have difficulty - Türkisch Englisch Wörterbuch

have difficulty

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "have difficulty" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
have difficulty v. sorun yaşamak
Also, we had difficulties with the Council on employee rights to information.
Ayrıca, çalışanların bilgi edinme hakları konusunda Konsey ile sorunlar yaşadık.

More Sentences
have difficulty v. zorluk çekmek
I am sure none of you will have difficulty understanding it.
Eminim hiçbiriniz bunu anlamakta zorluk çekmeyeceksiniz.

More Sentences
have difficulty v. zorluk yaşamak
The Commission still has difficulties with administration that is transparent and people-friendly.
Komisyon, şeffaf ve insan dostu bir yönetim konusunda hala zorluklar yaşamaktadır.

More Sentences
have difficulty v. güçlük çekmek
I am sure none of you will have difficulty understanding it.
Eminim hiçbiriniz bunu anlamakta güçlük çekmeyeceksiniz.

More Sentences
have difficulty v. güçlük çekmek
But I have difficulty with the rapporteur's frequent insistence on a greater role for the European Union.
Ancak raportörün sık sık Avrupa Birliği'nin daha büyük bir rol oynaması konusundaki ısrarını anlamakta güçlük çekiyorum.

More Sentences
have difficulty v. zorlukla karşılaşmak
have difficulty v. sıkıntı çekmek
have difficulty v. sıkıntı yaşamak

Bedeutungen, die der Begriff "have difficulty" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 23 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
have difficulty in v. zorluk çekmek
SMEs do, however, have difficulty in getting credit.
Bununla beraber, KOBİ'ler kredi almakta zorluk çekmektedir.

More Sentences
have difficulty in v. (bir şeyi yapmada) zorlanmak
I would therefore like to thank her, even though she has difficulty in accepting the legality of this proposal.
Bu nedenle, her ne kadar bu teklifin yasallığını kabul etmekte zorlansa da, kendisine teşekkür etmek isterim.

More Sentences
have difficulty in v. güçlük çekmek
They also have difficulties in reading some of the official documents which we regularly present.
Ayrıca düzenli olarak sunduğumuz bazı resmi belgeleri okumakta da güçlük çekmektedirler.

More Sentences
have difficulty to understand v. anlamakta zorlanmak
have difficulty in standing v. ayakta durmakta zorlanmak
have difficulty to explain v. anlatamamak
have a difficulty come up v. aksilik çıkmak
have difficulty in standing v. ayakta zor durmak
have difficulty in doing something v. bir şeyi yapmakta zorluk yaşamak
have difficulty in v. bir şeyi yapmada zorluk yaşamak
have difficulty (in) v. güçlük çekmek
have a difficulty v. güçlük yaşamak
have a difficulty v. zorluk yaşamak
have a difficulty v. güçlükle karşılaşmak
have great difficulty in v. çok zorlanmak
have difficulty in understanding v. anlamakta zorluk çekmek
have difficulty in deciding v. karar vermekte zorlanmak
have difficulty in deciding v. zor karar vermek
Trade/Economic
have difficulty in repayment v. ödeme güçlüğü çekmek
have difficulty in repayment v. ödeme sıkıntısı çekmek
have difficulty in repayment v. ödeme zorluğu çekmek
have difficulty competing against v. rekabette zorlanmak
have difficulty in finding a market v. pazar bulmakta zorlanmak