kapsamlı - Türkisch Englisch Wörterbuch

kapsamlı

Bedeutungen von dem Begriff "kapsamlı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 47 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kapsamlı comprehensive adj.
This is a very comprehensive source for music terminology.
Bu, müzik terminolojisi açısından çok kapsamlı bir kaynak.

More Sentences
kapsamlı extensive adj.
We conducted extensive research on the field to complete the study.
Çalışmayı tamamlamak için sahada kapsamlı bir araştırma yaptık.

More Sentences
General
kapsamlı exhaustive adj.
There is an exhaustive study by the Commission, but it dates from 1999.
Komisyon tarafından kapsamlı bir çalışma yapılmıştır, ancak bu çalışma 1999 yılına aittir.

More Sentences
kapsamlı sweeping adj.
The proposed sweeping provisions on family reunification are open to uncontrollable abuse.
Aile birleşimine ilişkin önerilen kapsamlı hükümler, kontrol edilemeyen suiistimallere açıktır.

More Sentences
kapsamlı extensive adj.
This extensive programme is serious and is considered to be so by all stakeholders.
Bu kapsamlı program ciddidir ve tüm paydaşlar tarafından öyle kabul edilmektedir.

More Sentences
kapsamlı comprehensive adj.
Only when a comprehensive peace settlement has been signed may relations between the EU and Sudan be normalised.
Ancak kapsamlı bir barış anlaşması imzalandığında AB ile Sudan arasındaki ilişkiler normalleşebilir.

More Sentences
kapsamlı thorough adj.
The airport security staff performed a thorough baggage check.
Havaalanı güvenlik personeli kapsamlı bir bagaj kontrolü yaptı.

More Sentences
kapsamlı broad adj.
This product targets a broad audience.
Bu ürün kapsamlı bir kitleyi hedeflemektedir.

More Sentences
kapsamlı large adj.
Thus, writing a whole operating system is a very large job.
Bu nedenle bütün işletim sistemini yazmak oldukça kapsamlı bir iştir.

More Sentences
Idioms
kapsamlı across the board expr.
We shall work towards improvements across the board.
Kapsamlı iyileştirmelere yönelik çalışacağız.

More Sentences
General
kapsamlı wide adj.
kapsamlı overall adj.
kapsamlı universal adj.
kapsamlı generic adj.
kapsamlı blanket adj.
kapsamlı far-reaching adj.
kapsamlı well-rounded adj.
kapsamlı diverse adj.
kapsamlı thoro [dialect] adj.
kapsamlı total adj.
kapsamlı general adj.
kapsamlı encyclopaedic adj.
kapsamlı varsal adj.
kapsamlı latitudinous adj.
kapsamlı wraparound adj.
kapsamlı grand adj.
kapsamlı rounded adj.
kapsamlı run [scotland] adj.
kapsamlı compassing adj.
kapsamlı ingoing adj.
kapsamlı good adj.
kapsamlı cyclopedic adj.
kapsamlı double-dyed adj.
kapsamlı panoptical adj.
kapsamlı pantascopic adj.
kapsamlı scrutinous adj.
kapsamlı spaceful adj.
kapsamlı super adj.
kapsamlı superficial adj.
Colloquial
kapsamlı fair adj.
Idioms
kapsamlı all over the board adv.
kapsamlı all over the board adv.
kapsamlı across-the-board expr.
Technical
kapsamlı inclusive adj.
Education
kapsamlı encyclopedian adj.
kapsamlı encyclopedic adj.
Linguistics
kapsamlı inclusive adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kapsamlı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 335 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kapsamlı yaklaşım comprehensive approach n.
Is he still committed to that far more comprehensive approach and will that still feature in his work?
Kendisi hala bu çok daha kapsamlı yaklaşıma bağlı mı ve bu yaklaşım çalışmalarında yer almaya devam edecek mi?

More Sentences
geniş kapsamlı sweeping adj.
We cannot make such sweeping generalisations.
Bu kadar geniş kapsamlı genellemeler yapamayız.

More Sentences
geniş kapsamlı far-reaching adj.
It would raise problems with far-reaching constitutional consequences for our Member States.
Bu durum, Üye Devletlerimiz için geniş kapsamlı anayasal sonuçlar doğuracak sorunlara yol açacaktır.

More Sentences
geniş kapsamlı wide-ranging adj.
The professor delivered a wide-ranging lecture.
Profesör geniş kapsamlı bir konferans verdi.

More Sentences
geniş kapsamlı well-rounded adj.
She received a well-rounded education that prepared her for various challenges.
Kadın, onu çeşitli zorluklara hazırlayan geniş kapsamlı bir eğitim aldı.

More Sentences
geniş kapsamlı broad in scope adj.
I would request that Amendment No 2, which is broader in scope that that proposed by the committee, be supported.
Komite tarafından önerilenden daha geniş kapsamlı olan 2 No'lu Değişikliğin desteklenmesini talep ediyorum.

More Sentences
kapsamlı olmayan non-exhaustive adj.
It is a non-exhaustive list because of space.
Yer nedeniyle kapsamlı olmayan bir listedir.

More Sentences
Colloquial
daha kapsamlı more comprehensive adj.
Simpler and more comprehensive registers are needed.
Daha basit ve daha kapsamlı kayıtlara ihtiyaç var.

More Sentences
daha kapsamlı more extensive adj.
Moreover, the Commission proposes that persons with refugee status must have more extensive rights.
Ayrıca Komisyon, mülteci statüsündeki kişilerin daha kapsamlı haklara sahip olmasını önermektedir.

More Sentences
Trade/Economic
kapsamlı reformlar far-reaching reforms n.
It is an excellent opportunity for this Parliament to introduce far-reaching reforms to these plans.
Bu Parlamento'nun bu planlara geniş kapsamlı reformlar getirmesi için mükemmel bir fırsattır.

More Sentences
Politics
kapsamlı reform sweeping reform n.
The time is right for sweeping reforms.
Kapsamlı reformlar için doğru zaman.

More Sentences
Medical
kapsamlı yaklaşım comprehensive approach n.
This comprehensive approach is also reflected in our MEDA programming.
Bu kapsamlı yaklaşım MEDA programımıza da yansımaktadır.

More Sentences
General
geniş kapsamlı denetim comprehensive audit n.
kapsamlı afet önleme planı comprehensive disaster prevention plan n.
kapsamlı arama comprehensive search n.
geniş kapsamlı şey catchall n.
genel kültürü kapsamlı kişi generalist n.
geniş kapsamlı değişiklikler massive changes n.
geniş kapsamlı değişiklikler momentous changes n.
geniş kapsamlı değişiklikler dramatic changes n.
geniş kapsamlı değişiklikler drastic changes n.
geniş kapsamlı değişiklikler radical changes n.
geniş kapsamlı değişiklikler extreme changes n.
geniş kapsamlı değişiklikler profound changes n.
geniş kapsamlı değişiklikler sweeping changes n.
kapsamlı okuma extensive reading n.
kapsamlı yaklaşım overall approach n.
kapsamlı inceleme extensive evaluation n.
kapsamlı değerlendirme extensive evaluation n.
kapsamlı sözlük comprehensive dictionary n.
kapsamlı terimler comprehensive terms n.
çok çeşitli/kapsamlı hizmetler a full range of services n.
geniş kapsamlı değişiklikler fundamental changes n.
kapsamlı/kapsayıcı terim a catch-all term n.
kapsamlı deneyim extensive experience n.
kapsamlı tecrübe broad experience n.
kapsamlı tecrübe wide experience n.
kapsamlı tecrübe comprehensive experience n.
kapsamlı deneyim broad experience n.
kapsamlı deneyim wide experience n.
kapsamlı deneyim comprehensive experience n.
kapsamlı tecrübe extensive experience n.
kapsamlı tanım extended definition n.
genel kapsamlı özet high level summary n.
kapsamlı taslak veya görüş theater [obsolete] n.
kapsamlı taslak veya görüş theatre [obsolete] n.
(new england dışındaki eyaletlerde) geniş kapsamlı bir toprak birimi town n.
kapsamlı zihinsel bakış açısı vista n.
kapsamlı değişiklik revolution n.
kapsamlı güç long-legs [africa] n.
kısa süreli fakat kapsamlı çalışma once-over n.
metin ve resimlerin son yerleşimini gösteren kapsamlı sunum comp n.
yasal ilke ve kararların kapsamlı özeti institute n.
akılda tutulması gereken kapsamlı kılavuz coach n.
geniş kapsamlı eğitici kitap cyclopaedia [obsolete] n.
geniş kapsamlı eğitici kitap cyclopedia [obsolete] n.
kapsamlı liste dictionary n.
kapsamlı koleksiyon dictionary n.
kapsamlı bilgi havuzu dictionary n.
kapsamlı veri havuzu dictionary n.
değerlendirmede kullanılacak kapsamlı özellikler listesi inventory n.
konuya kapsamlı bakış panorama n.
kapsamlı araştırma sistemi fine-tooth comb n.
kapsamlı araştırma yöntemi fine-toothed comb n.
kapsamlı rapor perambulation [obsolete] n.
geniş kapsamlı konuşma peregrination n.
geniş kapsamlı tedavi peregrination n.
kapsamlı soruşturma scanning n.
kapsamlı araştırma shakedown n.
kapsamlı skolastik eser dizisi summa n.
kapsamlı anket summa [rare] n.
geniş kapsamlı kullanım synecdochism n.
geniş kapsamlı olmak range far v.
geniş kapsamlı olmak cut across v.
kapsamlı soruşturma başlatmak open a detailed investigation v.
kapsamlı inceleme başlatmak launch an extensive investigation v.
kapsamlı soruşturma başlatmak launch an extensive investigation v.
kapsamlı inceleme başlatmak launch a thorough investigation v.
kapsamlı soruşturma başlatmak launch a comprehensive investigation v.
kapsamlı soruşturma başlatmak launch a thorough investigation v.
kapsamlı inceleme başlatmak launch a comprehensive investigation v.
kapsamlı incelemeye tabi olmak ripe v.
daha kapsamlı bir önermeden gelmek descend v.
çok kapsamlı sweeping adj.
geniş kapsamlı ve ayrıntılı exhaustive adj.
geniş kapsamlı omnibus adj.
geniş kapsamlı universal adj.
gizli ve kapsamlı deep laid adj.
kapsamlı olmayan noninclusive adj.
daha kapsamlı broader adj.
çok kapsamlı a wide range of adj.
geniş kapsamlı all-inclusive adj.
geniş kapsamlı far-going adj.
geniş kapsamlı in-depth adj.
dar kapsamlı narrow-scoped adj.
geniş kapsamlı overall adj.
geniş ve kapsamlı wide-reaching adj.
(geniş) kapsamlı expansive adj.
kapsamlı olmayan incomprehensive adj.
geniş kapsamlı farreaching adj.
geniş kapsamlı blanket adj.
en kapsamlı the most comprehensive adj.
en kapsamlı the most extensive adj.
yeterince kapsamlı olmayan overbroad adj.
geniş kapsamlı a wide range of adj.
geniş kapsamlı a wide range of adj.
çok kapsamlı a wide range of adj.
kapsamlı olmayan noncomprehensive adj.
geniş kapsamlı umbrella adj.
kapsamlı olmayan uncomprehensive adj.
kapsamlı olmayan uncritical adj.
kapsamlı olmayan unexpansive adj.
kapsamlı olmayan unthorough adj.
geniş kapsamlı mammoth adj.
geniş kapsamlı big-picture adj.
aşırı geniş kapsamlı marathon adj.
aşırı geniş kapsamlı marathonian adj.
aşırı geniş kapsamlı marathonic adj.
geniş kapsamlı broad-gauge adj.
geniş kapsamlı broad-gauged adj.
geniş kapsamlı broad-gage adj.
geniş kapsamlı broad-gaged adj.
küçük kapsamlı mom-and-pop adj.
kapsamlı bir şekilde hyper adj.
çok kapsamlı gigantic adj.
küçük kapsamlı hip-pocket adj.
geniş kapsamlı great adj.
geniş kapsamlı long adj.
çok geniş kapsamlı overscale adj.
çok geniş kapsamlı overscaled adj.
çok iyi geliştirilmiş veya geniş kapsamlı (beceri) compleat adj.
yerel kapsamlı parish-pump [uk] adj.
geniş kapsamlı super adj.
daha kapsamlı superior adj.
kapsamlı bir biçimde broadly adv.
kapsamlı bir biçimde comprehensively adv.
çok kapsamlı bir şekilde sweepingly adv.
kapsamlı bir şekilde inclusively adv.
kapsamlı şekilde comprehensively adv.
kapsamlı şekilde extensively adv.
kapsamlı olarak comprehensively adv.
kapsamlı olarak extensively adv.
geniş kapsamlı bir şekilde big-time adv.
kapsamlı bir şekilde round adv.
kapsamlı olarak roundly adv.
kapsamlı bir şekilde in general [obsolete] adv.
geniş kapsamlı bir şekilde drastically adv.
kapsamlı bir şekilde panoramically adv.
kapsamlı bir şekilde scrutinously adv.
daha kapsamlı anlamı veren bir ön ek meta- pref.
kapsamlı anlamına gelen bir ön ek super- pref.
Phrasals
kapsamlı veya sistematik topçu ateşine, bombalamaya veya taarruz ateşine maruz kalmak work over v.
(daha büyük, kapsamlı, anlamlı bir şey) haline gelmek build into (something) v.
(daha büyük, kapsamlı, anlamlı bir şeye) dönüşmek build into (something) v.
(daha büyük, kapsamlı, anlamlı bir şey) haline getirmek build into (something) v.
(daha büyük, kapsamlı, anlamlı bir şeye) dönüştürmek build into (something) v.
(bir şeyi) daha kapsamlı/karmaşık (bir şey) haline getirmek work (something) up into (something) v.
Phrases
kısa fakat kapsamlı özet tour d'horizon [french] n.
Colloquial
son derece kapsamlı hazırlıklar yapmak tee up v.
geniş kapsamlı well-rounded adj.
geniş kapsamlı all-around adj.
geniş kapsamlı all-round adj.
Idioms
geniş kapsamlı grup a big tent n.
uzun ve kapsamlı sorgulama third degree n.
geniş kapsamlı güç long arm n.
geniş kapsamlı etki alanı long arm n.
kapsamlı/köklü değişiklikler yapması muhtemel yeni atanmış kimse/çalışan a new broom n.
hakkındaki kapsamlı ayrıntılar the lowdown on n.
bir konuda iyi/kapsamlı bilgi sahibi olmak be well up on something v.
kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak get the lowdown v.
alanı kapsamlı olarak ele almak cover the field v.
geniş kapsamlı düşünmek spread (one's) net wide v.
geniş kapsamlı düşünmek cast your net wide v.
geniş kapsamlı düşünmek spread your net wide v.
bir konuda iyi/kapsamlı bilgi sahibi olmamak be not well up on something v.
(biri/bir şey hakkında) kapsamlı ayrıntılar almak veya bulmak get the lowdown (on someone or something) v.
(birine) bir konuda kapsamlı/ayrıntılı bilgi vermek give (someone) the lowdown (on something) v.
aşırı kapsamlı olmak sweep too broadly v.
en geniş kapsamlı big tent adj.
kapsamlı (sigorta poliçesi) bumper-to-bumper adj.
geniş kapsamlı (sigorta poliçesi) bumper-to-bumper adj.
geniş kapsamlı far afield adv.
geniş kapsamlı farther afield adv.
geniş kapsamlı further afield adv.
geniş kapsamlı across the board expr.
geniş kapsamlı across-the-board expr.
kapsamlı olarak at length expr.
tam kapsamlı soup-to-nuts expr.
Trade/Economic
genel önerilerden akıl yürütme yoluyla daha dar kapsamlı sonuçlar çıkartılması deduction n.
geniş kapsamlı teminat extended coverage n.
geniş kapsamlı maaş zammı across the board increase n.
geniş kapsamlı açıklamalar enhanced disclosure n.
geniş kapsamlı kıyaslama generic benchmarking n.
kapsamlı denetleme detailed audit n.
kapsamlı gelir comprehensive income n.
kapsamlı teftiş detailed audit n.
kapsamlı termin planı overall termination plan n.
kapsamlı hizmet toptancısı full-service wholesaler n.
kapsamlı denetim complete audit n.
kapsamlı kar-zarar hesabı all-inclusive income statement n.
kapsamlı denetim comprehensive auditing n.
kapsamlı gelir tablosu comprehensive income statement n.
kapsamlı kar ve zarar hesabı all inclusive income statement n.
kapsamlı çevre önlemi comprehensive environmental response n.
kapsamlı biçimde içeren blanket n.
özel kapsamlı tüfe göstergeleri customized consumer price index n.
sınırlı kapsamlı yetki belgesi limited-coverage warranty n.
tam kapsamlı liderlik full range of leadership n.
tam hizmet kapsamlı kiralama full-service lease n.
kurumsal işlemlere ilişkin bilgilerin kapsamlı değerlendirilmesi diligence n.
geniş kapsamlı blanket adj.
Law
yaygın ve kapsamlı şekilde ihlal widespread and gross violation n.
kapsamlı iddia sweeping claim n.
kapsamlı yaklaşım blanket approach n.
Politics
kapsamlı politika thorough n.
kapsamlı eylem thorough n.
kapsamlı eğitim programı comprehensive training programme n.
kapsamlı reform broad reform n.
kapsamlı büyüme strateiisi comprehensive growth strategy n.
kapsamlı çözüm comprehensive settlement n.
kapsamlı çözüm comprehensive solution n.
kapsamlı analiz overall analysis n.
nükleer denemelerin kapsamlı yasaklanması andlaşması örgütü comprehensive nuclear-test-ban treaty organization n.
nükleer denemelerin kapsamlı yasaklanması antlaşması örgütü comprehensive test ban treaty organization n.
nükleer denemelerin kapsamlı yasaklanması antlaşması comprehensive test ban treaty n.
geniş kapsamlı siyasi program square deal n.
geniş kapsamlı comprehensive adj.
geniş kapsamlı large-scale adj.
dar kapsamlı municipal adj.
Industry
geniş kapsamlı eğitim vermek overtrain v.
Insurance
geniş kapsamlı genel mali sorumluluk comprehensive general liability n.
geniş kapsamlı mesken poliçeleri comprehensive dwelling policies n.
geniş kapsamlı mali sorumluluk poliçesi umbrella liability policy n.
geniş kapsamlı iş poliçesi comprehensive business policy n.
geniş kapsamlı hasar muafiyet sigortası loss damage waiver (ldw) n.
kapsamlı motorlu taşıt sigortası comprehensive motor vehicle insurance n.
uzaya fırlatılma aşamasında meydana gelebilecek veya programlanan fonksiyonlarını yerine getirememelerinden kaynaklanan maddi hasarları temin eden kapsamlı poliçe launch insurance n.
ek kapsamlı sigorta poliçesi supercover n.
(sigorta) geniş kapsamlı broad adj.
Tourism
halka satmak üzere kapsamlı tur oluşturan organizasyon tour operator n.
kapsamlı tura dahil olup da yararlanılması düşünülmeyen her şey throwaway n.
kapsamlı grup turu group inclusive tour n.
kapsamlı tur ücreti inclusive tour basing fare n.
kapsamlı tur all inclusive package n.
kapsamlı bireysel tur individual inclusive tour n.
kapsamlı charter turu inclusive tour charter n.
Media
dar kapsamlı kabine raporu white paper n.
Technical
geniş kapsamlı deney large scale test n.
kapsamlı kalite özellikleri comprehensive quality features n.
kapsamlı kalite şartları comprehensive quality requirements n.
kapsamlı metot holistic method n.
geniş kapsamlı overall adj.
Computer
geniş (kapsamlı) güvenlik duvarı stateful firewall n.
kapsamlı uygulama comprehensive application n.
kapsamlı sınır scoped boundary n.
genel kapsamlı tanımlayıcı global n.
(programlama) yerel kapsamlı tanımlayıcı local n.
genellikle hiyerarşik olan, ve ilgili tüm varlıkları ve ilişkilerini içeren kapsamlı düzenleme ontology n.
Informatics
tam kapsamlı arama exhaustive search n.
Telecom
avrupa kapsamlı hizmetler pan-european service n.
kapsamlı özel içsel getiri oranı comprehensive private internal rate of return n.
Automotive
avrupa'da tanımlama kavramlarının kapsamlı onayı extensive validation of identification concepts in europe n.
geniş kapsamlı kasko comprehensive insurance n.
kapsamlı aksam monitörü comprehensive component monitor n.
kapsamlı aksamlar comprehensive components n.
Marine
kapsamlı ulusal imar kanunu law for comprehensive national land development n.
Medical
genel kapsamlı tarama oranları universal screening rates n.
kapsamlı metabolik panel comprehensive metabolic panel n.
kapsamlı anamnez comprehensive history taking n.
kapsamlı tedavi comprehensive care n.
kapsamlı rehabilitasyon extensive rehabilitation n.
kapsamlı ağrı değerlendirmesi comprehensive pain assessment n.
kapsamlı bakım extended care n.
Logic
geniş kapsamlı extensional adj.
tam kapsamlı distributive adj.
Statistics
geniş kapsamlı örnekleme exhaustive sampling n.
Biology
biyolojik taksona getirilen yeni ve daha kapsamlı tanımlama redescription n.
kırmızı algler şubesi ile eş kapsamlı olan bir sınıf rhodophyceae n.
kırmızı algler şubesi ile eş kapsamlı olan bir sınıf class rhodophyceae n.
(taksonu) yeniden ve daha kapsamlı olarak tanımlamak redescribe v.
Marine Biology
esnek ve kıkırdaksı kılçıklarla desteklenen yüzgeçleri bulunan, gerçek kemikli balıkların kapsamlı bir grubu olan üsttakım superorder malacopterygii n.
ilkel kemikli balıkgiller takımıyla eş kapsamlı olan bir takım rhomboganoidei n.
Zoology
pullu memeligiller takımı ile eş kapsamlı olan ve karıncayiyenlerden oluşan bir memeli familyası manidae n.
pullu memeligiller takımı ile eş kapsamlı olan ve karıncayiyenlerden oluşan bir memeli familyası family manidae n.
metatheria alttakımı ile eş kapsamlı olan keseliler takımı order marsupialia n.
Botanic
kiraz benzeri küçük meyve veren ağaçları içeren kapsamlı bitki türü celtis n.
damarlı bitkileri içeren ve lycopodiaceae familyası ile eş kapsamlı olan bir takım lycopodiales n.
damarlı bitkileri içeren ve lycopodiaceae familyası ile eş kapsamlı olan bir takım order lycopodiales n.
çift çenekli bitkilerden oluşan myricales takımı ile eş kapsamlı olan bir familya myricaceae n.
çift çenekli bitkilerden oluşan myricales takımı ile eş kapsamlı olan bir familya family myricaceae n.
çift çenekli bitkilerden oluşan myricales takımı ile eş kapsamlı olan bir familya wax-myrtle family n.
myricaceae familyası ile eş kapsamlı olup çift çenekli bitkilerden oluşan bir takım myricales n.
myricaceae familyası ile eş kapsamlı olup çift çenekli bitkilerden oluşan bir takım order myricales n.
dişotugiller familyası ile eş kapsamlı olan bir takım plumbaginales n.
dişotugiller familyası ile eş kapsamlı olan bir takım order plumbaginales n.
Social Sciences
(kabahatliler, suçlular için) kamu kuruluşlarının kapsamlı kullanımını destekleyen politika institutionalism n.
Education
kapsamlı eğitim inclusive education n.
herhangi bir bölüm veya daldaki nesne veya olguların kapsamlı olarak karşılaştırılıp aralarındaki ilişkiye hakim olan temel ilke ve sistemlerin incelenmesine dayanan bilimler comparative sciences n.
çalışma alanında genel ilerleme veya yeterliliği ölçen kapsamlı sınav comprehensive n.
çalışma alanında genel ilerleme veya yeterliliği ölçen kapsamlı sınav comprehensives n.
çalışma alanında genel ilerleme veya yeterliliği ölçen kapsamlı sınav comprehensive examination n.
(eğitim sistemini) kapsamlı hale getirmek comprehensivize v.
(eğitim sistemini) kapsamlı hale getirmek comprehensivise v.
kapsamlı eğitim almamış half-educated adj.
Literature
kapsamlı ve gerçekçi öykülenmiş (eser) three-dimensional adj.
Linguistics
yunanca dilbilgisi üzerine yapılan kapsamlı çalışma tuptowing n.
kapsamlı yanlış global error n.
geniş kapsamlı bir tanıma ait spesifik anlam subsense n.
History
charles I döneminde strafford ve laud tarafından ingiltere’de kabul edilen kapsamlı politika thorough n.
Philosophy
(hegelcilik) azdan çok daha kapsamlı düzeylere doğru ilerleyen mantıksal gelişme dialectic n.
Environment
kapsamlı çevresel müdahale comprehensive environmental response n.
kapsamlı çevresel müdahale, telafi ve sorumluluk kanunu superfund [us] n.
kapsamlı çevresel müdahale, telafi ve sorumluluk kanunu superfund program n.
Geology
esas olarak rocky dağları bölgesindeki laramie dağları'nda görülen tersiyer döneme tarihlendiği düşünülen bir dizi kapsamlı katman laramie group n.
Military
savunma bakanı ile savaş komutanlarına hızlı küresel hareketlilik sağlayan kapsamlı bir sivil ve askeri örgütler sistemi national air mobility system n.
dar kapsamlı şamandıra short scope buoy n.
dar kapsamlı iş projeleri minor work project n.
düşük örtü kapsamlı tespit ve yakalama radarı low-coverage acquisition radar n.
kapsamlı görevler capstone missions n.
kapsamlı çapraz eğitim extensive cross training n.
tam kapsamlı güvenlik tedbirleri full-scope safeguards n.
büyük bir hedefi yok etmeye yönelik kapsamlı ve sistematik bir bombardıman tekniği carpet bombing n.
büyük bir hedefi yok etmeye yönelik kapsamlı ve sistematik bir bombardıman tekniği area bombing n.
kara, deniz ve hava kuvvetlerini içeren bir tür geniş ve kapsamlı tatbikat manoeuver n.
geniş kapsamlı bir görevde ve atanan hizmetlerde elde edilen sonuçları değerlendirmeye yarayan araçlar measures of effectiveness n.
basit manevralarla kapsamlı bir askeri gücü aktifleştirebilen mekanizmaların kullanıldığı (çatışma) push-button adj.
abd deniz piyade teşkilatı'nın dünya çapında faaliyet gösteren deniz kuvvetleri teşkilatına kapsamlı istihbarat desteği veren birimi mcia (marine corps intelligence activity) abrev.
geniş kapsamlı bir görevde ve atanan hizmetlerde elde edilen sonuçları değerlendirmeye yarayan araçlar moes (measures of effectiveness) abrev.
Music
genellikle iki melodi parçasından oluşan motiften daha kapsamlı bağımsız ve tam bölüm sentence n.
Abbreviation
kapsamlı istihdam ve eğitim yasası ceta (comprehensive employment and training act) n.
kapsamlı bakım tesisi ecf (extended-care facility) n.
Engineering
(topolojide) belirli bir manifolda ait, her biri kendisinden daha alt boyuta sahip fakat birlikte ele alındığında eş kapsamlı olan alt manifoldlar dizisi foliation n.
Ornithology
rheiformes takımı ile eş kapsamlı olan bir kuş familyası rheidae n.
rheiformes takımı ile eş kapsamlı olan bir kuş familyası family rheidae n.
Reptiles
sauropterygia üst takımıyla neredeyse eş kapsamlı olan bir deniz sürüngenleri takımı plesiosauria n.