ihlal - Türkisch Englisch Wörterbuch

ihlal

Bedeutungen von dem Begriff "ihlal" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 36 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ihlal breach n.
They were sued for breach of copyright.
Telif hakkı ihlali nedeniyle dava edilmişlerdir.

More Sentences
ihlal infringement n.
These are at present inadequate statutory forms of redress for such infringement at both ports and airports.
Bunlar şu anda hem limanlarda hem de havaalanlarında bu tür ihlaller için yetersiz yasal telafi şekilleridir.

More Sentences
ihlal violation n.
The next item is the debates on cases of violation of human rights, democracy and the rule of law.
Bir sonraki gündem maddesi insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün ihlali vakalarına ilişkin müzakerelerdir.

More Sentences
General
ihlal transgression n.
Plagiarism is a serious transgression of academic ethics.
İntihal, akademik etiğin ciddi bir ihlalidir.

More Sentences
ihlal violation n.
For women it is after all in some cases a violation of their body.
Sonuçta kadınlar için bu, bazı durumlarda bedenlerine yönelik bir ihlaldir.

More Sentences
Trade/Economic
ihlal infringements n.
In other words, a good environmental reason had to be given for infringements of the internal market.
Başka bir deyişle iç pazar ihlalleri için iyi bir çevresel gerekçe gösterilmesi gerekiyordu.

More Sentences
ihlal violation n.
We are facing a violation of human rights on an immense scale.
Muazzam ölçekte bir insan hakları ihlaliyle karşı karşıyayız.

More Sentences
Law
ihlal breach n.
This is an enormous breach of the law.
Bu muazzam bir hukuk ihlalidir.

More Sentences
ihlal infringement n.
We therefore drew the logical conclusions and instituted infringement proceedings against Spain.
Bu nedenle mantıksal sonuçlara vardık ve İspanya'ya karşı ihlal davası açtık.

More Sentences
Politics
ihlal infringement n.
This is a clear infringement of the EC Treaty and Parliament's competence.
Bu durum AT Antlaşması'nın ve Parlamento'nun yetkilerinin açık bir ihlalidir.

More Sentences
ihlal violation n.
We must take into account the violations of human rights in Guatemala and the impunity relating to them.
Guatemala'daki insan hakları ihlallerini ve bunlara ilişkin cezasızlığı dikkate almalıyız.

More Sentences
Computer
ihlal violation n.
This violation of human rights is surely the real scandal of Echelon.
Bu insan hakları ihlali kesinlikle Echelon'un gerçek skandalıdır.

More Sentences
General
ihlal derogation n.
ihlal delict n.
ihlal negligence n.
ihlal infringe n.
ihlal delictum n.
ihlal contravention n.
ihlal invasion n.
ihlal intrusion n.
ihlal infraction n.
ihlal break n.
ihlal brike n.
ihlal impingement n.
ihlal infidelity n.
ihlal intrenchment [obsolete] n.
ihlal scape [obsolete] n.
ihlal prevarication n.
Colloquial
ihlal ignore [australia] n.
Law
ihlal aggravated trespass n.
ihlal aggression n.
ihlal trespass n.
Politics
ihlal transgression n.
Technical
ihlal infraction n.
Literature
ihlal alteration n.
Geology
ihlal transgression n.

Bedeutungen, die der Begriff "ihlal" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 298 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ihlal etmek violate v.
Thirdly, we must look at new rights being violated by measures against terrorism.
Üçüncü olarak, teröre karşı alınan tedbirlerle ihlal edilen yeni haklara bakmalıyız.

More Sentences
General
ihlal etme violation n.
We are of course opposed to the embargo, but we also oppose dictatorship and the violation of human rights.
Elbette ambargoya karşıyız ama aynı zamanda diktatörlüğe ve insan haklarının ihlal edilmesine de karşıyız.

More Sentences
ihlal eden violator n.
Violators will be fined.
İhlal edenler para cezasına çarptırılacak.

More Sentences
ihlal etmek (sözleşme maddesi) infringe v.
This infringes academic freedom and the principle of subsidiarity.
Bu durum akademik özgürlüğü ve ikincillik ilkesini ihlal etmektedir.

More Sentences
ihlal etmek invade v.
You must not invade the privacy of others.
Başkalarının mahremiyetini ihlal etmemelisiniz.

More Sentences
ihlal etmek break v.
I broke the law.
Ben kanunu ihlal ettim.

More Sentences
ihlal etmek contravene v.
In fact, I believe that we have contravened our Rules of Procedure.
Aslında, İç Tüzüğümüzü ihlal ettiğimize inanıyorum.

More Sentences
ihlal etmek violate v.
So that the question is no longer whether the Taliban are violating human rights, but what conclusions must be drawn.
Böylece soru artık Taliban'ın insan haklarını ihlal edip etmediği değil, hangi sonuçlara varılması gerektiğidir.

More Sentences
kuralı ihlal etmek violate the rule v.
Those who violate the rules will be punished.
Kuralları ihlal edenler cezalandırılacak.

More Sentences
kuralları ihlal etmek break the rules v.
I sometimes break the rules.
Bazen kuralları ihlal ederim.

More Sentences
ihlal edilmiş broken adj.
Furthermore, standards alone are never enough because standards can be broken.
Ayrıca, standartlar asla tek başına yeterli değildir çünkü standartlar ihlal edilebilir.

More Sentences
Phrasals
ihlal etmek impose on [obsolete] v.
Sanctions cannot be imposed on those who breach the Code.
Kuralları ihlal edenlere yaptırım uygulanamaz.

More Sentences
(bir şeyi) ihlal etmek encroach upon (something) v.
There is a tradition in certain Member States that judicial independence should not be encroached upon.
Bazı Üye Devletlerde yargı bağımsızlığının ihlal edilmemesi gerektiğine dair bir gelenek vardır.

More Sentences
Trade/Economic
ihlal etme infringement n.
We have opposed racism and the infringement of the rights of minorities.
Irkçılığa ve azınlıkların haklarının ihlal edilmesine karşı çıktık.

More Sentences
ihlal etmek break v.
He broke the law.
O yasayı ihlal etti.

More Sentences
Law
ağır ihlal grave violation n.
The time came for an initiative to deal with these grave violations.
Bu ağır ihlallerle başa çıkmak için bir girişimde bulunmanın zamanı geldi.

More Sentences
ihlal edildiği iddiası alleged violation n.
It stated that alleged violations of EC competition law had been observed in the Czech Republic.
Kararda Çek Cumhuriyeti'nde AT rekabet hukukunun ihlal edildiği iddialarına yer verilmiştir.

More Sentences
ihlal etmek violate v.
Further, the agreement cobbled together at the eleventh hour violated the rights of the European Parliament.
Dahası, on birinci saatte bir araya getirilen anlaşma Avrupa Parlamentosu'nun haklarını ihlal etmiştir.

More Sentences
ihlal etmek breach v.
The country was accused of breaching the terms of the treaty.
Ülke, antlaşma şartlarını ihlal etmekle suçlanıyordu.

More Sentences
General
ihlal eden kimse infringer n.
kanunları ihlal eden kimse lawbreaker n.
ihlal edilmemiş olma inviolateness n.
yapıcı ihlal constructive breach n.
ihlal etme infringing n.
hukuku ihlal nedeniyle verilen ceza sanction n.
küçümseyerek yasaları ihlal eden scofflaw n.
ihlal etme transgression n.
ihlal etme effraction n.
ihlal eden effractor n.
ihlal eden transgressor n.
ihlal eden infringer n.
ihlal etmeme nonintrusion n.
ihlal niteliği taşımayan şey nonviolation n.
ihlal etme violating n.
idari ihlal administrative violation n.
yemini ihlal oathbreaking n.
ihlal edilemez şey untouchable n.
ihlal etme evildoing n.
kanunu ihlal etme malum n.
bir şeyi ihlal eden kimse breacher n.
dini hukuku ihlal eden kimse offender n.
ihlal edilemezlik infrangibility n.
ihlal edilemezlik infrangibleness n.
sosyal norm ve beklentileri ihlal eden kasıtsız hareket barbecue stopper n.
ihlal etme constupration [obsolete] n.
adab-ı muaşereti veya ahlaki kuralları ihlal eden kimse scandal n.
ihlal etmek disturb v.
ihlal etmek trespass on v.
ihlal etmek derogate from v.
ihlal etmek mar v.
ihlal etmek transgress v.
hava sahasını ihlal etmek violate airspace v.
ihlal etmek infringe v.
ihlal etmek infract v.
sözleşmeyi ihlal etmek go back on the contract v.
anlaşmayı ihlal etmek go back on the agreement v.
anlaşmayı ihlal etmek break the agreement v.
sözleşmeyi ihlal etmek break the contract v.
anlaşmayı ihlal etmek renege on the agreement v.
sözleşmeyi ihlal etmek renege on the contract v.
anlaşmayı ihlal etmek violate the agreement v.
sözleşmeyi ihlal etmek violate the contract v.
sözleşme hükümlerini ihlal etmek break the terms of a contract v.
hakkını ihlal etmek violate one's right v.
hakkını ihlal etmek infringe one's right v.
kuralı ihlal etmek be in breach of the rule v.
kuralı ihlal etmek break the rule v.
kuralı ihlal etmek disregard the rule v.
kuralı ihlal etmek flout the rule v.
kuralı ihlal etmek fall foul of the rule v.
ihlal etmek derange v.
ihlal etmek derogate v.
vasiyeti ihlal etmek break a will v.
(bir yasayı, kuralı veya politikayı) ihlal ederek veya uymayarak göstermek honor in the breach v.
ihlal etmek traduce v.
sınırı ihlal etmek encroach v.
ihlal etmek entrench v.
(inancı) ihlal etmemek hold [obsolete] v.
ihlal etmek misguggle [scotland] v.
yeniden ihlal etmek reviolate v.
yasağı ihlal etmek violate the ban v.
kuralı ihlal etmek offend v.
yasayı ihlal etmek offend v.
ihlal etmek importune v.
(güvenlik sistemini) ihlal etmek compromise v.
ihlal etmek crack v.
ihlal etmek digress [obsolete] v.
ihlal etmek falsify [obsolete] v.
grevi ihlal etmek fink v.
ihlal etmek flaunt v.
ihlal etmek flaw v.
ihlal etmek prevaricate [obsolete] v.
ihlal eden derogating adj.
ihlal edici derogatory adj.
ihlal edilmiş violated adj.
ihlal eden violating adj.
ihlal edilmemiş unbroken adj.
ihlal eden prejudicial adj.
ihlal edilmiş outraged adj.
ihlal edilebilir violable adj.
ihlal etmeyen offenseless adj.
ihlal etmeyen offenceless adj.
ihlal edilemez intransgressible adj.
ihlal edilemeyen uninfringible adj.
ihlal edilemez uninfringible adj.
kanunu ihlal eden unlawlike adj.
ihlal edilmemiş unprofaned adj.
ihlal edilmemiş unviolated adj.
ihlal eden violative adj.
ihlal edici violative adj.
(güven, söz, sözleşme) ihlal edilmiş broken adj.
yasayı ihlal eden offending adj.
kuralı ihlal eden offending adj.
yasal düzenin kurallarını ihlal eden disordinate [obsolete] adj.
ihlal edilemez infractible adj.
gizliliği ihlal eden invasive adj.
adil oyun şartlarını ihlal eden dirty adj.
kabul edilebilir kural veya standartları ihlal eden out-of-bounds adj.
kuralları ihlal eden foul adj.
ihlal içinde in violation adv.
ihlal edilmeksizin inviolately adv.
Phrasals
ihlal etmek impose upon [obsolete] v.
(birisine belli bir ihlal yüzünden) celpname vermek cite (one) for (something) v.
ihlal etmek/girmek muscle in on v.
ihlal etmek intrude on v.
ihlal etmek intrude upon v.
bir şeyi ihlal etmek impinge upon something v.
bir şeyi ihlal etmek impinge on something v.
bir şeyi ihlal etmek infringe upon something v.
mülkiyet haklarını çiğnemek/ihlal etmek infringe upon something v.
bir şeyi ihlal etmek infringe on something v.
mülkiyet haklarını çiğnemek/ihlal etmek infringe on something v.
(bir şeyin) sınırını ihlal etmemek keep within (something) v.
bir şey sınırını ihlal etmemek keep within something v.
ihlal etmek break in on v.
ihlal etmek break in on v.
ihlal etmek break upon v.
(bir şeyi) ihlal etmek encroach on (something) v.
ihlal etmek obtrude upon v.
ihlal etmek run afoul v.
(bir şeyi) ihlal etmek intrude upon (something) v.
(bir şeyi) ihlal etmek intrude on (something) v.
(yasak bölgeyi) ihlal etmek trespass on (something) v.
(özel hayatı/alanı) ihlal etmek trespass on (something) v.
(yasak bölgeyi) ihlal etmek trespass upon (something) v.
(özel hayatı/alanı) ihlal etmek trespass upon (something) [old-fashioned] v.
Phrases
-i ihlal edecek şekilde in violation of expr.
Proverb
yasayı bilmiyor olmak onu ihlal etmek için mazeret değildir ignorance of the law is no excuse
Colloquial
anlaşmayı bozan/ihlal eden/çiğneyen durum deal breaker n.
yasayı bilmiyor olmak onu ihlal etmek için mazeret değildir ignorance of the law is no excuse for breaking it expr.
Idioms
nezaket/görgü kurallarını ihlal etme breach of decorum n.
nezaket/görgü kurallarını ihlal etme breach of etiquette n.
birisine belli bir ihlal yüzünden celpname vermek cite someone for something v.
birinin sınırını ihlal etmek poach on someone's territory v.
trafik ışıklarını ihlal etmek shoot the lights v.
Trade/Economic
esaslı ihlal material breach n.
grevi ihlal eden blackleg n.
görevi ihlal etme laches n.
grevi ihlal eden strikebreaker n.
ihlal etme annulment n.
ihlal maliyeti tazminatı breakage costs indemnity n.
kanunu ihlal breach of the law n.
kuralları ihlal violation of rules n.
patent alameti farika gibi ihlal infringement n.
(ihlal durumunda) itiraz hakkından feragat etme waiver of breach n.
bir tür ihlal cezası chui n.
anlaşmayı ihlal etmek break a contract v.
ihlal etmek infringe v.
ihlal etmek infring v.
Law
açık ihlal clear violation n.
açık ihlal open breach of n.
açık ihlal flagrant violation n.
ağır ihlal gross breach n.
ağır ihlal grave breach n.
aleni ihlal flagrant violation n.
aleni ihlal open breach of n.
başkasının haklarını ihlal eden davranış wrongful act n.
esaslı ihlal material breach n.
haberleşmenin gizliliğini ihlal violation of confidentiality of communication n.
hürriyeti ihlal etme liberticide n.
hürriyeti ihlal eden kimse liberticide n.
ihlal eden taraf party in breach n.
ihlal cezası break penalty n.
ihlal davası infringement suit n.
ihlal durumunun olmaması noninfringement n.
ihlal iddiası alleged violation n.
ihlal davası infringement case n.
ihlal edilmezlik inviolability n.
ihlal tehdidi threatened breach n.
ihlal davası action for infringement n.
ihlal etmeme noninfringement n.
ihlal tarihi date of breach n.
kanunu ihlal suçu offense against the law n.
kanunu ihlal etme contravention n.
kanunu ihlal suçu offence against the law n.
kanunu ihlal offence n.
kanunu ihlal etme breach of law n.
kanunu ihlal offense n.
kanunun ihmal sonucu ihlal edilmesi negligent violation of statute n.
kusurlu ihlal culpable violation n.
konut dokunulmazlığını ihlal violation of dwelling immunity n.
mesken masuniyetini ihlal eden şahıs effractor n.
özel hayatın gizliliğini ihlal violation of privacy n.
önceden ihlal halinde çareler remedies upon anticipatory reputation n.
özel bir hakkı ihlal eden kusurlu fiil private wrong n.
önceden yapılan ihlal anticipatory breach n.
resmi bir görevin ihlal edilmesi breach of official duty n.
sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle açılan zarar ziyan davası action of assumpsit n.
sözleşmeden feragat edilmesi ile ihlal waiver of breach n.
sözleşmenin esasına ilişkin ihlal material breach n.
sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle açılan zarar ziyan davası assumpsit n.
uyulması gereken şartların fail tarafından ihlal edilmesi breach of the conditions to be observed by the offender n.
yasal ihlal legal infringement n.
yasal ihlal legal violation n.
yasal ihlal legal breach n.
yaygın ve kapsamlı şekilde ihlal widespread and gross violation n.
kanunu ihlal wyte n.
ihlal edilen veya tehdit edilen bir hakkın mahkemece hak arayan lehine sonuçlandırılmasını talep eden bir tür dava declarator n.
kanunları ihlal eden kimse delinquent n.
sözleşmenin değerini ortadan kaldırmayıp tazminat istemine sebep olabilecek türdeki ihlal partial breach n.
savunmada adab-ı muaşereti ihlal eden unsur scandal n.
hafif çaplı ihlal cezası shido n.
atış çemberi dışında yapılan ihlaller için ihlal yapmayan tarafa verilen ödül free hit n.
akdi ihlal edecek şekilde davranmak impair v.
anayasa hükümlerini ihlal etmek violate the provisions of the constitution v.
asayişi ihlal etmek break the peace v.
ihlal etmek prejudice v.
ihlal nedeniyle dava açmak bring an action for an infringement v.
ihlal etmek transgress v.
ihlal etmek impair v.
ihlal etmek infringe v.
kanunu ihlal etmek infringe the law v.
kanunu ihlal etmek contravene v.
kanunu ihlal etmek violate the law v.
sokağa çıkma yasağını ihlal etmek defy the curfew v.
sokağa çıkma yasağını ihlal etmek break the curfew v.
sözleşmeyi ihlal ederek işi bırakmak jump v.
başkalarının hakkını ihlal ederek ele geçirmek jump v.
uzaklaştırma kararını ihlal etmek loiter v.
ihlal bildiriminde bulunmak cite v.
(eski ingiliz hukukunda) yükümlülüğü gizlice ihlal etmek prevaricate v.
asayişi ihlal edici disorderly adj.
ihlal edilemez inviolable adj.
(sözleşme/düzenleme) ihlal cezasına ilişkin madde içeren penalty adj.
(madde) ihlal cezasına atıfta bulunan penalty adj.
kuralları ihlal ederek routously adv.
ihlal edilemez shall not be violated expr.
işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal riski altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
işbu anlaşmanın ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
Politics
ateşkesi ihlal eden kimse trucebreaker n.
barışı ihlal breach of the peace n.
bağımsızlığı ihlal violation of sovereignty n.
ihlal durumu case of infringement n.
idari ihlal administrative infraction n.
ihlal davası action for infringement n.
sözleşmeden doğan yükümlülüğünün ihlal edilmesi breach of contractual obligation n.
ihlal etmek abuse v.
Institutes
işçi sendikası ile işverenin anlaştığı prosedürleri ihlal eden iş bırakma eylemi unconstitutional strike n.
Industry
üretim ve kalite güvencesi ortamlarında mevcut prosedürleri ihlal ederek programlama kodunu değiştirme freestyle n.
işten çıkarılmayı gerektirecek kadar ciddi (suç, ihlal) sackable adj.
Advertising
yasal şartları ihlal ederek markalamak misbrand v.
Technical
ihlal altyordamları violation subroutines n.
Computer
ihlal altyordamları violation subroutines n.
güvenliği ihlal edilmiş bilgisayar, oturum veya çevrimiçi hesap hijacked n.
ihlal yok no breach expr.
oyun kurallarını ihlal ettiniz ve hesabınız askıya alındı you violated the game rules and your account is suspended expr.
Automotive
trafik kuralını ihlal traffic violation n.
Traffic
trafik kurallarını ihlal violation of the traffic rules n.
Psychology
perhizi ihlal etkisi abstinence violation effect n.
Physics
heisenberg'in belirsizlik ilkesine göre kısa bir süre için var olan ve varlığının devamı enerjinin korunumu yasasını ihlal edecek olan atom altı parçacık virtual particle n.
enerji harcamaksızın sıcak molekülleri soğuk moleküllerden ayıran ve entropide genel bir azalmaya yol açarak termodinamiğin ikinci yasasını ihlal eden hayali bir yaratık maxwell's demon n.
Linguistics
dil bilgisi kurallarını ihlal eden kullanım ingrammaticism [rare] n.
(kelime, ifade) dilbilgisi kurallarını ihlal eden incorrect adj.
History
bir vasalın derebeyinin karısı üzerindeki tasarruf hakkını ihlal etmesi sebebiyle ceza olarak ödediği para maritage n.
bir vasalın derebeyinin karısı üzerindeki tasarruf hakkını ihlal etmesi sebebiyle ceza olarak ödediği para maritagium n.
Religious
şabat geleneğini ihlal eden kimse sabbath breaker n.
görevi ihmal veya ihlal eden kimse debtor n.
tartışmalı güncel sorun; gaf; sosyal norm ve beklentileri ihlal eden kasıtsız hareket barbe n.
Military
ihlal (sınır) incursion n.
ihlal ön raporu violation immediate report n.
kaçak veya uygulanan ambargoyu ihlal edecek herhangi bir nitelik taşımaması cleared vessel n.
tel örgü ihlal algılayıcısı fence disturbance sensor n.
düşman savunma hattını ihlal eden taarruz manevrası penetration n.
gizliliği ihlal edilmiş compromised adj.
Sport
ragbide topun elle veya kolla vurularak yere veya başka bir oyuncuya çarptırılmasıyla yapılan ihlal knock-on n.
(kuralları ihlal ederek) bloklama obstruction n.
(bilardo) oyun kurallarını ihlal eden vuruş scratch n.
Basketball
üç saniye kuralını ihlal etmek violate the three-second rule n.
3 saniye kuralını ihlal etmek violate the three-second rule n.
Latin
asayişi ihlal etmek exfrediare v.
Archaic
görevini ihlal etmek start v.
kanunu ihlal eden delictal adj.
kanunu ihlal eden delictual adj.
ihlal edilmiş violate adj.
Slang
ünlülerin özel hayatlarını ihlal edecek şekilde peşinde dolaşıp bilgi koparmaya çalışan basın mensubu ratpack n.
(özellikle irc protokolünde) hizmet sağlayıcı kurallarını ihlal eden kullanıcı luser n.
otoparkı denetleyip ihlal durumunda ceza kesen devlet görevlisi meter maid n.