|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
General |
|
1 |
General |
pillow fight n.
|
yastık savaşı |
|
Tom and I had a pillow fight.
Tom ve ben bir yastık savaşı yaptık.
More Sentences
|
2 |
General |
fight against corruption n.
|
yolsuzlukla mücadele |
|
Most candidate countries are still lacking in areas such as implementation capacity and the fight against corruption.
Aday ülkelerin çoğu, uygulama kapasitesi ve yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda hala eksiklikler yaşamaktadır.
More Sentences
|
3 |
General |
fight disease n.
|
hastalıkla mücadele |
|
One example here is the Global Health Fund to fight diseases such as AIDS.
AIDS gibi hastalıklarla mücadele eden Küresel Sağlık Fonu buna bir örnektir.
More Sentences
|
4 |
General |
bar fight n.
|
bar kavgası |
|
Tom started a bar fight.
Tom bir bar kavgası başlattı.
More Sentences
|
5 |
General |
snowball fight n.
|
kartopu savaşı |
|
Shall we have a snowball fight?
Kartopu savaşı yapalım mı?
More Sentences
|
6 |
General |
a big fight n.
|
büyük bir kavga |
|
You two had a big fight last night, didn't you?
İkiniz dün gece büyük bir kavga ettiniz, değil mi?
More Sentences
|
7 |
General |
fight for v.
|
uğruna savaşmak |
|
That is a right one should of course be prepared to fight for.
Bu, elbette uğruna savaşmaya hazır olunması gereken bir haktır.
More Sentences
|
8 |
General |
fight something v.
|
savaşmak |
|
We fight something from another world.
Başka bir dünyadan olan bir şeyle savaşıyoruz.
More Sentences
|
9 |
General |
fight against v.
|
savaşmak |
|
It was not us who created the forces we are now fighting against.
Şu anda savaştığımız güçleri yaratan biz değiliz.
More Sentences
|
10 |
General |
fight back v.
|
direnmek |
|
Fighting back is difficult.
Direnmek zordur.
More Sentences
|
11 |
General |
have a fight v.
|
dövüşmek |
|
Is it true that you had a fight with Tom?
Tom'la dövüştüğün doğru mu?
More Sentences
|
12 |
General |
fight back v.
|
karşı koymak |
|
You've got to fight back.
Karşı koymak zorundasın.
More Sentences
|
13 |
General |
fight for v.
|
uğruna mücadele etmek |
|
This type of Europe is not the European Europe for which I have fought for 40 years.
Bu tür bir Avrupa, benim 40 yıldır uğruna mücadele ettiğim Avrupa değildir.
More Sentences
|
14 |
General |
fight off v.
|
püskürtmek |
|
Lee's army fought off each attack.
Lee'nin ordusu her saldırıyı püskürttü.
More Sentences
|
15 |
General |
pick a fight v.
|
kavga çıkarmak |
|
It is intolerable that you should pick a fight like this here in the European Parliament.
Avrupa Parlamentosunda bu şekilde bir kavga çıkarmanız kabul edilemez.
More Sentences
|
16 |
General |
fight a duel v.
|
düello yapmak |
|
I'm not going to fight a duel.
Bir düello yapmayacağım.
More Sentences
|
17 |
General |
fight over v.
|
için kavga etmek |
|
The two dogs fought over the bone.
İki köpek kemik için kavga etti.
More Sentences
|
18 |
General |
fight cancer v.
|
kanserle savaşmak |
|
Tom is fighting cancer.
Tom kanserle savaşıyor.
More Sentences
|
Phrasals |
|
19 |
Phrasals |
fight among themselves v.
|
aralarında kavga etmek |
|
They're always fighting among themselves.
Hep kendi aralarında kavga ediyorlar.
More Sentences
|
20 |
Phrasals |
fight back (at someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı direnmek |
|
Fight back against the oppression of the ruling elite.
Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.
More Sentences
|
21 |
Phrasals |
fight against (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı savaşmak |
|
Comrades, this is the wrong time to be fighting against one another.
Yoldaşlar, birbirimize karşı savaşmak için yanlış bir zamandayız.
More Sentences
|
22 |
Phrasals |
fight for (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) için savaşmak |
|
On the one hand, there were the Chechens, a people fighting for their freedom and their right to self-determination.
Bir yanda özgürlükleri ve kendi kaderlerini tayin etme hakları için savaşan bir halk olan Çeçenler vardı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
23 |
Common Usage |
fight off v.
|
defetmek |
|
General |
|
24 |
General |
cat and dog fight n.
|
kedi köpek kavgası |
|
25 |
General |
fight for bread n.
|
ekmek kavgası |
|
26 |
General |
fight against human trafficking n.
|
insan kaçakçılığıyla mücadele |
|
27 |
General |
free fight n.
|
meydan kavgası |
|
28 |
General |
sham fight n.
|
danışıklı dövüş |
|
29 |
General |
right-of-way fight n.
|
yol verme kavgası |
|
30 |
General |
road rage fight n.
|
yol verdin yol vermedin kavgası |
|
31 |
General |
a knock-down drag-out fight n.
|
şiddetli ağız kavgası |
|
32 |
General |
a knock-down drag-out fight n.
|
meydan kavgası |
|
33 |
General |
labor struggle-fight n.
|
iş mücadelesi |
|
34 |
General |
fight or flight n.
|
savaş ya da kaç |
|
|
35 |
General |
knife fight n.
|
bıçak düellosu |
|
36 |
General |
knife fight n.
|
bıçaklı kavga |
|
37 |
General |
fight broke out n.
|
çıkan kavga |
|
38 |
General |
accidental killing of a person in a fight n.
|
(bir kavga sırasında) kazara adam öldürme |
|
39 |
General |
fight with stones and sticks n.
|
taşlı sopalı kavga |
|
40 |
General |
fight with stones and rods n.
|
taşlı sopalı kavga |
|
41 |
General |
challenge to fight n.
|
düelloya davet etme |
|
42 |
General |
fight to death n.
|
ölümüne savaş |
|
43 |
General |
fight to death n.
|
ölümüne dövüş |
|
44 |
General |
fight or flight n.
|
savaş ya da sıvış |
|
45 |
General |
fight or flight n.
|
savaş veya kaç |
|
46 |
General |
knife fight n.
|
bıçaklı dövüş |
|
47 |
General |
space fight n.
|
uzay savaşı |
|
48 |
General |
fight against the crime n.
|
suçla mücadele |
|
49 |
General |
meat cleaver fight n.
|
satırlı kavga |
|
50 |
General |
fight for life n.
|
yaşam kavgası |
|
51 |
General |
bar room fight n.
|
bar kavgası |
|
52 |
General |
serious fight n.
|
ciddi kavga |
|
53 |
General |
egg fight n.
|
yumurta tokuşturma |
|
54 |
General |
egg fight n.
|
yumurta tokuşturma oyunu |
|
55 |
General |
big fight n.
|
büyük kavga |
|
56 |
General |
cock fight n.
|
horoz dövüşü |
|
57 |
General |
fight against addiction n.
|
bağımlılıkla mücadele |
|
58 |
General |
gladiator fight n.
|
gladyatör dövüşü |
|
59 |
General |
fair fight n.
|
adil dövüş |
|
60 |
General |
the fight for independence n.
|
bağımsızlık mücadelesi |
|
61 |
General |
fight for freedom n.
|
özgürlük mücadelesi |
|
62 |
General |
fight for freedom n.
|
özgürlük kavgası |
|
63 |
General |
water fight n.
|
su savaşı |
|
64 |
General |
chicken-fight n.
|
(bir kimsenin omuzlarında yapılan) horoz dövüşü |
|
65 |
General |
husband and wife fight n.
|
karı koca tartışması |
|
66 |
General |
husband and wife fight n.
|
karı koca kavgası |
|
67 |
General |
gang fight n.
|
çete kavgası |
|
68 |
General |
running fight n.
|
düşmanın sürekli takip edildiği kavga |
|
69 |
General |
running fight n.
|
sonuca bağlanmayan kavga |
|
70 |
General |
pillow fight n.
|
danışıklı dövüş |
|
71 |
General |
pillow fight n.
|
önemsiz tartışma |
|
72 |
General |
sword fight n.
|
kılıç dövüşü |
|
73 |
General |
sword fight n.
|
kılıç savaşı |
|
74 |
General |
sword fight n.
|
kılıç dövüşü |
|
75 |
General |
fight back n.
|
direnme |
|
76 |
General |
fight back n.
|
karşı koyma |
|
77 |
General |
fight back n.
|
karşı saldırı |
|
78 |
General |
fight-off n.
|
beraberliği bozmak veya şampiyonu belirlemek için yapılan müsabaka dövüşü |
|
79 |
General |
pick a fight v.
|
çıngar çıkarmak |
|
80 |
General |
fight for one's life v.
|
can derdine düşmek |
|
81 |
General |
fight against difficulties v.
|
zorluklara göğüs germek |
|
82 |
General |
cause to fight with one another v.
|
dövüştürmek |
|
83 |
General |
put up a fight v.
|
mücadele etmek |
|
84 |
General |
take place for an armed fight v.
|
çatışma çıkmak |
|
85 |
General |
break up the fight v.
|
kavga ayırmak |
|
86 |
General |
fight verbally v.
|
ağız kavgası yapmak |
|
87 |
General |
fight against difficulties v.
|
zorluklarla mücadele etmek |
|
88 |
General |
break up the fight v.
|
kavga edenleri ayırmak |
|
89 |
General |
wage a fight v.
|
savaşmak |
|
90 |
General |
break up the fight v.
|
kavga (edenleri) ayırmak |
|
91 |
General |
fight each other v.
|
vuruşmak |
|
92 |
General |
fight a battle v.
|
savaşmak |
|
93 |
General |
give up the fight v.
|
abandone olmak |
|
94 |
General |
fight with v.
|
uğraşmak |
|
95 |
General |
fight a battle v.
|
mücadele etmek |
|
96 |
General |
fight one's way v.
|
çırpınıp durmak |
|
97 |
General |
a fight for life v.
|
yaşam savaşı vermek |
|
98 |
General |
fight against racism v.
|
ırkçılıkla mücadele etmek |
|
99 |
General |
fight against terrorism v.
|
terörizmle mücadele etmek |
|
100 |
General |
fight against terrorism v.
|
terörle mücadele etmek |
|
101 |
General |
fight for one's custody v.
|
velayetini istemek |
|
102 |
General |
begin to fight v.
|
savaş açmak |
|
103 |
General |
fight a war v.
|
savaş yapmak |
|
104 |
General |
fight off the infection v.
|
enfeksiyon gidermek |
|
105 |
General |
fight to survive v.
|
yaşam savaşı vermek |
|
106 |
General |
fight for one's life v.
|
yaşam savaşı vermek |
|
107 |
General |
fight off v.
|
mücadele etmek |
|
108 |
General |
fight one's way through the crowd v.
|
kalabalığı yararak ilerlemek |
|
109 |
General |
fight one's way through the crowd v.
|
itiş kakış ilerlemek |
|
110 |
General |
fight one's way through the crowd v.
|
kalabalıkta zorlukla hareket etmek |
|
111 |
General |
turn into a fight v.
|
kavgaya dönüşmek |
|
112 |
General |
turn into a fight with stones and sticks v.
|
taşlı sopalı kavgaya dönüşmek |
|
113 |
General |
get involved in a fight v.
|
bir kavgaya karışmak |
|
114 |
General |
get mixed up in a fight v.
|
bir kavgaya karışmak |
|
115 |
General |
fight to death v.
|
ölümüne dövüşmek |
|
116 |
General |
fight to death v.
|
ölümüne savaşmak |
|
117 |
General |
put up a good fight v.
|
iyi bir mücadele sergilemek |
|
118 |
General |
fight fire with fire v.
|
ateşe ateşle karşılık vermek |
|
119 |
General |
fight over a girl v.
|
kız için kavga etmek |
|
120 |
General |
fight for something v.
|
kavga vermek |
|
121 |
General |
fight for something v.
|
bir şey için kavga etmek |
|
122 |
General |
fight against the global crisis v.
|
küresel krizle mücadele etmek |
|
123 |
General |
fight the global crisis v.
|
küresel krizle mücadele etmek |
|
124 |
General |
fight for survival v.
|
var olma mücadelesi vermek |
|
125 |
General |
fight the crime v.
|
suçla mücadele etmek |
|
126 |
General |
fight back at someone v.
|
birine karşı kendini savunmak |
|
127 |
General |
erupt into a terrible fight v.
|
korkunç bir kavgaya dönüşmek |
|
128 |
General |
get in a bar fight v.
|
bir bar kavgasına karışmak |
|
129 |
General |
fight in the trenches v.
|
siperlerde savaşmak |
|
130 |
General |
get into a fight v.
|
bir kavgaya karışmak |
|
131 |
General |
fight the communists v.
|
komünistlerle savaşmak |
|
132 |
General |
put up a fight v.
|
(kurtulmak için) boğuşmak |
|
133 |
General |
fight for their lives v.
|
hayatları için savaşmak |
|
134 |
General |
fight injustice v.
|
haksızlıkla savaşmak |
|
135 |
General |
fight the injustice v.
|
adaletsizlikle savaşmak |
|
136 |
General |
fight the injustice v.
|
haksızlıkla savaşmak |
|
137 |
General |
fight injustice v.
|
adaletsizlikle savaşmak |
|
138 |
General |
get involved in a bar fight v.
|
bir bar kavgasına karışmak |
|
139 |
General |
be involved in a bar fight v.
|
bir bar kavgasına karışmak |
|
140 |
General |
turn into a physical fight v.
|
kavgaya dönüşmek |
|
141 |
General |
get in a fight v.
|
kavgaya karışmak |
|
142 |
General |
be involved in a fight v.
|
kavgaya karışmak |
|
143 |
General |
break up a dog fight v.
|
kavga eden köpekleri ayırmak |
|
144 |
General |
put up a fight v.
|
mücadele vermek |
|
145 |
General |
break up the fight v.
|
kavgayı ayırmak |
|
146 |
General |
fight crime v.
|
suçla savaşmak |
|
147 |
General |
have a snowball fight v.
|
kar topu oynamak |
|
148 |
General |
fight against ignorance v.
|
cehaletle savaşmak |
|
149 |
General |
fight at barriers v.
|
kum torbasını dövmek |
|
150 |
General |
fight shy v.
|
kaçak dövüşmek |
|
151 |
General |
fight at barriers v.
|
güvenlik engelini döverek idman yapmak |
|
152 |
General |
fight shy v.
|
yüz yüze hesaplaşmaktan kaçınmak |
|
153 |
General |
fight crime v.
|
suçla mücadele etmek |
|
154 |
General |
fight illnesses v.
|
hastalıklarla dövüşmek |
|
155 |
General |
fight illnesses v.
|
hastalıklarla mücadele etmek |
|
156 |
General |
spoiling for a fight adj.
|
kavgacı |
|
Phrasals |
|
157 |
Phrasals |
fight it out v.
|
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek |
|
158 |
Phrasals |
fight it out v.
|
kesin bir sonuç alana kadar tartışmak |
|
159 |
Phrasals |
fight about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) kavga etmek |
|
160 |
Phrasals |
fight about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) tartışmak |
|
161 |
Phrasals |
fight about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek |
|
162 |
Phrasals |
fight about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) sürtüşmek/bozuşmak |
|
163 |
Phrasals |
fight about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) anlaşamamak |
|
164 |
Phrasals |
fight (with) someone or something about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) kavga etmek |
|
165 |
Phrasals |
fight (with) someone or something about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) tartışmak |
|
166 |
Phrasals |
fight (with) someone or something about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek |
|
167 |
Phrasals |
fight (with) someone or something about (someone or something) v.
|
(biri veya bir konu hakkında) sürtüşmek/bozuşmak |
|
168 |
Phrasals |
fight on v.
|
kavga etmeye devam etmek |
|
169 |
Phrasals |
fight over someone v.
|
uğruna kavga etmek |
|
170 |
Phrasals |
fight about (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) hakkında anlaşmazlığa düşmek |
|
171 |
Phrasals |
fight about (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) hakkında anlaşmazlık yaşamak |
|
172 |
Phrasals |
fight (with) someone or something about (someone or something) v.
|
(biriyle bir şey/biri) hakkında anlaşmazlığa düşmek |
|
173 |
Phrasals |
fight (with) someone or something about (someone or something) v.
|
(biriyle bir şey/biri) hakkında anlaşmazlık yaşamak |
|
174 |
Phrasals |
fight about someone or something v.
|
biri/bir şey hakkında anlaşmazlığa düşmek |
|
175 |
Phrasals |
fight about someone or something v.
|
biri/bir şey hakkında anlaşmazlık yaşamak |
|
176 |
Phrasals |
fight about someone or something v.
|
biri/bir şey hakkında kavga etmek |
|
177 |
Phrasals |
fight about someone or something v.
|
biri/bir şey hakkında tartışmak |
|
178 |
Phrasals |
fight about someone or something v.
|
biri/bir şey hakkında münakaşa etmek |
|
179 |
Phrasals |
fight about someone or something v.
|
biri/bir şey hakkında sürtüşmek |
|
180 |
Phrasals |
fight about someone or something v.
|
biri bir şey hakkında bozuşmak, biri/bir şey hakkında anlaşamamak |
|
181 |
Phrasals |
fight (something) through v.
|
(bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için uğraşmak |
|
182 |
Phrasals |
fight (something) through v.
|
(bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için savaş vermek |
|
183 |
Phrasals |
fight (something) through v.
|
(bir şeyi, kanunu, mevzuatı) hızla geçirmeye çalışmak |
|
184 |
Phrasals |
fight (something) through v.
|
(bir şeyi, kanunu, mevzuatı) paldır küldür geçirmeye uğraşmak |
|
185 |
Phrasals |
fight (something) through v.
|
(bir şeyi, kanunu, mevzuatı) alelacele geçirmeye çalışmak |
|
186 |
Phrasals |
fight (something) through v.
|
(bir şeyi, kanunu, mevzuatı) apar topar geçirmeye çalışmak |
|
187 |
Phrasals |
fight (something) through v.
|
(bir şeyi, kanunu, mevzuatı) yangından mal kaçırır gibi geçirmeye çalışmak |
|
188 |
Phrasals |
fight among themselves v.
|
aralarında tartışmak |
|
189 |
Phrasals |
fight among themselves v.
|
aralarında atışmak |
|
190 |
Phrasals |
fight among themselves v.
|
aralarında münakaşa etmek |
|
191 |
Phrasals |
fight amongst v.
|
karşılıklı tartışmak |
|
192 |
Phrasals |
fight amongst v.
|
aralarında dalaşmak |
|
193 |
Phrasals |
fight amongst v.
|
aralarında tartışmak |
|
194 |
Phrasals |
fight amongst v.
|
karşılıklı ağız dalaşı yapmak |
|
195 |
Phrasals |
fight amongst v.
|
aralarında didişmek |
|
196 |
Phrasals |
fight among v.
|
karşılıklı tartışmak |
|
197 |
Phrasals |
fight among v.
|
aralarında dalaşmak |
|
198 |
Phrasals |
fight among v.
|
aralarında tartışmak |
|
199 |
Phrasals |
fight among v.
|
karşılıklı ağız dalaşı yapmak |
|
200 |
Phrasals |
fight among v.
|
aralarında didişmek |
|
201 |
Phrasals |
fight with (someone or an animal) over (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) mücadele etmek |
|
202 |
Phrasals |
fight with (someone or an animal) over (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) kavga etmek |
|
203 |
Phrasals |
fight with (someone or an animal) over (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) dövüşmek |
|
204 |
Phrasals |
fight with (someone or an animal) over (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) için (biriyle/bir hayvanla) kapışmak |
|
205 |
Phrasals |
fight (one's way) through v.
|
itiş kakış ilerlemek |
|
206 |
Phrasals |
fight (one's way) through v.
|
zorlukla hareket etmek |
|
207 |
Phrasals |
fight (one's way) through v.
|
(kalabalığı) yararak ilerlemek |
|
208 |
Phrasals |
fight (one's way) through v.
|
(engelleri) aşmak |
|
209 |
Phrasals |
fight (one's way) through v.
|
üstesinden gelmek |
|
210 |
Phrasals |
fight (one's way) through v.
|
atlatmak |
|
211 |
Phrasals |
fight (one's way) through v.
|
mücadele etmek |
|
212 |
Phrasals |
fight something through (something) v.
|
(bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için savaş vermek |
|
213 |
Phrasals |
fight something through (something) v.
|
bir şeyin (bir şeyden) geçmesi için uğraşmak |
|
214 |
Phrasals |
fight (one's) way back to (something or some place) v.
|
(bir şeye/yere) itiş kakış geri dönmeye çalışmak |
|
215 |
Phrasals |
fight (one's) way back to (something or some place) v.
|
(bir şeye/yere kalabalığı) yararak geri dönmeye çalışmak |
|
216 |
Phrasals |
fight (one's) way back to (something or some place) v.
|
(bir duruma/konuma) geri dönmeye çalışmak |
|
217 |
Phrasals |
fight back (at someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı kendini savunmak |
|
218 |
Phrasals |
fight back (at someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı koymak |
|
219 |
Phrasals |
fight about v.
|
hakkında kavga etmek |
|
220 |
Phrasals |
fight about v.
|
hakkında tartışmak |
|
221 |
Phrasals |
fight about v.
|
hakkında münakaşa etmek |
|
222 |
Phrasals |
fight about v.
|
hakkında sürtüşmek/bozuşmak |
|
223 |
Phrasals |
fight about v.
|
hakkında anlaşamamak |
|
224 |
Phrasals |
fight about v.
|
hakkında kavga etmek |
|
225 |
Phrasals |
fight against (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı mücadele etmek |
|
226 |
Phrasals |
fight back at (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı koymak |
|
227 |
Phrasals |
fight back at (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı kendini savunmak |
|
228 |
Phrasals |
fight back at (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı direnmek |
|
229 |
Phrasals |
fight down v.
|
alt etmek |
|
230 |
Phrasals |
fight down v.
|
bertaraf etmek |
|
231 |
Phrasals |
fight down v.
|
mağlup etmek |
|
232 |
Phrasals |
fight down v.
|
karşı koymak |
|
233 |
Phrasals |
fight down v.
|
bastırmak |
|
234 |
Phrasals |
fight down v.
|
hakim olmak |
|
235 |
Phrasals |
fight someone or something down v.
|
birini/bir şeyi alt etmek |
|
236 |
Phrasals |
fight someone or something down v.
|
birini/bir şeyi bertaraf etmek |
|
237 |
Phrasals |
fight someone or something down v.
|
birini/bir şeyi mağlup etmek |
|
238 |
Phrasals |
fight for (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) uğruna savaşmak |
|
239 |
Phrasals |
fight for (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) için mücadele etmek |
|
240 |
Phrasals |
fight out v.
|
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek |
|
241 |
Phrasals |
fight out v.
|
kesin bir sonuç alana kadar tartışmak |
|
242 |
Phrasals |
fight out v.
|
tartışıp çözmek/çözüme ulaştırmak |
|
243 |
Phrasals |
fight something out v.
|
bir şeyi tartışıp çözmek/çözüme ulaştırmak |
|
244 |
Phrasals |
fight something out v.
|
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek |
|
245 |
Phrasals |
fight something out v.
|
kesin bir sonuç alana kadar tartışmak |
|
246 |
Phrasals |
fight over (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) için tartışmak/kavga etmek |
|
247 |
Phrasals |
fight through v.
|
hızla geçirmeye çalışmak |
|
248 |
Phrasals |
fight through v.
|
paldır küldür geçirmeye uğraşmak |
|
249 |
Phrasals |
fight through v.
|
apar topar geçirmeye çalışmak |
|
250 |
Phrasals |
fight through v.
|
geçmesi için savaş vermek |
|
251 |
Phrasals |
fight through v.
|
yangından mal kaçırır gibi geçirmeye çalışmak |
|
252 |
Phrasals |
fight through v.
|
alelacele geçirmeye çalışmak |
|
253 |
Phrasals |
fight through v.
|
geçmesi için uğraşmak |
|
254 |
Phrasals |
fight someone or something with something v.
|
birine/bir şeye karşı bir şeyle savaşmak/dövüşmek |
|
255 |
Phrasals |
fight someone or something with something v.
|
birine/bir şeye bir şeyle karşı koymak |
|
256 |
Phrasals |
fight with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) savaşmak/kavga etmek |
|
257 |
Phrasals |
fight with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) dalaşmak/dövüşmek |
|
258 |
Phrasals |
fight with (something) v.
|
(bir şeyle, silahla) dövüşmek/kavga etmek |
|
259 |
Phrasals |
fight back v.
|
karşı saldırıda bulunmak |
|
260 |
Phrasals |
fight back v.
|
karşı hücuma geçmek |
|
261 |
Phrasals |
fight down v.
|
savaşmak |
|
262 |
Phrasals |
fight down v.
|
mücadele etmek |
|
263 |
Phrasals |
fight off v.
|
zorluğun üstesinden gelmek |
|
264 |
Phrasals |
fight off v.
|
saldırıyı başarıyla püskürtmek |
|
265 |
Phrasals |
fight out v.
|
tartışma ile karara bağlamak |
|
Phrases |
|
266 |
Phrases |
when elephants fight ants die expr.
|
filler tepişir karıncalar ezilir |
|
Proverb |
|
267 |
Proverb |
never fight a land war in asia expr.
|
boyundan büyük bir çekişmeye girme |
|
268 |
Proverb |
never fight a land war in asia expr.
|
altından kalkamayacağın bir mücadeleye girme |
|
269 |
Proverb |
he who fights and runs away may live to fight another day
|
korkak damgası yememek adına kaybedilen bir savaşta boşuna ölmektense ilerde kazanabileceği bir savaş vermek için canını korumak |
|
270 |
Proverb |
councils of war never fight
|
savaşa karar verenler asla savaşmazlar |
|
271 |
Proverb |
councils of war never fight
|
savaş konseyi savaşmaz |
|
272 |
Proverb |
he who fights and runs away, lives to fight another day
|
yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır |
|
Colloquial |
|
273 |
Colloquial |
night of the fight n.
|
dövüş gecesi |
|
274 |
Colloquial |
girl fight n.
|
kadın kavgası |
|
275 |
Colloquial |
title fight n.
|
unvan maçı |
|
276 |
Colloquial |
bun fight n.
|
(önemsiz bir konu üzerine edilen) kavga |
|
277 |
Colloquial |
fish-fight n.
|
kadın kavgası |
|
278 |
Colloquial |
fish-fight n.
|
kız kavgası |
|
279 |
Colloquial |
fight to the death v.
|
ölümüne dövüşmek |
|
280 |
Colloquial |
fight among themselves v.
|
aralarında kavga etmek |
|
281 |
Colloquial |
fight among themselves v.
|
aralarında tartışmak |
|
282 |
Colloquial |
fight among themselves v.
|
aralarında atışmak |
|
283 |
Colloquial |
fight among themselves v.
|
aralarında münakaşa etmek |
|
284 |
Colloquial |
fight among themselves v.
|
aralarında didişmek |
|
285 |
Colloquial |
(one) won't give up without a fight expr.
|
(biri) savaşmadan pes etmeyecek |
|
286 |
Colloquial |
(one) won't give up without a fight expr.
|
(biri) hemen teslim olmayacak |
|
287 |
Colloquial |
(one) won't give up without a fight expr.
|
(biri) mücadele etmeden vazgeçmeyecek |
|
288 |
Colloquial |
(one) won't give up without a fight expr.
|
(biri) savaşmadan boyun eğmeyecek |
|
289 |
Colloquial |
(one) won't give up without a fight expr.
|
(biri) kolay/hemen pes etmeyecek |
|
Idioms |
|
290 |
Idioms |
a straight fight n.
|
teke tek kavga/yarış |
|
291 |
Idioms |
fight for bread n.
|
boğaz kavgası |
|
292 |
Idioms |
an uphill battle fight n.
|
çok zor uğraşı |
|
293 |
Idioms |
an uphill fight n.
|
çetin görev |
|
294 |
Idioms |
drag-out fight n.
|
ciddi kapışma |
|
295 |
Idioms |
drag-out fight n.
|
ciddi kavga |
|
296 |
Idioms |
free fight n.
|
meydan kavgası |
|
297 |
Idioms |
an uphill fight n.
|
zor görev |
|
298 |
Idioms |
an uphill fight n.
|
zorlu iş |
|
299 |
Idioms |
an uphill fight n.
|
zorlu mücadele |
|
300 |
Idioms |
an uphill battle fight n.
|
zor görev |
|
301 |
Idioms |
an uphill battle fight n.
|
zor mücadele |
|
302 |
Idioms |
an uphill fight n.
|
zorlu görev |
|
303 |
Idioms |
a straight fight n.
|
iki kişi arasındaki kavga/çekişme |
|
304 |
Idioms |
a straight fight n.
|
teke tek mücadele |
|
305 |
Idioms |
a straight fight n.
|
teke tek çarpışma |
|
306 |
Idioms |
a straight fight n.
|
muhalifler arası rekabet |
|
307 |
Idioms |
a straight fight n.
|
karşıt taraflar arası çekişme |
|
308 |
Idioms |
a straight fight n.
|
muhalifler arası seçim mücadelesi |
|
309 |
Idioms |
a fight to the finish n.
|
sonuna kadar savaş/mücadele |
|
310 |
Idioms |
a fight to the finish n.
|
kıran kırana mücadele |
|
311 |
Idioms |
a fight to the finish n.
|
son ana kadar devam eden mücadele |
|
312 |
Idioms |
fight to the death n.
|
ölümüne dövüş |
|
313 |
Idioms |
fight to the death n.
|
ölümüne savaş |
|
314 |
Idioms |
fight to the death n.
|
kıyasıya savaş/mücadele |
|
315 |
Idioms |
knockdown drag-out fight n.
|
uzun uzadıya kavga/mücadele |
|
316 |
Idioms |
knockdown drag-out fight n.
|
çekişmeli (kavga/mücadele |
|
317 |
Idioms |
knockdown drag-out fight n.
|
gergin kavga/mücadele |
|
318 |
Idioms |
knockdown drag-out fight n.
|
aşırı şiddetli kavga/mücadele |
|
319 |
Idioms |
knockdown drag-out fight n.
|
hararetli kavga/mücadele |
|
320 |
Idioms |
knockdown drag-out fight n.
|
feci sert kavga/mücadele |
|
321 |
Idioms |
fight in armour [obsolete] v.
|
prezervatif kullanarak sevişmek |
|
322 |
Idioms |
fight in armour [obsolete] v.
|
korunarak sevişmek |
|
323 |
Idioms |
fight in armour [obsolete] v.
|
seks sırasında korunmak |
|
324 |
Idioms |
get into a knock-down-drag-out fight (us) v.
|
ağız dalaşına girmek |
|
325 |
Idioms |
fight shy of v.
|
aldırmamak |
|
326 |
Idioms |
fight something down v.
|
alt etmek |
|
327 |
Idioms |
fight fire with fire v.
|
anlayacağı dilden konuşmak |
|
328 |
Idioms |
fight fire with fire v.
|
ateşe ateşle karşılık vermek |
|
329 |
Idioms |
fight like kilkenny cats v.
|
birbirine girmek |
|
330 |
Idioms |
fight tooth and claw v.
|
birbirine girmek (kavga) |
|
331 |
Idioms |
fight tooth and nail v.
|
bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak |
|
332 |
Idioms |
fight out something v.
|
bir şeyi kavga ederek/tartışarak çözmek |
|
333 |
Idioms |
fight with someone v.
|
biriyle kavga etmek |
|
334 |
Idioms |
have a fight with someone v.
|
biriyle kavga etmek |
|
335 |
Idioms |
fight tooth and claw v.
|
bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak |
|
336 |
Idioms |
fight something down v.
|
bertaraf etmek |
|
337 |
Idioms |
fight it out v.
|
bir şeyi kavga ederek/tartışarak çözmek |
|
338 |
Idioms |
give up the fight v.
|
boyun eğmek |
|
339 |
Idioms |
fight tooth and nail v.
|
birbirine girmek (kavga) |
|
340 |
Idioms |
put up a good fight v.
|
dağları devirmek |
|
341 |
Idioms |
fight tooth and nail v.
|
dişiyle tırnağıyla çabalamak |
|
342 |
Idioms |
fight tooth and claw v.
|
dişiyle tırnağıyla çabalamak |
|
343 |
Idioms |
fight like kilkenny cats v.
|
çok kötü dalaşmak |
|
344 |
Idioms |
fight the good fight v.
|
din kurallarına uygun yaşamak için mücadele etmek |
|
345 |
Idioms |
fight tooth and nail v.
|
dişini tırnağına takmak |
|
346 |
Idioms |
fight an uphill battle v.
|
dezavantajlı bir ortamda mücadele etmek |
|
347 |
Idioms |
fight the good fight v.
|
dinin gereklerini yerine getirmek için savaşmak |
|
348 |
Idioms |
fight tooth and nail v.
|
canını dişine takarak mücadele etmek |
|
349 |
Idioms |
could fight a circle saw (and it a runnin') v.
|
her şeyi göze almak |
|
350 |
Idioms |
fight like kilkenny cats v.
|
feci kavga etmek |
|
351 |
Idioms |
fight one's corner v.
|
fikirlerini savunmak |
|
352 |
Idioms |
a fight for life v.
|
hastalıktan kurtulmaya çalışmak |
|
353 |
Idioms |
fight something down v.
|
galebe çalmak |
|
354 |
Idioms |
fight hand to hand v.
|
göğüs göğse çarpışmak |
|
355 |
Idioms |
fight the good fight v.
|
ilkeler uğruna, iyi niyetle, doğru bir amaç için mücadele etmek |
|
356 |
Idioms |
pick a fight with somebody v.
|
kavga çıkarmak |
|
357 |
Idioms |
fight one's corner v.
|
kendini savunmak |
|
358 |
Idioms |
fight a losing battle v.
|
kazanma ihtimali olmayan bir mücadeleye girmek |
|
359 |
Idioms |
be spoiling for a fight v.
|
kavgaya susamak |
|
360 |
Idioms |
fight one's corner v.
|
kendini müdafaa etmek |
|
361 |
Idioms |
fight shy of v.
|
kaçınmak |
|
362 |
Idioms |
fight like cats and dogs v.
|
kedi köpek gibi dalaşmak |
|
363 |
Idioms |
fight shy of v.
|
karışmamak |
|
364 |
Idioms |
fight like cat and dog v.
|
kedi köpek gibi dalaşmak |
|
365 |
Idioms |
fight a losing battle v.
|
kaybedilmiş bir savaş için dövüşmek |
|
366 |
Idioms |
fight for survival v.
|
ölüm kalım savaşı vermek |
|
367 |
Idioms |
fight to the last drop of blood v.
|
kanının son damlasına kadar savaşmak |
|
368 |
Idioms |
fight to a finish v.
|
kesin bir sonuç alana kadar savaşmak |
|
369 |
Idioms |
fight like cat and dog v.
|
kedi köpek gibi didişmek |
|
370 |
Idioms |
fight one's corner v.
|
kendini kollamak |
|
371 |
Idioms |
fight like kilkenny cats v.
|
kapışmak |
|
372 |
Idioms |
could fight a circle saw (and it a runnin') v.
|
kavga etmeye can atmak |
|
373 |
Idioms |
fight/battle for one's life v.
|
ölüm kalım savaşı vermek |
|
374 |
Idioms |
fight one's way out v.
|
kalabalığı vs yararak ilerlemek |
|
375 |
Idioms |
fight one's way out of something v.
|
kalabalığı vs yararak ilerlemek |
|
376 |
Idioms |
couldn't fight one's way out of a paper bag v.
|
kendine hayrı olmamak |
|
377 |
Idioms |
fight like cats and dogs v.
|
kedi köpek gibi didişmek |
|
378 |
Idioms |
be spoiling for a fight v.
|
kavga aramak |
|
379 |
Idioms |
give up the fight v.
|
mücadeleyi bırakmak |
|
380 |
Idioms |
fight to survive v.
|
ölüm kalım savaşı vermek |
|
381 |
Idioms |
couldn't fight one's way out of a paper bag v.
|
kendine hayrı dokunmamak |
|
382 |
Idioms |
put up a good fight v.
|
ölesiye mücadele etmek |
|
383 |
Idioms |
fight tooth and nail v.
|
kıran kırana mücadele etmek |
|
384 |
Idioms |
fight one's corner v.
|
kendini diğerlerine karşı korumak |
|
385 |
Idioms |
fight something down v.
|
mağlup etmek |
|
386 |
Idioms |
fight tooth and nail v.
|
şiddetle kavga etmek |
|
387 |
Idioms |
fight someone tooth and nail v.
|
şiddetle kavga etmek |
|
388 |
Idioms |
fight someone or something tooth and nail v.
|
son derece çetin bir mücadele vermek |
|
389 |
Idioms |
fight someone or something tooth and nail v.
|
saç saça başa birbirine girmek |
|
390 |
Idioms |
fight someone tooth and nail v.
|
saç saça başa kavga etmek |
|
391 |
Idioms |
fight to a finish v.
|
sonuna kadar savaşmak |
|
392 |
Idioms |
fight someone hammer and tongs v.
|
şiddetle kavga etmek |
|
393 |
Idioms |
put up a good fight v.
|
sonuna kadar mücadele etmek |
|
394 |
Idioms |
fight someone or something hammer and tongs v.
|
saç saça başa birbirine girmek |
|
395 |
Idioms |
fight tooth and nail v.
|
saç saça baş başa dövüşmek |
|
396 |
Idioms |
put up a good fight v.
|
sonuna kadar savaşmak |
|
397 |
Idioms |
give up the fight v.
|
pes etmek |
|
398 |
Idioms |
fight someone hammer and tongs v.
|
saç saça başa kavga etmek |
|
399 |
Idioms |
fight a losing battle v.
|
savaşım vermek |
|
400 |
Idioms |
fight someone or something hammer and tongs v.
|
son derece çetin bir mücadele vermek |
|
401 |
Idioms |
live to fight another day v.
|
pes etmemek |
|
402 |
Idioms |
put up a good fight v.
|
sıkı bir mücadele vermek |
|
403 |
Idioms |
fight tooth and claw v.
|
şiddetle kavga etmek |
|
404 |
Idioms |
fight to a standstill v.
|
tükenene kadar savaşmak |
|
405 |
Idioms |
fight shy of v.
|
uzak durmak |
|
406 |
Idioms |
fight to a standstill v.
|
yorulana kadar mücadele etmek |
|
407 |
Idioms |
fight something down v.
|
(sinirine vb) hakim olmak |
|
408 |
Idioms |
fight something down v.
|
üstesinden gelmek |
|
409 |
Idioms |
give up the fight v.
|
yenilgiyi kabullenmek |
|
410 |
Idioms |
fight a rearguard action v.
|
(olmaması/meydana gelmemesi için) çok çaba sarf etmek |
|
411 |
Idioms |
fight shy of v.
|
uzak dövüşmek |
|
412 |
Idioms |
fight against time v.
|
zamana karşı yarışmak |
|
413 |
Idioms |
fight hand to hand v.
|
yakın dövüşmek |
|
414 |
Idioms |
live to fight another day v.
|
yenildiği halde pes etmemek |
|
415 |
Idioms |
be spoiling for a fight/argument v.
|
kavga/tartışma istemek |
|
416 |
Idioms |
be spoiling for a fight/argument v.
|
kavga/tartışma çıkarmaya çalışmak |
|
417 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
sonuna kadar çarpışmak |
|
418 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
son raddeye kadar çarpışmak/mücadele etmek |
|
419 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
ölümüne bir mücadele vermek |
|
420 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
kanının son damlasına kadar savaşmak |
|
421 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
son ana kadar vazgeçmemek |
|
422 |
Idioms |
fight fires v.
|
acil durumlarla uğraşmak |
|
423 |
Idioms |
fight fires v.
|
acil durumlara koşturmak |
|
424 |
Idioms |
fight fires v.
|
acil konularla boğuşmak |
|
425 |
Idioms |
fight fires v.
|
aciliyeti olan işleri halletmek |
|
426 |
Idioms |
fight fires v.
|
krizlerle uğraşmak |
|
427 |
Idioms |
fight fires v.
|
krizlerin üstesinden gelmek |
|
428 |
Idioms |
fight like a lion v.
|
aslan gibi dövüşmek |
|
429 |
Idioms |
fight like a lion v.
|
her şeyiyle dövüşmek |
|
430 |
Idioms |
fight like a lion v.
|
tüm gücüyle dövüşmek |
|
431 |
Idioms |
fight like a lion v.
|
cesurca dövüşmek |
|
432 |
Idioms |
fight like a lion v.
|
kıran kırana dövüşmek |
|
433 |
Idioms |
fight like a lion v.
|
gözü kara dövüşmek |
|
434 |
Idioms |
fight like a lion v.
|
yiğitçe dövüşmek |
|
435 |
Idioms |
fight like a lion v.
|
mertçe dövüşmek |
|
436 |
Idioms |
fight like hell v.
|
tüm gücüyle dövüşmek/savaşmak |
|
437 |
Idioms |
fight like hell v.
|
ölümüne dövüşmek/savaşmak |
|
438 |
Idioms |
fight like hell v.
|
kıran kırana dövüşmek/mücadele vermek |
|
439 |
Idioms |
fight like hell v.
|
gücünün sonuna kadar dövüşmek/savaşmak |
|
440 |
Idioms |
fight (one's) own battles v.
|
sorunlarla kendi kendine başa çıkmak |
|
441 |
Idioms |
fight (one's) own battles v.
|
kendi başına mücadele etmek |
|
442 |
Idioms |
fight (one's) own battles v.
|
kendi başına savaş vermek |
|
443 |
Idioms |
fight (one's) own battles v.
|
kendi kavgasını vermek |
|
444 |
Idioms |
fight tooth and claw with each other v.
|
tekme tokat kavga etmek |
|
445 |
Idioms |
be spoiling for a fight, argument v.
|
kavga, tartışma aramak |
|
446 |
Idioms |
be spoiling for a fight, argument v.
|
kargaya, tartışmaya susamak |
|
447 |
Idioms |
be spoiling for a fight, argument v.
|
kavga, tartışma istemek |
|
448 |
Idioms |
be spoiling for a fight, argument v.
|
kavga, tartışma çıkarmak istemek |
|
449 |
Idioms |
fight till the bitter end v.
|
ölümüne mücadele etmek |
|
450 |
Idioms |
fight till the bitter end v.
|
sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek |
|
451 |
Idioms |
fight till the bitter end v.
|
sonuna kadar pes etmemek |
|
452 |
Idioms |
fight till the bitter end v.
|
sonuna kadar çarpışmak |
|
453 |
Idioms |
fight till the bitter end v.
|
kanının son damlasına kadar savaşmak |
|
454 |
Idioms |
fight till the bitter end v.
|
son ana kadar vazgeçmemek |
|
455 |
Idioms |
fight until the bitter end v.
|
ölümüne mücadele etmek |
|
456 |
Idioms |
fight until the bitter end v.
|
sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek |
|
457 |
Idioms |
fight until the bitter end v.
|
sonuna kadar pes etmemek |
|
458 |
Idioms |
fight until the bitter end v.
|
sonuna kadar çarpışmak |
|
459 |
Idioms |
fight until the bitter end v.
|
kanının son damlasına kadar savaşmak |
|
460 |
Idioms |
fight until the bitter end v.
|
son ana kadar vazgeçmemek |
|
461 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
ölümüne mücadele etmek |
|
462 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek |
|
463 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
sonuna kadar pes etmemek |
|
464 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
sonuna kadar çarpışmak |
|
465 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
kanının son damlasına kadar savaşmak |
|
466 |
Idioms |
(fight) to the bitter end v.
|
son ana kadar vazgeçmemek |
|
467 |
Idioms |
can't fight city hall v.
|
bürokrasiyi yenememek |
|
468 |
Idioms |
can't fight city hall v.
|
bürokrasiyle başa çıkamamak |
|
469 |
Idioms |
could fight a circle-saw v.
|
her şeyi göze almak |
|
470 |
Idioms |
could fight a circle-saw v.
|
kavga etmeye can atmak |
|
471 |
Idioms |
could fight a circle-saw (and it a runnin') v.
|
kavga etmeye can atmak |
|
472 |
Idioms |
could fight a circle-saw (and it a runnin') v.
|
kavga istemek |
|
473 |
Idioms |
could fight a circle-saw (and it a-runnin') v.
|
kavga etmeye can atmak |
|
474 |
Idioms |
could fight a circle-saw (and it a-runnin') v.
|
kavga istemek |
|
475 |
Idioms |
couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag v.
|
kendine hayrı dokunmamak |
|
476 |
Idioms |
couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag v.
|
kendine bile hayrı olmamak |
|
477 |
Idioms |
couldn't fight your way out of a paper bag v.
|
kendine hayrı dokunmamak |
|
478 |
Idioms |
couldn't fight your way out of a paper bag v.
|
kendine bile hayrı olmamak |
|
479 |
Idioms |
couldn't organise a bun fight in a bakery [uk/australia] v.
|
kendine hayrı dokunmamak |
|
480 |
Idioms |
couldn't organise a bun fight in a bakery [uk/australia] v.
|
kendine bile hayrı olmamak |
|
481 |
Idioms |
couldn't organise a bun fight in a bakery [uk/australia] v.
|
en kolay işi bile becerememek |
|
482 |
Idioms |
couldn't organise a bun fight in a bakery [uk/australia] v.
|
beceriksiz olmak |
|
483 |
Idioms |
fight (one's) way out v.
|
çıkmaya çalışmak |
|
484 |
Idioms |
fight (one's) way out v.
|
çıkmaya uğraşmak |
|
485 |
Idioms |
fight (one's) way out v.
|
itiş kakış çıkmak |
|
486 |
Idioms |
fight (one's) way out v.
|
zorlukla çıkmak |
|
487 |
Idioms |
fight (one's) way out v.
|
(kalabalığı) yararak çıkmak |
|
488 |
Idioms |
fight (someone or something) tooth and claw v.
|
(biriyle/bir şeyle) saç saça baş başa kavga etmek/mücadele etmek |
|
489 |
Idioms |
fight (someone or something) tooth and claw v.
|
(birine/bir şeye) tekme tokat girmek |
|
490 |
Idioms |
fight (someone or something) tooth and claw v.
|
(birine/bir şeye) acımasızca girişmek/karşı koymak |
|
491 |
Idioms |
fight (someone or something) tooth and claw v.
|
(birine/bir şeye) karşı son derece çetin bir mücadele vermek |
|
492 |
Idioms |
fight (someone or something) tooth and claw v.
|
(birine/bir şeye) karşı kana kan dişe diş mücadele etmek |
|
493 |
Idioms |
fight (someone or something) tooth and claw v.
|
(birine/bir şeye) karşı dişiyle tırnağıyla çabalamak |
|
494 |
Idioms |
fight for (your) life v.
|
can derdine düşmek |
|
495 |
Idioms |
fight for (your) life v.
|
yaşam savaşı vermek |
|
496 |
Idioms |
fight hammer and tongs v.
|
şiddetle kavga etmek |
|
497 |
Idioms |
fight hammer and tongs v.
|
saç saça baş başa kavga etmek |
|
498 |
Idioms |
fight hammer and tongs v.
|
son derece çetin bir mücadele vermek |
|
499 |
Idioms |
fight hammer and tongs v.
|
saç saça baş başa birbirine girmek |
|
500 |
Idioms |
fight shy of (someone or something) v.
|
(birinden/bir şeyden) kaçınmak |
|