meşhur

Bedeutungen von dem Begriff "meşhur" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 30 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	meşhur	famous adj.
Secondly, the famous 'four freedoms' of the Treaty of Rome were also promises for the future. İkinci olarak Roma Antlaşması'nın meşhur "dört özgürlüğü" de geleceğe yönelik vaatlerdi. More Sentences
General
2	General	meşhur	renowned adj.
The Commission became renowned in many ways, last year, for this waywardness. Komisyon, geçen yıl, birçok yönden, bu yol göstericiliği ile meşhur olmuştu. More Sentences
3	General	meşhur	famous adj.
Now you are trying to impose this famous Roadmap. Şimdi de şu meşhur Yol Haritasını dayatmaya çalışıyorsunuz. More Sentences
4	General	meşhur	well-known adj.
Moreover, to quote the well-known biblical saying, it is better to give than to receive. Ayrıca, İncil'deki meşhur sözden alıntı yapacak olursak, vermek almaktan daha iyidir. More Sentences
5	General	meşhur	star n.
6	General	meşhur	noted adj.
7	General	meşhur	illustrious adj.
8	General	meşhur	reputed adj.
9	General	meşhur	of mark adj.
10	General	meşhur	in the limelight adj.
11	General	meşhur	famed adj.
12	General	meşhur	celebrated adj.
13	General	meşhur	prominent adj.
14	General	meşhur	proverbial adj.
15	General	meşhur	great adj.
16	General	meşhur	fabled adj.
17	General	meşhur	adagial adj.
18	General	meşhur	celebrious [obsolete] adj.
19	General	meşhur	name adj.
20	General	meşhur	brand-name adj.
21	General	meşhur	lustrous adj.
22	General	meşhur	illustrate [obsolete] adj.
23	General	meşhur	clear [obsolete] adj.
24	General	meşhur	public adj.
25	General	meşhur	notable adj.
26	General	meşhur	famously adv.
27	General	meşhur	wk (well-known) abrev.
Colloquial
28	Colloquial	meşhur	rooting-tooting adj.
Idioms
29	Idioms	meşhur	in the public eye expr.
Archaic
30	Archaic	meşhur	famoused adj.

Bedeutungen, die der Begriff "meşhur" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 85 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	meşhur olmak	become famous v.
The battle of Waterloo became famous. Waterloo savaşı meşhur oldu. More Sentences
2	General	ile meşhur	notorious for adj.
This district is notorious for air pollution. Bu bölge hava kirliliği ile meşhurdur. More Sentences
3	General	meşhur (kötü bir şeyden dolayı)	infamous adj.
That news website is infamous for its ragebait headlines. Bu haber sitesi infial yaratarak ilgi çekmeye çalıştığı provokatif başlıklarıyla meşhur. More Sentences
4	General	meşhur olma	celebratedness n.
5	General	1849'da ingiltere tacına konulan meşhur hint elması	kohinoor n.
6	General	meşhur laf	tag n.
7	General	meşhur olma	famousness n.
8	General	meşhur kişi	celebrity n.
9	General	galat-ı meşhur	mumpsimus n.
10	General	meşhur dava	cause celebre n.
11	General	san francisco körfezi’nde hapishanesiyle meşhur kayalık bir ada	alcatraz n.
12	General	meşhur kişi	well-known figure n.
13	General	ingilitere'nin pek çok yerinde bilhassa Londra'da çok meşhur bir sandviççi zinciri	Pret A Manger n.
14	General	meşhur yemek	famous food n.
15	General	meşhur söz	tag n.
16	General	bir alandaki başarısıyla meşhur kimse	hero n.
17	General	paris'te meşhur eski bir hapishane	conciergerie n.
18	General	(eskiden iskoçya'da meşhur) camsız ve kanatlı küçük pencere	shot window n.
19	General	meşhur etmek	popularize v.
20	General	ile meşhur olmak	be noted for v.
21	General	meşhur etmek	signalize v.
22	General	ile meşhur olmak	be notable for v.
23	General	ile meşhur olmak	be well-known with its v.
24	General	meşhur olmak	catch on v.
25	General	ile meşhur olmak	be famous for its v.
26	General	...ile meşhur/tanınmış/meşhur olmak	be known for one's something v.
27	General	meşhur etmek	popularise v.
28	General	meşhur etmek	signalise v.
29	General	ile meşhur olmak	be famous for its v.
30	General	(bir şeyiyle) meşhur olmak	be famous for its v.
31	General	çok meşhur	far famed adj.
32	General	ile meşhur	renowned for adj.
33	General	çok meşhur	far-famed adj.
34	General	-i meşhur	eminent for adj.
35	General	meşhur olmayan	unfamous adj.
36	General	daha meşhur olan	better-known adj.
37	General	çok meşhur	renownful adj.
38	General	meşhur olmayan	irrenowned [obsolete] adj.
39	General	meşhur şekilde	famously adv.
Phrases
40	Phrases	meşhur tabiriyle	as the saying goes expr.
41	Phrases	yanında bir duvarın/çitin üzerinden bakan uzun burunlu bir adam çizimi olan meşhur 2. dünya savaşı sloganı	kilroy was here expr.
42	Phrases	2. dünya savaşı sırasında ortaya çıkmış meşhur bir söz	kilroy was here expr.
Colloquial
43	Colloquial	meşhur/tanınan/önemli isim	a thing n.
44	Colloquial	meşhur laf/söz	catchphrase n.
45	Colloquial	meşhur laf/söz	catch phrase n.
46	Colloquial	meşhur saat	famous clock n.
47	Colloquial	meşhur/herkesçe bilinen (bir şey) sözü	the proverbial (something) n.
48	Colloquial	dünyaca meşhur	world-renowned adj.
49	Colloquial	dünyaca meşhur	world-famous adj.
50	Colloquial	ile meşhur olmuş	noted for adj.
51	Colloquial	okulun en meşhur öğrencisi	bmoc (big man on campus) expr.
Idioms
52	Idioms	meşhur isim	a name to conjure with [uk] n.
53	Idioms	okulun (genelde üniversitenin) en meşhur ve etkili kız öğrencisi	big woman on campus n.
54	Idioms	okulun en populer/meşhur öğrencisi	big man on campus n.
55	Idioms	medyada olumlu ilgi ve alaka gören meşhur ya da popüler kişi	media darling n.
56	Idioms	bir yeri meşhur etmek	put on the map v.
57	Idioms	meşhur/ünlü olma hayalleri kurmak	have stars in one's eyes v.
58	Idioms	meşhur olmak	win a name for oneself v.
59	Idioms	meşhur/ünlü olma hayalleri kurmak	get stars in one's eyes v.
60	Idioms	meşhur olmak	make a name for oneself v.
61	Idioms	meşhur/başarılı olma hayalleri kurmak	have stardust in (one's) eyes v.
62	Idioms	meşhur olmak	set the woods on fire v.
63	Idioms	meşhur olmak	set the heather on fire v.
64	Idioms	meşhur/başarılı olma hayalleri kurmak	have stardust in eyes v.
65	Idioms	meşhur/başarılı olma hayalleri kurmak	have stars in eyes v.
66	Idioms	meşhur/başarılı olma hayalleri kurmak	have stars in your eyes v.
67	Idioms	meşhur olmak	make a name v.
68	Idioms	meşhur olmak	make a name for yourself v.
69	Idioms	(birini/bir şeyi/bir yeri) meşhur etmek	put (someone, something, or some place) on the map v.
Speaking
70	Speaking	galat-ı meşhur	sumpsimus n.
Law
71	Law	maruf ve meşhur olaylar	cognisance n.
72	Law	maruf ve meşhur olaylar	cognizance n.
73	Law	meşhur ve maruf olan konular ile ilgili mahkemenin vukufu	judicial notice n.
74	Law	maruf ve meşhur olaylar	connusance [obsolete] n.
Computer
75	Computer	ağ üzerindeki meşhur kişiler	celebrities online n.
Gastronomy
76	Gastronomy	ispanya’nın meşhur tavuk, deniz ürünleri ve tavşanlı pilavı	paella n.
77	Gastronomy	meşhur bir ren şarabı	marcobrunner n.
Marine Biology
78	Marine Biology	atlantik kıyılarına özgü meşhur bir sofra balığı	squirrel hake (phycis chuss) n.
Botanic
79	Botanic	kuzey hindistan'a özgü, morumsu mavi çiçekli meşhur bir orkide	blue orchid (vanda caerulea) n.
Linguistics
80	Linguistics	galat-ı meşhur haline gelmiş etimolojik bilgiler	folk etymology n.
History
81	History	yunanistan'ı fethetmeye çalışan persler ile yunan ordusu arasında geçen, m.ö. 480'de gerçekleşen meşhur bir savaş	thermopylae n.
82	History	yunanistan'ı fethetmeye çalışan persler ile yunan ordusu arasında geçen, m.ö. 480'de gerçekleşen meşhur bir savaş	battle of thermopylae n.
83	History	16 yy'da avrupa'da meşhur olan bir rönesans dans türü	galliard n.
Geography
84	Geography	eski adı simbirsk olan, lenin'in doğum yeri olmasıyla meşhur bir rus şehri	ulyanovsk n.
Sport
85	Sport	yalnızca televizyonda yayınlanmak amacıyla yapılan ve katılımcıların meşhur kimseler arasında seçildiği spor müsabakası	trashsport n.