| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | introduce v. | tanıtmak | ||
|
Right now too we are introducing more major areas of policy for the future. Şu anda da gelecek için daha önemli politika alanlarını tanıtıyoruz. More Sentences |
||||
| Common Usage | introduce v. | tanıştırmak | ||
|
Lawrence introduced me to a world of culture and opportunity. Lawrence beni kültür ve fırsatlarla dolu bir dünyayla tanıştırdı. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | introduce v. | getirmek | ||
|
That would introduce a preventive stance. Bu da önleyici bir duruşu beraberinde getirecektir. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | sunmak | ||
|
We must also use this to introduce incentives to get entrepreneurs to really plan for safety. Bunu, girişimcilerin gerçekten güvenlik planlaması yapmalarını sağlayacak teşvikler sunmak için de kullanmalıyız. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | takdim etmek | ||
|
It is a great honour and privilege for me to be able to introduce you to our House. Sizi Meclisimize takdim edebilmek benim için büyük bir onur ve ayrıcalıktır. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | öğretmek | ||
|
Let me introduce you to a new way of doing that. Sana onu yapmanın yeni bir yolunu öğreteyim. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | sokmak | ||
|
By introducing these elements, we have managed to moderate both proactive tendencies and the zeal for liberalisation. Bu unsurları devreye sokarak hem proaktif eğilimleri hem de liberalleşme hevesini ılımlı hale getirmeyi başardık. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | açmak | ||
|
Some Member States will clearly have to introduce major changes to their industrial relations systems. Bazı Üye Devletlerin endüstri ilişkileri sistemlerinde önemli değişiklikler yapmaları gerekeceği açıktır. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | başlamak | ||
|
The reforms we have introduced over the last few years have already brought positive results here. Son birkaç yıldır gerçekleştirdiğimiz reformlar burada şimdiden olumlu sonuçlar vermeye başladı. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | uygulamak | ||
|
Clearing the path of regulatory barriers means introducing new directives. Düzenleyici engellerin önünün açılması, yeni direktiflerin uygulamaya konulması anlamına gelmektedir. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | tanıştırmak | ||
|
Lawrence introduced me to a world of culture and opportunity. Lawrence beni kültür ve imkan dünyasıyla tanıştırdı. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | başlatmak | ||
|
Article 129 provides, of course, the possibility of introducing pilot projects. Madde 129, elbette pilot projelerin başlatılması imkanını sağlamaktadır. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | uygulamaya koymak | ||
|
We support the Commission's efforts to introduce Activity Based Budgeting. Komisyon'un Faaliyet Bazlı Bütçelemeyi uygulamaya koyma çabalarını destekliyoruz. More Sentences |
||||
| General | introduce v. | takdim etmek | ||
|
Allow me to introduce my wife to you. Sana eşimi takdim edeyim. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | introduce v. | ortaya koymak | ||
|
It was, therefore, necessary to introduce an economic analysis. Bu nedenle ekonomik bir analiz ortaya koymak gerekliydi. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | introduce v. | içeri sokmak | ||
| General | introduce v. | göstermek | ||
| General | introduce v. | lanse etmek | ||
| General | introduce v. | öne sürmek | ||
| General | introduce v. | ileri sürmek | ||
| General | introduce v. | ortaya çıkarmak | ||
| General | introduce v. | piyasaya sürmek | ||
| General | introduce v. | öncelemek | ||
| General | introduce v. | resmi olarak sunmak | ||
| General | introduce v. | resmen duyurmak | ||
| General | introduce v. | (birini) kraliyet mahkemesine sunmak | ||
| General | introduce v. | (bir şeyi) sisteme, karışıma veya kaba eklemek | ||
| Media | ||||
| Media | introduce v. | (radyo veya tv programını) sözlü olarak sunmak | ||
| Technical | ||||
| Technical | introduce v. | içine katmak | ||
| Technical | introduce v. | ortaya çıkarmak | ||
| Chemistry | ||||
| Chemistry | introduce v. | (atomu) moleküle sokmak | ||
| Apiculture | ||||
| Apiculture | introduce v. | ana arı vermek | ||
| Apiculture | introduce v. | ana kazandırmak | ||
| Environment | ||||
| Environment | introduce v. | (bitki veya hayvan türü üyelerini) yerleşik üreme popülasyonu oluşturmak için yeni ortama yerleştirmek | ||
