Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | incantation n. | (hastalığı iyileştirmek için) büyülü sözler söyleme | ||
The black magic witch doctor would then go to the grave, dig up the body, and chant incantations. Kara büyücü cadı doktor sonra mezara gider, cesedi çıkarır ve büyülü sözler söylermiş. More Sentences |
||||
General | incantation n. | efsun | ||
General | incantation n. | cincilik | ||
General | incantation n. | afsun | ||
General | incantation n. | büyü | ||
General | incantation n. | sihir | ||
General | incantation n. | büyülü sözler | ||
General | incantation n. | ritüelin parçası olarak büyülü sözler söyleme | ||
General | incantation n. | kelimelerin bir şeyi açıklamak yerine kafa karıştırmak için kullanılması | ||
General | incantation n. | duruma uygunluğuna bakılmaksızın formül şeklinde kullanılan kelimeler | ||
General | incantation n. | (müzik, şiir) eğlendirmek veya ikna etmek yerine etkilemek üzere tasarlanmış ifade |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | amorous incantation n. | aşk büyüsü |