga etmek
put up a good fight v. sonuna kadar mücadele etmek
fight someone or something hammer and tongs v. saç saça başa birbirine girmek
fight tooth and nail v. saç saça baş başa dövüşmek
put up a good fight v. sonuna kadar savaşmak
give up the fight v. pes etmek
fight someone hammer and tongs v. saç saça başa kavga etmek
fight a losing battle v. savaşım vermek
fight someone or something hammer and tongs v. son derece çetin bir mücadele vermek
live to fight another day v. pes etmemek
put up a good fight v. sıkı bir mücadele vermek
fight tooth and claw v. şiddetle kavga etmek
fight to a standstill v. tükenene kadar savaşmak
fight shy of v. uzak durmak
fight to a standstill v. yorulana kadar mücadele etmek
fight something down v. (sinirine vb) hakim olmak
fight something down v. üstesinden gelmek
give up the fight v. yenilgiyi kabullenmek
fight a rearguard action v. (olmaması/meydana gelmemesi için) çok çaba sarf etmek
fight shy of v. uzak dövüşmek
fight against time v. zamana karşı yarışmak
fight hand to hand v. yakın dövüşmek
live to fight another day v. yenildiği halde pes etmemek
be spoiling for a fight/argument v. kavga/tartışma istemek
be spoiling for a fight/argument v. kavga/tartışma çıkarmaya çalışmak
(fight) to the bitter end v. sonuna kadar çarpışmak
(fight) to the bitter end v. son raddeye kadar çarpışmak/mücadele etmek
(fight) to the bitter end v. ölümüne bir mücadele vermek
(fight) to the bitter end v. kanının son damlasına kadar savaşmak
(fight) to the bitter end v. son ana kadar vazgeçmemek
fight fires v. acil durumlarla uğraşmak
fight fires v. acil durumlara koşturmak
fight fires v. acil konularla boğuşmak
fight fires v. aciliyeti olan işleri halletmek
fight fires v. krizlerle uğraşmak
fight fires v. krizlerin üstesinden gelmek
fight like a lion v. aslan gibi dövüşmek
fight like a lion v. her şeyiyle dövüşmek
fight like a lion v. tüm gücüyle dövüşmek
fight like a lion v. cesurca dövüşmek
fight like a lion v. kıran kırana dövüşmek
fight like a lion v. gözü kara dövüşmek
fight like a lion v. yiğitçe dövüşmek
fight like a lion v. mertçe dövüşmek
fight like hell v. tüm gücüyle dövüşmek/savaşmak
fight like hell v. ölümüne dövüşmek/savaşmak
fight like hell v. kıran kırana dövüşmek/mücadele vermek
fight like hell v. gücünün sonuna kadar dövüşmek/savaşmak
fight (one's) own battles v. sorunlarla kendi kendine başa çıkmak
fight (one's) own battles v. kendi başına mücadele etmek
fight (one's) own battles v. kendi başına savaş vermek
fight (one's) own battles v. kendi kavgasını vermek
fight tooth and claw with each other v. tekme tokat kavga etmek
be spoiling for a fight, argument v. kavga, tartışma aramak
be spoiling for a fight, argument v. kargaya, tartışmaya susamak
be spoiling for a fight, argument v. kavga, tartışma istemek
be spoiling for a fight, argument v. kavga, tartışma çıkarmak istemek
fight till the bitter end v. ölümüne mücadele etmek
fight till the bitter end v. sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek
fight till the bitter end v. sonuna kadar pes etmemek
fight till the bitter end v. sonuna kadar çarpışmak
fight till the bitter end v. kanının son damlasına kadar savaşmak
fight till the bitter end v. son ana kadar vazgeçmemek
fight until the bitter end v. ölümüne mücadele etmek
fight until the bitter end v. sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek
fight until the bitter end v. sonuna kadar pes etmemek
fight until the bitter end v. sonuna kadar çarpışmak
fight until the bitter end v. kanının son damlasına kadar savaşmak
fight until the bitter end v. son ana kadar vazgeçmemek
(fight) to the bitter end v. ölümüne mücadele etmek
(fight) to the bitter end v. sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek
(fight) to the bitter end v. sonuna kadar pes etmemek
(fight) to the bitter end v. sonuna kadar çarpışmak
(fight) to the bitter end v. kanının son damlasına kadar savaşmak
(fight) to the bitter end v. son ana kadar vazgeçmemek
can't fight city hall v. bürokrasiyi yenememek
can't fight city hall v. bürokrasiyle başa çıkamamak
could fight a circle-saw v. her şeyi göze almak
could fight a circle-saw v. kavga etmeye can atmak
could fight a circle-saw (and it a runnin') v. kavga etmeye can atmak
could fight a circle-saw (and it a runnin') v. kavga istemek
could fight a circle-saw (and it a-runnin') v. kavga etmeye can atmak
could fight a circle-saw (and it a-runnin') v. kavga istemek
couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag v. kendine hayrı dokunmamak
couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag v. kendine bile hayrı olmamak
couldn't fight your way out of a paper bag v. kendine hayrı dokunmamak
couldn't fight your way out of a paper bag v. kendine bile hayrı olmamak
couldn't organise a bun fight in a bakery [uk/australia] v. kendine hayrı dokunmamak
couldn't organise a bun fight in a bakery [uk/australia] v. kendine bile hayrı olmamak
couldn't organise a bun fight in a bakery [uk/australia] v. en kolay işi bile becerememek
couldn't organise a bun fight in a bakery [uk/australia] v. beceriksiz olmak
fight (one's) way out v. çıkmaya çalışmak
fight (one's) way out v. çıkmaya uğraşmak
fight (one's) way out v. itiş kakış çıkmak
fight (one's) way out v. zorlukla çıkmak
fight (one's) way out v. (kalabalığı) yararak çıkmak
fight (someone or something) tooth and claw v. (biriyle/bir şeyle) saç saça baş başa kavga etmek/mücadele etmek
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) tekme tokat girmek
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) acımasızca girişmek/karşı koymak
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) karşı son derece çetin bir mücadele vermek
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) karşı kana kan dişe diş mücadele etmek
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) karşı dişiyle tırnağıyla çabalamak
fight for (your) life v. can derdine düşmek
fight for (your) life v. yaşam savaşı vermek
fight hammer and tongs v. şiddetle kavga etmek
fight hammer and tongs v. saç saça baş başa kavga etmek
fight hammer and tongs v. son derece çetin bir mücadele vermek
fight hammer and tongs v. saç saça baş başa birbirine girmek
fight shy of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kaçınmak